Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2023/497 E. 2023/379 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/497 – 2023/379
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/497
KARAR NO : 2023/379

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2023
NUMARASI : 2021/829 Esas 2023/72 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 02/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 07.07.2011 tarihinde, davalıya Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı, davacının eşi …’ın sevk ve idaresindeki aracın dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve bağlı … plakalı römorka çarpması sonucu oluşan trafik kazasında davacının eşi …’ın vefat ettiğini, davalı şirkete 21.09.2017 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını, davacının eşinin gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğunu belirterek HMK’nun 107. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş için şimdilik 4.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; 03.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 123.542,57-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı Sigorta Şirketi vekili, dava dilekçesinde bahsi geçen davacının eşinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın davalı şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, sigortalının kusuru ve poliçe limitiyle sorumlu olduklarını, dosyada öncelikle kusur tespiti yapılmasını, davacının destekten yoksun kalıp kalmadığının belirlenmesi gerektiğini, maddi tazminat hesabında asgari ücretin esas alınmasını, sigorta şirketine başvuru yapılmadığından faizin dava tarihinden istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olduğu, davacının eşi olan müteveffa sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı aracın 07/07/2011 tarihinde dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı çekiciye bağlı … plakalı yarı römorka arkadan çarpması sonucu, davacı yakını kamyon sürücüsünün ölümü ve maddi hasarla neticelenen dava konusu trafik kazası meydana geldiği, müteveffa sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyonun davalı sigorta şirketinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğu, müteveffa sürücü …’ın eşi davacı … tarafından iş bu dava açılarak destekten yoksun kalma tazminatının talep edildiği, davacı, kazada ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığını iddia ederek tazminat isteminde bulunmuş olup, davacının talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayandığı, dolayısıyla, davacıların ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, sürücü desteğin tam kusurlu olmasının, onun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği bu hususun kazanın gerçekleştiği tarihteki yerleşik yargısal uygulamalar ile sabit olduğu (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca). hal böyle olunca, davacının zarar gören 3. kişi sıfatına dayanan zarar giderim talebi nedeniyle, davalı vekilinin davacının desteğinin kazadaki kusurunun davacıya yansıtılması gerektiği yönündeki itirazının dikkate alınmadığı, davalı tarafça her ne kadar ödeme yapıldığı iddia edilmiş ise de, Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/258 Esas – 2017/109 Karar sayılı dosyası için ödeme yapıldığı, davanın 07/07/2011 tarihli trafik kazasının meydana gelmesinde davalı işverenlerin İş Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri kapsamında hükmedilen tazminata ilişkin olduğu, iş bu davanın ise trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat olduğu, ZMMS kapsamında yapılan ödemenin bulunmadığı, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kazaya neden olan aracın davalı şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı bulunduğu, dosya kapsamına uygun olmakla benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı yönünden 127.420,80-TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı ancak davacının sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile 123.542,57-TL maddi tazminat talep ettiği, bu haliyle 123.542,57-TL tazminat miktarından davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortacısı sıfatıyla sorumlu olduğu, davacı tarafından davalıya yapılan müracaatın 21/09/2019 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, bu tarihe 8 iş günü ilave edilmesi neticesinde 03/10/2019 tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü anlaşılmakla bu tarihten itibaren ve davacının gerek dava dilekçesi gerekse bedel arttırım dilekçesi ile değişen oranlarda avans faizi talep ettiği dikkate alınarak değişen oranlarda avans faizi işletilmesine karar verilmesi gerektiği kanısıyla davanın kabulüne, 123.542,57-TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/10/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının faiz başlangıç tarihi ve faiz türü yönünden hatalı olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru evraklarının 21.09.2017 tarihinde teslim edilmiş olması nedeniyle faizin başlangıç tarihinin 04.10.2017 tarihi, davalı … Sigorta AŞ’ne sigortalı aracın cinsi kamyon ve römork olduğundan faiz türünün de talep gibi avans faiz olması gerekirken yazılı şekilde 03.10.2019 tarihinden yasal faiz uygulanmasının yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının talepleri doğrultusunda kaldırılmasına yahut talepleri doğrultusunda esas hakkında yeni bir hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının 30/04/2018 tarihinde müteselsil sorumlu davalı şirket sigortalısından zararını tahsil ettiğini, Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/258 Esas. 2017/109 Karar. sayılı dosyasının istinaf incelemesi neticesinde İzmir BAM 15. HD’nin 2017/1749 Esas. 2018/373 Karar. sayılı ilamıyla yerel mahkeme kararını kaldırarak yeniden hüküm kurulduğunu, söz konusu karar temyiz edilmediği için kesinleştiğini, bunun üzerine İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5713 Esas. Sayılı dosyasından davacı vekili Av. …’in hesabına 30/04/2018 tarihinde 133.349,67-TL reddiyat yapıldığını, böylelikle davacının tüm zararının müteselsil sorumlu sigortalı tarafından karşılandığını, söz konusu olay neticesinde oluşan zararın tek olduğunu, Kanun Hükmündeki ZMSS Genel Şartları ile Karayolları Trafik Kanunu’nda düzenlendiği üzere; sigorta şirketinin, üçüncü kişilere verilen zararlardan sürücü ve işleten ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, dolayısıyla da Türk Borçlar Kanunu’nun 166. maddesi gereğince borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olacağını, dolayısıyla da huzurdaki davanın sürdürülmesinde hiçbir hukuki yarar kalmadığını, Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde sigortalıya karşı ikame edilen davada sigorta şirketinin de davalı olarak bulunmuş olması halinde yine aynı tutara hükmedileceği ve sigorta şirketinin bu tutarı ödeyeceğinin izahtan vareste olduğunu, sigortalıya yöneltilen dava kesinleşmiş ve sigortalı tarafından icra emrine istinaden ödeme yapıldığını, ayrıca sigortalıya yöneltilen davadaki rapor ile işbu rapordaki tazminat tutarları arasındaki farkların sebebinin asgari ücretin her yıl artırılmasından kaynaklandığını, o dönemin asgari ücretine göre yapılan hesaplamanın zaten davacının zararını karşılayacak şekilde hesaplandığını, işbu dosyada yeni verilerle yeniden hesaplama yapılmasının davacının her zaman bakiye zararının çıkmasına sebebiyet vereceğini sonucunda bu şekilde olduğunu, davacının işbu davayı ikame etmekte açıkça kötü niyetli olduğunu ve bu kararla birlikte sebepsiz zenginleştiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; davanın konusuz kaldığının kabul edilmemesi halinde akhisar’daki davada davacının zararının karşılanıp karşılanmadığının denetlenmesi gerektiğini, Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/258 Esas. 2017/109 Karar. Sayılı dosyasından verilen karar gereği, İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5713 Esas. Sayılı dosyasından davacı vekili Av. …’in hesabına 30/04/2018 tarihinde 133.349,67-TL reddiyat yapılmış olmakla davacının tüm zararının sigortalı tarafından karşılandığını, yerel mahkemece, iş bu dosyanın konusuz kalmadığı kanaatinde olunsa dahi; Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/258 Esas. sayılı dosyasında yapılan hesaplamanın -ilgili yılın asgari ücret verileri ile- denetiminin yapılması gerektiğini bu durumun göz ardı edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, o dönemki hesap raporundaki tutarlar yanlış hesaplanmış ise sigortalının ödediği miktarla o yılki asgari ücrete göre doğru çıkan tutar arasındaki farkın ortaya koyulması gerektiğini, Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/258 Esas. sayılı dosyasında hükme esas alınan hesap raporunun rasyonel bulunması halinde ise TBK 166. madde çerçevesinde davanın konusuz kaldığına karar verilmesi gerekirken eldeki davada eksik incelemeye dayalı hüküm tesis edildiğini,
Sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuru ile sebebiyet verdiği kaza sonucunda talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının poliçe kapsamı dışında olduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, “Yürürlükten Kaldırılan Mevzuat” başlıklı C.10 maddesi ile 12.08.2003 tarihli eski tarihli Genel şartlarının yürürlükten kaldırıldığını, Yeni Genel Şartlar “genel Şartların Uygulanacağı Sözleşmeler” başlık C.11. maddesi uyarınca 01.06.2015 tarihinden sonra tanzim edilen poliçelere Yeni Genel Şartların uygulanacağını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları C.11. maddesinde; “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır. İşbu tarihten itibaren tanzim edilen poliçelere yeni Genel Şartlar uygulanacaktır.” hükmü gereğince somut olayda işbu genel şartlar uyarınca sigortalı sürücünün tam kusuru ile meydana gelen kazalardan davalı şirketin sorumluluğunun söz konusu olmadığını, bu sebeple dava konusu kaza müteveffanın %100 kusuru ile meydana gelmiş olup davacıların talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatının Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi kapsamı dışında olduğunu, yargıtay’ın son içtihatı gereğince eski tarihli kazalarda da sigorta şirketlerinin sorumlu olmadığı yönünde karar verildiğini (Yargıtay HGK’nın 18.05.2022 tarih 2020/10-124 Esas. 2022/672 Karar. Sayılı ilamı, Ankara BAM 26 HD’nin 17.02.2022 tarih 2019/2547 Esas. 2022/393 Karar. sayılı ilamı) kabul anlamına gelmemekle birlikte; hükme esas alınan hesap raporunda tespit edilen tazminat miktarlarının da fahiş olup raporda hesaplama hataları bulunduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazası neticesinde davalıya ZMSS ile sigortalı araç sürücüsünün vefatı nedeniyle, desteğinden mahrum kalan davacı eş tarafından destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir .
