Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/12 E. 2022/1243 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/07/2021
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 28/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 14.12.2019 tarihinde, davalı …’ün sevk ve idaresinde bulunan maliki ve işleteni davalı … olan ve kaza tarihinde zorunlu mali mesuliyet trafik sigorta poliçesi … Sigorta Anonim Şirketi tarafından düzenlenen …. plaka sayılı yarı römork takılı) plaka sayılı aracın, müvekkilin babası …’in sevk ve idaresinde bulunan… sayılı araçla çarpışması sonucu, müvekkilin ağır şekilde yaralandığını, kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağına göre, kazanın oluşumunda araç sürücüsü …’ün %100 kusurlu olduğunu, davalı sürücü hakkında Eğirdir Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/295 esas sayılı dosyası üzerinden kamu davası açıldığını, belirtilen kamu davası dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunda da davalı sürücü …’ün kusurlu olduğunun ve müvekkile atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığının belirtildiğini, müvekkilin kaza sonrası tedavi gördüğünü, %5 oranında malül kaldığını, bir kısım tedavi giderleri yapmak durumunda kaldığını, müvekkilin bu süreçte çalışamadığını, bu nedenle müvekkilin uğramış olduğu maddi zararlara karşılık olmak üzere 5.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve kazaya karışan aracın trafik kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın alacak davası olduğu, 01.01.2019 tarihinden sonra açılmış olmakla, ticari bir dava olarak zorunlu arabuluculuğa tabi olup, arabulucuya başvurmak ve süreç tamamlandıktan sonra dava açılması hususu ve buna uyulmamasının HMK’nın 114/2.maddesinde belirtilen “diğer dava şartlarına aykırılık” olarak davanın usulden reddi sebebi olduğunu, Mahkemece davacı tarafa, arabuluculuk son tutanağını mahkemeye sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmiş olup, davacı tarafça sunulan 28/06/2021 tarihli dilekçe ile, davanın asliye hukuku mahkemesinde maddi tazminat davası olarak açıldığı, mahkeme tarafından görevsizlik kararı akabinde davanın ticaret mahkemesine yönlendirilmesi sürecinde ise ayrıca bir arabuluculuk buşvurusu yapılmadığı, davanın reddi halinde vekalet ücretine ilişkin hüküm kurulmamasını talep ettiği, her ne kadar görevsizlik kararı ile dosya Mahkemeye tevzi edilmiş ise de; TTK’nın 5/A maddesinde, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak düzenlendiğinden ve dava tarihi itibariyle arabuluculuk son tutanağının düzenlenmediği gibi, karar tarihi itibari ile de halen anılan düzenlemenin yapılmadığı anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın, TTK’nın 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi göndermesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde, trafik kazalarından kaynaklı tazminat taleplerinde arabuluculuk dava şartının, ilgili kanun maddeleri uyarınca yalnızca sigorta şirketi için geçerli olduğunu, dolayısı ile araç sahibi ve işleteni olarak sorumlu olan davalı … açısından arabuluculuğa başvurunun bir dava şartı olmadığını, yerel mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesinde açılarak görevsizlik kararı nedeniyle kendisine tevdii edilen dava dosyası bakımından ön inceleme yapıldığını ve dava dilekçesi üzerinde yapılan inceleme neticesinde henüz dava taraflara tebliğ edilmeden ve bildirilmeden doğrudan arabuluculuk dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddedildiğini, gerek arabuluculuk hakkındaki mevzuat gerekse karayolları trafik kanunu kapsamında davalı … bakımından arabuluculuğun bir dava şartı olmadığını, ayrıca davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmadığı gibi her bir davalının zarardan ayrı ayrı sorumluluğu bulunduğunu, dolayısı ile sigorta şirketi için geçerli olan dava şartının davalı … için geçerli olmadığı, bu halde ise zaten davalı lehine verilmiş bir karar bulunmadığından dolayısı ile davalı lehine bir vekalet ücret de çıkmadığını, bu nedenle davalı …’ın yapmış olduğu vekalet ücreti de talepli istinaf başvurusunun kabul edilmemesi gerektiğini, 26.03.2021 tarihinde müvekkilin uğradığı maddi zarar sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, söz konusu davada ön inceleme duruşması dahi yapılmadan görevsizlik kararı verilmesi üzerine görevli mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulduğunu, ilgili dava 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmeye başlanmış devamında yine ön inceleme duruşması yapılmadan dava dilekçesi taraflara tebliğ edilmeden, dosya üzerinden dava şartı yokluğundan davanın reddedildiğini, dava dilekçesi ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından taraflara tebliğ edilmeden, taraf teşkili