Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/2242 E. 2023/170 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2242
KARAR NO : 2023/170

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2022
NUMARASI : 2021/353 Esas 2022/317 Karar

DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1 -… – -…
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Genel Müdürlüğü vekili, davalı …Ş. vekili ve davalı … şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacılar vekili, 01.10.2015 tarihinde davalı … idaresinde bulunan davalı … Genel Müdürlüğüne ait ve davalı … şirketine sigortalı otobüsün kaldırımda bekleyen yayalardan …’e çarparak otobüsün altında sürüklenmesi neticesinde vefatına sebebiyet verdiğini, davacıların müteveffanın eşi ve çocuğu olduğunu, ölümü ile desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek HMK.nın 107.maddesi gereğince davacı … için 20.000,00 TL. maddi, 400.000,00 TL. manevi, davacı eş… için 20.000,00 TL. maddi, 400.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müşterekken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini davacı … için 853.339,75 TL. davacı … için 241.731,53 TL. olarak belirlemiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili, talep edilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğu, manevi tazminatın belirlenmesinde sürücünün sosyal ve ekonomik durumunun dikkate alınması gerektiğini, davalı …Ş.nin aracın Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet, zorunlu mali sorumluluk, ihtiyari mali sorumluluk ve Ferdi kaza sigortacısı olduğunu, manevi tazminattan da sorumluluğu bulunduğunu davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …Ş. vekili, davalı araç sürücünün davalı şirket çalışanı olması nedeniyle sorumlu tutulduklarını, sürücülerin işe başlaması ve işe alınmasında gerekli testlerden geçirildiğini, manevi tazminat miktarının sebepsiz zenginleşmeye sebep olacağını, bu nedenle davanın reddedilmesini istemiştir.
Davalı …Ş. vekili, kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ve muhtelif sorumluluk sigorta poliçesinin davalı tarafından düzenlendiğini, sorumluluklarının poliçe limiti ve sigortalılarının kusur oranı ile sınırlı olduğunu, kusur oranın tespit edilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre; 18.04.2018 tarih 2016/482 E- 2018/293 K. sayılı karar ile maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine manevi tazminat davasının sigorta şirketi yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bam 26. Hukuk Dairesi tarafından davacıya davalı … şirketine yöneltilen husumetin dayanağı olan poliçenin açıklatılarak poliçe kapsamında manevi tazminat klozu bulunup bulunmadığı ve davacıların manevi zararından sorumlu olup olmayacağı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi ve manevi tazminat miktarının belirlenmesi için tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılarak Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen ilkelere göre manevi tazminat belirlenmesi gerektiği halde bu hususlar gözetilmeden karar verildiği gerekçesiyle kararının kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin sigorta şirketine yöneltilen husumetin dayanağının … İşletmesi Müessesi arasındaki 522076512 0 numaralı 3. Şahıs Mali Mesuliyet Sigortası poliçesi olduğunu ve poliçede manevi tazminat klozunun bulunduğunu belirttiği, davacı vekili tarafından bildirilen poliçe numarası ile aynı numaralı muhtelif sorumluluk sigorta poliçesinin davalı … vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulduğu, söz konusu poliçede yenileme numarasının 02 olarak gösterildiği ve poliçenin kaza tarihini kapsadığının tespit edildiği, poliçe numarası ile aynı numaralı ikinci yenilemeli 31.12.2014 düzenleme tarihli muhtelif sorumluluk sigortaları poliçesi ile celp edilen … Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Başkanlığının hizmet alımına ilişkin sözleşme ve teknik şartnamesine göre sigortalı aracın neden olduğu manevi zararların