Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/741 E. 2023/168 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/741
KARAR NO : 2023/168

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2021
NUMARASI : 2021/541 Esas 2021/966 Karar

DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
3-… – …
4 -… – -…
5 -… – -…
VEKİLLERİ : Av. … – UETS
Av. … – UETS
Av. … – UETS
Av. …-UETS

DAVALILAR : 1 -… – …
: 2 -… – -…
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )

KARAR TARİHİ : 17/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl dosya davacıları …, …, … ve … vekili, asıl ve birleştirilen dosya davacısı … vekili, davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Asıl dava dosyasında davacılar vekili, 10.04.2014 tarihinde davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı, … adına kayıtlı, … idaresinde bulunan … plakalı aracın … idaresinde bulunan … plakalı araca çarptığını, meydana gelen kaza sonucu … ve araçta yolcu olarak bulunan … ile …’nun vefat ettiğini, kazanın oluşumunda kusurun tamamının davalı …’ta olduğunu, davacı …’nun vefat eden … ve …’in babası, … ile …’in vefat eden …’in anne ve babası, … ve …’in de anneannesi ve dedesi, davacılar … ve …’in ise kazada vefat eden …’in kardeşi olduklarını, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacı … için … ve …’in vefatı nedeniyle her biri için ayrı ayrı şimdilik 10.000,00’er TL, …’nın vefatı nedeniyle anne … için 10.000,00TL, baba … için 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile kazada pert olan araç için şimdilik 15.000,00 TL, hastane, cenaze ve evin dağıtılması gibi giderleri için şimdilik 10.000,00 TL’nin davacı … yararına tüm davalılardan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılardan … için iki kızının vefatından dolayı ayrı ayrı 150.000,00’er TL, …’e kızı ve iki torunun vefatı nedeniyle ayrı ayrı 150.000,00’er TL, … için kızı ve iki torunun vefatı nedeniyle ayrı ayrı 150.000,00’er TL, …’in kardeşi ve iki yeğeninin vefatı nedeniyle ayrı ayrı 150.000,00’er TL, … için kardeşi ve iki yeğeninin vefatı nedeniyle ayrı ayrı 150.000,00’er TL, manevi tazminatın ölüm tarihinden işleyecek faizi ile davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında dava değerini davacı … için 16.511,40 TL, … için 23.453,13TL, … için …’e yönünden 61.363,00 TL, … yönünden 15.398,27 TL olarak ıslah etmiştir.
Birleştirilen dava dosyasında davacılar vekili, 10.04.2014 tarihinde davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın … idaresinde bulunan araca çarpması sonucu araçta yolcu olarak bulunan … … ve …’nun vefat ettiklerini, davacı …’nun babaanne, …’nun dede, …’in hala olduğunu belirterek … için iki torununun vefatı nedeniyle ayrı ayrı 150.000,00’er TL, … için 2 torununun vefatı nedeniyle ayrı ayrı 150.000,00’er TL, … için iki yeğeninin vefatı nedeniyle ayrı ayrı 150.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalılar … ve … vekili, davacıların destek durumunu ispatlamalarının gerektiğini, kazadaki kusur durumunun araştırılmasını, hazırlık soruşturması sırasında alınan kusur raporlarını kabul etmediklerini, kazanın oluşumunda …’in kırmızı ışık ihlalinin nazara alınmadığını, bu durum nazara alındığında kazanın oluşumunda …’in asli kusurlu kabul edileceğini, kaza tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini, manevi tazminat istemlerinin yerinde olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı … şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 07.06.2021 tarih 2018/693 E- 2021/910 K.sayılı kararı ile davacılardan …’nun yargılama safhasında vefat ettiği, mahkemece, manevi tazminata ilişkin haklarının mirasçılarına geçtiği kabul edilerek mirasçılarının davaya dahil edilip davaya devam etmeleri halinde sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, belirtilerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kaldırma gerekçesi dikkate alınarak sair istinaf itirazları yönünden şimdilik inceleme yapılmasına yer olmadığına kararı verildiği, davacı …’nun …’nın boşandığı eşi, … ve …’in babası, … ve …’in ise …’nın anne ve babası, … ve …’in ise büyükanne ve dedesi, …’in ise …’nın kardeşi, … ve …’in teyzesi, … ise kardeş ve dayı olduğu, birleşen dosyanın davacısı … ve …’nun ise … ve …’in büyükbaba ve büyükannesi, …’ın da hala