Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1987 – 2023/460
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/1987
KARAR NO : 2023/460
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2020
NUMARASI : 2018/52 Esas 2020/114 Karar
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ : 10/07/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/07/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili ,03.03.2017 tarihinde davalılardan … Sigorta AŞ’ne Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı … Oto.San.Tic. Ltd.Şti’ne ait …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı araçla sola manevra ile yakın solunu kontrol etmeden dönüş yapmak istediği sırada solundan düz seyir eden davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete çarpmaması sonucu davacının yaralanmasına ve malul kalmasına neden olduğunu, … Üniversitesi Tıp Fakültesi ATK ‘nun 15.11.2017 tarihli raporuyla davacının sürekli maluliyet oranının %4,1, geçici işgörmezlik süresinin 5 ay olarak belirlendiğini, davacının gündüzleri lokantada kurye olarak, geceleri de taksi şöförlüğü yaptığından aylık gelirinin 4.000,00-TL olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru yapılmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, kaza sebebiyle davacının manevi yönden ağır bir çöküntü yaşadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 940,00-TL sürekli işgöremezlik, 10,00-TL geçici işgöremezlik, 10,00-TL tedavi gideri, 10,00-TL bakıcı gideri, 10,00-TL ulaşım -yol gideri olmak üzere toplam şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, 70.000,00-TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 03/01/2020 tarihli dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatını 14.043,85-TL’ye, sürekli iş göremezlik tazminatını 57.240,28-TL ‘ye, tedavi, bakım ve yol giderini 2.885,00-TL ‘ye yükseltmiştir
Davalı … ve … Oto. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davalıların herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, kazanın, lokantanın paket servisini yapan davacının motosikletli kurye olarak çalıştığı sırada meydana geldiğini, olay yeri kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, savcılık tarafından davalının kusursuz olması nedeniyle takipsizlik kararı verildiğini, davalı Erkan’ın sola dönmek için hızını azaltıp sinyalini verdiğini, kendisinden beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen davacının olması gereken hızın çok üzerinde seyir etmesi sebebiyle davalıya ait araca çarptığını, günlük hayatta motosikletli kuryelerin trafikte nasıl seyir ettiklerinin tecrübeler ile sabit olduğunu, kaza sonrasında davalının davacıyı iki hastaneye götürdüğünü, ancak hastanelerin dolu olması sebebiyle son olarak … Üniversitesi Hastanesine getirdiğini, davacının hastaneye kabul edilmemesine rağmen davalının, tanıdığı doktorlarla bağlantı kurarak davacının hastaneye alınmasını sağladığını ve davacının tedavisiyle bizzat ilgilendiğini, davacı için hastanede özel oda tuttuğunu, gerek tedavi masraflarının, gerekse tedavi olurken kaybetmiş olduğu maddi kayıplarının davalılar tarafından karşılandığını, davacının gece gündüz çalıştığı ve 4.000,00-TL geliri olduğu yönündeki iddiasının gerçekçi olmadığını, öyle olduğu kabul edilse bile bu durumun davacının kaza anında uykusuz olduğunu gösterdiğini, manevi tazminatın fahiş olduğunu, avans faiz talep edilmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta AŞ vekili, kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın davalı şirkete 01/06/2016-01/06/2017 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan, tazminat yönünden aktüer bilirkişiden rapor alınmasını geçici iş göremezlik tazminatı ile tedavi giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, kazaya karışan aracın ticari araç olmaması sebebiyle hükmedilecek faizin yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın çift taraflı, yaralamalı trafik kazası neticesinde motosiklet sürücüsü olan davacının geçici ve sürekli iş göremezliği ile bakıma muhtaç olduğundan bahisle maddi ve manevi tazminat istemi