Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/984 E. 2023/821 K. 03.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/984 – 2023/821
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/984
KARAR NO : 2023/821

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2020
NUMARASI : 2017/1108 Esas 2020/744 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 03/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 06.10.2014 tarihinde davalı …’ın işleteni ve sürücüsü, davalı … Sigorta AŞ’nin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı aracın, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araçla çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığını, davalı … hakkında Eskişehir 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/455 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, sanığın asli kusurlu bulunduğu ve sanığın cezalandırılmasına karar verildiğini, Eskişehir 5. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasından alınan Adli Tıp Raporunda davacının vücudunda meydana gelen kırıkların hayat fonksiyonlarını ağır nitelikte etkilediğini ve yüzünde sabit iz kaldığının, ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesinden alınan engelli raporunda davacının %12 oranında gözünde sakatlık kaldığının belirtildiğini, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, başvurunun reddedildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00TL maddi tazminatın davalılardan, 40.000,00TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 09.10.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 1.877,89TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili, davalının olay nedeniyle kusurunun olmadığını, ceza mahkemesinde alınan kusur durumunun hukuk mahkemesini bağlamayacağını, davacıda meydana gelen görme kaybının kazayla ilgisinin olmadığını, talep edilen manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, davalının olay anından itibaren gerek hastane ziyaretleri, gerekse davacının evine giderek davacıya ve ailesine maddi ve manevi destekte bulunduğunu, üzüntüsünü paylaştığını ve sonuna kadar takipçisi olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, davanın davalı …’ın sürücüsü ve maliki olduğu, davalı şirkete trafik sigortası ile sigortalı bulunan aracın kusurlu davranışı ile davacının içinde bulunduğu araca çarpmak suretiyle davacının yaralanıp maluliyetinin oluşmasına sebebiyet verildiği iddiasına dayalı 100,00TL maddi tazminatın her iki davalıdan ve 40.000,00TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsili talebine ilişkin tazminat davası olduğu, meydana gelen trafik kazasında davalı …’ın %70 oranında kusurlu olup, davacının 3 ay içinde iyileşebilecek şekilde ve yüzünün 3-4 ayrı yerinde olmak üzere sabit iz niteliğinde yaralanmasının bulunduğu, bu yaralanma nedeniyle davacının 1.877,89TL’lik maddi zararının meydana geldiği, maddi tazminatın sigorta tarafından ödenmesi hususunda davacı ile yapılan sulh nedeniyle, sigortaya yönelik maddi tazminat talebinden feragat edildiği, davalı …’ın kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası nedeniyle davacının kaza sonrası geçirdiği 3 aya kadar tedavi süreci, yüzünde 3-4 ayrı yerinde sabit iz niteliğinde yaralanmalarının oluşması, bu nedenlerle yaşadığı ve yaşayacağı manevi acı ve üzüntü, tarafların ekonomik sosyal durumları gözetilerek, davacı için 20.000TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesi ile; davanın maddi tazminata yönelik bölüm yönünden davalı sigorta açısından feragat nedeniyle reddine, sigorta ile yapılan anlaşma nedeniyle maddi tazminat talebinin konusu kalmadığından davalı … yönünden karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 20.000,00TL manevi tazminatın 06.10.2014 kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, hükme esas alınan ATK Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu Raporuna göre davalının olayın oluşumunda %70 oranında kusurlu olduğunu, mahkemece manevi tazminatla ilgili kusur oranında davalının % 75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, davacının hükme esas alınan maluliyet raporuna göre maluliyetinin olmadığını, mahkeme davacının sabit iz niteliğinde yaralanmaları olduğunu belirtse de hükme esas alınan raporda bu şekilde bir tespit bulunmadığını, davacının gözlerinde de görme kaybı olduğunu belirtmesine rağmen bunun kaza ile ilgisinin olmadığının tespit edildiğini, olası sabit eserle de kaza arasına bir illiyet bağı bulunmadığını, davacının olaydan önce ya da sonrasında bir başka olay nedeniyle olası bu yaralara maruz kalma durumunun olabileceğini, davalının olaydan sonra davacıya maddi ve manevi destekte bulunduğunu, bu konuda tanık …’ün dinletmek istediklerini, mahkemece bu taleplerinin reddedildiğini, tüm dosya kapsamına göre, davacının manevi tazminat taleplerinin de reddinin gerektiğini, aksi olsa bile takdir edilen manevi tazminatın çok yüksek olduğunu, mahkemece davanın konusuz kaldığını belirterek esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, lehlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmediğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı … vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı …’ın işleteni ve sürücüsü, davalı … Sigorta AŞ’nin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacının içinde yolcu alarak bulunduğu araca çarptığını, kaza sonucu davacının yaralandığını belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Davalı … vekili maddi tazminat yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine rağmen lehlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmediğini ileri sürmüştür. Davalı sigorta şirketi tarafından, dava açıldıktan sonra ödeme yapıldığından bu miktar üzerinden dava konusuz kalmıştır. Bu nedenle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve davacının dava açmakta haklı olduğu gözetilerek; yargılama giderlerinin davalı aleyhine hükmedilmesi ve HMK’nun 331/1. maddesi gereği, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı … vekili hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunu ileri sürmüş olmakla,
6098 TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre,“Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira MK’nın 4.maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hakime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir.
