Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/1407 E. 2022/1606 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2022
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 16/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 21/01/2016 tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı kamyonet ile seyir halinde iken yaya olan müvekkili …’a çarpması sonucu meydana gelen kazada davalı sürücü …’in tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, bir müddet hastanede tedavi gördükten sonra evde tedavi gördüğünü, bundan dolayı ileride arttırılmak kaydıyla 1.500,00-TL geçici iş göremezlik, 3.000,00-TL sürekli iş göremezlik, 100,00-TL belgelendirilmeyen tedavi gideri, 100,00-TL bakıcı gideri, 100,00-TL belgelendirilmiş tedavi gideri ve 200,00-TL diş tedavisi gideri olmak üzere toplam 5.000,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren yasal faizi ve yargılama giderleri ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği bilahare, bu taleplerini 12/04/2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; 3.531,60-TL geçici iş göremezlik, 40.087,35-TL iş gücü kaybı nedeniyle karşılanmayan maddi zarar, 4.000,00-TL tedavi giderleri nedeniyle maddi zarar, 4.941,00-TL bakıma muhtaçlık nedeniyle maddi zarar olmak üzere toplam 52.559,95-TL tazminatın yargılama gideri ve ücreti vekalet ile birlikte temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, … şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluk olmadığını, öncelikle kaza ile ilgili kusur oranı ve davacının geçici ve sürekli iş göremezlik süresinin belirlenmesini, davacının bakıma muhtaç olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, … Hastanesi Başhekimliğinin maluliyete ilişkin 07/12/2020 tarihli heyet raporu ile; 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı … Gazete’de yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümlerine göre; şahsın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı, 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı … Gazetede Yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre; şahsın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı, mevcut arızasının iyileşme süresinin 3 ayı bulacağını, bu süre zarfında kişinin herhangi bir gelir getirecek iste çalışmayacağı, bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği, kişinin dosya kapsamında SGK tarafından karşılanmayan tedavi masraflarının olmadığını, ancak bu tür bir yaralanmada bir takım fatura edilemeyen masrafların olacağı, bu harcamaların SGK ödeme kapsamı dışında olduğu, kaçınılmaz giderlerin yapılan masrafların niteliği yapıldıkları tarih ve yerler tam olarak bilinmediği, yaralanmanın ağırlık ölçüsü dikkate alındığında bu tür giderlerin 1.500,00-TL olarak değerlendirildiği, (bu tutarın 500,00-TL. ulaşım gideri, 1.000,00-TL. refakatçi özel beslenme vs. gideri olarak değerlendirildiği, bu değerlendirme yapılırken yaranın ağırlık ölçüsü kişinin tedavi olduğu merkezle yerleşim yeri gibi unsurların göz önüne alındığını), mevcut arızasının iyileşme süresinin 3 ayı bulacağı, bu sürenin ilk 1 aylık kısmında bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duyacağının rapor edildiği, tazminat Hesaplama Bilirkişisi …’in 03/12/2021 tarihli ek raporuna göre; davacı …’ın hesaplanan geçici ve tedavi ile bakım giderlerinden kaynaklı toplamda 6.678,60-TL maddi tazminat alacağı bulunduğunun rapor edildiği, mahkeme dosyasının 11/05/2017 tarihli 2016/390 esas 2017/333 karar sayılı ilamının Ankara BAM 22. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarihli 2017/140 esas 2019/337 karar sayılı ilamı ile kaldırılarak mahkemenin 2019/66 esas sırasına kaydedildiği, davacı …’ın vefat ettiği yerine murisleri olan ….. vekalet sunarak davaya devam ettikleri, davacının vefatı nedeniyle fiziken mümkün olmayan maluliyete ilişkin raporun dosya kapsamındaki eski verilere göre alındığı, söz konusu rapor doğrultusunda davacının maluliyet oranlarının hesaplandığı ancak dosya kapsamında alınan maluliyete ilişkin bilirkişi raporunda davacının sürekli iş göremezliğe ilişkin bir maluliyetinin olmadığı ve buna yönelik aktüerya raporu doğrultusunda davacının davaya ilişkin uğramış olduğu zararların hesaplanarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davacıların davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davacıların dava konusu trafik kazasından dolayı murisinin uğramış olduğu zarara ilişkin sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin REDDİNE, davacıların murisinin dava konusu trafik kazasından kaynaklanan geçici iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu maddi zararı olan 3.531,60-TL’nin davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 22/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, diğer davalı … yönünden kaza tarihi olan 21/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tekerrüre esas olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılardan alınarak davacılara miras hisseleri oranında verilmesine, davacıların murisinin dava konusu trafik kazasından kaynaklanan tedavi ve bakım gideri olarak uğramış olduğu maddi zararı olan 3.147,00-TL’nin davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 22/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, diğer davalı … yönünden kaza tarihi olan 21/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tekerrüre