ile tedavi ve yol giderlerinin tazmini istemine ilişkin olduğu, toplanan delillere, tarafların iddia ve savunmalarına, karar vermeye elverişli kusur raporu, maluliyet raporu, hesap raporu ile tüm dosya kapsamına göre; davalı …’nun, sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken olay mahallinde trafiğin sıkışık olması sebebiyle sola dönüş yapmak istediği sırada sol arkasını kontrol etmeden, dikkatsiz ve kontrolsüz şekilde aniden sola manevra yapması neticesinde, sol şeritte kurallara uygun şekilde seyir halinde olan davacının kullandığı motosikletle çarpışması sebebiyle KTK’nun 46/b-c, 53/b, 56/a,67/a ve 84/f-g maddelerini ihlal ettiği, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücünün ise kusursuz olduğu, maluliyet yönünden ise, kaza sonucu davacının sürekli ve geçici iş göremez olduğu ve bakıma muhtaç kaldığı dosya kapsamında yapılan araştırmalar neticesinde tespit edilmiş olup, tüm bu bilgiler ışığında davalı sigorta şirketi, sürücü ile araç malikinin oluşan zarardan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1 maddesi uyarınca sigortalı aracın sürücüsü davalı …’nun kusuru oranında sorumlu oldukları kanaatine varıldığı, bilirkişi hesap raporunda bakıcı gideri brüt asgari ücret üzerinden hesap edilmiş ise de davacının, ancak gerçek zararını talep edebileceği, somut olayda davacı, bakıma muhtaç olduğu sürede bakıcı tuttuğuna ilişkin belgelerini dosyaya sunmadığı gibi böyle bir iddiası da olmadığından bakıcı giderinin net asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiği kanaatine varılmış olmakla Mahkemece yapılan hesaplama uyarınca, 2017 yılında net asgari ücretin 1.404,06-TL olmasına göre davalıların sorumlu oldukları 3 aylık bakıcı giderinin (1.404,06-TLx3=) 4.212,18-TL olduğu anlaşıldığından bilirkişi raporunda bakıcı giderine yönelik hesaplamaya itibar edilmediği, sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile yol giderine ilişkin hesaplamanın ise denetime elverişli bulunduğu, sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden, dönemsel hayat annüitesine göre yapılan hesaplamanın somut olaya uygulanacağı kanaatine varıldığından ve davacı da talebini adı geçen hesaplamaya göre artırdığından bu hesap yönteminin hükme esas alındığı, bu itibarla, davacının talep edebileceği kalıcı iş göremezlik zararının 57.240,28-TL, geçici iş göremezlik zararının 14.043,85-TL ve yol giderinin 544,00-TL olduğu, Mahkemece yapılan hesaplamaya göre bakıcı giderinin 4.212,18-TL olduğu, tanık beyanları doğrultusunda davalı sürücü tarafından yapılan 2.600,00- TL maddi yardımın (davacı vekilinin de talep artırım dilekçesinde bakıcı ve yol giderinden tenzili yoluna gittiği gibi) tenzili ile kalan tedavi gideri alacağının 2.156,18-TL olduğu anlaşıldığından maddi tazminat talebi ile açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, sigorta şirketine eksik evrakla başvuru sebebiyle davalı sigorta şirketi dava tarihi itibariyle temerrüte düştüğünden sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, olayın haksız fiilden kaynaklanması sebebiyle diğer davalılar araç maliki ve sürücü yönünden kaza tarihinden itibaren talep gibi yasal faiz işletilmesinin gerektiği, manevi tazminat talebi yönünden ise; davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, kaza neticesinde davacıda sağ tibia fibula açık kırığı saptandığı, bedensel özür oranının %8 olduğu, 12 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı ve iş göremez kaldığı 3 ay süresince başkasının bakımına muhtaç olduğu hususları gözetildiğinde yüksek orandaki maluliyetin, davacıyı manevi olarak olumsuz yönde etkileyeceği kanaatine varılarak maddi tazminat talebi ile açılan davanın kısmen kabulü ile 14.043,85-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 57.240,28-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 2.156,18-TL tedavi, yol ve bakıcı gideri olmak üzere toplam 73.440,31-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden dava tarihi olan 22/01/2018 tarihinden, davalı … ve … Oto. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den kaza tarihi olan 03/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat talebi ile açılan davanın kısmen kabulü ile 40.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı … ve … Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve … Oto.San.Tic.Ltd.Şti.Vekili istinaf dilekçesinde özetle ;maddi tazminat yönünden yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu, davalı …’ın %100 kusurlu görülmesine bağlı olarak bir hesaplama yapılmış ise de kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacının asli ve tam kusurlu olduğunu, davalı dilekçesinde de belirttiği üzere davacının bir lokantanın paket servisinin dağıtımcısı olarak motorsikletli kurye olarak çalıştığı sırada olayın meydana geldiğini, olay yeri kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, Ziaurrahman caddesinde sol şeritte gitmekte iken yavaşlayarak ve sola dönmek için sinyalini verdiğini, kendisinden beklenen tüm dikkat ve özeni göstermiş olmasına rağmen davacının gitmesi gereken hızın çok çok üzerinde olması sebebiyle davalıya ait araca çarpması sonucunda olayın meydana geldiğini, kaza tespit tutanağının aksine ve günlük hayatta motorsikletli kuryelerin trafikte nasıl seyir ettikleri de tecrübeler ile sabit olmak üzere kendisinin gitmesi gereken hızın bir hayli üzerinde olan davacının olayda asli kusurlu olduğunun açık olduğunu, davacının motorlu bir kurye olmasının yanında kendisinden beklenen asgari ölçüde dikkate ve özen yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekirken, dava dilekçesinde de izah ettiği üzere davacının geceleri de taksi şöförü olarak çalıştığı gerçeğinin gizlendiğini ve bir kişiden beklenenin üzerinde günlük çalışma yaptığını beyan etmiş olmasına bunun için de kazanın gerçekleştiği sırada uykusuz olduğu da açık olmasına karşın yerel mahkemenin gerekçeli kararında sadece uykusuz olunduğunun kazanın gerçekleşmesine tek başına yeterli olmayacağından bahsedildiğini, bu durum kusur oranlarına etki edeceği çok açık olmasına rağmen kusur raporuna itirazlarının reddedilmiş olmasının yasaya aykırı olduğunu ,
Yerel mahkemenin gerekçesine esas almış olduğu hesap bilirkişisi raporunda gerek geçici iş görmezlik gerekse de iş göremezlik oranlarına göre yapılan hesaplamaları da kabul etmediklerini, … Üniversitesinin vermiş olduğu raporda maluliyet oranı %4.1 olarak tespit edilmesine rağmen dava dosyasına gelmiş olan Hacettepe Üniversitesinin raporunda bu oranın %8 olarak tespit edildiğini, iki rapor arasındaki çelişki olup davacının gerçekte ne kadar maluliyet oranının olduğunu saptanmasında yol gösterici olmayacağını, ayrıca … Üniversitesi hastasının raporunda geciçi iş göremezlik süresinin 9 ay olarak saptanmış olmasına rağmen … Üniversitesinin raporunda bu net olarak belli edilmemiş olup “Tıbbi iyileşme süresinin tekrarlayan operasyonlar ve açık kemik kırığı gelişmesi dikkate alınarak 12 aya kadar uzayabiliceği” şeklinde muğlak ifadelere yer verilmek suretiyle davacının geçici iş göremezlik durumunun net bir şekilde ortaya koyulmadığını, dava öncesi davacı tarafından …. Üniversitesi hastanesinde alınmış olan raporlar ile mahkemece yargılama esnasında … Üniversitesinden alınmış olan rapor arasında ciddi çelişkilerin iş bu rapora göre hesaplama yapılmasının da mümkün olmamasından ötürü dosyanın yeniden rapor alınması için Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna gönderilmesi, çelişkiyi giderecek şekilde rapor alınması gerekli iken yanlış değerlendirme ile hüküm kurulduğunu,
Bilirkişi hesap raporunda SGK tarafından karşılanmayan tedavi masrafları adı altında alacak kalemi hesap edilmiş olmasını kabul etmediklerini, bilirkişinin davacının hastaneye kaç kez gittiği ya da tedavi sürecinde kim tarafından bakıldığına dair toplam ve hiçbir şekilde netlik olmayan verilere istinaden hesaplama yaptığını, ayrıca hesap etmiş olduğu iş bu alacak kaleminin ise davalılar tarafından davacıya ödenmiş olup yerel mahkeme tarafından dinlenen tanık anlatımlarından da bu durumun ortaya çıktığını, dinlenmiş olan tanıkların beyanlarından da görüldüğü üzere davalının davacının kaza sonrasında hem maddi hem de manevi olarak yanında bulunmuş olduğunun açık olduğunu, bu durumu hastanede ameliyatı için özel bir çaba sarf ederek sağlamış olduğu doktordan, kalması için özel oda ayarlanması ve hastane sonrasında bir çok kez evine yardım için erzak götürmüş olmasından maddi ve manevi olarak sürekli yanında olduğu hususunun sabit olduğunu, yine davalının tanık beyanlarında da görüldüğü üzere bir çok kez davacının kendisine bir kısım ödemede bulunduğunun da belli olduğunu ,