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri yönünden dosya incelendiğinde; davalı taraf, kaza yapan aracı ZMSS ile sigortalayan şirket olup, sorumluluğu 2918 Sayılı KTK’nun 85, 91 ve devamı maddeleri gereğince, araç işleteni tarafından yaptırılması zorunlu olan ve 92. madde kapsamında belirtilen haller dışındaki işletenin sorumluluğunu üstlenen mali sorumluluk poliçesinden kaynaklanan zararlarla sınırlı olduğundan davalı ancak sigorta teminatı kapsamındaki zararlardan sorumludur. Davacının, ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, dava konusu kaza ve poliçe tanzim tarihi itibarıyla davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağının kabulü gereklidir. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar Sayılı, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar Sayılı, HGK’nun 16.01.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas ve 2013/74 Karar Sayılı ilamları uyarınca)
Somut olayda Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/258 Esas – 2017/109 Karar sayılı dosyasında davacıların …, … ve …olduğu, davalıların ise; kazaya karışan … plaka sayılı kamyonun kaza esnasındaki işleteni ve aynı zamanda müteveffa …’ın işvereni olan …. Şti ile üst işveren …. AŞ olduğu, söz konusu dosya kapsamında dava konusu talebin ise müteveffa …’ın davalı işverenler tarafından gün içerisinde çok uzun saatler dinlendirilmeksizin uzun günler aralıksız çalıştırılmış olması sebebiyle 07.07.2011 tarihli trafik kazasının meydana gelmesinde davalı işverenlerin İş Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca kusurunun bulunduğu iddiasıyla davacıların uğramış olduğu maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, anılan dosya kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporları ile dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı işverenlerin İş Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemesi sebebiyle %25 oranında kusurlu bulunduğu, bu kusur tespiti doğrultusunda aktüer incelemesi ile SGK’ca davacılara bağlanan gelirlerin peşin sermaye değeri tazminattan tenzil edilmek suretiyle davacı …’ın 64.742,41-TL destekten yoksun kalma zararı bulunduğunun tespit edildiği ve miktarın davalı işverenlerden tahsiline karar verildiği, istinaf incelemesinden geçerek kararın kesinleştiği; 30.04.2018 tarihinde ilgili icra dosyasından davacı eş … vekiline 133.349,67-TL ödendiği; eldeki davanın ise 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85, 91 ve 92. maddeleri gereğince sigorta şirketine karşı açıldığı, eldeki davada hükme esas alınan 01.08.2022 tarihli aktüer bilirkişi raporunda Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı gereğince davacı ve davalı lehine usuli kazanılmış hakların dikkate alındığı 21.08.2018 tarihinde kullanılan aktüeryal varsayımlar ve işlemiş dönem hususunda değişiklik olmadığı dikkate alınarak (işveren ve aynı zamanda işleten olan tarafın %25 kusur oranına göre davacı eşe icra dosyasından yapılan ödeme ve SGK tarafından bağlanan gelirin peşin sermaye değeri de düşülmek suretiyle) kaza tarihinde poliçe limiti olan 200.000,00-TL garameten paylaştırılarak dava dışı desteğin çocuğu …’ın destekten kalma tazminatının 63.788,72-TL olup garame sonucu 14.690.49-TL; desteğin babası dava dışı …’ın destekten kalma tazminatı 115.612,16-TL olup garame sonucu 26.625.39-TL, desteğin annesi dava dışı …’ın destekten kalma tazminatı 135.750,84-TL olup garame sonucu 31.263.31-TL, davacı eş …’ın destekten yoksun kalma tazminatının 576.337,19-TL olduğu evlenme ihtimali düşüldüğünden zararın 553.283,71-TL olup garame sonucu 127.420,80-TL olduğu belirlenmiş olmakla mahkemece taleple bağlı kalınarak 123.542,57-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalının sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı sigorta şirketi vekilinin zararın sigortalı tarafından ödendiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf sebepleri yönünden dosya incelendiğinde ;
Davacının davadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yaptığı, başvuru evraklarının davalıya 21.09.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 13.10.2017 tarihinde istenilen eksik belgelerin 16.10.2017 tarihinde teslim edilmesine rağmen ödeme yapılmadığı dolasıyla davalının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca tebliğden itibaren sekiz iş günü sonrası olan 04.10.2017 tarihinde temerrüte düştüğü, sigortalı aracın kamyon niteleğinde ticari araç olduğu anlaşıldığından hüküm altına alınan tazminata 04.10.2017 tarihinden itibaren avans faiz işletilmesi gerekirken 03.10.2019 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması doğru görülmediğinden davacı vekilinin faiz türü ve başlangıcına ilişkin istinaf sebebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A) Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B) Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.02.2023 tarihli, 2018/829 Esas, 2023/72 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1- Davanın KABULÜNE, 123.542,57-TL destekten yoksun kalma tazminatının 04/10/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 8.439,19-TL harçtan, dava açılışında alınan 31,40-TL peşin harç ve 408,30-TL tamamlama harcının düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 7.999,49-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3)Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 31,40-TL peşin harç, 31,40-TL başvurma harcı, 408,30-TL tamamlama harcı, 1.720,00-TL tebligat/bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 2.191,1‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4)Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5)Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 19.531,39-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Alınması gerekli 8.439,19-TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.110,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 6.329 ,19-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yatırılan 179,90-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafça yapılan 30,00-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırdıkları oranda davacı ile davalıya iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.