olduğu, Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/176 esas sayılı dosyasına kamu davası açıldığı, alınan kusur raporlarına göre olayın meydana gelmesinde … plakalı araç şoförü … tamamen kusurlu bulunarak mahkumiyetine karar verildiği, mahkemece alınan 08.07.2015 tarihli raporda bilirkişi heyetince ceza dosyasında toplanan deliller, olayın CD görüntüleri de incelenerek değerlendirildiği, olay tarihinde, davalı sürücü …’un … plakalı araç ile Eskişehir istikametinden Ankara istikametine doğru olay mahalli olan ışıklı kavşağa geldiğinde kendisine kırmızı ışık yandığı halde durmayarak önce …’in yönetimindeki … plakalı araca, sonrada dava dışı …’nun yönetimindeki araca çarparak kazaya sevk ve idare hatasıyla sebebiyet verdiğinden %85 oranında kusurlu bulunduğu, olay yerindeki sinyalizasyon sisteminin tesisinden sorumlu kurumun 2918 sayılı yasanın 10 ve 13. maddesinde yazılı düzenlemeyi yapmamakla olayda %15 oranında kusurlu bulunduğunun tespit edildiği, aktüer raporu ile …’nun kızı …’in vefatından dolayı 251.976,67 TL, kızı …’in vefatından dolayı 145.525,73 TL destek zararının oluştuğu davacı …’in kızı …’nın vefatından dolayı 172.436,96 TL, davacı …’in kızı …’nın vefatından dolayı 100.889,48 TL destek zararının belirlendiği, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, davacıların 12.05.2017 tarihli ıslah dilekçesinde belirtmiş oldukları miktarların davacılar yararına hüküm altına alındığı, …’ya ait aracın ağır hasar gördüğü, kaza sonucu aracın kullanılamaz hale geldiği, 16.000,00 TL zarar belirlendiği, kusur durumun (%85) nazara alındığında da, 13.500,00 TL istenebileceği, davacı …’nun yaptığı cenaze ve defin giderinin 2.500,00TL olarak belirlendiği ve hüküm altına alındığı, bu kalemdeki diğer maddi tazminat istekleri ispatlanamadığından reddedildiği, davacılardan …’nun mirasçılarının davaya dahil edildiği, mirasçılar … … duruşmada muris …’nun açmış olduğu manevi tazminat talebi yönünden davaya devam etmek istediklerini beyan ederek, mirasçısı sıfatıyla da manevi tazminata hükmedilmesini talep ettikleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22/06/1966 tarih, 1996/70 sayılı içtihadı ile manevi tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin ilkeler ve Hukuk Genel Kurulunun 26/06/2004 tarihli ve 2004/370 karar sayılı içtihadı ile belirlediği caydırıcılık ilkesi gözetilerek manevi tazminat takdir edildiği belirtilerek; davacıların ana dosyadaki destekten yoksun kalma tazminatı istemlerinin kabulüne, davacı …’nun kızı …’nun vefatından dolayı, 61.363-TL, kızı …’nun vefatından dolayı 15.398,27-TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı …’in kızı …’in vefatından dolayı 23.453,13-TL davacı …’in kızı …’in vefatından dolayı 16.511,40-TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılardan … için 13.600-TL araç bedeli, 2.550-TL cenaze giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin bu kalem istemlerinin reddine, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne; davacı …’nun kızı …’nun vefatından dolayı 30.000-TL, kızı …’nun vefatından dolayı 30.000-TL manevi tazminatın; davacı …’in kızı …’in vefatından dolayı 20.000-TL, torunu …’nun vefatından dolayı 10.000-TL, torunu …’nun vefatından dolayı 10.000-TL manevi tazminatın; davacı …’in kızı …’in vefatından dolayı 20.000-TL, torunu …’nun vefatından dolayı 10.000-TL, torunu …’nun vefatından dolayı 10.000-TL manevi tazminatın; davacı … …’in kardeşi …’in vefatından dolayı 10.000-TL, yeğeni …’nun vefatından dolayı 5.000-TL, yeğeni …’nun vefatından dolayı 5.000-TL, davacı …’in kardeşi …’in vefatından dolayı 10.000-TL, yeğeni …’nun vefatından dolayı 5.000-TL, yeğeni …’nun vefatından dolayı 5.000-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
