Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/60 E. 2022/749 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/60
KARAR NO : 2022/749

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2021
NUMARASI : 2019/778 Esas 2021/391 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24/11/2014 tarihinde müvekkilinin babası müteveffa …’ın yolcu olarak bulunduğu, davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı dava dışı …’ın kullandığı … plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiğini, müteveffanın Tarım Bakanlığı İlçe Tarım Müdürlüğünden şöför olarak emekli olup aylık gelirinin 1.300,00 TL olduğunu, müvekkilinin babasının vefatı nedeniyle destekten yoksun kaldığını, dava öncesi tazminat istemi ile usulünce davalı şirkete yapılan başvurunun davalı şirketçe ödeme yapılmaması nedeniyle sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile davalı şirketten poliçe kapsamında destekten yoksulluk nedeniyle 500,00TL maddi tazminatın 05/01/2015 olan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili,08/03/2021 tarihli dilekçesi ile destek tazminatını 91.967,90 TL olarak belirlemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, …’ın vefatından kaynaklı olarak yapılan başvuru neticesinde hasar dosyasının açıldığını, davacı …’ın gönderilen belgelerin incelenmesinden yetişkin ve kendi gelirini elde etmeye muktedir olması nedeniyle babasından destek görmediği ve hatta babasına destek olması gerektiği kanaatiyle destekten yoksunluk tazminatı talep hakkı bulunmadığından talebin reddedildiğini, sosyal güvenlik kurumundan müteveffanın ölümünden sonra aylık bağlanıp bağlanmadığının sorulması ile eksik hususların tam olarak belirlenmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun alınması gerektiğini, ayrıca temerrüde de düşmediklerini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın, trafik kazası nedeniyle destek tazminatı istemine ilişkin olduğu, mahkemece daha önce verilen kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesince kaldırıldığı, mahkemece kaldırma kararından önce yapılan yargılamada; alınan bilirkişi raporunda kazanın 04.11.2014 tarihinde meydana geldiği, nüfus kaydından davacının 1978 doğumlu olup, 1975 ve 1974 doğumlu iki kardeşinin olduğu, ceza aşamasında davacının beyanında evli olmadığı, ilkokul mezunu olduğu, ev hanımı olduğunun bildirildiği; mahkemece hesap bilirkişisinden alınan raporda; yolcu konumunda bulunan müteveffanın kusursuz olduğu, ölenin kaza tarihinde 65 yaşın üzerinde olduğu davacı kızının 1978 doğumlu olup, 36 yaşından fazla olduğu, fiziki engelinin olmadığı, geçimini temin edebilecek durumda olduğu, davacının ölenin ne şekilde destek olduğunu kanıtlayamadığından destek tazminatı talep edemeyeceği görüşünün bildirildiği; bilirkişi raporuna dayalı olarak davanın reddedildiği, ancak davacının istinafı üzerine mahkemece verilen kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 2017/3409 E. 2019/1844 K. Sayılı 22/11/2019 tarihli kararında “Mahkemece, davacının 37 yaşında olması ve kalıcı bir sağlık problemi ya da fiziksel özrünün bulunmaması gerekçesi ile destek tazminatı isteyemeyeceği bildirilerek davanın reddine karar verilmişse de; tek başına fiziksel özrün olmaması ya da sağlık probleminin bulunmaması destek tazminatı verilmemesinin sebebi değildir. Davacı yan dava dilekçesinde mernis kaydına, ceza dosyasına dayanmış olup, ceza dosyasında alınan beyanında ev hanımı olup çalışmadığı, ilkokul mezunu olduğunu bildirdiğinden; davacı ve müteveffaya ait mernis kayıtları getirtilip, müteveffa ile aynı adreste(evde) yaşayıp yaşamadığı, ihtiyaçlarının babası tarafından karşılanıp karşılanmadığı belirlenerek, kaza tarihi itibariyle çalışmadığının tespiti halinde ve annesinin önceden vefat ettiği de gözetildiğinde reşit olmasına rağmen müteveffa babanın fiilen bakımına