Yerel mahkemece manevi tazminat miktarı belirlenirken gerek Yüksek mahkeme Yargıtay ın uygulamasında gerekse de doktrin uygulanmasından uzaklaşılarak kabul edilmesinin imkanı olmayan ve davacı tarafın manevi duygularının tatminin aksine davacı tarafı zenginleştirecek ve gerçekleşmiş olan zararında göz önüne alındığında, 40.000,00-TL gibi çok çok yüksek ve fahiş bir bedelin manevi tazminat olarak belirlendiğini, hukuk düzenince de kesinlikle kabul edilmeyecek şekilde davacının afaki istemiyle nerdeyse uyumlu şekilde manevi tazminata karar verilmiş olup bunun kabulünün mümkün olmadığını, hukukumuzda ve yargılamalarımızda ölümlü kazalarda dahi bu denli yüksek manevi tazminat miktarına karar verilmezken yerel mahkeme vermiş olduğu manevi tazminat kararını kabul etmediklerini (emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas.2013/16616 Karar.2015/2274 09.02.2015 tarihli kararı), Yargıtay kararında da görüldüğü üzere hükmedilecek manevi tazminatın ölçülülük kuralları da dikkate alınarak hakkaniyete göre karar verilmesi gerektiği üzerinde durulduğunu, davaya konu olaylara bakıldığında ise yargılama sırasında davalıların kaza sonrasında hem maddi hem de manevi olarak davacının yanlarında bulunmuş olduğunun açıkça görüldüğünü, kazadan sonra davacıya özel doktor ve özel oda sağlandığını, ameliyat sonrası evine de hem parasal yönden hem de gıda yardımı olarak birden çok kez yardımda bulunulduğunu, tanık anlatımlarından sonra davacı asilin de bu yardımları inkar etmediğini ,buna karşın hiçbir şekilde kabul edilemeyecek şekilde 40.000,00-TL gibi daha öncede emsaline rastlanmamış şekilde böyle bir tazminat miktarına karar verilmesinin açıkça Yüksek mahkeme kararlarına aykırı olduğu gibi hakkaniyete de aykırı olduğunu,
Tüm bu sebepler dava konusu trafik kazasının oluşumunda ve kusur tespiti yapılırken olayın meydana geldiği yerin hava şartları ve davacının seyir halindeki fiziki durumunu da göz önünde bulundurmadan ve davacının uykusuz olarak da trafiğe çıkmış olduğu hususu da kendi beyanları ile sabit olması yanında davalının %100 oranında kusurlu görülmesinin imkanı bulunmadığını, bu sebeple gerek kusur tespiti yönünden dosyaya gelen bilirkişi raporunu gerek dosyada mevcut birbirleriyle mutlak çelişkili olan iş göremezlik raporları gerek bu raporlara istinaden ve tanık anlatımlarını hiçbir şekilde yeterli şekilde değerlendirilmeden alınan hesap raporunu ve buna istinaden belirlenmiş maddi tazminatı ve mutlak şekilde izahten vareste olan manevi tazminat miktarını da kabul etmediklerini, davalıların üzerine düşen tüm dikkat ve özeni gösterdiğini, kazanın olmasında hiçbir kusurları olmadığı gibi kazanın gerçekleşmesinden sonra da gerek maddi gerekse manevi yönden tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğu hususları göz önüne alındığında davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Aş vekili istinaf dilekçesinde özetle ; Mahkemece maluliyet oranına ilişkin çelişkiler giderilmeksizin eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, dosyaya mübrez … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafınca düzenlenen rapor ile … Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı raporları arasında çelişki olduğunu, her ne kadar mevzu bahis raporlar farklı yönetmelik hükümleri doğrultusunda tanzim edilmiş iseler de her iki rapor birlikte incelendiğinde raporlarda belirtilen muayene bulgularının birbiri ile örtüşmediğinin anlaşıldığını, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı raporunda davacı tarafın sağ tibia fraktürüne neden olan yaralanması göz önüne alınarak