Birleşen dosyada; davacı …’un için torunu …’nun vefatından dolayı 10.000-TL, torunu …’nun vefatından dolayı 10.000-TL, yargılama sırasında vefat eden davacı … için torunu …’nun vefatından dolayı 10.000-TL, torunu …’nun vefatından dolayı 10.000-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı …’ın yeğeni …’nun vefatından dolayı 5.000-TL, yeğeni …’nun vefatından dolayı 5.000-TL, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, karara karşı asıl dosya davacıları …, …, … ve … vekili, asıl ve birleştirilen dosya davacısı … vekili, davalılar … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Asıl dosya davacıları …, …, … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/269 E. sayılı dosyası ile görülen davanın kısmen kabul, kısmen reddedildiğini, dosyanın istinaf incelemesi sonucu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 07.06.2021 günlü 2018/693 E. Ve 2021/910 K. Sayılı ilamı ile usul yönünden kaldırıldığını, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/541 E. sayılı dosyası ile söz konusu karara uyulduğunu, esas yönünden ise usul ekonomisi ve “Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. Maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir.” İlkesi gereğince dosya münderecatına yeni bir bilirkişi raporu kazandırıldığını, hükmedilen maddi tazminat miktarlarına itirazları olduğunu, davacılar … ve …’in kızları …’den dolayı mahrum kaldıkları destek için talepte bulunduklarını, yapılan yargılama esnasında; dosya müddeabihi, bilirkişi raporunda maddi tazminatlar açısından uygun görülen miktarlara göre arttırıldığını, 12.05.2017 günlü müddeabihi arttırma dilekçesinde fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak ıslah ettiklerini, usul ekonomisini göz önüne alarak, ek dava açma yoluna gitmeden, itiraz kabul edilmediği takdirde ek dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla, maddi tazminat miktarlarına istinaf başvurusu aracılığıyla itiraz ettiklerini, destekten yoksun kalma tazminatları dosya kapsamında görülecek bilirkişi raporu ile hesaplatıldığını, ancak destek pay oranlarının çok düşük alındığını, destek pay oranlarını baba ve anne için %5 ve babanın ölümünden sonra anne için %7,5 üzerinden alarak hesaplama yapıldığını, aldıkları uzman görüşünde destek pay oranları baba ve anne için %7,5 ve babanın ölümünden sonra anne için %15 üzerinden alınarak hesaplama yapıldığını, destek pay oranlarındaki çok küçük rakamsal hataların tazminatlar yönünden büyük artışlar sağladığını, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 19.06.2017 günlü, 2015/589 E. ve 2017/6881 K. sayılı ilamı) 01.11.2021 günlü bilirkişi raporu ile TRH 2010 Yaşam Tablosu kullanılarak yeni bir hesaplama yapıldığını, daha önce alınmış 09.12.2015 tarihli aktüerya bilirkişi raporu, 22.02.2016 tarihli ek rapor ve 27.03.2017 tarihli 2. Ek rapor yargılamanın süre yönünden uzaması sebebiyle değişen gerek ekonomik gerekse sosyal şartlar ve Yargıtay İçtihatları dolayısıyla delil değerini yitirdiğini, Yargıtay yerleşik içtihatları gereğince “Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. Maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatlarına ilişkin yalnızca bilirkişi raporuna bağlı kalarak hüküm kurulması destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurları göz önünde bulundurmadan karar verilmiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarına itiraz ettiklerini, davacıların her biri için acılarının bir nebze olsun hafiflemesi amacıyla vefat eden …, … ve …’nun kaybından dolayı ayrı ayrı manevi tazminat talep ettiklerini, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının tamamına, manevi tazminatın acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi niteliğiyle bağdaşmayacak derecede düşük olduğunu, davacılar … ve …’in kızlarını, torunlarını kaybettiklerini, …’in 23 yaşında …’de Psikoloji bölümünde okuduğunu, …’in ise 16 yaşında …’de Voleybol Takım Kaptanı ve lise öğrencisi olduğunu, takdir edilen manevi tazminat miktarının zarara uğrayanların manevi huzurunu doğurmayı gerçekleştirecek nitelikten çok uzak olduğunu, Gaziantep’te yaşayan beş kişilik bu küçük ailenin ablasının daha 46 yaşında hayata gözlerini yummasının kardeşlerini derinden sarstığını, üç kardeşin birbirlerine destek olarak ömürlerini paylaştıklarını, … ve …’in ablaları ve yeğenleri … ve …’in kaybından duydukları acının bir nebze olsun hafiflemesi için talep ettikleri manevi tazminatların çok düşük olduğunu, bir insana kızının vefatından dolayı 20.000,00 TL torunun vefatından dolayı 10.000,00 TL manevi tazminat verilmesinin gülünç olduğunu, manevi tazminat için hükmedilecek miktarın davalıyı fakirleştirmeyecek ölçütte hakkaniyete uygun olması gerektiği ancak; istinaf incelemesi sırasında yerel mahkemenin davalıların sosyo-ekonomik durumlarını göz önüne