Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi 2023/1261 Esas – 2023/1154 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/1261
KARAR NO : 2023/1154
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2023
NUMARASI : 2023/612 Esas
İHTİYATİ HACİZ İSTEYEN
DAVACI :
VEKİLİ :
ALEYHİNE İHTİYATİ HACİZ TALEP EDİLEN
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( İhtiyati Haciz)
KARAR TARİHİ : 28/12/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/01/2024
Mahalli mahkemesince verilen 18.10.2023 tarihli ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ara karara karşı davalı … vekili ve davalı… Şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, 29.12.2022 tarihinde davacı yaya … yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmeye çalışırken plakasını bilmediği koyu bir renkli aracın durması ile yaya geçidinden yürümeye devam ettiği sırada bekleyen aracın arkasından gelen davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu… plakalı aracın yaya geçidinde geçmekte olan davacıya çarptığını, davacının çarpmanın etkisiyle 19-20 metre sürüklendiğini ve hayatı tehlikeye girecek şekilde ağır yaralandığını, Ankara 64. Asliye Ceza Mahkemesi 2023/386 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, ceza dava dosyasının derdest olduğunu, kazaya ilişkin ATK’dan rapor alındığını, davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının üniversite hazırlık öğrencisi olduğunu, kaza nedeniyle sınıfı geçemediğini, yaz okulu için üniversiteye 15.000,00 TL ödediğini, hastaneden taburcu olduktan sonra Özel Ortadoğu Hastanesi’nde tekrar ameliyat olduğunu, ameliyat ve kontrol giderleri için yaklaşık 60.000,00 TL ödediğini, tedavisi sırasında, tıbbi iyileşme süreci kapsamında yapılan ve belgelenmesi mümkün olmayan tüm tedavi giderleri için mahkemece tayin edilecek uzman bilirkişiler tarafından mevcut tedavi evrakları ve giderlerin göz önüne alınarak hesaplanması gerektiğini belirterek 300.000,00 TL manevi tazminat ile trafik kazasında meydana gelen bedensel zarar nedeniyle şimdilik; 10,000,00 TL geçici tam güç kaybı, 10,000,00 TL sürekli kısmi güç kaybı, 10,000,00 TL ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan kayıpları, 60,000,00 TL tedavi giderleri ve ileride yapılacak masraflar için, 15,000,00 TL kaza nedeniyle sınıfta kaldığından yaz okulu ücreti için, 10,000,00 TL bakım ve kaza nedeniyle oluşacak sair her türlü gideri için olmak üzere şimdilik 115.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacının hak kaybına uğramaması için davalılar … ve … İnş. Ve Tic. Ltd. Şti’nin mal kaçırma, adres değiştirme ve şirketi kapatma ihtimalleri bulunduğunu ve zararlarının tazmini için talep ettikleri miktarda, dava sonunda ise mahkemece belirlenecek tazminat miktarına yeter miktarda menkul, gayrimenkul, kayıtlı vasıtalar, banka mevduatlarının üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının, istihkaklarının ve teminatlarının üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
Mahkemece 24.08.2023 tarihli ara karar ile davacının ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulü ile 115.000,00 TL maddi tazminat talebi için %15’e tekabül eden 17.250,00TL’lik teminat davacı tarafından yatırıldığında, davalılar … ve … İnş. ve Tic. Ltd. Şti’nin gerek elinde, gerek üçüncü kişilerdeki menkul ve gayrimenkul malları ile araçlarının borca yetecek miktarının ihtiyati haczine karar verilmiş, karara karşı davalılar … ve … İnş. ve Tic. Ltd. Şti vekili tarafından ayrı ayrı verilen dilekçe ile ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, ihtiyati haciz kararının 10 gün içinde infazı istenmediğini, zararın sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğunu belirterek itiraz etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece 18.10.2023 tarihli ara karar ile; zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminatın haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale geldiği, ihtiyati haciz talep edilen davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının kesin olarak belirlenmesinin beklemenin hakkaniyetle bağdaşmayacağı, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı davası yönünden zararın miktarı, davacının yaralanmasının niteliği, kusurun oranı gibi birçok ölçütün bir arada değerlendirilmesi sonucu saptanabileceği, Ankara 64. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2023/386 Esas sayılı dosyasında yargılama sırasında Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen kusur raporunda davalı sürücü …’ın asli kusurlu olduğu, davacı yaya …’nun kusursuz olduğu şeklinde rapor düzenlendiği, dosya kapsamındaki hastane kayıtları ve diğer belgelerden davacının meydana gelen trafik kazasında yaralandığı ve bu haliyle dosya kapsamından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, ihtiyati haciz kararına itiraz sebeplerinin İİK’nın 265. maddesinde düzenlendiği, buradaki sebeplerin, şekli ve tahdidi olduğu, buna göre borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, (İİK’nın 257. maddesi) mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği, yaklaşık ispat koşulunun eldeki davada gerçekleştiği, itiraz sebeplerinin eldeki davada savunma yolu ile ileri sürülebileceği nazara alınarak mahkememizce, İİK’nın 265. maddesindeki itiraz sebeplerinden olmayan itirazın reddine karar vermek gerektiği, 18.10.2023 tarihli celsede davacı vekilinin 15.10.2023 tarihli adli yardım talebinin kabulüne karar verildiğinden ihtiyati haciz kararındaki teminat şartının kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararının teminatsız olarak devamına karar vermek gerektiği belirtilerek ihtiyati hacze itirazın reddine, davacının adli yardım talebinin kabul edilmesi nedeniyle ihtiyati haciz kararına verilen teminat şartının kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararının teminatsız olarak devamına karar verilmiş, karara karşı davalılar … ve … İnş. ve Tic. Ltd. Şti vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalılar … ve … İnş. ve Tic. Ltd. Şti vekili tarafından ayrı ayrı verilen istinaf başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesince verilen red kararında itirazlarının incelenmediğini, İcra ve İflas Kanunu’nun 261. maddesinde “Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar” hükmü düzenlendiğini, davacı tarafa Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.08.2023 tarihli ihtiyati haciz kararı 02.09.2023 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak yukarıda maddede öngörülen 10 gün içerisinde kararda belirtilen teminat miktarının davacı tarafından yatırılmadığını, ve/veya kararı veren mahkemenin yargı çevresinde icra Dairesinde kararın infazı istenmediğini, (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 27.04.2023 tarih ve 2023/126E., 2023/607K. Sayılı emsal kararı)davacı tarafça İİK’nın 261.madde hükümlerine uyulmadığından aslında ihtiyati haciz kararının kendiliğinden ortadan kalktığını, hükümsüz kalan bir ihtiyati haciz kararı ile ilgili bir itiraz incelemesi yapılmasına dahi gerek bulunmadığını, İİK’nın 259/2 ve 3. maddeleri uyarınca alacağın bir ilama dayanması halinde teminat aranmayacağı, ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise ancak mahkemece bu durumda takdir edilip edilemeyeceği düzenlemesine yer verildiğinden, salt davacının adli yardım talebinin kabul edilmiş olması nedeniyle kararın teminatsız olarak devamına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının İİK’nın 258. Maddesine göre alacağı hakkındaki delilleri dava dilekçesi ekinde sunmadığını, davacının ihtiyati haciz talep etmekte hukuki yararı olmadığını, aracın diğer davalı HDİ sigorta ile yapılan kasko ve trafik sigortası kapsamında maddi ve manevi zararların teminat altına alındığını, ihtiyati haciz kararın yerinde olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalılar … ve … İnş. ve Tic. Ltd. Şti’nin vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücü ve zorunlu ve ihtiyati mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın yaya geçidinden geçmekte olan davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi ve davacının hak kaybına uğramaması için davalılar … ve … İnş. Ve Tic. Ltd. Şti’nin mal kaçırma, adres değiştirme ve şirketi kapatma ihtimalleri bulunduğunu ve zararlarının tazmini için talep ettikleri miktarda, dava sonunda ise mahkemece belirlenecek tazminat miktarına yeter miktarda menkul, gayrimenkul, kayıtlı vasıtalar, banka mevduatlarının üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının, istihkaklarının ve teminatlarının üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece davacının talebi kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verilmiş, davalılar tarafından ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın da reddine karar verilmiştir.
İİK’nın 257.maddesi hükmüne göre :”Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”şeklinde belirtilmiş, ihtiyati haciz kararının icrası ise İİK’nın 261.maddesinde düzenlenmiş “Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar…” ;264/1. maddesinde ise: “ Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz zabıt varakasının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (Haciz veya iflas) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur…” düzenlemeleri yer almaktadır.
Bu düzenlemelere göre alacaklının ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazının yapılmasının istemesi gerektiği, infazın istenmemesi halinde herhangi bir istisna getirilmeden ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkacağı düzenlenmiş, ihtiyati haciz gerek dava içinde; gerekse dava veya takipten önce verilmesi halinde aynı süre içinde icrasının istenilmesi gerektiği belirtilmiştir. İİK’nın 264. maddesi hükmüne göre, bu davada verilecek gerekçeli kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklının takip talebinde bulunması ayrıca gerekmektedir.
Dava konusu olayda davacının ihtiyati haciz talebi üzerine mahkemece 24.08.2023 tarihinde ihtiyati haciz talebinin %15 teminat karşılığında kabulüne karar verildiği, dosya kapsamına göre ihtiyati haciz kararının infazına başlandığı, teminatın yatırıldığı veya teminat mektubu ibraz edildiğine dair bilgi ve belgenin bulunmadığı, davalıların bu yöne ilişkin itirazlarına rağmen davacı tarafça ihtiyati haciz kararının infazına başlandığına dair herhangi bir bilgi sunulmadığı anlaşılmakla bu durumda ihtiyati haciz kararının kararın verildiği 24.08.2023 tarihten itibaren 10 gün içinde teminat yatırılarak icrası talep edilmediğinden ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalktığı göz önüne alınarak esasen itiraza konu olacak bir ihtiyati haciz kararı bulunmadığından hükümsüz kalan ihtiyati haciz kararına yapılan itirazla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalılar … ve … İnş. ve Tic. Ltd. Şti’nin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b-2 maddesi gereğince ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin 18.10.2023 tarihli ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz hükümsüz kalmakla itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin yeniden karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-İhtiyati hacze itiraz eden davalılar … ve … İnş. ve Tic. Ltd. Şti vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesinin 18.10.2023 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre ;
1-İhtiyati haciz kararının İİK’nın 261/1. Maddesi gereğince on günlük süre içinde infazına başlanmaması nedeniyle ihtiyati haciz kararı hükümsüz kaldığından davalıların itirazı ile ilgili KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
II-İstinaf Başvurusu Nedeniyle Yapılan Harç Ve Masraflar Yönünden;
1- Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
3-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1(f) ve İİK 265/son madde gereğince kesin olmak üzere 28.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.