Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/985 E. 2023/735 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/985 – 2023/735
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/985
KARAR NO : 2023/735

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2021
NUMARASI : 2017/695 Esas 2021/130 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/11/2023

İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili; 07.08.2017 tarihinde dava dışı …’ın sevk ve idaresinde olup davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plakalı çekici ve buna bağlı römorkun, dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını, … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan davacı …’nun kazada yaralandığını, geçici ve sürekli iş göremez halde kaldığını, trafik kazası tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsü …’ın asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, yolcu konumunda bulunan davacının kusurlu olmadığını, davacının geliri için asgari ücrete muvafakatlerinin olduğunu, davalı sigorta şirketine 03.10.2017 tarihinde başvuru yapıldığını, ancak 14.10.2017 temerrüde düşen davalı tarafından ödeme yapmadığını ileri sürerek belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sürekli iş göremezlik nedeniyle 100,00 TL, geçici iş göremezlik nedeniyle 50,00 TL olmak üzere toplam 150,00 TL’nin 14.10.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 5.814,05 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı talebini 3.812,25 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili; davacı tarafça 2918 sayılı Kanun’un 97 ve 99. maddesi uyarınca yasaya uygun başvuruda bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında sorumluluğun kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik giderlerinin teminat kapsamında olmadığını, davacının maluliyet oranının ve gerçek zararının bilirkişi marifetiyle hesaplanması ve kusur raporu alınması gerektiğini, olayda hatır taşımasının söz konusu olduğunu ve tazminattan bu nedenle indirim yapılması gerektiğini, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulabileceklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup 07.08.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, makine mühendisi bilirkişi raporuna göre davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının kusursuz olduğu, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik uyarınca düzenlenen raporda davacının kazaya bağlı vücut özür oranının %1 olduğu, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği, bakıcı ihtiyacı süresinin 1 ay olduğunun belirlendiği, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplama esas alınarak davanın kabulü ile 5.814,05 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 3.812,25 TL geçici iş göremezlik tazminatının sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 16.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvurusunda, davanın kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafça 2918 sayılı Kanun’un 97 ve 99. maddesi uyarınca yasaya uygun başvuruda bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, maluliyete ilişkin olarak Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 12.02.2020 tarihli raporun taraflarına tebliğ edilmediğini, raporun tanzim tarihinin 15.06.2020 olduğunu, mahkemece itirazları nazara alınmadan hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, kabul kapsamına alınan geçici iş göremezlik tazminatının sorumlulukları kapsamında olmadığını, ayrıca hatır taşıması hususu da gözetilerek karar verilmesi gerektiğini, davanın açılmasına davalı şirketin sebep olmadığını, aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmesinin doğru olmadığını, faiz başlangıç tarihinin gerekçesinin belirtilmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak dosya içindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazası sonucunda yaralanmadan kaynaklanan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 07.08.2017 tarihinde dava dışı sürücünün kullandığı … plakalı çekici ve buna bağlı römorkun, dava dışı …’nun kullandığı … araca çarpması sonucunda meydana gelen kazada bu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı belirtilerek sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı talebinde bulunulduğu, yargılama sırasında makine mühendisi bilirkişi tarafından ibraz edilen kusura ilişkin 03.09.2018 tarihli raporda sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun, yolcu konumunda olan davacının kusurunun bulunmadığının belirlendiği, mahkemece davacı hakkında düzenlenmiş maluliyet ve aktüer bilirkişi raporları esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Davalı sigorta şirketi davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK.nın 97. Maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumlu olmadığı yönünde istinaf itirazında bulunmuştur. Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 202/40 Karar sayılı iptal kararı nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “Bedensel zararlar tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak belirtilmiş ve bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebileceği belirtilmiştir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile; geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık yada maluliyet ) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere, geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zarar olup TBK.nın 54. maddesinde sayılan bu zarardan, zarar sorumluları KTK.nın 85. maddesi ve 91. maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik zararı bulunmadığından ve Kanun ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı sigorta şirketinin geçici işgöremezlik zararından sorumlu olmayacağı yönündeki istinaf gerekçesi yerinde değildir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybına uğranıldığı iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Mahkeme tarafından maluliyet tespitine ilişkin olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 10.06.2020 tarihli raporun, davacı muayene edilerek ve tedavi evrakları incelenerek Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uyarınca düzenlendiği, belirlenen bu esaslara, oluşa, Yargıtay uygulamalarına, usul ve yasaya uygun olduğu, bu rapor esas alınarak yapılan hesaplamanın istinaf kanun yoluna başvuran taraf lehine olması nedeniyle geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, öte yandan davalı sigorta şirketinin davacının yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olmadığı, hatır taşıması savunmasının ancak taşıyan tarafından ileri sürülebileceği nazara alındığında davalı vekilinin bu hususu yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı, davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış olduğu ve başvuru tarihi gözetilerek yazılı şekilde faize hükmedilmesinde ve hükmün niteliğine göre yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmuş olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun aynı Kanun’un 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı istinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 657,57 TL istinaf harcından peşin alınan 164,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 493,16 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilgilisine iadesine,
5-6100 sayılı HMK’nın 359/3. maddesi uyarınca karar tebliği, harç tahsili ve mahsup işlemlerinin ilk derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 26.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.