özür oranı belirlenmiş iken … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı raporunda davacı tarafta meydana gelen herhangi bir ayak bilek eklem hareket kısıtlılığı ve yürüyüş bozukluğu arızasından bahsedilmediğini, her iki raporda bahsedilen sekeller arasında farklılık bulunmakta olduğundan anılan çelişki giderilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmasının kabulünün mümkün olmadığını, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı raporunda belirtilen sekeller Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre fonksiyon kaybı haline neden olmadığından, söz konusu rapordaki muayene bulguları esas alınarak ilgili yönetmelik hükümleri doğrultusunda yeniden tanzim edilecek maluliyet raporuna istinaden davanın reddi gerekeceğini, çelişkilerin giderilmesi adına dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne tevdii ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca davacı tarafın özür oranının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması nedeniyle kararın kaldırılması gerektiğini ,
Geçici iş görmezlik tazminatı ve tedavi süresince ortaya çıkan ulaşım gideri ve bakıcı giderine ilişkin zararlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi teminat kapsamı dışında olduğundan davanın bu yönüyle reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının açık yasa hükmüne aykırılık teşkil ettiğini,
Tedavi gideri yönünden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, tedavi giderine ilişkin talebi kesinlikle kabul anlamına gelmemek ile beraber; 25.02.2011 tarih ve 27857 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılması Hakkında Kanun’da” trafik kazası sonucunda oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin mağdurun SGK’lı olup olmaması önemsenmeksizin Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığını,Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 11.02.2013 tarih, 2012/10054 Esas. – 2013/1355 Karar. sayılı kararı ile tedavi giderine ilişkin husumetin doğrudan … Kurumu’na yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle Yerel Mahkeme hükmünün bozulduğunu, bu nedenle tedavi giderlerine ilişkin davanın davalı l şirket adına reddine karar verilmesi, ilgili talebin … Kurumu’na ihbarı gerektiğini Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 14.02.2019 tarihli 2019/188 Esas ve 2019/239 Karar sayılı ilamının da aynı yönde olduğunu ,
Dava konusu trafik-iş kazası nedeniyle sosyal güvenlik kurumu tarafından yapılan rücuya tabi ödemeler sorulmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması nedeniyle kararın kaldırılması gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle davacı tarafa SGK tarafından ödenen geçici iş görmezlik ile bağlanan peşin sermayeli değer araştırılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine kara verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalılar vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ,tedavi –yol bakıcı gider ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Dava konusu 03.03.2017 tarihli saati 16.15 olan kaza tespit tutanağında, davalı sürücü … yönetimindeki, davalı … Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait ve diğer davalı şirkete sigortalı … plakalı kamyonet ile Ziyaürrahman Caddesini takiben seyirle olay yeri kesimde beyanına göre karşıdan sokak ismini gördüğünde sola manevra ile yakın solunu kontrol etmeden sola dönüş yapmak istediği sırada, aracının sol ön kısmına, sol arkasından seyirle gelen davacı sürücü … yönetimindeki … plakalı motosikletin ön kısmına çarpması sonucunda dava konusu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davalı sürücü …’nun sola hatalı manevra yapması nedeniyle 2918 Sayılı KTK’nun 67 maddesi gereğince asli kusurlu, davacının kural ihlalinin bulunmadığı; hükme esas 08.