Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/1526 E. 2022/1679 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2021
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19/06/2010 günü saat 03:30‘da müvekkili Nail Kaya’nın yolcu olarak bulunduğu, sürücüsünün …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç kazası sonucu tek taraflı, ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza yerinde tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, yolcu davacının herhangi bir kusurunun olmadığını, ağır şekilde yaralandığını, kazaya karışan aracın sigortasının … Sigorta A.Ş. teminatı kapsamında olduğunu, 02/11/2020 tarihinde sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının tahsili ile müvekkile ödenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, HMK.nın 119/1-b maddesi gereğince dava dilekçesinde davalının adı, soyadı ve adresinin bulunmasının gerektiği, davalılardan bir tanesinin … plakalı araç ruhsat sahibi olarak gösterildiği, bu durumun 119/1-b’ye aykırı olması nedeni ile tensip ile davacıya söz konusu davalının ad, soyad ve adresini bildirmesi için 119/2 madde gereği 1 haftalık kesin süre verildiği, söz konusu süre içerisinde davalının ad, soyad ve adresinin bildirilmemesi nedeni ile … plakalı araç ruhsat sahibi aleyhine açılan davanın HMK.nın 119/2 gereği açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği, yine diğer davalı … yönünden tensip zaptı ile birlikte davacıdan arabuluculuk son tutanağının istenildiği, davacı tarafından söz konusu şahıs yönünden arabuluculuğun dava şartı olmadığının beyan edildiği, bu çerçevede yapılan değerlendirilmede tefrik edilen dosyada davacı tarafından davalı sigorta ile birlikte mevcut dosya davalıları aleyhine tazminat davası açıldığı, sigortadan kaynaklı davaların TTK’da düzenlenmesi nedeni ile ticari dava konumunda olduğu, mevcut dosya davalıların ise sigortanın yanında davalı konumunda gösterilmesi ve TTK.nın 7. maddesinde düzenlenen teselsül karinesi dikkate alındığında davalı … yönünden mevcut davanın ticari dava statüsünde olduğu ve arabuluculuğun dava şartı olduğu, davacı tarafından bu davalı yönünden dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmaması nedeni ile söz konusu davalı yönünden açılan davanın usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle; davalı ….. plakalı araç ruhsat sahibi aleyhine açılan davanın HMK.nın 119/2 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davalı … aleyhine açılan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilin 19.06.2010 tarihli trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olduğunu, dava dilekçesinde araç plakası belirtilerek … Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmasını akabinde araç ruhsat sahibinin bilgilerinin celbi ile dava dilekçesinin tebliğinin talep edildiğini, kazaya ilişkin açılan ceza dosyasının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi 2019/2422 Esas sayılı dosyası içerisinde olduğunun tespit edildiği, dosyada bulunan evraklardan başta trafik kazası tespit tutanağı olmak üzere incelendiğini ancak araç ruhsat sahibinin tespit edilemediğini, ayrıca … Müdürlüğü ile haricen yapılan görüşmelerde müvekkilin araçta yolcu olması nedeniyle ve kişisel verilerin korunması mevzuatı gereği bilgi verilemeyeceği şeklinde cevap verildiğini, Yerel mahkemece HMK madde 119/2 gereği verilen kesin süre içerisinde ruhsat sahibi bilgilerinin elde edilmesinin imkansızlığı konusunda beyanda bulunulduğunu, ancak yerel mahkemenin eksikliğin tamamlanmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verdiğini, Yargıtay 17 HD 2017/4247 Esas ve 2018/3574 Karar sayılı ilamında; “Tutanak incelendiğinde; araç sürücüsünün malik olmadığı, tutanakta sadece sürücü ad soyadının yazılı olduğu, kimlik ve adres bilgilerinin ise yer almadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle davacı vekilinin araç sahibinin kimlik ve adres bilgilerine ulaşması mümkün değildir. Bu halde, mahkemece aracın bildirilen plakasına göre trafik kaydının getirtilmesi, trafik kaydına göre aracın malik ve adres bilgilerinin tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozma nedeni yapılmıştır” denildiğini, bu nedenle kararın bu yönden hatalı olduğunu, davalı … yönünden ise, davanın usulden reddi gerekçesinin davalı … yönünden tensip zaptı ile birlikte davacıdan arabuluculuk son tutanağının istenildiği, davacı tarafından söz konusu şahıs yönünden arabulucuğun dava şartı olmadığının beyan edildiği, bu çerçevede yapılan değerlendirilmede tefrik edilen dosyada davacı tarafından davalı sigorta ile birlikte mevcut dosya davalıları aleyhine tazminat davası açıldığı, sigortadan kaynaklı davaların TTK’da düzenlenmesi nedeni ile ticari dava konumunda olduğu, mevcut dosya davalıların ise sigortanın yanında davalı konumunda gösterilmesi ve TTK.nın 7. maddesinde düzenlenen teselsül karinesi dikkate alındığında söz konusu davalı … yönünden mevcut davanın ticari dava statüsünde olduğu ve arabuluculuğun dava şartı olduğu, davacı tarafından mevcut davalı yönünden dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmaması nedeni ile söz konusu davalı yönünden açılan davanın usulden reddine karar vermek gerektiğinin belirtildiğini, huzurdaki dosyada davalılardan … Sigorta A.Ş. ile olan husumetin ticari iş niteliğinde olduğunu, ancak anılan davalı yönünden uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığını ve arabulucuya başvurma zorunluluğu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiş, bilahare verdiği feragat dilekçesiyle işleten yönünden davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı işleten yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı sürücü … açılan davanın dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile usulden reddine karar verilmiştir.
18/12/2018 tarihli … Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinde; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” denilmiş, ayrıca 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı HUAK’nun 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucuk tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu düzenlemelere göre, 01.01.2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurulup, anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
TTK.nın 5/A maddesi gereğince ticari davalarda arabuluculuk dava şartı olarak düzenlendiğinden ticari dava kavramının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Ticari dava ile ilgili düzenleme TTK’nın 4. maddesinde yapılmıştır. Ayrıca bazı özel kanunlarda da ticari dava kavramına yer verilmiştir. TTK’nın 4/1 maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalar, şarta bağlı ticari davalar olup, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması şarttır. Ancak, TTK’nın 4/1. (a) – (f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilir.
6102 Sayılı TTK’nın 4/1.f bendi ile yapılan düzenlemeye göre bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava olarak kabul edilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır.
Davalı araç sürücüsünün sorumluluğu TBK.nın 49. maddesinden, araç işleteni davalının sorumluluğu KTK’nın 85. maddesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taraf ile davalılar arasında ticari ilişki veya ticari iş olmadığı gibi, haksız fiilin bir türü olan trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davası ticari dava niteliğinde de değildir.
Bu hale göre davacının, dava açmadan önce davalı … yönünden arabulucuya başvuru yapma zorunluluğu bulunmadığından, davalı … aleyhine açılan davanın zorunlu arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davacının maddi tazminat talepleri yönünden işin esasına girilerek yeniden görülmesi ve sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Ankara 1. Ticaret Mahkemesi’nin 22/01/2021 tarihli, 2021/47 Esas – 2021/20 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davacının, davalı sürücüsü aleyhinde açtığı maddi tazminat talepleri yönünden yeniden yargılama yapılarak işin esasına girilip, sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.