Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/1248 E. 2022/1481 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2022
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri aleyhine davalı tarafından Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2020/6724 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, takibin hukuki dayanağı olmadığını ve müvekkillerinin davalıya borcu olmadığını, icra takibine dayanak belgede ise sadece asıl alacak şeklinde bir ibare bulunduğunu, başkaca bir belge sunulmadan alacak talep edildiğini, davalının alacak talebinin haksız olduğunu ileri sürerek; Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2020/6724 sayılı dosyasında müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, icra takibin durdurulmasına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2020/6724 esas sayılı dosyasıyla davacılar aleyhine yapılan icra takibinde davalı takip alacaklısına karşı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davası olduğu, Ankara 32.İcra Müdürlüğü’nün 2020/6724 sayılı dosyası ile Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/212 esas sayılı dosyasının incelendiği, davalı alacaklı … Sigorta A.Ş. Tarafından borçlu-davacılar aleyhine 70.000,00 TL asıl alacak üzerinden alacağın kaynağı ve nedeni belirtilmeksizin ilamsız icra takibi yapıldığı, davacılar tarafından Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021 /212 esas sayılı dosyasında ödeme emrinin usulsuz olarak tebliğ edildiği belirtilerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26/05/2021 tarihi olarak düzeltilmesi istemiyle 27/05/2021 tarihinde dava açıldığı, mahkemenin 22/09/2021 tarih 2021/212-551 sayılı kararı ile yapılan tebligatların usulsuz olduğu kabul edilerek davanın kabulü ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26/05/2021 olarak düzeltilmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmemesi üzerine 27/10/2021 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, davacılar vekili 22/03/2022 tarihli duruşmada alınan beyanında Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/212 esas sayılı dosyasında açtıkları davanın kabul edildiğini ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 25/06/2021 tarihi olarak kabul edildiğini ve bu şekilde icra dosyasına yaptıkları itiraz süresinde olduğu için takibin durdurulmasına karar verildiğini, ancak davalı tarafından halen itirazın iptali davası açılmadığını, eldeki davayı icra hukuk mahkemesinde açılan dava sonucunun ne olacağı bilinemediği için açtıklarını, bu davanın açılmasında hukuki yararlarının bulunduğunu, davanın konusuz kaldığını yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile lehlerine vekalet ücreti taktir edilmesini talep ettiğini beyan ettiği, davacılar vekili müvekkillerinin 32.İcra Müdürlüğü’nün 2020/ 6724 sayılı dosyasıyla aleyhe yapılan icra takibinde davalı takip alacaklısına karşı borçlu olmadığının tespiti istemiyle dava açtığı ve sonrasında Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021 /212 esas sayılı dosyasında ödeme emrinin usulsuz olarak tebliğ edildiği bildirilerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26/05/2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, bu şekilde davacıların icra dosyasına yaptıkları borca itirazın süresinde yapılmış olduğu ve itiraz nedeni ile takibin durmasına karar verildiği, bu işlemin yargılama sırasında meydana geldiği, bu şekilde menfi tespit davasının konusuz kalmış olduğu gerekçesi ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava yargılama sırasında konusuz kaldığından ve davanın açılmasına davalı sebep olduğundan yargılama giderlerinin ve davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin sigortalısı olan ….. çarparak yaralanmalarına neden olduğunu, müvekkilinin …’in zararları nedeniyle 70.000,00 TL ödemede bulunduğunu, … hakkında Ankara Batı Çocuk Mahkemesi 2018/8 E. Dosyası ile açılan ceza davasında, davacı …’in eyleminin sübuta erdiğini, davacı …’in sürücü belgesi olmaması nedeniyle müvekkilinin davacılara rücu hakkının bulunduğunu, bu nedenle davalılar hakkında Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2021/212 E. Sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, süresinde itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, davacıların ödeme emri tebliği tarihinin düzeltilmesi istemiyle İcra Mahkemesine şikayeti sonrasında ödeme emri tebliği tarihinin düzeltilmesine karar verildiğini, eldeki davada mahkemece de, bu nedenle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verdiğini, kararın hatalı olduğunu, kararın takibin iptaline yönelik bir karar olmadığını, müvekkilinin davacı borçluların ödeme emrine itirazlarının süresinde kabul edilmesi üzerine Ankara 4. Tüketici Mahkemesinin 2022/169 E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını, bu nedenle verilen kararın hatalı olduğunu, ayrıca yerel mahkemece verilen kararı kabul etmemekle birlikte mahkemece müvekkili şirket aleyhine verilen 9.900,00 TL vekalet ücretinin de haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılarak düzeltilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın karıştığı kaza nedeniyle zarar görenlere yapılan ödemelerden, davacıların sorumlu olduğundan bahisle yapılan ödemenin rücuen tahsili istemli icra takibi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti istemidir.
