Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/465 E. 2023/386 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/465 – 2023/386
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/465
KARAR NO : 2023/386

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2021
NUMARASI : 2021/233 Esas 2021/776 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02.06.2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26.06.2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … AŞ (… Sigorta AŞ) vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 26.03.2017 tarihinde davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı … plakalı araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın çarpıştığını, meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını, … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yaptıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebinin 4.212,12-TL geçici, 79.494,78-TL sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere 83.706,90-TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından KTK 97. maddesi gereğince gerekli belgeler ile başvuru yapılmadığından dava şartının yerine getirilmediğini, kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kusur ve maluliyet oranlarının Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatından davalının sorumluluğunun kalmadığını, SGK.nın sorumlu olduğunu hesaplamanın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarına göre yapılması gerektiğini savunmuş, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 11.03.2021 tarih 2019/795 Esas, 2021/448 Karar sayılı kararına göre usulü kazanılmış haklar dikkate alınarak 26.03.2017 tarihinde sürücü … idaresindeki … plaka sayılı araç ile … plakalı aracın çarpışması sonucu … plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, dosya kapsamında alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde; davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’un %100 oranında kusurlu olduğu, araçta yolcu olan davacının kusurunun bulunmadığı, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca yapılan inceleme sonucunda düzenlenen rapora göre davacının bedensel özür oranının %9 olduğu, bakıcı ihtiyaç süresinin 1 ay, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği, Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarih ve 2019/40 Esas,-2020/40 Karar. sayılı iptal kararı ile oluşan yeni içtihatlar nazara alınarak TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak yapılan aktüerya hesaplaması uyarınca, davacının kaza nedeniyle 80.530,09-TL sürekli, geçici iş göremezlik, 4.212,18-TL sürekli iş göremezlik zararının oluştuğu, davalı sigorta şirketi hesaplanan tazminattan poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere sorumlu olup, davalı lehine kazanılmış haklar ve taleple bağlılık ilkesi gözetilerek 79.494,78-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.212,12-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 83.706,90-TL tazminat yönünden davanın kabulüne, davacının emniyet kemeri takıp takmadığı ve emniyet kemeri takmaması ile yaralanması arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilmediğinden hüküm altına alınan tazminattan indirim yapılmadığı gerekçesi ile: davanın kabulüne, 79.494,78-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.212,12-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 83.706,90-TL tazminatın poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkeme tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra yapılan ikinci yargılamada alınan 21.09.2021 tarihli raporda sanki davacı lehine kazanılmış hak oluşabilirmiş gibi bir algı oluşturularak iki ayrı hesaplama yapıldığını, raporda hatalı olarak “davacının da istinaf başvurusunda bulunduğu” ifadesi bulunduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusu bulunmadığı gibi Bölge Adliye Mahkemesi ilamında davalı tarafın usulü kazanılmış haklarının da gözetilerek hesaplamanın yapılması gerektiğinin belirttiğini, raporda gelir yönünden kazanılmış haklar dikkate alınarak mahkemenin 12.02.2019 tarihli kararının verildiği 2019 yılı verileri baz alınarak hesaplama yapıldığını, davalının kazanılmış hakkı olup olmadığı hususunda nihai takdir mahkemeye bırakılarak, önce 1,8 teknik faiz kullanılmadan progresif rant yöntemine göre, sonra ise 1,8 teknik faiz kullanılarak devre başı süreli rant yöntemine göre hesaplama yapıldığını, ayrıca, davacının kazanılmış hakkı olduğunun kabulüne göre, %12,2 maluliyet oranı esas alınarak sonra ise kazanılmış hak doğmayacağı kabulüne göre % 9 maluliyet oranı esas alınarak hesaplama yapıldığını, progresif rant yöntemine göre Çalışma Gücü Yönetmeliği %12,2 maluliyet oranına göre hesaplama yapıldığında, davacı lehine 109.163,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği %9 maluliyet oranına göre 80.530,09-TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, devre başı rant yöntemine göre, 1,8 Teknik faiz kullanılarak hesaplama yapıldığında, Çalışma Gücü Yönetmeliği %12,2 maluliyet oranına göre 74.839,92-TL, Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği %9 maluliyet oranına göre 55.209,78-TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, mahkeme tarafından ise davacının kazanılmış hakkı olduğu göz önüne alınarak, hatalı yönetmelik hükmüne göre yapılan %12.2 maluliyet oranı dikkate alınarak buna göre yapılan hesaplamanın hükme esas alındığını, ancak, davacının kazanılmış hakkı olmadığını, ilk yargılamada da hatalı yönetmeliğe göre yapılan maluliyet oranına (12,2) itiraz edildiğini, buna rağmen itirazlarının dikkate alınmadığını, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 