alarak, manevi tazminat miktarlarına hükmettiği kanaatine varılacak olursa, bu noktada davalılar tarafından yargının yanıltıldığını, ekte sunulan (EK4), davalı … adına kayıtlı taşınmazlara ait tapu kayıtlarına bakıldığı takdirde, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine başvuru tarihi olan 25.04.2014 gününden sonra birçoğunun kötü niyetli olarak elden çıkarıldığı bu durumun fark edilmesiyle beraber mal kaçırmak amacıyla yapılan satışın ve tapu kaydının iptali davası açıldığını, bu davanın Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/352 E. Sayılı dosyası ile görülmekte olduğunu, muvazaalı bir şekilde elden çıkartılan taşınmazlar hakkında Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan bilgi ve belgelerin sunulduğunu, 30.04.2014 Ayten Yorulmaz’a 5 adet taşınmazın, 28.04.2019 tarihinde …’ya 3 adet kargir dubleks evin devredildiğini, kararın hakkaniyetten uzak kısmının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Asıl ve birleştirilen dosya davacısı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 10.04.2014 tarihinde davalılardan … adına kayıtlı ve … kontrolündeki aracın karıştığı trafik kazasında vefat eden davacının kızları … ve … ile eski eşi ve kızlarının annesi …’in vefatı üzerine destekten yoksun kalma tazminatı, uğranılan maddi zararın karşılanması ve manevi tazminat talepli dava açtıklarını, mahkemece verilen ilk kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 2018/693 Esas, 2021/910 Karar sayılı kararı ile kaldırıldığını, mahkemece usule ilişkin eksikliklerin giderilerek yeni bir bilirkişi ek raporu düzenlendiğini ve buna göre karar verildiğini, asıl davada ağır hasarlı olarak kullanılamaz hale gelen araç ve cenaze giderlerine karşılık tespit edilen bedelin yanlış hesaplandığını, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin olaya ilişkin 2014/269 E- 2021/966 Karar sayılı dosyadaki kararında bir değişiklik yapmadan önceki dosyada alınan 08.07.2015 tarihli bilirkişi raporunu esas alarak, dava konusu olayda ağır hasarlı olarak kullanılamaz hale gelen davacıya ait otomobilin rayiç bedelini 16.000 TL olarak belirlediğini, davalıların %85 kusurunun tespit edilmesi sebebiyle ancak 13.500 TL’nin, cenaze ve defin giderleri bakımından 10.000 TL talep edilmesine karşın 2.500 TL ödenmesine karar verildiğini, 08.07.2015 tarihli bilirkişi ek raporundaki tespitleri dikkate alıp aracın ikinci el piyasasında rayiç bedelinin 22.000-23.000 TL civarında olduğunu gösteren delilleri dikkate almaksızın karar verilmesinin hatalı olduğunu, rayiç bedelinin 20.000 TL hurda bedeli ise 4.000 TL olarak belirtildiğini, maddi hasarın tazminine yönelik kararı hukuka ve maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, cenaze giderlerine yönelik davacının 10.000’lik talebine karşın 2.500 TL’ye hükmedildiğini, davacının dava sürecinde açıkça ortaya koyduğu, cenaze masrafları, defin masrafları ve ailesinin tamamını yitirdiği elim kaza sonucunda oluşan yoğun ve yıpratıcı mental ve duygusal atmosferin katlanılamazlığı sebebiyle ortak aile konutunun dağıtılıp yeni bir konuta geçilmesi sürecinde yaptığı masrafların karşısında mahkemece yalnızca belediyeden alınan defin maliyeti ücretlerine göre 2.500 TL zarar tespitinin hukuka ve maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, mahkeme tarafından 01.11.2021 tarihli bilirkişi raporunun esas alındığını, raporda destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken yerleşik Yargıtay uygulamasına uygun olarak TRH 2010 Tablosu kullanılarak bakiye yaşam süresi hesaplandığını, davacı için kızı …’in vefatından dolayı 251.976,67TL, diğer kızı …’in vefatından dolayı 145.525,73TL destek zararı hesaplandığını, hesaplama yapılırken belirlenen dönemler ve tarihlere ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, raporda … ve …’nu için belirlenen evlenme ve çocuk sahibi olma yaşlarının gerçeğe uygun olmadığını, …’nun psikoloji bölümü öğrencisi olması ve bu bölüm mezunlarının ekseriyetinin lisans üstü programlarla eğitim hayatlarına devam etmesi; …’nun lisanslı bir sporcu olarak aktif bir kariyere devam etmekte olacağı, bu kariyer yolunu tercih eden insanların çoğunun 25 yaş gibi erken bir yaşta evlenmeyi tercih etmediği değerlendirilmeden bakiye yaşam süresi devrelerinin belirlenmesi