teminat kapsamında yer aldığı, davalı … şirketinin manevi zarardan sorumlu olduğu, davacı … annesinin davacı … eşinin vefatı nedeniyle duyacakları acı ve elem nedeniyle TBK 56/2 maddesi gereğince manevi tazminat talep edebilecekleri, tarafların kusur durumu, davacıların ve davalı sürücünün ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak toplanan delillerden davalı … Genel Müdürlüğüne ait ve davalı … şirketi tarafından kaza tarihi itibariyle …. ( yenileme 02) numaralı muhtelif sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalı aracın davalı …’ın sevk ve idaresinde iken 01.10.2015 tarihinde karıştığı kaza sonucunda davacıların anne/ eşinin vefat ettiği, vefat nedeniyle davacılar lehine takdir edilen manevi tazminatlardan … Genel Müdürlüğünün 2918 sayılı kanunun 85. Maddesi davalı …Ş.’nin TBK’nun 116. Maddesi, davalı … şirketinin 31.12.2014 düzenleme tarihli 522076512 0 ( yenileme 02) numaralı muhtelif sorumluluk sigortası poliçesi ve davalı …’ın haksız fiil hükümleri gereğince sorumlu oldukları gerekçesi ile; davacı …’in ve …’in maddi tazminata ilişkin davalarının feragat nedeniyle reddine, davacı … için 100.000,00 TL davacı …’ için 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, … … A.Ş. yönünden kaza tarihinden, davalı … şirketi yönünden dava tarihi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı … Genel Müdürlüğü vekili, davalı …Ş. vekili ve davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı … … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı şirket tarafından tanzim edilen poliçenin muhtelif sorumluluk sigortası poliçesi olmakla özel şartları ve genel şartları incelenerek hüküm kurulması gerektiğini, poliçenin özel şartlarında; bu poliçenin ancak ihtiyari mali mesuliyet poliçesi teminatı aşan kısım yönünden devreye gireceğinin açıkça belirtildiğini, ancak mahkeme tarafından ihtiyari mali mesuliyet poliçesi araştırılmaksızın doğrudan davalı şirket aleyhine hüküm kurulduğunu, poliçenin özel şartlarının 12. maddesinde;” maddi ve manevi tazminat talepleri, zorunlu trafik ve kasko imm teminatının artan kısımları için teminat sağlayacaktır.” şeklinde düzenleme olduğunu, manevi tazminat bakımından sorumluluğunun kasko imm teminatını aşan kısım için devreye gireceğini, mahkemenin … plakalı aracın kasko imm poliçesini araştırmadan doğrudan davalı şirket aleyhine hüküm kurduğunu, davaya konu olayın bilinçli taksiri aşan kast niteliğinde gerçekleşmiş bir kaza olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün bilinçli taksir düzeyini aşacak şekilde kasten davacılar desteğinin içinde bulunduğu otobüs durağına aracı sürdüğü ceza dosyasında verilen karar ile sabit olduğunu, davalının trafik kazası neticesinde meydana gelen zararları teminat altına almış olup ancak kasten gerçekleştirilen zararlar teminat altına alınmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, 6098 Sayılı T.B.K’nun 56. maddesine göre takdir edilecek miktar belirlenirken ülkenin ekonomik koşulları, davacıların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu ile davacının müterafik kusurları, olayın ağırlığı, davacının yaşı, olay tarihi gibi özelliklerin göz önünde tutulması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusunu sağlaması gibi unsurların dikkate alınması gerektiğini, davacıların ve sigorta ettirenin sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılarak davacıların Sosyal Güvenlik kuruluşlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının da tespiti gerektiğini, mahkeme tarafından her bir davacı yönünden 100.000’er TL manevi tazminata hükmedilen karar istinaf yargılamasında fahiş bulunarak bozulmuş olup mahkeme tarafından bu bozma kararına uyulmasına rağmen aynı miktarda tazminata hükmedildiğini, istinaf kararında açıkça tazminatın fahiş olduğunun belirtildiğini ileri sürmüştür.