yapılmadan doğrudan görevsizlik kararı ile Asliye Ticaret Mahkemesine tevdi edildiğini, yerel mahkemece kendisine teslim edilen dava dilekçesi ise yine taraflara tebliğ edilmeden ve yargılama işlemleri başlatılmadan doğrudan reddedildiğini ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilecek herhangi bir sebebin olmadığını, davalı … ve … bakımından arabuluculuk zorunlu dava şartı olmadığından bu davalıları da kapsar şekilde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, dava reddedilecekse yalnızca … Sigorta bakımından davanın usulden reddinin gerektiğini, Yargılama sürecine başlanmadan önce arabuluculuk dava şartı tamamlanmış olmasına karşın yerel mahkemece doğrudan, arabuluculuk tutanakları göz ardı edilerek davanın reddine karar verildiğini, görevsizlik kararı akabinde davanın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yönlendirilmesi sürecinde ise ayrıca bir arabuluculuk başvurusu yapılma imkanının söz konusu olmadığını, bununla birlikte ticaret mahkemesinin görevli olduğunun tespiti üzerine 30.06.2021 tarihinde ticari uyuşmazlıklar bakımından zorunlu arabulucuya başvurulduğunu ve sürecin anlaşamama şeklinde neticelendiğini, .(EK-1) usul ekonomisi ilkesi gereği davanın belirli bir düzen içerisinde hızlı ve makul bir ücretle tamamlanması gerektiğini, nitekim Yargıtay’ın 04.02.2021 tarihli 2020/3187E. 2021/ 762 K. Sayılı kararında iş bu davaya benzer şekilde Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tazminat davasında verilen görevsizlik kararına binaen Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen dava kapsamında davacının dava açıldıktan sonra arabuluculuk yoluna başvurması ve yargılama sırasında son tutanağı dosyaya ibrazını usulune uygun bulduğunu, yerel mahkeme kararının tüm davalılar bakımından kaldırılmasını, aksi kanaat halinde ise davalı … ve … bakımından kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … istinaf dilekçesinde, davanın usulden reddi nedeniyle lehe vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Davacı, haksız fiilden kaynaklanan zararlarını, müştereken ve müteselsilen sürücüden, işletenden ve Sigorta şirketinden talep etmiştir. Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan ve davaları birbirinden bağımsız olduğundan, dava şartlarının her bir davalı açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Dava şartının, davalılardan birisi yönünden bulunmaması, diğeri yönünden ise açılan davada dava şartlarının bulunması halinde, bu durum, dava şartı bulunan davalılar hakkında açılan davanın görülmesine engel değildir.
Somut olayda; davacı 29/03/2021 tarihinde asliye hukuk mahkemesine açtığı davada, dava tarihinden önce davalı Sigorta şirketinden olan tazminat taleplerine yönelik olarak TTK’nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna müracaat etmeden Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmış ve Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/03/2021 tarihli göreve ilişkin dava şartının bulunmaması nedeniyle verilen ret kararından sonra dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine 30/06/2021 tarihinden kaydına kadar da davalılardan sigorta şirketi yönünden arabuluculuk dava şartını yerine getirmediği halde, davalı … ve … aleyhine açılan dava TTK’nın 4. Maddesinde sayılan ticari davalardan olmayıp, hakkındaki dava “Ticari Dava” olan davalı sigorta şirketi ile birlikte açılmış olması nedeniyle özel görevli ticaret mahkemesinde görülmektedir. Araç sürücüsü ve işleteni hakkında, davacının TTK’nın 5/A maddesi gereğince arabulucuğa müracaat zorunluluğu bulunmadığından, davalı … ve … aleyhine açılan dava tefrik edilerek haklarında yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmediği gibi, bu şekilde verilen karar kamu düzenine de aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, davalı sigorta şirketi ve davalı … ve … hakkındaki talepler yönünden dava şartları ayrı ayrı değerlendirilerek, davalı … ve … yönünden davacının arabuluculuğa müracaat zorunlululuğu bulunmadığı nazara alınarak, davalı … ve … hakkındaki davanın tefrik edilerek, davalı Sigorta Şirketi hakkındaki zorunlu arabuluculuk talepleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacının sair ve davalı … vekilinin tüm itiraz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/07/2021 tarih ve 2021/362 Esas 2021/473 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair ve davalı … vekilinin tüm istinaf taleplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacıdan istinaf peşin harcı olarak alınan 59,30 TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine, istinaf eden davalı …’dan istinaf peşin harcı olarak alınan 59,30 TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/4/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.