Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/15 E. 2022/1392 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2021
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 06.06.2016 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacı idaresinde bulunan araca çarpması sonucu davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davalı … şirketine yapılan başvuruya rağmen cevap verilmediğini belirterek, HMK.nın 107/2. Maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.500,00 TL geçici ve daimi iş göremezlik tazminatının davalının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi-avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında kalıcı işgöremezlik tazminatı talebini 12.751,22 TL, geçici iş göremezlik tazminatı talebini 570,82 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, … şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalının kusuru oranında olduğunu, öncelikle kusur raporu alınmasını, maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu veya üniversite hastaneleri tarafından belirlenmesi gerektiğini, zararın aktüer bilirkişi tarafından hesaplanmasını, … Genel Şartlarına göre geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 10/06/2021 tarihli, 2019/683 Esas – 2021/1142 K. Sayılı kararı sonrası yapılan yargılama sonunda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda, davacının yaralanması nedeniyle %3.3 oranında maluliyetinin bulunduğu, 9 ayda iyileşeceğinin belirlendiği, makine mühendisi ve aktüer bilirkişiden alınan raporda, davalıya sigortalı araç sürücüsü … ‘nin % 40, davacının %60 oranında kusurlu olduğu, asgari ücret üzerinden PMF yaşam tablosu esas alınarak yapılan hesaplama ile davacının geçici iş göremezlik zararının 570,82 TL , daimi iş görmezlik zararının 12.751,22 TL olduğunun hesaplandığı, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda, sürücü …’nin %80 oranında, sürücü …’in %20 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, kararın davalı tarafından istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında alınan kusur raporu davacının lehine ise de, kaldırma kararı öncesi müktesep haklar nazara alınarak önceki karar gibi dava ve ıslah dilekçesindeki taleplere göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek davanın kabulü ile, 570,82 TL geçici iş göremezlik, 12.751,22 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 12.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının TBK.nın 52. maddesi gereğince indirim yapılmasının talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacı tarafından dava açılmadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığını, dava şartının yerine getirilmediğini, davacının maluliyetinin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre tespit edilmesi gerektiğini, huzurdaki davaya konu kaza 06.06.2016 tarihinde meydana geldiğini, aracın 20.02.2016-20.02.2017 tarihleri arasında davalıya sigortalı olduğunu, davaya konu kaza ve poliçe tarihine göre 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Genel Şartların esas alınması gerektiğini, itirazları değerlendirmeden davacı yanın Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre tespit edilen maluliyet oranını hükme esas alınmasının mevcut yasal düzenlemelere aykırı olduğunu,( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/11295 Esas, 2021/780 Karar sayılı ilamı) her ne kadar yeni genel şartlara tabi poliçelerde “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” uygulanmaktaysa da, 20.02.2019 tarihi itibariyle işbu yönetmelik yürürlükten kaldırılmış olup alınacak yeni maluliyet raporunda yeni genel şartlara tabi poliçelerden kaynaklanan maluliyet belirlemelerinde “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” esas alınması gerektiğini, maluliyetinin belirlenmesi için alınan maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin mülga edilmiş olması nedeniyle, Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe göre alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının trafik poliçesi teminatı dışında kaldığını, genel şartların yürürlüğe girmesinden itibaren trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında olup davacının … şirketine başvurmadan önce SGK’nın sorumluluğuna gitmesi gerektiğini, davacıya SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığı veya gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması gerektiğini, kaza esnasında davacının emniyet kemerinin takılı olmadığını, emniyet kemeri takmama davacının kazanın oluşumunda açıkça kusurlu olduğunun ispatı niteliğinde olup; kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere yapılacak tazminat hesaplamasında bu hususların göz önünde bulundurulması gerektiğini, davalının ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, mahkemece hükme esas alınan ve kusur yönünde yapılan değerlendirme neticesi, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı belliyken ve tüm zarardan sigortalı sürücüsü %100 kusurluymuşuz gibi hüküm kurulmasının hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … şirketi davacı tarafından davadan önce davalı … şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; Dava açılmadan önce … şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesinde “… kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi davacı tarafından … şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK.nın 97. Maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmediği hususu Bölge Adliye Mahkemesi kararında değerlendirilerek yerinde görülmediği belirtilmiştir.