Mahkemece davacının yaralanması nedeniyle İstanbul Adli Tıp Kurumunda yapılan muayenesinde kaza sonrası sol ön kol çift kırığı meydana geldiği ameliyat edildiği, yüzünde sabit iz bulunduğu ancak kırıkların araz bırakmadan iyileştiği, maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. Davacının yaralanması sonucu duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; 06.10.2014 tarihinde meydana gelen olayda, olay tarihi, davalı sürücünün kusur oranı, davacının yaralanmasının niteliği, maluliyetinin bulunmaması, iyileşme süresi, gördüğü tedaviler, olayın meydana geliş şeklinin davacı üzerindeki etkisi, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın tarihindeki (2014) paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davalı … vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf isteminin kabulü ile davacı için 12.5000,00TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsili için yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı … vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf sebeplerinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 12.500,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline dair HMK.nun 353/1.b.2 maddesi gereğince kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1.b.2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
1-Davanın maddi tazminata yönelik bölüm yönünden davalı sigorta açısından feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davanın maddi tazminata yönelik bölümü yönünden davalı İmran yönünden sigorta ile yapılan anlaşma nedeniyle konusu kalmadığından bu davalı yönünden ayrıca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
DAVANIN MADDİ TAZMİNATA İLİŞKİN BÖLÜMÜ YÖNÜNDEN;
Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi gereğince, alınması gereken 54,40 TL. karar ve ilam harcının 2/3’üne karşılık gelen 36,26 TL’sinden davacının yatırdığı peşin harcın maddi tazminata ilişkin 0,34 TL ile 6,50 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 29,42 TL’nin davalı İmran’dan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin (sigorta şirketinden vekalet ücreti dahil haricen tahsil edildiğinden) üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı …’a yönelik manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile,
12.500,00 TL manevi tazminatın 06/10/2014 kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
DAVANIN MANEVİ TAZMİNATA İLİŞKİN BÖLÜMÜ YÖNÜNDEN;
Alınması gerekli 853.87 TL. karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında yatırılan peşin harcın manevi tazminata yönelik kısmı olan 136,63 TL. düşülerek kalan 717.24 TL’nin davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Davanın açılışı sırasında yatırılan peşin harcın manevi tazminat talebine yönelik kısmı olan 136,63 TL. İle 31,40 TL başvurma harcı toplamı 168,03 TL’nin davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı … tarafından yapılan 50,00TL. yargılama giderinin, davanın kabul/red oranına göre 12,50 TL’lik kısmının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davanın kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesinin 1. ve 4. bentleri uyarınca takdir ve tayin olunan 12.500,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davanın reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesinin 2. bendi uyarınca takdir ve tayin olunan 12.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansı ve delil avansının kullanılmayan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve istekleri halinde yatıranlara iadesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1- Davalı … vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan 162,10 Tl istinaf başvuru harcı ve 60,50 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 03.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.