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda olayın meydana geldiği Ziyaürrahman Caddesi-Kuşkondu Sokak Kavşağının üç yönlü T kavşak olduğu, kavşak alanının asfalt kaplamalı, olay esnasında sathın ıslak, havanın yağmurlu, vaktin gündüz, yerleşim birimi içinde, Ziyaürahman Caddesinin her iki kavşak kolunun çizgi ile bölünmüş olduğu davacı sürücü …’nın hazırlık ifadesinde, olay günü yönetimindeki motosiklet ile seyir halinde iken trafiğin sıkışık olduğunu, ortadaki sarı çizgi üzerinden yavaş bir şekilde ilerlediği sırada, duran araçların arasından … plakalı aracın aniden önüne çıktığını, frene basamadan aracın sol ön kısmına çarptığını, çarpmanın etkisiyle karşı şeride geçtiğini beyan ettiği, davalı sürücü …’nun hazırlık ifadesinde, olay günü yönetimindeki araç ile seyir halinde iken trafiğin sıkışık olduğunu, yan sokağa dönmek istediği sırada birden bir ses duyduğunu, bir motosikletin aracına çarptığını beyan ettiği dosya kapsamında mevcut olan bilgi ve belgeler incelenerek değerlendirildiğinde, davalı sürücü …’nun, yönetimindeki araç ile olay yeri kavşaktan sola dönüş yapacağı sırada sola dönüş işaretini vermesi, hızını azaltması, yolun gidişine ayrılmış olan kısmın soluna yaklaşması gerekirken, aksine sağ şeritten kontrolsüzce ve aniden sola dönüş yapmakla sebebiyet verdiği olayda 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 46/b-c, 53/b, 56/a, 67/a ve 84/f-g maddelerine aykırı davranmakla tamamen kusurlu olduğu (%100) davacının ise kusurunun bulunmadığı belirlenmiş ise de, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davacı hazırlık ifadesinde “Hacıyıldız Aspava lokantasında kuryeyim. 03.03.2017 günün saat 16 sıralarında sipariş teslimi içini … plakalı motorsiklet ile Ziyaürrahman caddesi üzerinde seyir halinde idim. Trafik yoğun olduğu için ortadaki sarı çizgi üzerinden yavaş ilerliyordum, bu suretle duran araçların arasından … plakalı araç aniden önüme çıktı, frene basamadım yer ıslak ve kaygandı aracın sol ön tarafına çarptım, çarpmanın etkisiyle seyir halindeki karşı şeride geçtim sağ ayağım … plakalı araçla motorsiklet arasında kaldı, 112 ile hastaneye gittim sağ ayağımın kırılmış, kasıt yoktur, şikayetçi değilim uzlaşmak isterim “şeklinde beyanda bulunduğundan ve hükme esas bilirkişi raporuna davalı işleten ve sürücü vekili tarafından itiraz edildiğinden davacının hazırlık ifadesi, hava ve yol durumu davacı ve davalının bulunduğu şeritler, hızları, çarpışma noktası, davacının yaralanması durumu gibi hususlar ile davalıların itirazlarının da değerlendirilmesi amacıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının ilgili hazırlık dosyası da istenip dosyaya eklenerek İTÜ veya Karayolları Fen Heyeti gibi kurumlardan sürücülerin kusur oranları konusunda ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Yaralanmaya bağlı cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı istemlerinde; maddi tazminatın tespiti için maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuru için davadan önce kendi başvurusu üzerine … Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 15.11.2017 raporda 15.09.1988 doğumlu davacı …’nın 02/10/2017 tarihinde Anabilim Dalı tarafından yapılan muayenesinde; 03/03/2017 tarihinde motosiklet kazası geçirdiğini, kaldırıldığı … Üniversitesi Hastanesi’nde sağ bacak açık kırığı için ameliyat edildiğini, şu an sağ bacakta ağrısı olduğunu ifade ettiği, yapılan fizik muayenesinde sağ diz kapağı altında 5 cm’lik sütür izi, sağ bacak üst 1/3’te 3 cm sütür izi, sağ bacak orta 1/3’te 7×3 cm pembe renkte skar, sağ bacak alt 1/3’te içte 2 adet 1 cm çaplı skar, sağ bacak alt 1/3’te arkada 2 cm sütür izi olduğu, sağ diz ve ayak bileği eklemlerinin hareket açıklıklarının tam, bacak boyları ve çaplarının eşit olduğu, belirgin psikopatolojisi olmadığı, … Üniversitesi ortapedi bölümüne 03.03.2017 tarihinde yattığı 10.03.2017 tarihinde taburcu olduğu sağ tibia fibula açık kırığı, tibia çivisi tespit edildiği, 03/03/2017 tarihinde meydana gelen yaralanmasından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre (sağ tibia kırık açık) vücut genel çalışma gücünden % 4,1 nispetinde kaybettiği, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı 9 ay bakıcı ihtiyacı olduğu; hükme esas alınan … Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 30.10.2018 tarihli raporda 17/10/2018 günlü