Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2023/460 E. 2023/250 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi 2023/460 Esas – 2023/250 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/460
KARAR NO : 2023/250

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2022
NUMARASI : 2022/64 Esas 2022/372 Karar

DAVACI :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 07/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı – karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı – karşı davalı vekili, 17.08.2017 tarihinde davacıya ait ve sevk ve idaresindeki … plakalı aracına, davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye ZMMS poliçesi ile sigortalı, …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla çarpması sonucu, davacıya ait aracın hasarlandığını ve araçta değer kaybı oluştuğunu, sigorta primlerinde indirim alınırken artık alınamayacağını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK’nun 107. maddesi gereğince şimdilik 100,00-TL değer kaybı ve 100,00-TL sigorta primi indirimi nedeniyle toplam 200,00-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini ,karşı davanın reddini talep etmiş; 07/12/2018 tarihli dilekçesiyle değer kaybı talebini 2.950,78-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta A,Ş. vekili, davadan önce davacı tarafından davalı şirkete başvuru yapılmadığını,değer kaybı ve prim artışı zararının poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı-karşı davacı … vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde davacı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini, davalı – karşı davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı için şimdilik 1.000,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 11.03.2022 tarihli dilekçesi ile değer kaybı talebini 4.665,90-TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davada kaldırma kararı öncesi davacının davasının kısmen kabulü ile 2.950,78-TL’nin dava tarihi olan 20/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin karar kesinleşmekle bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, kaldırma öncesi kararda feri talepler kısmı hükmün infazındaki kolaylık açısından infaz edilen bölümlerde belirtilerek yazıldığı, karşı davaya ilişkin olarak mahkemece yapılan inceleme, kaldırma kararı içeriği ve tüm dosya kapsamına göre, 17/08/2017 tarihinde davacı – karşı davalıya ait ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın %75, davalı – karşı davacı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın %25 oranında kusurlu sevkleri nedeniyle meydana gelen trafik kazasında hasarlandıkları, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda değer kaybı miktarının belirlendiği, aracın kaza öncesi ikinci el piyasa değerinden aracın kaza sonrası ikinci el piyasa değerinin farkı 5.000,00-TL olarak belirlenmiş olup, dava konusu olayda davalı – karşı davacı sürücü %25 oranında ve davacı – karşı davalı sürücü %75 oranında kusurlu olduğundan davacı – karşı davalının kusuruna denk gelen miktarın 5.000,00-TL x 0,75 = 3.750,00-TL olduğu anlaşılmakla bu miktar değer kaybı talebi yerinde olmakla 3.750,00-TL üzerinden davanın kısmen kabulüne, davanın niteliği nazara alınarak 3.750,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı – karşı davalıdan alınarak davalı – karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerektiği kanısıyla asıl davada; davacının davasının kısmen kabulü ile 2.950,78-TL’nin dava tarihi olan 20/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin karar kesinleşmekle bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına; karşı davada; davanın kısmen kabulü ile 3.750,00-TL’nin 17/08/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı-karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir. Buna göre 2022 yılı için Maliye Bakanlığınca istinaf kesinlik sınırı 8.000,00-TL olarak belirlenmiştir.
Karar tarihi itibariyle, miktar ve değeri 8.000,00-TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (HMK 341/2) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda 8.000,00-TL’lik kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. (HMK 341/3) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilen bölümü 8.000,00-TL’yi geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. (HMK 341/4)
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; davalı – karşı davacı tarafından bedel arttırım dilekçesi ile birilkte toplam 4.665,90-TL değer kaybının tahsili talep edilmiş; mahkemece karşı davanın kısmen kabulü ile 3.750,00-TL değer kaybının davacı – karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş olup dava konusu olan miktar itibariyle davacı – karşı davalı yönünden kesin olan bu karara karşı davacı-karşı davalı istinaf yasa yoluna başvuramaz.
HMK’nun 346. maddesi gereğince, kesin olan karara ilişkin istinaf başvurusunda bulunulması halinde, kararı veren mahkeme tarafından istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi istinaf incelemesi sırasında da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Bu durumda; HMK’nın 341/2. maddesinde açıklanan karar tarihi itibariyle 8.000,00-TL’yi aşmayan dava değerinin istinaf başvuru sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, HMK’nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda davacı – karşı davalı … vekilinin istinaf isteminin miktar yönünden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler;
1-Davacı – karşı davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2.maddesi gereğince MİKTAR İTİBARİYLE REDDİNE,
2-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacı-karşı davalıya iadesine,
3-Davacı – karşı davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği, kesinleştirme ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda, HMK’nun 352. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.