gerçeğe en yakın varsayıma ulaşma kaidesinden uzak olduğunu, (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 2021/6505 E, 2021/11485 K.) bilirkişi raporunda … ve …’nun gelecekteki muhtemel gelirleri tespit edilirken yeni bir bilgi veya belge temin edilmediği gerekçesiyle dikkate alınmadığını, mahkemece, Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanlığı’nın cevabı doğrudan gerçeğe en uygun varsayım olarak kabul edildiğini, …’nun muhtemel geliri belirlenirken okul başarısı, sosyoekonomik şartları oldukça iyi bir aileden çıkmış olması ve yaşamış olsaydı profesyonel hayatına ve ekonomik şartlarına etki edecek şartlar dikkate alınmadan yalnızca kurumun ortalama genç psikologlar için belirttiği katalog gelir olduğu gibi kabul edilmesinin hatalı olduğunu, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu, davacının yaşanan elim ve müteessir olayda çekirdek ailesinin tamamını yitirdiğini, vefat eden evlatları için 30.000 TL manevi tazminata hükmedildiğini, davacının iki kızı, aracı kullanan anneleri merhum … ..’ın hiçbir kusuru bulunmadığını, davacının yaşadığı acıyı telafi edecek bir para birimi bulunmadığını, kararda hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat alacakları ile destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte hüküm kurulmamasının doğru olmadığını, birleşen davada davacı …’nun mirasçı sıfatı ile takip ettiği birleşen davada merhum annesi …’nun manevi tazminat talebinin kısmen kabul edildiğini, …’ya vefat eden her bir torunu için 10.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL manevi tazminat verildiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu ileri sürmüştür.
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; usul yönünden mahkemeye verdikleri 15.12.2014 tarihli mazeret dilekçesinin 17.12.2014 tarihli celsede reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mazeret bildirdikleri duruşmada mazeretlerinin haksız olarak ret olunarak ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilmesinin doğru olmadığını, kazada her iki tarafın da ışık ihlali itirazları mevcut olup, bu husus ancak tanıkların dinlenip, mahallinde keşif yapılması sureti ile çözülmesi gerektiğini, mahkemece 02.03.2016 tarihinde verilen (3) nolu ara kararın iddia ve talebin genişletilmesi mahiyetinde olup, verilen karara itiraz etmelerine rağmen nazara alınmadığını, mahkemece davacı tarafa destekten yoksun kalma, araç hasar bedeli haricindeki maddi tazminat taleplerini kalem kalem açıklaması için iki haftalık süre verildiğini, davacı tarafça 22.12.2014 tarihli dilekçe ile bu hususların açıklandığını, mahkemenin geldiği aşama ve verilen sürelerin bağlayıcılık özelliği nazara alınarak verilen karar iddia ve talebin genişletilmesi mahiyetinde olduğundan bu hususu kabul etmemelerine rağmen davacı yararına yeni delillerin celp edilmesinin de usule ve yasalara aykırı olduğunu, esas yönünden maddi tazminat açısından mahkemece alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, haricen alınıp dosyaya delil olarak sunulan 09.02.2015 tarihli Uzman Bilirkişi raporunda müteveffa sürücü …’in asli kusurlu olduğu, sürücü …’nun tali …’un tali, Ankara Büyükşehir Belediyesi Trafik Şubesi Müdürlüğü’nün ilgili biriminin ise düşük oranda kısmi kusurlu olduğunun belirlendiğini, rapora itiraz etmelerine, alınan raporlar arasında mübayenet olması nedeniyle İstanbul Teknik Üniversitesinden rapor alınmasını talep etmelerine rağmen kabul edilmediğini, müteveffa …’in kullandığı ilaçların araç kullanma, trafiğe uyum sağlama, uyuklama ve alkol entoksikasyon v.s gibi yan etkilerinin olduğunu, bilirkişi kurulunun … ilgili olarak yaptıkları değerlendirme ve çizdikleri tek krokinin olay mahalline uygun olmadığını, kaza tespit tutanağı ve kaza yeri krokisinin eksik olduğu yapılan keşif ve CMK. 67 maddeye göre aldıkları ve dosyaya sundukları rapor ve krokilerde mevcut olmasına rağmen bilirkişi kurulunun dosyaya sundukları tek ve basit kaza yeri krokisinde bunları dahi göstermediklerini, sürücü … idaresindeki … plakalı araçlarla Polatlı yolunu takiben seyirle olay yeri olan Konutkent kavşağına geldiğinde, kavşak girişinde tesis edilmiş sinyalize kontrollü ışık sisteminde sola, Konutkent yönüne doğru dönüş yapacak araçlar için kırmızı ışık ile “DUR” talimatı