Mahkemece, davalı tarafından, davacılar hakkında yapılan icra takibinde; icra mahkemesi kararı ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi sonrasında icra takibine yapılan itirazın davadan sonra süresinde olduğunun tespit edilmesi ve icra takibinin durmuş olması nedeniyle menfi tespit davasının konusuz kaldığına karar verilmiştir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233).
Öte yandan, Menfi tespit davasında genel hükümlere tabi dava olduğundan, borçlu tarafından dava açması için hukuki yararının olması gerekli olmakla birlikte, hukuki yararın bulunup bulunmadığı dava tarihine göre değerlendirilmelidir. Menfi tespit davasında, usulsüz tebligat nedeniyle borca itiraz süresini kaçıran borçlunun, öğrenmeden itibaren borca itiraz ederek memur muamelesini şikayet yolu ile icra mahkemesine müracaat ederek tebligat tarihinin düzeltilmesini talep etme hakkı olmakla birlikte, aynı süre içerisinde ayrıca menfi tespit davası ile borçlu olmadığının tespitini genel mahkemeden talep edebilir. Borçlunun, memur muamelesini şikayet hakkının bulunmuş olması, menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığı şeklinde değerlendirilemez. Bu durumda davacının dava tarihinde hukuki yararı bulunduğundan, dava sırasında icra mahkemesi tarafından memur muamelesini şikayet yolu ile ödeme emri tarihinin düzeltilmesi nedeniyle süresinde icra takibine itirazın olduğundan bahisle icra takibinin durmasına karar verilse dahi dava, taraflar arasında borç ilişkisinin olmadığına yönelik genel mahkemede açılan bir dava olduğundan davanın açılması sırasında var olan hukuki yarar, takibin durması ile sona ermez. Bu nedenle Mahkemece davanın esası hakkında karar verilmelidir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/4869 E 2014/11258 K. “davacının dava tarihinde hukuki yararı bulunduğundan, dava sırasında icra mahkemesi tarafından memur muamelesini şikayet yolu ile ödeme emri tarihinin düzeltilmesi nedeniyle süresinde icra takibine itirazın olduğundan bahisle icra takibinin durmasına karar verilse dahi dava, taraflar arasında borç ilişkisinin olmadığına yönelik genel mahkemede açılan bir dava olduğundan davanın açılması sırasında var olan hukuki yarar, takibin durması ile sona ermez. Mahkemece davanın esası hakkında karar verilmelidir.” )
Bir diğer durum icra mahkemesinin kararı ile menfi tespit davasına konu alacak nedeniyle yapılan icra takibinin durmasına karar verilmiş olması nedeniyle davanın konusuz kalmasının söz konusu olup olmayacağıdır. Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olgu nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir.
Davanın konusuz kalıp kalmadığı, davacının dava dilekçesindeki talebine göre belirlenir. Borçlu tarafından, taraflar arasında borç ilişkisi bulunmadığından bahisle açılan menfi tespit davasında, alacaklı tarafından icra takibi ile talep edilen alacağa yönelik, davadan sonra verilen icranın durmasına ilişkin karar, borcu sona erdirmeyeceğinden davanın konusuz kaldığının kabulü de mümkün değildir. Hakim, alacaklı ve borçlu arasındaki nizaya ilişkin, iddia ve savunmaları değerlendirilerek davanın esası hakkında bir karar vermelidir.
Eldeki dava, icra takibi nedeniyle alacak talep eden davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olduğundan, davadan sonra icra mahkemesinin ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi kararı sonrasında, icra takibine süresinde itiraz edilmiş olması nedeniyle, icra takibinin durmasına karar verilmiş olsa dahi verilen karar taraflar arasındaki borç ilişkisini sona erdiren bir karar mahiyetinde olmadığından yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın konusuz kaldığından bahisle, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan doğru görülmemiştir.
Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6. Maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, öncelikle davalının alacak iddiasının dayanağı tespit edilerek, bu çerçevede göreve ilişkin dava şartı değerlendirilmek suretiyle, uyuşmazlığın sigorta hukukundan kaynaklandığı ancak tüketici işleminden kaynaklanmadığının tespit edilmesi halinde, deliller toplanarak davanın esası hakkında karar verilmesi, aksi takdir de görev hususunda bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 22/03/2022 tarihli 2021/420 Esas – 2022/214 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırlan 80,70 TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.