Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/1349 E. 2022/1686 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ……
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI : …..

DAVANIN KONUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)

KARAR TARİHİ : 23/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … A.Ş. vekili ve davacı vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24.10.2016 tarihinde davacının, idaresinde olan araç ile oturduğu sitenin otoparkında seyir halinde olduğu esnada otopark alanından geri manevra ile kontrolsüz olarak çıkış yapan … ……daresinde olan araç ile çarpıştığını, söz konusu kaza nedeniyle davacının aracında hasar meydana geldiğini, davacının hasar bedeli olarak ……. 6.163,63-TL ödeme yaptığını, yapılan bu ödemenin sigorta tarafından karşılanması gerekirken kısmi bir ödeme yapıldığını, aracın yurt dışı menşeli olduğunu ve Türkiye’ye davacı tarafından getirildiğini, davacıya ait … … aracın 2014 model olduğunu, aracın davacıya özel şekilde tasarlandığını, sunulan eksper raporlarında aracın … değerinin 409.500,00-TL olduğunu, yapılan araştırmalar sonucunda aracın kaza öncesi rayiç değerinin 370.000,00-TL olarak belirlendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıya ait aracın değer kaybı nedeniyle oluşan zararın karşılığı olarak şimdilik 2.000,00-TL ile ödenmeyen hasar bedeli olarak 6.163,63-TL ki toplamda 8.163,60-TL’nin davalılardan müracaat ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 3.460,24 TL değer kaybı ile 6.163,63 TL hasar tutarının müracaat ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; belirsiz alacak davasının şartlarının oluşmadığını, kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketine 31/12/2015-31/12/2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin davacı tarafın maliki olduğu araçta meydana gelen değer kaybı için 3.900-TL ödeme yaptığını ve davacının zararının tamamen karşıladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, değer kaybı yönünden talebin reddine, hasar bedeli yönünden talebin kısmen kabulü ile 5.598,05-TL’nin davalı … … taşımacılık yönünden 07/02/2017 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden 29/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalı … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, davacının olayda kusuru bulunmadığını, davacıya ait aracın özel bir araç olduğu hususu göz ardı edilerek değer kaybının oldukça eksik hesaplandığını, araçtaki hasar bedelinin de düşük hesaplandığını, davanın hem sigorta şirketine hem de araç sahibi şirkete açılması nedeniyle davalıların sorumluluklarının hukuken değerlendirilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; şayet araç davanın açılış tarihinden önce 3. kişilere devredildi ise davanın taraf ehliyeti yokluğundan reddi gerektiğini, hasar bedeline ilişkin bilirkişilerce yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf eden taraf vekillerinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, davalı sigorta şirketinden ZMM Sigortalı dava dışı … yönetimindeki aracın, Ankara….. otoparkından geri geri çıkması sırasında park alanında seyir halinde olan davacıya ait araca çarpması neticesi kazanın meydana geldiği, mahkemece alınan 15/10/2018 tarihli rapor uyarınca, kazanın meydana gelmesinde davacının %20 oranında, davalı tarafça sigortalanan araç sürücüsünün %80 oranında kusurlu olduğu, mülkiyeti davacıya ait olan aracın 2014 model … marka … 3.6 versiyonu araç olduğu, aracın kaza tarihi itibarıyla 2.el hasarsız emsal fiyatının 365.000-375.000 TL değerinde olduğu, kaza neticesi davacıya ait araçta, 6.997,56-TL tutarında hasar ve 4.325,30-TL tutarında ikinci el değer kaybı meydana gelmiş olduğu, hasar ve değer kaybı toplamının 11.322,86-TL olduğunun belirlendiği,13/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda; değer kaybının kök raporda belirtildiği şekilde 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları ekinden yayınlanmış olan tablo, katsayı ve formülasyona göre yapıldığı, bu konuda Yargıtay kararları uygulanmış olduğundan, buna göre yapılmış olan kök rapordaki hesapların doğru rakamları yansıttığının bildirildiği, mahkemece anılan raporun ve tarafların kusur oranı ile değer kaybına yönelik davalı sigorta tarafından yapılan ödemenin nazara alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas, 2019/40 sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli …. Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur. (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 Tarih 1989/10-250 E., 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E., 2020/206 K sayılı kararı ) Bu itibarla Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir.
2918 Sayılı Yasanın 90. maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir… Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Anayasa Mahkemesi; iptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır.
Bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmekte olup, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda değer kaybı hesabının Genel Şartlardaki hükümler uyarınca yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kural olarak araçta meydana gelen “değer kaybı” (istikrar kazanan yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre); aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle önceki kazalar araştırılarak niteliği ve etkisi göz önüne alınarak, tartışılarak hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, modeli, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki tamir edilmiş halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmadan ibarettir. Daha somut bir ifade ile aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmalıdır. (Yargıtay 17. HD’nin 2016/16876 E – 2017/12161 K sayılı, 27/12/2017 tarihli ve 2015/5301 E – 2017/11098 K sayılı, 28/11/2017 tarihli kararları) Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacıya ait araçta meydana gelen hasar ve değer kaybının belirlenmesi için mahkemece öncelikle dava konusu kaza nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedelinin ve hasarlı parçaların belirlenmesi için hasar dosyası, ekspertiz raporu, servis onarım belgeleri ile kaza tarihinden önceki hasarlarının aracın piyasa değerine etkisinin belirlenmesi için önceki hasarlara ilişkin belgelerinin getirilmesi, ondan sonra aracın modeli, yaşı ve özelliklerine göre 2. el hasarlı ve hasarsız değerinin ve buna göre değer kaybının Yargıtay tarafından belirlenen uygulamaya uygun olarak belirlenmesi için gerekçeli, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde denetime uygun olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, tarafların diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 08.05.2019 tarihli 2017/911 Esas – 2019/420 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre istinaf eden vekillerinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatırana iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.