Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/336 E. 2022/1203 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/336 – 2022/1203
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/336
KARAR NO : 2022/1203

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2019
NUMARASI : 2016/147 Esas 2019/228 Karar

DAVACI :
VEKİLİ

DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili ve davalı … tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 09/10/2014 tarihinde karşıdan karşıya geçiş yaptığı sırada davalı sürücü …’ın, sevk ve idaresinde olup, diğer davalı … adına kayıtlı olan ve davalı sigorta şirketi tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası yapılan aracın davacıya çarpması neticesinde davacının yaralandığını ve işgücü kaybına uğradığını, davacının tedavisinin SGK tarafından karşılandığını, ancak SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri için fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri için şimdilik 1,00 TL, geçici işgücü kaybı yönünden şimdilik 499,00 TL, kalıcı iş gücü kaybından dolayı 500,00 TL olmak üzere 1.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine 20 000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatı talebini 4.172,71 TL, kalıcı işgöremezlik tazminatı talebini 19.240,40 TL olarak arttırmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın davalı şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, davacının trafik kazası sebebiyle meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının ve varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, maluliyetin tespit edilmesi halinde maluliyetin geçici nitelikte olup olmadığı, kaza ile netice arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığı ve maluliyetin sürekli olup olmadığı konularının belirlenmesi gerektiğini, davacının maluliyetine rağmen maluliyet halinden etkilenmiyorsa kazanç kaybına uğramadan hayatını sürdürebiliyorsa maluliyet tazminatına hükmedilmemesi yada tazminat hesabında dikkate alınmaması gerektiğini, tedavi giderlerine ilişkin taleplerin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, söz konusu kaza ile ilgili davadan önce davalı şirkete müracaat edilmediğini, bu sebeple şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davalının araç kiralama işi ile iştigal eden … firmasının sahibi olduğunu, kaza yapan aracın dava dışı …’a 30/12/2013 ile 28/10/2015 tarihleri arasında Rent A Car sözleşmesi ile kiralandığını, davalının kira sözleşmesi sonucu aracı kiralayandan teslim aldığını, ancak araç malikinin böyle bir kazadan haberdar edilmediğini, araç kiralama bedellerinin eksik ödenmesinden dolayı davalının 3.500,00TL bedelli bonoyu icraya koyduğunu ancak bugüne kadar herhangi bir tahsilat sağlanamadığını, dava konusu kazayı yapanın sözleşmenin kefili … olduğunu, davalının kaza ile hiçbir ilgisi olmayıp kazaya karışan aracı kiraya veren sıfatının bulunduğunu, kiralama akabinde aracın …’a teslim edildiğini ve aracın üzerindeki fiili hakimiyetin kiralama tarihi ile kaza tarihi arasındaki yaklaşık 10 aylık zaman dilimi içerisinde …’da olduğunu, bu sebeple davalının işleten sıfatının son bulduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; dava konusu kazanın davacının tedbirsiz ve dikkatsiz davranışı sonucu meydana geldiğini, kazanın olduğu yerin yaklaşık 20 metre gerisinde yaya geçidi olduğu halde, davacının yaya geçidini kullanmadan karşıya geçmeye çalıştığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesi, davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan tedavi gideri isteminin reddine, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin kabulüne, 4.172,71TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 19.240,40TL sürekli işgöremezlik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, hüküm altına alınan miktara davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 09/10/2014 tarihinden itibaren, diğer davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise dava tarihi olan 26/02/2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına,davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 12.500,00TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 09/10/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hükme davalı … vekili ve davalı … tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … istinaf dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacının ev hanımı olduğunu ve Almanya’da ikamet ettiğini, çalışmadığını, Almanya’da sigortadan da para alabilmek için bu hukuki girişimde bulunduğunu, asli kusurlu olan kişinin davacı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davalının kazaya karışan aracı uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile dava dışı …’a kiraladığını, anılan sözleşme süresi içinde aracın diğer davalı sürücü …’a verdiğini, ve bu süreçte aracın kazaya karıştığını, davalının bu dava ile kazadan haberdar olduğunu, davalının Rent A Car firması sahibi olduğunu, kaza ile hiç bir ilgisi bulunmadığını, sorumluluğu kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının mahkemece kabul gören maluliyet oran ve durumunu kabul etmediklerini, kaza ile maluliyet arasındaki illiyet bağının da kesildiğini, davanın kiralayan …’a ihbar edilmesi gerektiğini, davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince İstinaf eden tarafların sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet veren araç, davalı … adına trafikte kayıtlı olup, davalı … vekili, davalının araç işleteni sıfatı bulunmadığını, aracın 30.12.2013-28.10.2015 tarihleri arasına ilişkin dava dışı …’a kiralandığını, bu şahsın da aracı diğer davalı (aynı zamanda kiralama sözleşmesi kefili olan) …’a verdiğini, araç davalı …’ın tasarrufunda iken davaya konu kazanın gerçekleştiğini, davalı …’un tazminattan sorumluluğu bulunmadığını, dava dışı …’ın uzun süreli araç kiralama sözleşmesi nedeniyle araç işleteni olarak zarardan sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece davanın dava dışı …’a ihbar edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında yer alan araç kiralama sözleşmesinde davalı …‘un kiralayan, dava dışı …’ın kiracı olarak gösterildiği, davalı …’un Rent A Car şirketi bulunduğu, kaza yapan ve kira sözleşmesine konu olan aracın plakası, özellikleri, kira bedeli ve süresinin belirtildiği görülmüş, ancak mahkemece anılan sözleşmenin geçerliliği ve bu suretle davalı …’un işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususu irdelenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiştir.
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde düzenlenmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
Diğer yandan, 2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan aracın meydana getirdiği zararlardan araç sahibinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu aracın sahibi tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
O halde mahkemece; öncelikle kaza tespit tutanağı ile meydana gelen kaza nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Ankara Batı 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/438 Esas sayılı dava dosyası kapsamı ve anılan dosyadaki beyanlar da değerlendirilerek, Rent A Car işi ile iştigal ettiği anlaşılan davalı …’un ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak ve aracı kiralayan kişi olarak adı geçen dava dışı … ile davalı … arasında gerçekleştiği iddia edilen kira sözleşmesinin irdelenmesi, davalı … tarafından kazaya karışan aracın dava ihbar edilen …’a, ileri sürüldüğü gibi 30.12.2013-28.10.2015 tarihleri arasında uzun süreli olarak kiralanıp kiralanmadığı, araç kiralama sözleşmesinin geçerliliği hususları belirlenerek, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve davalı …’un savunması göz önünde bulundurularak, davalı … ve dava dışı ihbar olunan … arasında düzenlendiği belirtilen kiralama sözleşmesi dikkate alınarak, tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediğinin, davalı …’a ait Rent A Car firmasının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı …’un araç işleteni sıfatının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre davalı …’un sorumluluğunun saptanması gerekirken, talebe rağmen anılan hususlar incelenmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalı … vekilinin bu hususa ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile; 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … vekilinin sair,davalı …’ın tüm istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.04.2019 tarihli, 2016/147 Esas – 2019/228 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, mahkemece yeniden yargılama yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … vekilinin sair, davalı …’ın tüm istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına
2-İstinaf yoluna başvuran davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davalı …’a iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davalı … iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
5-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.