Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/1312 E. 2023/41 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi 2022/1312 Esas – 2023/41 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1312
KARAR NO : 2023/41

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2022
NUMARASI : 2021/339 Esas 2022/210 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 27.07.2020 tarihinde, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, dava dışı…‘in sevk ve idaresindeki … plakalı araçla davacının sevk ve idaresindeki motorsiklete çarpması sonucu oluşan trafik kazasında davacının %100 malul kalacak şekilde yaralandığını, davalıya 15.03.2016 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını, davacının kaza öncesi aylık 4.000,00 TL gelirle inşaat işçiliği yaptığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 250,00-TL geçici işgöremezlik tazminatı, 250,00-TL sürekli işgöremezlik tazminatı, 250,00 -TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 750,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 22.02.2022 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile sürekli işgöremezlik tazminatı talebini 92.854,34 TL’ye, bakıcı giderini 110.634,71 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, usulüne uygun başvuru yapılmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın 15.09.2019 – 15.09.2020 tarihleri arasında 390.000,00-TL limitle davalı şirket nezdinde sigortalı olup, sorumluluklarının gerçek zarar, sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının asli ve tam kusurlu olması yanında, ayrıca kaskı bulunmadığından müterafik kusurlu olduğunu, 66 yaşındaki davacının geçici işgöremezlik zararı bulunmadığı gibi, geçici işgöremezlik ve bakıcı giderinden SGK’nın sorumlu olduğunu, dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamı alınan bilirkişi raporları bir bütün halinde değerlendirildiğinde; kaza tarihi olan 27.07.2020 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki tescilsiz motosiklet ile Ordu İli Ünye İlçesinde çevre yolunu takiben otogar kavşağı istikametine seyir halinde iken döner kavşaktan sola dönüş yapmak için bulunduğu sağ şeritten kontrolsüz şekilde sola dönüş yaptığı esnada sigortalı olan … plakalı araç ile çarpıştığı, dosyada mevcut Ünye Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasındaki kaza tespit tutanağı ile mahkemece alınan kusur raporundan anlaşılacağı üzere asli kusurlunun davacı olup, sigortalı aracın ise seyir hızını düşürmeyerek tali kusurlu olduğu, kaza sonucunda Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 07.12.2021 tarihli raporundan anlaşılacağı üzere kaza tarihindeki yürürlükte bulunan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre %95 oranında malul kaldığı, TRH 2010 yaşam tablosuna göre %10 arttırım/eksiltim uygulanarak yapılan tazminat hesabında kusur tenkisi sonrasında sürekli iş gücü kaybının 92.854,34 TL bakıcı gideri tazminatının ise 110.634,71 TL olduğu, alınan maluliyet raporu gereğince davacının kaza sonrasındaki yaralanmasının niteliği ve de sürekli maluliyet tazminat hesaplanmasının başlangıcının kaza tarihi olarak kabul edilmesi neticesinde geçici iş göremezlik tazminatının reddi gerektiği, her ne kadar kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerince %95 oranında maluliyet tespite rağmen aktüer bilirkişi hesabının %100 maluliyete göre yapılmış ise de, maluliyet raporunun incelenmesinde davacının yardım almaksızın ve mekanik bir destek olmaksızın ayağa kalkamadığı, günlük bakım ve aktivitelerini yapamadığı anlaşıldığından yönetmelik hükümleri arasındaki farklılığın fahiş bir farklılık içermemesi ve davalı tarafından rapora bu yönüyle itiraz edilmemesi nedeniyle ek rapor aldırılması yoluna gidilmediği, bu nedenle aktüer bilirkişi raporunda belirtilen tazminat bedelleri üzerinden davanın kabulü gerektiği, davacının davalıya 15.03.2021 tarihinde başvuruda bulunduğu anlaşılmakla 8 iş gününün eklenmesi ile temerrüt tarihinin tespiti gerektiğinden davanın kısmen kabulü ile sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olarak 92.854,34 TL, bakıcı giderine yönelik olarak 110.634,71 TL olmak üzere toplam 203.489,05 TL’nin temerrüt tarihi olan 25/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eldeki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının Ordu’da oturduğunu, dava konusu kazanın Ünye’de meydana geldiğini, davalı şirketin adresinin İstanbul olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul mahkemelerine gönderilmesi gerekirken davanın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğunu,