veren trafik ışığına rağmen ışık ihlalinde bulunarak kavşak alanı refüj aralığında bulunan kırmızı ışığa geldiği ve seyir yönüne doğru yanan sarı ışık ile sağındaki ana yoldan gelip emniyetle duramayacak kadar mesafede (27 metre) yaklaşmış olan davalı aracının gelip gelmediğini kontrol etmeksizin ve dikkate almadan aracın geçmesini beklemeden ana taşıt yoluna doğru giriş yaparak dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak davalı yönetimindeki aracın seyir yolunu kapatarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, bilirkişi kurulunun …’u asli kusurlu olarak gösterirken sürücü … ve …’nun kazadaki kusurlarını görmezden geldiğini, kusur oranını kabul etmemekle birlikte davalıların …’un kusuru oranında sorumlu olduklarını, davacı vekili 07.10.2015 tarihli duruşmada 08.07.2015 tarihli kusur bilirkişisi raporuna bir itirazlarının olmadığını belirttiğini, Trafik lambası sinyalizasyonundan sorumlu kurumun da %15 oranında kusurlu olduğunun anlaşılmasına rağmen davacılar tarafından bu kuruma karşı bir dava açmadıkları gibi, davacıların destekleri olan … ve …’nun hatır yolcusu olduklarını, davacılar tarafından dava yöneltilmeyen dava dışı Trafik lambası sinyalizasyonundan sorumlu kurumun da %15 oranı kadar tazminat hakkından vazgeçtiği kabul edilerek tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacıların desteklerinin kaza sırasında emniyet kemeri takmadığı için müterafik kusuru olduğunu, kusurları oranında indirim yapılması gerektiğini, davacıların destekleri …’in kaza sırasında hatır taşıması yapması sebebiyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacılar … ve …’in …’in vefatı nedeniyle maddi bir zarara uğramadıklarını, müteveffa … ve …’nun hesaplamada esas alınan destek pay oranının da fazla hesaplandığını, iskonto formülü olarak %3 oranında faiz oranı uygulanması gerektiğini, hesaplamada yaşama olasılığını içeren herhangi bir formül kullanılmadığını, uluslararası aktüerya biliminde genel kabul görmüş olan ax,n= (Nx+n) Dx formülü ve CSO 1980 %2 tablosu kullanılarak hesaplama yapılarak tespit edilirken formülde yer alan x hesaplama yapılan kişinin hesap tarihindeki yaşı ne ise destek süresini göstermekte olup, bu hususun bilirkişice bu hususun da nazara alınmadığını, davacılara Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ölüm nedeniyle rücuya tabi ödenek bağlanıp bağlanmadığının ölüm yardımım yapılıp yapılmadığının sorulmadığını, davalıya ait aracın kasko ve Zorunlu Mali sorumluluk Sigortası tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmadığını, davacının ıslah ettiği kısım için kaza tarihinden itibaren işleyecek faize karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Kararı sonrası alınan raporda davacılar yönünden muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlendiğini, davacı tarafın istinaf dilekçesi ve talepleri incelendiğinde bakiye ömrün tespit edileceği tablonun davacı tarafından istinaf nedeni yapılmadığını, taleple bağlılık ilkesi nazara alınarak karar verilmesi gerektiğini, 27.03.2017 tarihli bilirkişi hesap raporunda davacı ve müteveffaların bakiye ömürlerinin PMF 1931 tablosu kullanılarak zarar tespiti yapıldığını, davacıların bu tablonun kullanılmasına bir itirazları olmadığını, bu yöne ilişkin bir kaldırma kararı da olmadığını, … … ve … …’un adına aktüerya raporunda esas alınan gelirin fahiş derece yüksek olup, gelirlerin asgari ücret kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiğini, destekten yoksun kalma hesaplamada; belgelendirilmiş olması durumunda hesaplamalarda ölen kişinin vergilendirilmiş geliri dikkate alınacağını, vergilendirilmiş gelir için herhangi bir belge sunulamaması durumunda hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, aynı kriterlerin pasif dönem hesaplaması için de geçerli olduğunu, … …’un sadece kamuda çalışacağı varsayımı ile gelir araştırılması yapılmasının doğru olmadığını, … …’un gelirine ilişkin olarak 2015-2016 sezonunda aylık ortalama 1.800,00 TL, 2016-2017 sezonunda 1.900,00 TL olduğu belirtildiğini, ancak gelir araştırmasının son derece yetersiz olduğunu, manevi tazminat açısından davacılar …’un olayda tam ve asli kusurlu olduğu belirterek talepte bulunduklarını, yargılama sonucunda ise, alınan raporda …’un %85 oranında, dava dışı