Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2022/1101 E. 2022/1472 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1101
KARAR NO : 2022/1472

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2021
NUMARASI : 2020/418 Esas 2021/458 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 13.03.2018 tarihinde davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın davacıya ait araca çarptığını, araçta meydana gelen hasarın Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/136 D.İş sayılı dosyası ile belirlendiğini, 107.752,00 TL hasar bedeli ve araç mahrumiyeti için 35 gün karşılığında 4.660,00 TL ve değer kaybı alacağı olarak 23.000,00 TL olmak üzere toplam zararın 135.412,00 TL olarak belirlendiğini belirterek, fazla ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 72.000,00 TL’nin olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası şirketinin ödeme yaptığını, davalı … Nakliyat ve Ticaret Ltd. Şti.’nin 28.01.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanan kararla sicilden resen terkin edildiğini, terkinle tüzel kişiliğini kaybeden şirketin taraf ve dava ehliyeti bulunmadığını, alacak isteminin zamanaşımına uğradığını, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın hem malik olan şirkete hem de araç sürücüsüne karşı açılmış olduğu, davacının ve davalı malik ve işletenin tüzel kişi tacir olması, tüzel kişi tacir işletene karşı davanın yöneltilmemesi durumunda dava dosyasında mahkemenin görevli olamayacağı, verilecek kararın her iki davalı bakımından da hüküm ifade edecek olması hususları birlikte değerlendirildiğinde ve verilen kesin süreye rağmen sicilden terkin edilen davalı şirketle ilgili ihya davasının açılmamış olması sebebiyle davanın davalı şirket yönünden 6100 sayılı HMKnun 114/1-d ve 115. maddesi uyarınca pasif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine, ve davalı … yönünden ise dosyada tefrik kararının verilmesinin az yukarıda belirtilen gerekçelerle verilmeyecek olması, her iki davalıya karşı açılan davanın birlikte yürütülerek karar bağlanması gerekliliği de nazara alınarak bu davalı yönünden de ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek davacının davalı … Nak. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine açmış olduğu davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/1-d ve 115 md. uyarınca pasif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine, davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın davalı gerçek kişinin sürücüsü, diğer davalı şirketin maliki olduğu araçla davacı şirkete ait aracın yapmış olduğu çift taraflı trafik kazasında davacı aracında meydana gelen maddi zarar, değer kaybı ve araç mahrumiyet bedelinin davalı araç sürücüsü ve malikinden tahsili istemine ilişkin olduğunu, dava dosyasında hem araç malikine aynı zamanda davalı araç sürücüsüne karşı açılmış olması karşısında, davanın davalı … yönünde tefrik edilerek kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda dava her iki davalı bakımından reddedilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın davacıya ait araca çarpması sonucu araçta meydana gelen maddi zararın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece davalı … Nak.Ve Ticaret Ltd. Şti.’nin Ticaret Sicil’den terkin edilmiş olduğu ve süresi içinde şirketin ihya edilmediği gerekçesi ile bu davalı yönünden pasif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine, davalı … yönünden ise mahkemenin görevli olmadığı ancak dosyada tefrik kararının verilmeyecek olması, her iki davalıya karşı açılan davanın birlikte yürütülerek karar bağlanması gerekliliği nazara alınarak bu davalı yönünden de ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı davasını kazaya neden olduğunu iddia ettiği aracın işletenine ve araç sürücüsüne karşı açmıştır. Trafik kazaları haksız fiilin bir türü olup davalı işletenin sorumluluğu 2918 sayılı KTK.nın 85. maddesinden kaynaklanan kusursuz sorumluluktur. Araç sürücüsü ise TBK.nın 49. maddesi gereğince haksız fiil faili olarak sorumludur.
2918 sayılı KTK.nın 85/son maddesinde işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Ayrıca 88. maddesinde zarar verenlerin birden fazla olması halinde bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulacağı belirtilmiş, yine TBK 61. maddesinde “Dış ilişkide, birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” denilmiş, birden çok kişi aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Türk Borçlar Kanunu’nun müteselsil borçluluk ve dış ilişki de borçluların sorumluluğu başlıklı 163. maddesinde “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder” denilerek zarar verenlerin zarar görenlere karşı sorumluluğunun kapsamını düzenlemiştir. Buna göre zarar gören tazminatın tamamını dilediği takdirde zarar verenlerin hepsinden talep edebileceği gibi bir kısmından veya sadece birinden de talep edebilir.
Bu düzenlemelere göre davacının davasını müteselsil sorumlu olanlardan biri ya da hepsi aleyhine açabileceği, davacının aracın işleteni ve sürücüsüne karşı birlikte dava açtığı, açılan davada görevli mahkemenin dava açıldığı tarihteki yasal düzenlemeler ve davacı ve davalıların sıfatına göre belirlenmesi gerektiği, dava tarihinde ve dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen davalıların sıfatına göre ticaret mahkemesinin görevli olduğu, mahkemece davalılardan biri yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması diğer davalı yönünden davanın görülmesine engel olmadığı gibi, davalı … kazaya karışan aracın sürücüsü olup sorumluluğu TBK.nın 49. maddesinden kaynaklandığından davalı sürücü yönünden yargılamaya devam edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken teselsül hükümlerine aykırı olacak şekilde ve diğer davalı yönünden verilen usulden red kararı gerekçe gösterilerek sürücü yönünden kesin hüküm oluşturacak şekilde hatalı değerlendirme ve yanlış gerekçe ile davalı sürücü … yönünden de davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.