ihtiyacı bulunacağı belirlendiğinde destek tazminatının hesaplanması gerekecektir. Mahkemece, davacı tarafça bu hususta bildirilen deliller toplanıp hiç değerlendirilmeden hüküm verilmesi doğru olmamıştır. “ denilerek delillerin toplanarak davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın kaldırıldığı, kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılamada; dinlenen davacı tanıklarının beyanı, müteveffaya ait mernis kayıtları ve yapılan zabıta araştırması ile davacının müteveffa desteği ile aynı adreste yaşadığı, ihtiyaçlarının babası tarafından karşılandığı, kaza tarihi itibari ile çalışmadığı anlaşılmakla, davacının müteveffa babanın fiilen bakımına ihtiyacı bulunduğunun belirlendiği; Aktüerya hesap bilirkişisinden aldırılan 17/02/2021 tarihli gerekçeli ve denetime elverişli raporda, davacının ve desteğin yaşı, müteveffanın geliri gibi unsurlar dikkate alınarak destekten yoksunluk nedeniyle davacının talep edebileceği tazminat tutarı 91.967,90 TL olarak hesaplanmış olup, davacı da bu miktar üzerinden davasını ıslah etmiş olmakla, bilirkişi raporundaki hesaplama hükme esas alınmak sureti ile davanın kabulü cihetine gidildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile 91.967,90 TL’nin 05/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, …’ın 04/11/2014 tarihinde meydana gelen kazada vefat ettiğini, ölenin davacının babası olduğu ve davacının 37 yaşında olduğu, davacının destek talebinin, mahkemece ilk verilen kararda davacının 37 yaşında olması ve kalıcı rahatsızlığının da bulunmaması nedeniyle, desteklik durumunu kanıtlayamadığından davanın reddine karar verilmiş iken, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararı sonrasında ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılan yargılamada, ölenin davacıya destek olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verildiğini, kararın hatalı olduğunu, anne ve babanın çocuğa destekliğinin sonsuz bir ilişki gibi görülemeyeceğini, Yargıtay içtihatlarına göre kız çocuklarda destek süresinin 22, yüksek öğretim görülmüş ise 25 yaşına kadar olduğunu, davacının ise 37 yaşında olduğunu ve desteklik durumunun kanıtlanamadığı halde davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmemesi nedeniyle, HMK’nın 355 maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına ve istinaf sebeplerine göre yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece daha önce 2015/49 E. 2016/491 K. Sayılı 27/10/2016 tarihli kararı ile davanın esastan reddine karar verilmiş iken, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/2499 E. 2017/1624 K. Sayılı ilamı ile uyuşmazlığın çözümüne ilişkin delillerin toplanılmadan karar verilmiş olduğundan bahisle HMK’nın 353/1-a-6. Maddesi gereğince kararın kaldırılması üzerine yapılan yargılama neticesinde davacının destek zararını kanıtlandığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili, 24/11/2014 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle babasını kaybeden müvekkilinin, babasının desteğinden mahrum kaldığından bahisle tazminat destek tazminatı talep etmiştir.
04/09/1978 D.lu olan davacının kaza tarihinde bekar ve 36 yaşında olduğu dosyaya kazandırılan nüfus kaydından anlaşılmaktadır.
Davacının babasının vefatı nedeniyle 01/12/2014 tarihinden itibaren ölüm (yetim) aylığı aldığının Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 15/06/2016 tarihli yazısı ile dosyaya bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Uyuşmazlık, 36 yaşında ve bekar olan davacının, çalışmaması ve vefatından önce babası ile aynı yerde ikamet etmiş olmasının, desteklik durumunun kanıtlanması açısından yeterli olup olmadığına ilişkindir.
Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 2017/1141 E. 2019/8979 K. Sayılı içtihatın da açıklandığı üzere; ” Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.
Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçek1eşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir.” Anne babanın çocuklarına destekliği açısından; TMK’nın 327. Maddesindeki “(1) Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. (2) Ana ve baba, yoksul oldukları veya çocuğun özel durumu olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiği takdirde ya da olağan dışı herhangi bir sebebin varlığı hâlinde, hâkimin izniyle çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktar sarfedebilirler.” ve TMK’nın 328. Maddesindeki “(1)Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (2) Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükümleri ve Türk toplum yaşantısı nazara alınarak, anne babanın çocuklarının okumaması halinde erkek çocuklarına 18 yaşına kadar, kız çocuklarına ise 22 yaşına kadar, yüksek öğretim görmeleri halinde ise 25 yaşına kadar anne babanın destek olacağı Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Daire’sinin ve 4. Hukuk Daire’sinin içtihatları ile kabul edilmiştir. Belirtilen yaşlardan sonra anne ve babanın destekliği açısından ise yasal bir bakım borcu olmaması nedeniyle destek iddiasında bulunan ölenin fiilen destek olduğunu, destek olunacak süreyi kanıtlamakla yükümlüdür. Destek iddiasında bulunanın, vefat eden ile aynı çatı altında yaşaması, bekar olması, desteği kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi, evlenme ihtimali bulunan kişi açısından vefat edenin muhtemel yaşam süresini geçmemek üzere, muhtemel yaşam süresi kadar destek tazminatı talep etme hakkı olduğunu da kanıtlamaya yeterli değildir. Davacı, sağlık ve benzeri sebepler ile ölenin desteğinden kaldığını kanıtlamakla yükümlüdür.
Nitekim yukarıda bahsi geçen emsal içtihatında Yargıtay 17. Hukuk Dairesi bekar kız çocuklarının destek tazminatına ilişkin talepleri yönünden ” Anneleri vefat eden davacıların Dairemiz uygulamalarıyla belirlenen (22 ve 25) yaşın üzerinde olduğu; ölen annelerinin desteğine muhtaç olmalarını gerektiren herhangi bir ağır hastalık ya da engellerinin olduğuna dair delilin bulunmadığı; anne- babanın çocuğa destekliğinin sonsuz bir ilişki olarak kabul edilemeyeceği ilkesi dikkate alındığında, davacı kızların destek tazminatı talep haklarının bulunmadığının kabulü gerekir.” denilerek, bekar ve aynı çatı altında yaşamış olmanın destekten yoksun kalmanın ispatı için yeterli olmadığını belirtmiştir.
Somut olay açışından da; 36 yaşında olan davacının babası ile aynı evde yaşaması, bekar olması ve ev hanımı olması, ölenin desteğinden mahrum kaldığını kanıtlamaya yeterli değildir. Davacı yukarıda açıklandığı üzere vefat edenin geniş anlamda destekliğini kanıtlayamaması yanı sıra, bağlanan yetim maaşı nedeniyle ekonomik olarak da mahrumiyet doğmamasına, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi, 2017/3409 E. 2019/1844 Karar sayılı 22/11/2019 tarihli kararı kararının da uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan karar verilmiş olması nedeniyle, delillerin toplanmasına ve sonucuna göre karar verilmesine yönelik bir karar olması nedeniyle kaldırma kararı önceki karar esastan ret kararı olsa dahi usulü kazanılmış hak oluşturmayacak olmasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne; mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmaması, kanunun uygulanması ve delillerin takdirinde hata yapılmış olması ve yapılan hatanın yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıda da açıklandığı üzere, davacı, vefat edenin desteğinden mahrum kaldığını kanıtlayamadığından, davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 24/06/2021 tarihli, 2019/778 Esas 2021/391 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, davacıdan alınan peşin harç ve ıslah harcı toplamı 342,70 TL’den mahsubu ile yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA; fazladan alınan 262,00 TL’nin isteği halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davalı tarafça yatırılan 1.571,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
lV-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.