sinyalizasyon sisteminin tesisinden sorumlu kurumun ise %15 oranında kusurlu kusurlu olduğunun belirlendiğini, davacıların desteklerinin kaza sırasında da emniyet kemerlerini takmadan ve hatır yolculuğu yaptıkları için takdir edilecek maddi ve manevi tazminattan da müterafık kusurları oranında indirim yapılması gerektiğini, davacılar hakkında verilen manevi tazminat miktarları yüksek olduğunu, istinaf öncesi yerel mahkeme kararında davacılardan … ve …’in manevi tazminat istemleri ret edilmiş olup, Ankara BAM 22. Hukuk Dairesinin 07.06.2021 tarih ve 2018/693 E. 2021/910 K. sayılı kararı incelendiğinde bu yöne ilişkin bir kaldırma gerekçesi yokken mahkemece re’sen …, … ve … lehine ayrı ayrı 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, istinaf sonrası bu yönde bir kaldırma kararı olmamasına rağmen mahkemece Yargıtay’ın muhtelif kararlarında, manevi tazminata ilişkin davalarda ölen kişi ile geride kalan kişi arasında manevi bir bağın olmasını tazminat takdirinde yeterli görmesi ve yeğenleri ile yakın bir ilişki içerisinde oldukları dikkate alınarak ilk yerel mahkeme kararının aksi görüşü ile re’sen …, … ve … lehine ayrı ayrı 5.000,00 er TL. manevi tazminata hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, vekalet ücreti yönünden davacıların ana dosya ve birleşen dosyada her biri ayrı ayrı manevi tazminat talebinde bulunmuş olup, davacıların talep ettikleri manevi tazminat davasının kısmen kabul edildiğini, manevi tazminatın ret edilen bölümleri üzerinden davalılar yararına davacıların her talepleri gözetilerek ayrı ayrı nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi ve eksik vekalet ücreti tayin edilmesinin de doğru olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Taraf vekillerinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Asıl ve birleştirilen dava dosyasında dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Asıl dava dosyasında davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın … idaresinde bulunan araca çarptığını, meydana gelen kaza sonucu araç sürücüsü … ve araçta yolcu olarak bulunan kızları … ve …’nun vefat ettiğini belirterek …’in vefatı nedeniyle annesi ve babası olan davacılar … Ve … için destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat, torunlarının vefatı nedeniyle manevi tazminat, davacı … için kızları … ve …’in vefat etmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat, araç hasar bedeli, cenaze ve defin gideri ve ev için yapılan masrafların ödenmesini talep etmiş, diğer davacılar ise kardeşleri …’in ve yeğenleri … ve …’in vefatı nedeniyle manevi tazminat talep etmişlerdir. Birleştirilen dava dosyasında davacılar vekili, davacıların dava konusu kaza sonucu vefat eden … ve …’in babaannesi, dedesi ve halası olduğunu belirterek manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece asıl dava dosyasında maddi tazminatın kabulüne asıl ve birleştirilen dosyalarda manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde, mahkeme kararların tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını, gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Birleştirilen dava dosyasında mahkemece verilen ilk kararda davacı … tarafından talep edilen manevi tazminatın reddine karar verildiği, davacı … veya vekaletnamesi bulunan vekili tarafından red kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuru yapılmadığı dikkate alınmadan hüküm kurulmuş olması ve kabule göre de hüküm fıkrasında “Davacı …’ın yeğeni …’nun vefatından dolayı 5.000-TL, -Davacı …’ın yeğeni …’nun vefatından dolayı 5.000-TL, Davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin REDDİNE,” şeklinde yazılmış ise de hükmün eksik olup tahsil hükmü bulunmadığından infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir.
Ayrıca mahkemece verilen ilk karara karşı istinaf kanun yoluna başvuru yapan asıl dosya davacıları …, …, … ve … vekili, asıl ve birleştirilen dosya davacısı … vekili, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin incelenmemiş olması da dikkate alınarak davacıların tüm talepleri ile ilgili olumlu ve olumsuz hüküm kurulması gerektiği halde davacıların hükmedilecek tazminata faiz uygulanmasına yönelik talepleri ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz karar verilememiş olması da isabetli değildir.