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacıların talep etmiş olduğu tüm alacak kalemleri ayrı ayrı zamanaşımı/hak düşürücü süreye uğramış olup, ilk derece mahkemesinin itirazlarını değerlendirmediğini, davalının …’na bağlı tüzel kişiliğe haiz kamu hizmeti tesis eden bir kamu kuruluşu olduğunu, davanın tarafı olmadığını, davalı idarenin herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, kazaya karışan araç her ne kadar idareye ait ise de araç sürücünün hizmet alımı yapılan … A.Ş. bünyesinde çalıştığını, araç kaza esnasında diğer davalı … tarafından sevk ve idare edildiğinden davanın idare yönünden husumetten reddi gerektiğini, kuruluşa ait araç şoförünün kusursuz olduğunu, yargılama sürecinde alınan tüm bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, bilirkişi raporları hükme esas alınmaya elverişli olmayıp işbu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini, davalının aracı genişletilmiş üçüncü şahıs ve artan mesuliyet poliçesi ile teminat altına alındığından kabul anlamına gelmemekle birlikte tüm alacak kalemlerinden sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, hükmedilen tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme nedeni olmaması gerektiğini, manevi tazminat taleplerinde, haksız fiilin niteliği, olayın meydana gelişi, tarafların kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değerlendirilmesinin verilecek tazminatın miktarını önemli ölçüde belirleyeceği, olayın tahlilinin hiçbir baskı altında kalmadan adil bir şekilde değerlendirilmesi sonucu hükmolunacak tazminat miktarının hakkaniyete uygun ve adaletli bir şekilde olması gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı …Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı … Genel Müdürlüğü’nce yapılan “… Genel Müdürlüğü ve Bağlı Birimlerinde; Otobüs, Diğer Araç ve Ekipmanların Sevk İdaresi, Araç Bakımı ve Onarımı ile Destek Hizmetlerinin 24 Ay Süre ve 3.392 Personel İle Yürütülmesi İşi” ihalesinin davalı şirket uhdesinde kaldığını, diğer davalı …’ın da bu ihale kapsamında istihdam edildiğini, davalı …’ın davalının işçisi olması sebebiyle bir an için şirketin adam çalıştıranın sorumluluğundan dolayı sorumlu olduğu kabul edilse dahi sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığını, anılan ihaleye ait teknik şartnamede şoför olarak çalıştırılacak personelin sahip olması gereken özellikler ve uyması gereken kurallar tek tek belirtilmiş olup bütün şoförlerin şirketçe teknik şartnamede sayılan özellikleri sağlayan kişiler arasından seçildiğini, işçilerin işe alımında büyük bir özen gösterildiğini, psikoteknik testini geçmeleri halinde işe başlatıldıklarını, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitimler verildiğini, trafik kuralları konusunda eğitim verildiğini, davalı şirket ile işçiler arasında imzalanan iş akitlerinde Karayolları Trafik Kanunu hükümleri çerçevesinde asli kusurlu olarak 3 kez, tali kusurlu olarak 5 kez kaza yapan işçilerin iş akitlerinin feshedileceğinin düzenlendiğini, yasada adam çalıştıranın sorumluluğu kusursuz sorumluluk hali olarak düzenlenmişse de davalının iş yerinin işleyişi ile ilgili olarak her türlü özeni gösterdiğini ve gerekli önlemleri aldığını, 6098 Sayılı Yasanın 66/2 “Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz.” hükmü gereğince somut olayda şirketin sorumlu tutulamayacağını, hükmedilen tazminatın fahiş olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da sık sık belirtildiği gibi manevi tazminatın bir cezalandırma ve zenginleşme aracı olmadığını, hükmedilen fahiş manevi tazminatın hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili, davalı …Ş. vekili ve davalı … şirketi vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı … idaresinde bulunan davalı … Genel Müdürlüğüne ait ve davalı … şirketine sigortalı otobüsün kaldırımda bekleyen yayalardan …’e çarparak otobüsün altında sürüklemesi neticesinde vefat ettiğini belirterek müteveffanın eşi ve çocuğu olan davacılar için destekten yoksun kalma tazminatı ve ayrı ayrı 200.00,00 TL den olmak üzere 400.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir.