Mahkemece verilen ilk kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine yapılan inceleme sonunda Bölge Adliye Mahkemesi kararında dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında davalıya sigortalı … idaresinde bulunan … plakalı aracın önünde seyreden davacı … idaresinde bulunan … plakalı araç ile sola dönüş yapmak için kendi şeridinin soluna geçip dönüşe başladığı sırada yandan çarptığını belirterek davacı …’in sola dönüş kurallarına riayet etmemesi nedeniyle asli kusurlu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması nedeniyle tali kusurlu olduğu belirtilmiş olması, hükme esas makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda ise kaza tutanağı, hazırlık soruşturması ifadeleri değerlendirilmiş, davacı …’in sola dönüş için gerekli tedbirleri almadığı, yakın arkasından seyreden aracı kontrol etmeyip motosiklette bulunan arkadaşına kontrol ettirdiği, sola dönüşünde sinyal vermediğinden %40 oranında, davalıya sigortalı araç sürücüsü …’nin ise motosikleti yakın mesafeden takip etmesi, kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması diğer araç ile arasında güvenli mesafe bırakmaması nedeniyle %60 oranında kusurlu bulunduğu, davalı … şirketi tarafından rapora itiraz edilmiş olduğu, kaza tespit tutanağında davalıya sigortalı araç sürücüsü tali kusurlu olduğu belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün %60 asli kusurlu olduğu belirtilmiş olmasına göre kaza tespit tutanağı ve bilirkişi rapor arasında çelişki meydana geldiği ve çelişkinin giderilmesi gerektiği belirtilmiş, mahkemece Bölge Adliye Mahkemesinin kararına göre kusur oranları arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığından alınan raporda çift yönlü yolda seyreden sürücü …’nin önünde seyreden motosiklet ile güvenli takip mesafesine dikkat etmeden, kontrolsüzce yaklaştığı olay mahalli kavşakta, zamanında etkin tedbir almadan karşı yön bölümünde motosiklete çarpmasıyla meydana gelen kazada %80 oranında, sol gerisinden gelen araca dikkat etmeden, kontrolsüzce sola dönüş yapan sürücü …’in sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile gündüz vakti, meskun mahal dışındaki yolu takiben seyredip geldiği olay mahalli kavşakta, geriden gelen trafiğe dikkat etmeden, kontrolsüzce sola dönüş yaptığı esnada geriden gelen sürücü …’nin kullandığı otomobil ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada %20 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Mahkemece ilk karara karşı davalı … şirketi tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapıldığından davalı yararına oluşan kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı … Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90.maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamına dışına bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. Davalı vekili geçici işgöremezlik tazminatının … kapsamına olmadığını iddia etmiş ise de 2918 sayılı KTK.nın 90.maddesinin atfı ile tazminatın kapsamının TBK. hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, TBK.nın 54. Maddesinde geçici işgöremezlik kazanç kaybının zarar sorumlularından istenebileceğinin düzenlendiği, ayrıca 2918 sayılı KTK.nın 98. Maddesinde SGK.nın sağlık hizmet bedellerinden sorumlu olduğunun düzenlendiği geçici işgöremezlik zararından sorumlu olduğuna dair bir düzenlemenin olmadığı, sigortanın sorumluluğunun kapsamı dışında olan hallerin düzenlendiği KTK.nın 92. Maddesinde geçici işgöremezlik zararının sigortanın sorumlu olmadığına dair bir düzenleme bulunmadığından davalının bu hususa ilişkin ve diğer istinaf sebepleri yerinde değildir.
Bu durumda, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, davalı … şirketinin lehine oluşan kazanılmış haklar dikkate alınarak sigortalı sürücünün kusur oranına isabet eden miktardan sorumlu tutulmuş olmasına, mahkemece SGK’dan davacıya rücuya tabi ödeme yapılmadığının belirlenmiş olmasına, davacının motosiklet sürücüsü olması nedeniyle emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusuru bulunduğuna ilişkin itirazının yerinde görülmemesine, hükme esas alınan aktüer raporu ile yapılan hesaplamanın davalı lehine olmasına ve davalı yararına oluşan kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmiş olması nedeniyle mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinin usul ve esas yönünden yasaya uygun olmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 910,02 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 529,00 TL.nın mahsubu ile kalan 381,02 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 26.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.