Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/1219 E. 2022/1457 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1219 – 2022/1457
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1219
KARAR NO : 2022/1457

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2021
NUMARASI : 2021/253 Esas 2021/923 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının sahibi olduğu araçta 24.11.2018 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle oluşan hasarın … Sigorta A.Ş. tarafından karşılanmasının istendiğini belirterek, ekspertiz raporunda belirlenen 5.800,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, arabuluculuğa başvuru yapılmadan dava açıldığını, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi talebine ilişkin olduğu, davadan önce arabuluculuğa başvuruya ilişkin yasal zorunluluk yerine getirilmeden davanın açıldığı, her ne kadar arabuluculuk son tutanak aslı sunulmuş ise de; düzenlenen son tutanağın dava tarihinden sonra olduğu, sürecin dava tarihinden önce tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, kendilerine mahkemece tanınan süre içinde ihtiyari arabuluculuğa başvurduklarını, davalı taraf ile ilk oturumda ihtiyari arabuluculuk görüşmesinin tarihi ve saati hususunda mutabık kalınmasına rağmen görüşme günü anlaşmayı kabul etmediklerini bildirmeleri nedeniyle anlaşma sağlanamadığını, anlaşamama tutanağının süresi içinde mahkemeye sunulduğunu, davanın usulden reddedilmesinin yerinde olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi zarar nedeniyle, ZMMS kapsamında sigorta şirketinden maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece 19.04.2021 tarihinde açılan davada, 6102 Sayılı Yasanın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinde; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” düzenlemesi ile, 6102 Sayılı TTK’nun geçici 12. maddesinde; “Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.” düzenlemesi getirilmiştir.
Ayrıca, 6325 Sayılı HUAK’na “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı HUAK’nun 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu düzenlemelere göre, 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurulup, anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
Sigorta Hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, Zorunlu Sorumluluk Sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. diğer aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olduğundan, sigorta şirketine karşı açılan dava ticari dava niteliğindedir. Bu nedenle somut olayda uyuşmazlık konusunun bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, davanın da 19.04.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, 6325 Sayılı HUAK’nın 18/A-2 fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının (son tutanağın) aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur.
Somut olayda; davanın dava tarihinden önce davalı Sigorta şirketinden olan tazminat taleplerine yönelik olarak TTK’nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna müracaat edilmeden 19.04.2021 tarihinde açıldığı ve arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği tüm dosya kapsamıyla sabittir. Davacı tarafça dava açıldıktan sonra 07.09.2021 tarihinde arabuluculuğa başvurulmuş, 14.09.2021 tarihinde ilk toplantı yapılmış ve görüşmeler anlaşamama tutanağı ile neticelendirilmiştir.
Bu durumda, yukarıda yer verilen yasal düzenleme ve açıklamalara göre, davacı tarafından, 6325 Sayılı HUAK’nın 18/A-2 fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığı anlaşılan ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığa ilişkin olarak açılan davanın usulden reddine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından,yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davacı vekilinin bu hususlara ilişkin ve yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça istinaf başvuru harcı ve maktu istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından varsa kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.