Yerel mahkeme kusur oranlarının hatalı bir şekilde belirlendiğini, davacı asli ve tam kusurlu olduğu halde sigortalı araç sürücüne %15 kusur verilmesinin yanlış olduğunu, kararda davacının kazanın oluşumunda müterafik kusuru bulunduğu hususunun göz önüne alınmadığını, bilirkişi raporunda davacının kaza anında kaskını takmadığının belirtildiğini, kafa bölgesinden yaralanmış olması ve kendisini korumak için yeterince önlem almayarak maluliyet oranının artmasına sebep olduğundan müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu,
Yerel Mahkemenin kararına dayanak gösterdiği aktüer bilirkişi raporundaki hesaplamanın (bakıcı gideri ve sürekli işgöremezlik zararının )fahiş ve hatalı olduğunu, ZMMS genel şartları uyarınca geçici iş görmezlik tazminatının sigorta poliçesi teminatı dışında olduğundan davacının bu talebi ile ilgili bilirkişi raporu oluşturulmasının kabul edilmeyeceğini, geçici iş görmezlik tazminatı, bakıcı giderleri ve tedavi giderleri taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğunu,
01.06.2015 Tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın uyarınca gerekli başvuru yapılmadığından (usulüne uygun sağlık kurulu raporu sunulmadan başvuru yapıldığından )belirtilen davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı sigorta şirketi vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketi vekili, yetki, kusur, müterafik kusur, usulüne uygun başvuru bulunmaması, geçici işgöremezlik ve bakıcı giderinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili, davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru dilekçesine tazminat hesaplamasına ilişkin belgelerin eklendiği ve şirkete başvurunun 15.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketinin Ankara’da Bölge Müdürlüğünün bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin mahkemenin yetkisine ve başvuru şartına ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamında bulunan krokili olarak düzenlenen 27.07.2020 tarihli kaza tespit tutanağı, kazayı görüntüleyen kamera kaydı ve hükme esas alınan 19.01.2022 tarihli uzman bilirkişi raporunda; 27.07.2020 tarihinde saat 18.00 sıralarında sürücü belgesiz davacı sürücü …’nın; tescilsiz … marka motosikletiyle Ordu ili Ünye ilçesinde çevre yolunu takiben otogar kavşağı istikametine seyrini sürdürerek olay mahalli olan seyir yönündeki dönel kavşaktan sola dönüş yapmak için bulunduğu sağ şeritten kontrolsüz sola dönüşe geçtiği sırada, sol yanından Fatsa ilçesinden seyrine devam ederek olay mahalli kavşağa giriş yapan olay tarihinde davalı … Sigorta AŞ’ne Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı, dava dışı … AŞ.adına kayıtlı…’in sevk ve idaresindeki … plakalı … marka aracın sağ ön köşesinin, motosikletinin sol yan kısmına çarpışmalarına bağlı meydana gelen dava konusu trafik kazasında davacı motorsiklet sürücüsü …’nın seyri sırasında seyir yönündeki dönel kavşaktan sola dönüşe geçmeden önce, bulunduğu sağ şeritten sol yanından seyrine devam eden araçları motosikletinin sol yan dikiz aynasının olduğu yerden kontrol ederek geçeceği sol şeridin boş olduğunu gördükten sonra geçmesi gerekirken aksi davranışta bulunması nedeniyle 2918 Sayılı KTK’nun 46/b-c şerit değiştirme ve geçeceği şeridin boşalmasını beklememek, yine yolun sağına ve soluna dönüş ve yanaşış manevra kuralları olan aynı kanunun 67/a, 84/f-j yönetmeliğin 137 maddelerine de riayet etmediğinden asli kusurlu (%85); davalı sigortalı araç sürücüsü…’in; seyir yönündeki olay mahalli dönel kavşağa yaklaşırken görüş mesafesinin açık ve gün durumunun gündüz olmasına bağlı olduğu yolda önündeki seyir alanını daha dikkatli ve tedbirlice kontrolü altında tutarak ve mevcut seyir hızını 2918 sayılı KTK’nun 52/1-a ve yönetmeliğin 101/a maddelerine göre azaltarak daha dikkatli ve tedbirli olarak kavşağa giriş yapmaması nedeniyle seyrine göre yolun sağından, soluna kontrolsüz manevra yapan davacının yönetimindeki motosikletin sol yan kısmına, aracının sağ ön kısmının olduğu yerlerden çarpışmalarına bağlı olarak tali kusurlu (%15) olduğu belirlenmiş olmakla kusur oranlarının olayın oluş şekli ve mevcut delil durumuna uygun olduğundan hükme esas alınmasına bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalının 07.12.2021 tarihli raporu ile davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle maluliyetinin hesaplanmasında… yapılan muayeneleri ve dosya incelemesi neticesinde; 27.07.2020 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası gelişen künt kafa ve