Mahkemece, maddi tazminatın yargılama aşamasında sigorta şirketi tarafından ödenmesi nedeniyle davacılar tarafından feragat edildiğinden maddi tazminatın feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat yönünden sigorta şirketine ait poliçelerde manevi tazminat klozu bulunmadığından sigorta şirketi yönünden manevi tazminat davasının reddine, diğer davalılar yönünden manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine dairemizin 08/04/2021 tarih 2021/591 esas 2021/737 karar sayılı kararı ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş, mahkemece Bölge Adliye Mahkemesi kararı sonrası yapılan yargılama sonunda davacıların maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile müteveffanın eşi olan davacı … için 100.000,00 TL, müteveffanın kızı … için 100.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra yapılan yargılamada;davacılar vekiline davalı … şirketi tarafından düzenlenmiş olan hangi poliçeye dayalı olarak dava açtığını açıklaması için süre verilmiş, davacılar vekili … … Sigorta Şirketi tarafından düzenlenen 3. Şahıs mali mesuliyet sigorta poliçesine dayandıklarını ifade etmiştir.
Davalı … şirketi tarafından 31.12.2014 tarihinde düzenlenen 522076512 -02 yenileme sayılı Muhtelif Sorumluluk Sigorta poliçesinde sigortalının … İşletme Müessesi olduğu, poliçe özel şartlarında “Poliçenin 3. Şahıs Mali Mesuliyet Sigortası Poliçesi” olduğu belirtilerek “2015 yılı … Teknik Şartnamesi geçerlidir” ibaresi bulunduğu görülmüştür. Mahkemece dosyaya kazandırılan “Kuruluş Varlıkları Taşınır Taşınmaz Muhtelif Risklere Karşı 2015 Yılı Sigortalanması Hizmet Alımına Ait Sözleşme” ve eki olan 2015 yılı … Teknik Şartnamesinin 2.1.maddesinde üçüncü şahıs mali mesuliyet sigortası ile üçüncü şahıslara verilecek zararlara karşı maddi, bedeni ve manevi zararları karşılamak üzere herhangi bir tazminat limiti ayrımı yapılmaksızın sigorta teminatı verildiğinin belirtildiği, Şartnamenin 12. Maddesinde ise “maddi ve manevi zararların zorunlu mali sorumluluk sigortası limitlerinde dahil olmak üzere teminata dahildir” şeklinde düzenleme yapıldığı, teknik şartname ve poliçe özel şartlarında manevi tazminattan sorumluluk ile ilgili ihtiyari mali sorumluluk sigortası limitleri üzerinde sorumlu olduğuna dair herhangi bir düzenleme yapılmadığının anlaşılmasına göre davalı … şirketinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, 01.10.2015 tarihinde meydana gelen kazada davalı … idaresinde bulunan otobüs ile hareket ettiği sırada aracın birden hızlanması ile yaya kaldırımında bulunan … durağında bekleyen yayalara çarptığı olayda tam kusurlu olduğu, kaza sonucu davacı …’in eşi …’in annesi olan …’in vefat ettiği, olayın meydana geliş şekli, somut olayın özellikleri, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü, davacıların müteveffanın eşi ve çocuğu olması, olay tarihinde müteveffa Hilal’in 35 yaşında, kızı davacı …’nin 7 yaşında olması göz önünde bulundurulduğunda davacılar için belirlenen manevi tazminat miktarının uygun olduğu değerlendirilerek taraf vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, bilirkişi raporunda belirlenen kusur oranlarının oluşa uygun olması nedeniyle benimsenmesinde, davalı … genel Müdürlüğünün KTK.nın 85. Maddesi gereğince araç işleteni, davalı …Ş’nin araç sürücüsünün işvereni olması nedeniyle TBK.nın 66. Maddesi gereğince adam çalıştıran olarak sorumlu tutulmasında, ayrıca manevi tazminatın takdirinde TBK.nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı … Genel Müdürlüğü vekili, davalı …Ş. vekili ve davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Genel Müdürlüğü vekili, davalı …Ş. vekili ve davalı … … Sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 13.662,00 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 3.415,50 TL +3.415,50 TL + 3.415,50 TL. nın mahsubu ile kalan 3.415,50 TL. harcın davalılar davalı … Genel Müdürlüğü, davalı …Ş. ve davalı … şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 17.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.