2-Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karara karşı asıl dosya davacıları …, …, … ve … vekili, asıl ve birleştirilen dosya davacısı … vekili, davalılar … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmış, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi tarafından birleştirilen dava dosyası davacısı …’nun vefat etmesi nedeniyle mirasçılarının davaya devam edip etmeyeceklerinin tespiti gerektiği belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra mahkemece destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için yeniden bilirkişi raporu alınarak hesaplama yaptırılmış karar gerekçesinde asıl dava dosyasında davacı …’nun kızı …’in vefatından dolayı 251.976,67 TL, kızı …’in vefatından dolayı 145.525,73 TL destek zararının oluştuğu, yine davacılardan …’in kızı …’nın vefatından dolayı 172.436,96 TL, davacı …’in kızı …’nın vefatından dolayı 100.889,48 TL destek zararının oluştuğu tespit edilmiş olup, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, davacıların 12.05.2017 tarihli ıslah dilekçesinde belirtmiş oldukları miktarların hüküm altına alındığı belirtilmiştir.
Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömür süreleri belirlenmiş, müteveffa …’nın ölüm nedeniyle anne ve babası için yapılan hesaplamada desteğin bekar olduğu anne ve babasına %25’er pay ayıracağı, ancak evlenme ihtimalinin olduğu, evlendikten sonra anne ve babasına %16’şar pay ayıracağı, babanın destekten çıkması ile anneye %20 oranına pay ayıracağı kabul edilmiş ise de anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekirken belirtildiği şekilde Yargıtay tarafından kabul edilen bu kurala uygun hesaplama yapılmamış olması doğru görülmemiştir.
Davacı … için kızları …’in ve …’in vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı hesabında; desteklerin gelir elde etmeye başladıktan sonra babasına evleninceye kadar %50 pay, evlendikten sonra %20, birinci çocuğu olduktan sonra %16, ikinci çocuğu olduktan sonra ise %14 pay ayıracağı kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de hesaplamaya esas alınan pay oranları Yargıtay uygulamalarına uygun değildir.
Mahkemece öncelikle tarafların itirazları da değerlendirilerek desteklerin gelirinin net olarak belirlenmesi, destek …’in profosyonel olarak voleybol oynadığı belirtildiğine göre ölüm tarihinde gelir elde edip etmediği, etmiyor ise ileride üniversite eğitimi alıp almayacağı buna göre geliri belirlendikten sonra Yargıtay tarafından kabul edilen pay esasına göre; destek … ve …’in ve anne …’nın ölüm tarihleri de dikkate alınarak … ve …’in bekar oldukları anlaşıldığından desteklerin eğitim durumları da dikkate alınarak belirlenecek evlenme tarihine kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ( ölüm tarihleri dikkate alınarak ) ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14 er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5 er pay verilmesinin uygun olacağı, anne veya babadan birinin hayatta olmaması halinde destek pay oranlarının 2,2,1,1 kuralına göre dağıtılması gerektiği, genel kural bu olmakla birlikte somut olay değerlendirildiğinde annenin … ile aynı tarihte vefat ettiği …’in ise annesinden sonra vefat ettiği dikkate alınarak pay oranlarının belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Mahkemece davacıların maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilerek davacılar yararına tek, davalılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmiştir. 6100 sayılı HMK.nın İhtiyari dava arkadaşlığı başlıklı 57.maddesinde “Birden çok kişinin, davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri, davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması halinde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabileceği düzenlenmiştir. Aynı kanunun İhtiyari dava arkadaşlarının davadaki durumu başlıklı 58. Maddesi gereğince ihtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsız olduğu ve dava arkadaşlarından her birinin diğerinden bağımsız olarak hareket edeceği belirtilmiştir.
Dava konusu olayda da davacıların davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı olması nedeniyle ayrı ayrı dava açabilecekken usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, bu durumda esasen davacı sayısı kadar dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre vekil ile temsil edilen davacılar lehine ayrı ayrı, reddine karar verilen miktar üzerinden davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği halde davacılar yararına tek, davalılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle asıl dosya davacıları …, …, … ve … vekili, asıl ve birleştirilen dosya davacısı … vekili, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Asıl dosya davacıları …, …, … ve … vekili, asıl ve birleştirilen dosya davacısı … vekili, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Tarafların diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
5- Ankara 18. İcra Müdürlüğü 2022/4217 sayılı dosyasına yatırılan 221.900,82 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …


Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.