genel vücut travması sonrası sağ temporapariyetalde 13×11 cm.lik karaniektomi defeti olan ve sol tarafında hemiplejisi ile birlikte motor afazisi ve sol hemitoraksta volüm azalması olan ve midesinde tüp konarak beslenen (PEG) hastanın mevcut durumunun; Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri gereğince engel oranının %95; Çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kayıp oranın % 100 (Yüzde yüz) olarak bulunduğu, adı geçenin mevcut durumunun 03.08.2013 tarih ve 28727 sayılı “ Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği”nin 12. Maddesi a fıkrası kapsamında değerlendirildiğinden sürekli iş görmezlik halinde kaldığı belirlenmiş olup raporun kaza tarihindeki yasal mevzuata uygun olarak yetkili kurum tarafından hazırlanmasına göre davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar ” olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiş, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesinin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere bakıcı gideri yaralanan kişinin iyileşme süresince veya sürekli olarak başkasının yardımına ihtiyaç duyması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, i TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 Esas – 2019/10217 Karar 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743 Esas – 2013/4496 Karar sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb)
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle davacı yönünden ( geçici işgöremezlik tazminatı yönünden talebi reddedilmiş olup ) bakıcı gideri poliçe kapsamında olduğundan davalı tarafa izafe edilen %15 kusur oranına göre davalının bakıcı ihtiyacının karşılığı olarak 110.634,71 TL bakıcı giderinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Müterafik kusur indirimi; her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Ayrıca yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilemeyeceği hususunun da gözönünde bulundurulması gerekir.
Somut olayda; davacının motosiklet sürücüsü olup, davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı araçla çarpışması sonucu motosikletin devrildiği davacı sürücünün yere düştüğü, kaza sonucu kafasından yaralandığı maluliyetinin künt kafa ve genel vücut travması sonrası sağ temporapariyetalde 13×11 cm.lik karaniektomi defeti olan ve sol tarafında hemiplejisi ile birlikte motor afazisi ve sol hemitoraksta volüm azalması şeklinde geliştiği anlaşılmıştır. Gerek kaza tespit tutanağı içeriği gerekse hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kaza sırasında kaskının takılı olmadığı anlaşıldığından davacının zararın artmasında kask takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak sonuç tazminata karar verilmesi gerekirken bu yöndeki savunmanın mahkemece gözardı edilmesi ve değerlendirilmemesi isabetli görülmemiştir.
Bu durumda, davalı sigorta şirketi vekilinin müterafik kusura ilişkin istinaf talebi yerinde görüldüğünden istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.03.2022 gün ve 2021/339 Esas – 2022/210 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olarak 74.283,47 TL, bakıcı giderine yönelik olarak 88.507,76 TL olmak üzere toplam 162.791,23 TL’nin temerrüt tarihi olan 25/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 11.120,26 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL, ıslah dilekçesi ile yatırılan 700,00 TL harcın toplamı olan 759,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 10.360,96 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç ve 700,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 818,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 109,30 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti, 422,00 TL rapor gideri olmak üzere toplam 2.231,30 TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 19.415,16 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
İstinaf Yargılama Giderleri Yönünden:
1-İstinaf isteminde bulunan davalı sigorta şirketince yatırılan 80,70 TL maktu, 3.475,08 TL nispi istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı sigorta şirketine iadesine,
2-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan toplam 73,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı sigorta şirketine verilmesine,
3-İstinaf isteminde bulunan davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın, karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
4-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRESİ İÇİNDE TEMYİZİ KABİL olmak üzere 27.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.