muayenesinde;hasta ile yapılan görüşmede; 2017 yılı 3.ayında motosikletli trafik kazası geçirdiğini,sağ baldırında açık kırığı olduğunu, 112 ile … Üniversitesi aciline götürüldüğünü, burada opere edilip platin takıldığını, 6 gün hastanede, 6 ay evde yattığını, fizik tedavi aldığını ve fayda gördüğünü, 2. bir operasyon geçirip vidalarının alındığını, aktif şikayet olarak merdiven çıkmakta zorluk çektiğini, ağrıları olduğunu, 10 dakika ayakta durunca ağrılarının başladığını,koşamadığını, uykusuzluk, rüyalarında kazayı görme gibi psikiyatrik şikayetlerinin olduğunu beyan ettiği, psikiyatrik şikayetleri için muayene olmak istemediğini beyan ettiği, hastanın yapılan fizik muayenesinde; desteksiz mobilize olduğu, yürüyüşünün antaljik olduğu, sağ ayak bileğinde plantar fleksiyonunun 15 derece olduğu, diğer eklem hareket açıklıklarının doğal olduğu, alt ekstremiteler arasında uzunluk ya da çap farkı olmadığı, 6×3 cm sağ baldır ön yüzde koyu renkli skar olduğu, 5,5xlecm sağ diz üzerinde vertikal koyu renkli skar, 3 adet Ixlcm’lik sağ ayak bileği iç yüzde skarlar olduğu saptanmıştır. … oğlu, 15/09/1988 doğumlu …’nın dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve değerlendirmesi sonucunda; 03/03/2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı hastada meydana gelen sağ tibia fibula açık kırığı dikkate alınarak; 30 Mart 2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” ve ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla bedensel özür oranı hesaplandığında; Tablo 3.4- Yürüyüş bozukluğuna göre özürlülük oranı; Hafif — a. Alt ekstremitede antaljik yürüyüş, basma fazının kısalmasına ilave olarak ayak bileği, diz veya kalçada orta- ileri derecede artritik değişikliklerin tespit edilmesi’” maddesi kapsamında %8 olduğu, 03/03/2017 tarihli trafik kazasına bağlı kişinin bedensel özür oranının %8 (sekiz) olduğu, tıbbi iyileşme süresinin tekrarlayan operasyonlar ve açık kemik kırığı gelişmesi dikkate alınarak 12 (on iki) aya kadar uzayabileceği, kaza nedeniyle hastanın tedavisine başlanmasından itibaren tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin, tekrarlayan operasyonlar ve açık kemik kırığı gelişmesi dikkate alınarak 3 (üç) ay olduğu belirlenmiş, davalılar tarafından hükme esas alınan maluliyet raporuna ve anılan rapor gereğince düzenlenen tazminat raporuna itiraz edilmiştir. 15.11.2017 tarihli maluliyet raporu ile hükme esas alınan 30.10.2018 tarihli maluliyet raporu farklı yönetmelik hükümleri gereğince düzenlemiş ise de her iki rapordaki arazlar, iyileşme süresi ve bakıcı ihtiyacı süreleri farklı olduğu anlaşıldığından çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu 3 İhtisas Dairesinden kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre çelişkiyi giderici maluliyet raporu, bu rapora göre de gerektiğinde usuli kazanılmış haklar gözetilerek aktüer bilirkişiden tazminat raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar … ve … Oto San Tic Ltd.Şti vekilinin ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalıların sair istinaf talebinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Davalılar … ve … Oto San Tic Ltd.Şti vekilinin ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 12.02.2020 Tarih 2018/52 Esas 2020/114 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre, davalılar vekillerinin sair istinaf taleplerinin incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf eden davalı taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatırdıkları oranda kendilerine iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
4-İstinaf eden davalı taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının talep halinde yatırdıkları oranda kendilerine iadesine,
5-Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 02/02/2021 tarih ve 2020/3471 sayılı dosyasına yatırılan 204.000,00-TL Nakit teminat miktarını yatıran tarafa iadesine,
6-Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 06/07/2020 tarih ve 2020/3471 sayılı dosyasına yatırılan 126.500,00-TL Teminat mektubunu yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.