2019/795 – 2021/448 sayılı ilamında yukarıda belirttiğimiz üzere: “istinafa başvuran taraf yararına oluşan usulü kazanılmış haklar”ın dikkate alınarak hesaplamanın yapılması gerektiğinin ifade edildiğini, yani BAM tarafından, yerel mahkemece yeniden yapılacak yargılamada, yeniden hesap yapılması durumunda, 2021 yılına göre hesap yapılması halinde; bu durum istinafa başvuran aleyhine sonuç doğuracağından, istinafa başvuran aleyhine sonuç doğurmadan hesaplama yapılması gerektiğinin vurgulandığını, 21.09.2021 tarihli bilirkişi hesap raporunda da zaten gelir yönünden kazanılmış haklar dikkate alınarak hesaplama yapıldığından bu hususta bir itirazlarının olmadığını, ancak, yerel mahkeme tarafından davacının kazanılmış hakkı olduğu gözetilerek, hatalı yönetmelik hükümlerine göre yapılan maluliyet oranı uyarınca yapılan tazminat hesaplamasının hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı ev hanımı olup geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki geçici iş göremezliğe ilişkin davalının herhangi bir tazminat yükümlülüğü bulunmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu kapsamında olduğunu, 25.02.2011 tarih ve 27857 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılması Hakkında Kanun” gereğince “trafik kazası sonucunda oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin” Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığını, Zorunlu Mali Mesuliyet poliçelerinde belirtilen tedavi teminatı ve maluliyet ayrı ayrı teminatlar olarak belirlendiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda geçici iş görmezlik tazminat talebinin “Tedavi Giderleri Teminatı” içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu aracın çarpıştığını, meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
Mahkemece verilen ilk karara karşı davalı sigorta şirket tarafından başvuru yapılmış, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 11.03.2021 tarih 2019/795 Esas 2021/448 Karar sayılı kararı ile davalının istinaf başvurusu kabul edilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda davacının maluliyetinin belirlenmesi için Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda davacının Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırılması, Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre %9 oranında maluliyetinin bulunduğu, 3 ayda iyileşeceği, Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemeleri Yönetmeliğine göre %12,2 oranında maluliyetinin bulunduğu belirlenmiş, aktüerya uzmanı bilirkişiden alınan raporda ise Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı ve davalı yararına oluşan kazanılmış haklarda gözetilerek ilk karara esas alınan rapor tarihi verilerine göre TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak yapılan hesaplamaya göre davacının kazadan 1 ay önce çalışması bulunduğundan ev hanımı olmadığı belirtilerek geliri asgari ücret kabul edilmiş ve yapılan hesaplamada 3 ay geçici iş göremezlik süresi için 4.212,18-TL, sürekli iş göremezlik zararı için %12,2 maluliyet oranına göre 109,163,00-TL, %9 maluliyet oranına göre ise 80.530,09-TL tazminat belirlenmiş, mahkemece davacının %9 özür oranına göre yapılan hesaplama ve davalı yararına kazanılmış haklar gözetilerek ilk karar ile hüküm altına alınan miktarı geçmemek üzere tazminata hükmedilmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvurusunda davacının geçici iş göremezlik zararından davalının sorumlu olmadığını ve Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırılması, Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen %9 maluliyet oranına göre hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “ Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile; Geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık yada maluliyet ) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85.maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. denilmiştir, aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi: olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, sözkonusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarından alınan tedavi giderlerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK.nın 98. Maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85. maddesi ve 91. maddesi gereğince araç işleteni ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGKnın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı sigorta şirketinin bu yöne ilişkin istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas,-202/40 Karar. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye yaşam süresinin belirlenmesi ve progresif rant yöntemi kullanılarak tazminat belirlenmesi gerektiğinden davalının istinaf sebepleri yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle mahkemece alınan aktüer bilirkişi raporunda davalının talebi gibi Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırılması, Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğine göre belirlenen %9 maluliyet oranına göre belirlenen tazminatın dikkate alınması ve davalı yararına oluşan kazanılmış haklar gözetilerek ilk karara esas alınan rapor tarihi verilerine göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuş olmasında, davacının SGK kaydının bulunması ve kazadan önce çalıştığının anlaşılmasına, nedeniyle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … AŞ vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.718,01-TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 1.430,00-TL. nın mahsubu ile kalan 4.288,01-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 02.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.