Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/1167 E. 2022/1385 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılardan … adına trafikte kayıtlı olup, diğer davalı … … Şirketi tarafından trafik … poliçesi düzenlenen ve davalı … tarafından kullanılan … plaka sayılı motosikletin 09/07/2013 tarihinde … Otobüsünden inen davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirtip, 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan, 30.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte gerçek kişi davalılardan alınarak davacıya ödenmesini istemiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde, dava açılmadan önce … şirketine başvurunun dava şartı olmasına rağmen kendilerine başvuru yapılmadan dava açıldığı için davanın reddi gerektiğini, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuruna bağlı olmak şartı ile poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını, kusur dağılımı, çalışma gücü kaybına ilişkin raporların ATK’dan, tazminat hesabına ilişkin raporun aktüer siciline kayıtlı bilirkişiden alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının poliçe kapsamında olmadığını, SGK tarafından yapılmış ödeme var ise bunun zarardan mahsup edilmesi gerektiğini, olayın haksız fiil olması nedeni ile kendilerinden ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmesinin mümkün olduğunu belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, … şirketine başvuru dava şartı olduğu halde dava açılmadan önce bu dava şartının yerine getirilmediğini, ceza yargılaması sırasında alınan raporlara göre çalışma gücü kaybı oluşmasının mümkün olmadığını, aracı kullanan davalı …’ın söz konusu aracı kendi bilgileri dışında alıp kullandığı gibi, bu kişinin kendi çalışanları da olmadığını, davalının gelir getiren bir işte çalışmadığını, SGK tarafından yapılmış ödeme var ise tazminattan indirilmesi gerektiğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacıda 09/07/2013 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile çalışma gücü kaybı oluşup oluşmadığının belirlenmesi için … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından 02/07/2018 tarihli rapor ile itirazlar sonrası ATK 2. İhtisas Kurulundan 12/12/2018 tarihli rapor alındığı, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak hazırlanan ve davacılardaki yaralanmalar ile uyumlu olduğu kabul edildiği için hükme esas alınan ATK 2. İhtisas Kurulunun raporunda da belirtildiği gibi, davacının davaya konu kaza nedeni ile sürekli çalışma gücü kaybı oluşturmayıp, 3 haftada iyileşecek şekilde yaralandığı, bu yaralanmaların bakıcı ihtiyacı oluşturmadığı, davacı ile ilgili … Üniversitesince düzenlenen çalışma gücü kayıp oranı ile ilgili raporda davacının iyileşme süresinin 3 ay olabileceği belirtilmiş iken, itirazlar sonucu hazırlanan ATK 2. İhtisas Kurulunun raporunda bu sürenin 3 hafta olabileceğinin belirtildiği, davacı ile ilgili ilk rapora yönelik itirazı inceleyen ATK 2. İhtisas Kurulu davacı ile ilgili bütün tedavi evrakı ile birlikte … Üniversitesi tarafından düzenlenen ve 3 ay iyileşme süresi tespiti yapılan raporu da irdelediği, yaptığı değerlendirme sonucu önceki raporda belirtildiği gibi, davacıda bu kaza nedeni ile sürekli çalışma gücü kaybı oluşmadığını, yine ilk raporda iyileşme süresi 3 ay olarak belirtilmekle birlikte somut verilere göre bu sürenin gerçekte 3 hafta olabileceğini raporunda belirttiği için bu belirlemenin maddi hataya dayalı olmayıp, ATK 2. İhtisas Kurulunun iyileşme süresini 3 hafta olarak belirlediği, bu konuda nihai rapor düzenleme görev ve yetkisinin ATK yönetmeliğine göre 2. İhtisas Kuruluna ait olması nedeni ile raporda belirtilen tespitler esas alınarak hüküm kurulması gerektiği, bu nedenle raporlar arasında aykırılık bulunmadığının kabul edildiği, davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenebilmesi için bilirkişiden eski … genel şartlarına göre hesaplama yapılan 26/02/2019 tarihli rapor alındığı, davacının geçici iş göremezlik zararının ilk raporda belirtilen 3 aylık süre dikkate alındığında 2.411,04-TL olduğu belirlendiği, mahkemece ATK 2. İhtisas Kurulunun iyileşme süresine ilişkin 3 haftalık süreyi dikkate almış olması nedeni ile yapılan hesaplama ile davacının aylık geçici iş göremezlik zararının 803,68-TL olduğundan hareketle, haftalık geçici iş göremezlik zararının (803,68-TL / 4 = 209,20-TL) 209,20-TL olduğu, davacının iyileşme süresi 3 hafta olduğu için 3 haftaya karşılık gelen geçici iş göremezlik zararının ise ( 209,20-TL x 3 = 602,76-TL ) 602,76-TL olduğu mahkemece hesaplandığı, davacının manevi tazminata hak kazandığı, takdiren 3.