esas olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılardan alınarak davacılara miras hisseleri oranında verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu trafik kazasından dolayı murisin uğramış olduğu zarara ilişkin sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece alınan ilk raporun 16/12/2016 tarihinde Prof. Dr. … tarafından düzenlendiğini ve muris hakkında %18 oranında sürekli iş göremezlik raporu verildiğini, kararın kaldırılması üzerine bu kez Prof. Dr. … … kurul başkanı olarak heyette yer aldığını ve daha önce bizzat muayene ederek %18 sürekli iş göremezlik raporu verdiği …’a vefatından sonra sadece evrak üzerinden inceleme yaparak sürekli iş kaybı yoktur raporu verdiğini, çelişkinin giderilmediğini, davacı murisin geçici iş göremezlik nedeni ile uğramış olduğu maddi zararının 3.531,60-TL olmadığını, hatalı hesaplama yapıldığını, iyileşme süresi üç ay olarak belirlenmiş ise de somut olaya uygun olmadığını, murisin yüzünde ciddi şekilde kesiler oluştuğunu, bu sebeple … Plastik Cerrahi servisinde ameliyat olduğunu, ayrıca bir dişini kaybettiğini, kaybedilen dişe ilişkin olarak da tedavi masraflarının (implant) tedavisi SGK tarafından karşılanmadığını, davacı murisin dava konusu trafik kazasından kaynaklanan tedavi ve bakım gideri olarak uğramış olduğu maddi zararı olan 3.147,00-TL değil kaza zamanında fazlası saklı kalmak kaydı ile sırf 5.000,00-TL harcama yaptığına ilişkin dosyada delillerin mevcut olduğunu, bakıcı giderinin de tazmini gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatı gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan geçici, sürekli iş göremezlik tazminatı, ulaşım ve tedavi gideri ile bakıcı giderinin tahsili için açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere olayın niteliği gereği bütün giderlerin belgelendirilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Ulaşım gideri konusunda belge bulunmasa da, davacının yaralanmasına göre tedavisi tamamlanıncaya kadar hastaneye gidip gelmesi hayatın olağan akışına uygundur. Bu durumda mahkemece doktor bilirkişiden davacının tedaviye gitmesi gerektiği tarihler konusunda rapor alınarak davacının ikamet adresi ile hastanelerin mesafesi, o tarihlerdeki ticari taksi ücretleri v.s. gözönünde bulundurularak makul bir ulaşım giderine hükmedilmesi gerekmektedir. Yine yaralanmaya bağlı olarak yapılması olanaklı bulunan fatura edilemeyen tedavi giderleri yönünden davacının tüm tedavi evrakları incelenerek yaralanma derecesi ve iyileşme süreci de gözetilerek uzman doktor bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre fatura edilmeyen tedavi giderleri hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D’nin 11.06.2020 tarih 2019/2585 Esas- 2020/3385 Karar, 28.02.2019 tarih 2016/4476 Esas- 2019/2293 Karar, 27.09.2017 tarih 2015/1535 Esas – 2017/8273 Karar, 09.04.2015 tarih 2015/1134 Esas – 2015/5600 Karar ve 12.11.2012 tarih 2012/32523 Esas-2012/12417Karar)
Somut olayda, tedavi giderleri yönünden yapılan hesaplamaların belirtilen ilkelere uygun olmadığı anlaşılmakta olup, davacılarının itirazlarını da değerlendirecek şekilde yukarıda belirtilen ilkelere uygun uzman bilirkişiden rapor alınmalıdır.
Maluliyet konusunda ise, cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatının belirlemesinde, davacılar murisinin maluliyet durumunun gerçek durumu tam olarak yansıtacak şekilde belirlenmesi gerekir. Maluliyet oranı tazminatın belirlenmesinde esas alındığından, maluliyet oranında tereddüt olması ve/veya çelişki olması halinde, tereddüt oluşturacak veya çelişki yaratacak hususlar giderilmeden davanın esası hakkında karar verilemez. Diğer yandan davacının maluliyetine ilişkin farklı yönetmelikler çerçevesinde alınan raporlarda da, maluliyet oranlarının farklı belirlenmesi durumunda, özellikle raporlarda belirlenen maluliyet oranları arasındaki farkın yüksek olması veya tespit edilen rahatsızlıkların çelişmesi durumunda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/292 Esas – 2020/6372 Karar, 2019/3629 Esas – 2020/5191 Karar 2016/13576 Esas – 2019/6279 Karar)
Somut olaya, her ne kadar önceki hükme esas alınan bilirkişi raporunun yok hükmünde olduğu kaldırma kararında belirtilmişse de, önceki raporu tanzim eden bilirkişinin hükme esas raporu düzenleyen bilirkişi kurulunda da görev aldığı ve ilk raporda sürekli iş göremezlik oranı belirlenmişken ikinci raporda sürekli iş göremezlik bulunmadığının belirtildiği ve açık çelişki bulunduğu anlaşılmakla, mahkemece dosyada mevcut raporlar arasındaki açıkça çelişki olduğundan, davacılar murisinin meydana gelen kaza nedeniyle tüm tedavi evrakları dosyaya kazandırılarak, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri çerçevesinde; davacılar murisinin kaza neticesi maluliyeti meydana gelip gelmediği, maluliyeti meydana gelmiş ise hangi oranda olduğu hususunda rapor alınarak ve raporlar arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacılar vekilinin sair istinaf sebeplerinin kararın eksik incelemeden kaldırılmış olmasına göre incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/03/2022 tarihli 2019/66 Esas 2022/206 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacılardan istinaf peşin harcı olarak alınan 80,70-TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacılara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.