Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/2300 E. 2023/80 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2300 – 2023/80
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2300
KARAR NO : 2023/80

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : 2016/557 Esas 2020/130 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücuen)
KARAR TARİHİ : 10/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, davalı …. A.Ş.’ye ait … plakalı sayılı aracın davacı sigorta şirketi tarafından 27.11.2013 tarih, … no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığını, aracın … idaresinde bulunduğu sırda… idaresinde bulunan araç ile çarpıştığını, meydana gelen kaza sonucu yaralanan…’e 17.310-TL ödeme yapıldığını, araç sürücüsü …’ın 0,86 promil alkollü, ehliyetsiz olduğunu, KTK.nın 95. Maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesi gereğince rücu şartlarının oluştuğunu belirterek 17.310,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu … plakalı aracın davalı şirket ile … Oto Kiralama arasında imzalanan 07.07.2014 tarihli “Uzun Süreli Araç Kiralama Sözleşmesi” ile kiraya verildiğini ve araç teslim alma tutanağı ile teslim ettiğini, kira süresinin 12 ay olduğunu, sözleşmenin 5.7. maddesine göre “işleten” sıfatının kiracıya ait olduğu, mer-i mevzuatta tanımlanan araç işletenin sorumluluğuna ilişkin tüm borç ve mükellefiyetlerin araçların teslimi ile kiracıya intikal edeceğinin belirlenmiş olduğu, bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı şirkete ait … plakalı aracın 07.07.2014 tarihli sözleşme ile 12 ay süre ile …’e kiralanmış olduğu, bu şekilde sözleşme konusu araç üzerindeki fiili hakimiyet ve iktisadi yararlanmanın uzun süreli kira sözleşmesi ile devredildiği, 2918 sayılı yasanın 3.maddesindeki yasal düzenleme dikkate alındığında kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de; araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye uzun süreli olarak devredilmesi halinde artık araç üzerinde fiili hakimiyet kalmayacağından ve bu sebeple ekonomik yönden de yararlanma olanağının kalktığı durumlarda aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerektiği, bu nedenle davalının sorumluluğunun olmadığı gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalıya ait … plakalı aracın davacı şirket tarafından 27.11.2013 tarihli zorunlu mesuliyet sigorta poliçesi ile sigorta edildiğini, aracın … tarafından ehliyetsiz ve 0,86 promil alkollü olması nedeniyle %80 oranında kusurlu olarak karıştığı kaza sonucu sigorta şirketi tarafından zarar görene ödeme yapıldığını, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında davalıya bu dava yöneltilerek zarar görene ödenen tutarların iadesinin talep edildiğini, mahkemenin delil olarak dikkate aldığı kira sözleşmesinin geçersiz ve gerçeğe aykırı olarak tazminattan kaçınmak amacıyla kazadan sonra düzenlendiğini, hükme esas alınamayacağını, kira sözleşmesinin adi yazılı şekilde düzenlendiğini ve kaza tarihinden önce ya da sonra Emniyete veya yapılan ilk yargılamada mahkemeye ibraz edilmediğini, aracın kaza tarihinden sadece iki gün önce dava dışı firmaya kiralandığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2000/9048 Esas – 2000/8710 Karar sayılı kararında ise; “Davalı vekili, aracı 18.7.1990 tarihinde dava dışı … A.Ş.ne kiralama sözleşmesi ile kiraladığını ve işleten sıfatı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir… Davalı finansal kiralama şirketinin işleten sıfatını taşımaması, onun kiracısıyla arasındaki iç ilişkiye ait bir sorundur ve sigortacının trafik sigortasına dayalı olarak, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda başvurabileceği kimse, aracın gerçek işleteni kim olursa olsun, sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan sigorta ettirendir. Hal böyle olunca davalı finansal kiralama şirketine husumet yöneltilmesinde bir yanlışlık bulunmamaktadır.” denildiğini, sözleşmenin gerçek dışı ve geçersiz olduğu, davacıya karşı hüküm ifade etmeyeceğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Davacı sigorta şirketi, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi kapsamında zarar gören üçüncü kişiye ödenen tazminatın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesi gereğince kendi sigortalısından rücuan tahsili talebinde bulunmuştur.
Davalı taraf aracın kiraladığını, kaza tarihinde davalının işleten olmadığını savunmuş, mahkemece davalının aracın işleteni olmadığı gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı sigorta şirketi tarafından davalıya ait aracın 27.11.2013 – 27.11.2014 tarihlerini kapsayan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinin düzenlendiği, sigortalının davalı … A.Ş. olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nun 95. maddesi gereğince sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.
Davacı sigorta şirketi ile davalı arasındaki ilişki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan bir ilişki olup sözleşme ayakta durduğu sürece hüküm ifade eder. Taraflar arasında düzenlenen sigorta sözleşmesi gereğince zarar gören üçüncü kişinin zararının ödeyen sigorta şirketi sözleşmenin tarafı olan sigortalıya karşı sözleşme hükümlerine aykırılık nedeniyle poliçenin eki niteliğindeki Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4 maddesinde belirtilen şartların varlığı halinde rücu edebilir. Buna göre; sözleşme ilişkisinden kaynaklanan rücu hakkının sigortacı tarafından sigorta sözleşmesinin tarafı yani akidi olan sigortalıya karşı ileri sürebileceğinden davacı sigorta şirketi, söz konusu davayı ancak kendisi ile sözleşme yapan kişiye karşı açabilir.
Taraflar arasında 27.11.2013 tarihinde düzenlenen zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinde davalı …. A.Ş.’nin sigortalı olarak sözleşmenin tarafı olduğu, dava konusu kaza tarihi itibarı ile davacı ile davalı arasındaki sözleşme ilişkisinin halen devam etmekte olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından davanın sigorta sözleşmesinin tarafı olan davalıya karşı sözleşmeye aykırılık nedeniyle açılan rücuen alacak davasının esasına girilerek zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre rücu koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10.02.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.