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte gerçek kişi davalılardan müteselsilen alınarak, davacıya verilmesi gerektiği, davalı … şirketi yönünden kendilerine tazminatın belirlenmesine esas olacak tüm belgelerin teslimini takip eden 8 iş günlük sürenin bitiminden itibaren temerrüt gerçekleştiği, somut olayda dava açılmadan önce tazminat ödemesi için davalıya başvuru yapıldığına ilişkin belge sunulmadığı, Yargıtay uygulamasına göre dava açılmadan önce … şirketine başvuru tamamlanabilir dava şartı olarak kabul edildiği için davacıya yargılama sürmekte iken verilen süre üzerine 08/05/2017 tarihinde davalı … şirketine başvuru yapılmış olmakla birlikte, herhangi bir ödeme yapılmadığı için davalı … şirketi yönünden dava tarihi itibarı ile temerrütün gerçekleştiği, gerekçesiyle maddi tazminat talebi yönünden; davanın KISMEN kabulüne, 602,76-TL geçici iş göremezlik zararının 09/02/2017 dava tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte her üç davalıdan müteselsilen alınıp, davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, manevi tazminat talebi yönünden; talebin kısmen kabulüne, 3.000,00-TL manevi tazminatın 09/07/2013 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, deliller toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkilin geçici iş göremezliğinin ve dolayısıyla manevi zararının da takdirine etki edecek en önemli delil olan hastane dosyası celbedilmeden karar verildiğini, raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin müvekkil aleyhine olan rapora göre karar verildiğini, maluliyet oranı ve iyileşme süresi yönünden …… Anabilim Dalı Başkanlığının 02.07.2018 tarihli raporunda 09.07.2013 tarihli trafik kazası nedeniyle maluliyet tayinine yer olmadığı ve tıbbi iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiğini, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulunun 18.12.2018 tarihli raporunda ise tıbbi iyileşme süresinin 3 haftaya kadar uzayabileceğinin; bakıcı ihtiyacı bulunmadığının bildirildiğini, müvekkilin …Servisindeki hasta dosyası celbedilmeden alınan her iki raporun da sağlıklı sonuç vermesinin mümkün olmadığını ayrıca, takdir edilen manevi tazminat tutarının çok düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … istinaf dilekçesinde, hükmedilen tazminat tutarının fahiş olduğunu, davada kendisine tebligat yapılmadığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, kusur oranına itiraz ettiğini, davacının iyileşme süresinin daha kısa olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı ve İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybına uğranıldığı iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda mahkemece, çelişki giderilmeden karar verildiği anlaşılmakla, öncelikle 3. İhtisas Kurulundan … Üniversite tarafından yapılan belirlemeye katılıp katılmadıkları, maddi bir hata bulunup bulunmadığı, katılmadıkları takdirde gerekçesini içeren ek rapor alınmalı, ek rapor sonrası çelişki oluşursa çelişkinin giderilmesi için …’ndan rapor alınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Belirtilen nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre istinaf eden davacı vekilinin sair, davalı … vekilinin tüm istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/04/2019 tarihli, 2017/108 Esas, 2019/370 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, davacı vekilinin sair, davalı … vekilinin tüm istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde taraflara iadesine,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davacı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 26/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.