Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/922 E. 2022/992 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/922 – 2022/992
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/922
KARAR NO : 2022/992

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2022
NUMARASI : 2022/95 Esas (Derdest)

İHTİYATİ HACİZ İSTEYEN
DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10.03.2020 tarihinde ışıklı yaya geçidinden geçip, yolun ortasına geldiği esnada davalı … adına kayıtlı, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi düzenlenen, davalı … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın davacıya çarpması sonucu ağır bir şekilde yaralandığını, … Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından tanzim olunan 26.04.2021 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Sağlık Kurulu Raporunda davacının sol dizinde ortopedik engel oranının % 29 olduğunu, araç sürücüsünün azami hız limitini ciddi oranlarda aşmış olması ve yaya trafiğine yeşil ışık, araç trafiğine ise kırmızı ışık yandığı esnada geçmiş olması sebebiyle meydana gelen trafik kazasında davacının hiçbir kusurunun bulunmadığını, kusurun davalı sürücüde olduğunu belirterek, fazlaya ve başkaca sorumlulara karşı her türlü başvuru, talep, artırım, dava ve diğer tüm yasal hakları saklı olmak kaydıyla; davalı …’ın sevk ve idaresinde iken müvekkile çarpan ve davalı … adına kayıtlı olan … plaka sayılı aracın üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davalılar … ve …’un taşınır ve taşınmaz mallarının sorgulanarak, tespit olunanların üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yargılamanın akabinde hükmedilecek tazminat miktarından mahsup edilmek üzere şimdilik 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan, 70.000 TL (Yetmişbin Türk Lirası) maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, müvekkile ödenmesi yönünde -geçici ödeme- kararı verilmesine, davalılar … ve …’dan 80.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının maruz kaldığı kaza sebebiyle oluşan geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, bakıcı giderleri ve tedavi giderleri ödeneğinin ve kaza sebebiyle meydana gelen tüm zararlarının (yaşam boyu kullanılacak protez, ilaç ve gereç giderleri, estetik zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklanan zararlar) davalılardan … Sigorta A.Ş. yönünden şirkete başvuru tarihinden, diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen şimdilik 100.000,00 TL (Yüzbin Türk Lirası) olarak (bilirkişi raporlarının akabinde artırım yapılacaktır) alınıp davacıya ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece 17.02.2022 tarihli ara karar ile; dosyadaki kusur oranı maluliyet oranı, tazminat miktarı yargılama ile belirleneceğinden İİK 257. maddesi uyarınca alacağın muhtemel varlığına kanaat getirilmesi gerektiğinden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dosyası içeriğinde alacağın muhtemel varlığının mevcut olduğu tartışmasız olup, meydana gelen trafik kazasında davacıya çarpan … plaka sayılı araç davalı … adına kayıtlı olup, söz konusu aracın kaza esnasında davalı … sevk ve idaresinde bulunduğunu,
Kaza tespit tutanağında davalı …’a KTK kapsamında kusur tespitinde bulunulmuş olup, Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/602 Esas sayılı dosyası üzerinden gerçekleştirilen yargılamanın nihayetinde araç sürücüsünün ağır derecede ve asli kusurlu olduğu tereddüte mahal bırakmaksızın açık bir şekilde ortaya konulduğunu,
Meydana gelen kaza sebebiyle davacıya atfedilen tek kusur-yaya geçidi üzerinden değil de orta refüjü kullanmak suretiyle yolun karşı tarafına geçmeye çalıştığı- hususu olup, araç sürücüsü davalı …’ın yargılandığı ceza davasının münderecatında bulunan kamera kaydından davacının kaza tespit tutanağında belirtilenin aksine; orta refüjden değil, yaya geçidi üzerinden karşı tarafa geçmeye çalıştığı ve bu esnada azami hız limitini ciddi oranlarda aşmış olan aracın kendisine çarpmış olduğunun net bir şekilde anlaşıldığını, Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/602 Esas sayılı dosyası üzerinden gerçekleştirilen yargılamanın nihayetinde de araç sürücüsünün ağır derecede ve asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini,
Diğer taraftan; meydana gelen kaza sebebiyle davacının hayati tehlike geçirecek boyutta ağır yaralanmış olması, vücudunda 17 kırık meydana gelmiş olması ve sol ayağı ile sol kolunun çeşitli yerlerinden feci şekilde kırılmış olması -araç sürücüsü tarafından azami hız limitinin ciddi oranlarda aşılmış olduğunu- net bir şekilde gösterdiğini,
Meydana gelen trafik kazasının akabinde ne araç sürücüsü olan davalı … nede kazaya karışan aracın adına kayıtlı bulunduğu diğer davalı … davacıyı hastanede ya da evinde ziyaret etmek gereği duymadıklarını, yaşanan kaza sebebiyle üzgün olduklarına dair bir beyanda bulunmadıklarını, sağlık durumunu sormak adına davacıya bir telefon dahi etmediklerini,
Maddi ve manevi sorumluluklarını yerine getirmek alışkanlığı bulunmayan ve gelinen aşamaya kadar söz konusu sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınmış olan davalıların, ilerleyen sürçte de bu sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınacaklarının izahtan vareste olduğunu,
Trafik kazasının meydana geldiği ve dolayısıyla sorumlulukları doğduğu günden bu yana yaklaşık 2 yıldır davacıyı hiçbir surette aramayıp, hastanede ziyaret etmeyip, maddi ve manevi sorumluluklarını yerine getirmeye çalışmayan davalıların, işbu davanın sonucunda davacının elde etmesi mutlak olan tazminatın tahsil kabiliyetini de zorlaştıracak fiillerde bulunacaklarını, dolayısıyla yaşanan trafik kazası sebebiyle ağır bir maddi zorluk yaşayan ve malul kalıp bundan sonraki yaşantısını çok zor şartlar altında idame ettirebilecek olan davacının, lehine hükmedilecek tazminatın güvence altına alınması gerekmekte olup, hakkaniyetin gereği olarak davalı yanların sahip bulunduğu taşınır ve taşınmaz mallarının üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasının büyük bir önem taşıdığını,
Davacı lehine hükmedilecek tazminatın güvence altına alınması gerekmekte olup, hukukun ve hakkaniyetin gereği olarak davalılar … ve …’ın taşınır ve taşınmaz mallarına teminatsız olarak ihtiyati haciz konulması gerektiğini, bu sebeple; ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.02.2022 tarihli ve 2022/95 Esas sayılı kararının kaldırılması gerektiğini,
Dava dilekçesinin içeriğinde yer alan hususlara ve belgelere tekrardan kaçınmak adına işbu dilekçe içeriğinde ve ekinde yer verilmemiş olup, dava dilekçesi içeriğinde yer alan tüm hususları tekrarla ve dilekçe eki olarak yer alan bilgi ve belgelere dayanmakta olduklarını ve istinaf incelemesi esnasında göz önünde bulundurulmasını belirterek, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.02.2022 tarihli ve 2022/95 Esas sayılı ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
6100 sayılı HMK.nın 355. Maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf nedenleri ile bağlı kalınarak dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi ve dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan istinaf incelemesi sonunda; dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup, uyuşmazlık davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın yerinde olup olmadığına ilişkindir.
1-Davacı vekilinin maddi tazminat istemine ilişkin ihtiyati haciz talebinin reddine dair istinaf itirazları yönünden yapılan incelemede;
İİK.257. maddesi hükmüne göre: “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1- Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir.
(Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005 – 5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
2004 sayılı İİK’nın 258/1. madde metninden de anlaşıldığı üzere ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” gereklidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değil, diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmaz. Ancak ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklının alacağın varlığı ve haciz sebepleri hakkında yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde kanaat getirecek deliller sunulması gerekir.
Somut olayda, davacının şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminat isteğinde bulunduğu, dosyaya sunulan 10/03/2020 tarihli kaza tespit tutanağı, hastane raporları, C.Savcılığı evraklarına göre davalı sürücünün de kusurlu olduğu, davacının kaza sonucu yaralandığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, haksız fiilden kaynaklanan alacağa ilişkin olarak davacı vekili tarafından dosyaya sunulan belgelerin alacağın varlığına ve muaccel olduğuna kanaat oluşturacak belgeler olduğu, yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında davalı taraf adına kayıtlı olması halinde … plaka sayılı araç trafik kaydına ve davalılar … ve …’un taşınır ve taşınmaz mallarına maddi tazminat talebi ile sınırlı olarak ihtiyati haciz konulması gerekirken, talebin reddi usul ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince; teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin manevi tazminat istemine ilişkin ihtiyati haciz talebinin reddine dair istinaf itirazları yönünden yapılan incelemede; Davacı vekili müvekkilinin kaza nedeniyle ağır şekilde yaralandığını, ruhsal durumunun bozulduğunu, günlük hayatında zorluklar yaşadığını vs. belirterek 80.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü olmadığından, alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu da sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.02.2022 tarihli ve 2022/95 Esas sayılı ihtiyati haciz talebinin reddi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE,
2-Davacı vekilinin maddi tazminat talebi yönünden İİK’nun 257. maddesindeki yasal koşullara uygun ihtiyati haciz talebinin KABULÜNE;
3-100.000,00TL alacağa yetecek miktarda ve davalılar adına kayıtlı olması halinde … plaka sayılı aracın trafik kaydı ile davalılar … ve …’a ait taşınır ve taşınmaz mallarına İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
4-İİK’nun 259/1. maddesi gereğince takdiren alacağın %15’i oranında 15.000,00 TL tutarında HMK’nun 87. maddesine göre nakdi teminat veya süresiz banka teminat mektubu alınmasına,
5-Teminat yatırıldığında kararın infazı için Ankara Nöbetçi İcra Müdürlüğünün yetkili kılınmasına,
6-İhtiyati haciz talep eden tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine iadesine,
7-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderinin esas hakkında verilecek kararda göz önünde bulundurulmasına,
8-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil ile ihtiyati haciz infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1(f) maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.