Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/976 E. 2023/820 K. 03.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/976 – 2023/820
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/976
KARAR NO : 2023/820

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2021
NUMARASI : 2018/56 Esas 2021/31 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 03/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı … Sigorta AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna, davacı vekili tarafından davalı tarafın istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesine verdiği cevap dilekçesi ile katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 27.10.2016 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu … plakalı aracın yaya geçidinden geçmekte olan davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, davacının kusurunun bulunmadığını, başvurularına rağmen zararlarının karşılanmadığını belirterek HMK.m.107 gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00TL geçici iş göremezlik zararı tazminatı, 100,00TL sürekli iş göremezlik zararı tazminatı ve 25.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 04.09.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 74.277,30TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili, başvuru dava şartının yerine getirilmediğini, eksik evrak ile başvuru yapıldığını, kazadaki kusur durumunun ve davacının iş göremezlik durumunun tespit edilmesinin gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar … ve … vekili, davacının aracın önüne atlaması nedeniyle kazanın meydana geldiğini, davalı …’in kaza yerini terk etmediğini, yaralanan davacıya her türlü ilgi ve alakayı gösterdiğini, meydana gelen kazada araç sürücüsü davalı …’in kusurunun bulunmadığını, talep edilen tazminat miktarının çok yüksek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, 27.10.2016 tarihinde davalı …’in yönetiminde bulunan, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olan, davalı …’e ait … plaka sayılı aracın, davacı yayaya çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacının yaralandığı, kazada davalı sigorta şirketi sigortalısı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacının sürekli iş göremezlik oranının %24, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesine göre işletene düşen hukuki sorumluluğun aynı Kanunun 91. maddesine göre poliçede belirtilen limitler altında sigorta şirketi tarafından teminat altına alındığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında tedavi giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olduğunun belirtildiği, dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumunun trafik kazalarındaki sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi kapsamında ve sağlık uygulama tebliği ile sınırlı olduğu, dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumunun dava konusu talepler yönünden sorumluluğunun bulunmadığı, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, iş göremezlik yönünden alınan rapora yönelik olarak mevzuata uygun olmadığı yönünde herhangi bir itirazın bulunmadığı, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararının uygulanması halinde gerek usul ekonomisi ilkesinin uygulanabilirliği, gerekse hukuki güvenirlik açısından tarafların zararına sonuçlar ortaya çıkarabileceği, dosyanın geldiği aşama, yapılan işlemler ve belirtilen hususlar dikkate alındığında iptal kararı gereğince dosyada dava dilekçesinden itibaren tüm işlemlerin yeniden yapılmasının hukuki yarar sağlamayacağı, davacının yaralanması nedeniyle oluşan sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kaza tarihi itibari ile paranın satın alma gücü, olayın meydana geliş şekli, davacının yaşı, kazada tarafların kusur durumu, maddi tazminat miktarı gibi hususlar göz önünde bulundurulmak suretiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90. maddesi yollaması ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 56/1. maddesi uyarınca davacının meydana gelen kaza nedeniyle duymuş olduğu acının dindirilebilmesi için bir miktar manevi tazminata hükmedilmesinin gerektiği belirtilerek; maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile, 1.238,04TL geçici, 63.039,26TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile temerrüt tarihi olan 02.08.2017 tarihinden, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 27.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden ise davanın kısmen kabulü ile, 15.000,00TL manevi tazminatın 27.10.2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı … Sigorta AŞ vekili ile davacı vekili tarafından katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde, geçici iş göremezlik tazminatının trafik sigortası genel şartları ve Karayolları Trafik Kanunu gereği trafik poliçesi teminatı kapsamında olmamasına rağmen mahkemece bu zarardan davalı şirketin sorumlu tutulduğunu, davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerekirken, 02.08.2017 tarihinden itibaren işlemiş faizden, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmalarının hem KTK 97.maddeye hem de temerrüt hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, mahkemenin savunmalarını dikkate almadan ve gerekçeli kararında dahi savunmalarına neden itibar edilmediğine ilişkin açıklama yapmadan hüküm kurduğunu ileri sürmüştür.
Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf dilekçesinde, mahkemece verilen kararın, yapılan tazminat hesaplaması tekniği yönünden hatalı olduğunu, manevi tazminatın da düşük belirlendiğini, Yargıtay kararlarına uygun olarak progresif rant yöntemi (%10 artırım %10 eksiltme) baz alınarak hesaplama yapılmasını, bu hesaplama yöntemi ile davacının alması gereken tazminat miktarının çok daha yüksek olacağını, taraflarınca da istinaf yoluna başvurulduğu gözetilerek 2021 yılı sonu işlemiş dönem kabul edildiğinde, asgari ücretlerdeki artış miktarlarından doğacak kazanımlarının da tazminat hesaplamasında dikkate alınmasını talep ettiklerini, davacının yaşanan kaza dolayısıyla manevi yönden çok ızdırap çektiği, yıprandığı, psikolojisinin bozulduğu, %24 oranında özürlü hale geldiği, olayın meydana gelmesinde davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının adalete ve hakkaniyete uygun olmadığını, miktarın düşük olduğunu, davalı sigorta şirketinin istinaf sebeplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı … Sigorta AŞ vekili ve davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın davacı yayaya çarpması nedeniyle davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf aşamasında davacı vekili, Uyap üzerinden gönderdiği 16.02.2023 tarihli dilekçe ile, … Sigorta AŞ ile sulh olduklarını, mahkemece hükmedilen maddi tazminat, işlemiş faiz, maddi tazminat vekalet ücreti, harç ve yargılama giderlerinin davalı sigorta şirketi tarafından ödendiğini, maddi tazminat yönünden alacaklarının kalmadığını, maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini belirtmiş, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmış, davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından sunulan 20.02.2023 tarihli dilekçe ile davacı ile maddi zararlar konusunda sulh olduklarını, davacının feragat beyanına göre yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307. maddesi gereğince; feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Aynı kanunun 309/2. maddesi hükmüne göre, feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. HMK’nın 310. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. İstinaf edilen karar, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat mümkündür. HMK’nın 311. maddesinde, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı düzenlenmiştir. Bu nedenle, vekaletnamede feragat yetkisi olan davacı vekilinin feragat dilekçesi doğrultusunda maddi tazminat talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili, hüküm tarihinden sonra davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılması nedeniyle maddi tazminat talebinden feragat etmiş olduğundan müşterek ve müteselsil sorumluluk gereği feragatin diğer davalılar açısından da sonuç doğuracağı, davacının dava konusu maddi tazminat alacaklarının istinaf aşamasında ödendiği, sulh nedeniyle davadan feragat ettiği, hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp; davacı alacağına kavuştuğu için feragat etmiş olduğu gözetildiğinde esasen dava konusuz kaldığından davacı dava açmakta haklı olup davalılar kendilerine karşı dava açılmasına sebebiyet verdikleri için feragat sebebiyle reddedilen maddi tazminat yönünden davacı ve davalı vekilinin beyanına da bulunduğundan tüm davalılar lehine ve davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HMK’nın 348. maddesine göre istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı iki hafta içinde cevap verebilir.
Davacı tarafça süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmamış ise de, davalı sigorta şirketi tarafından verilen istinaf dilekçesinin tebliği üzerine cevap süresi içinde 19.03.2021 tarihli dilekçesi ile katılma yolu ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük belirlendiğini ileri sürmüş ise de; mahkemece aleyhlerine manevi tazminat hükmedilen davalılar … ve …’in istinaf kanun yoluna başvurmadıkları, bu kapsamda davacının manevi tazminata ilişkin itirazlarını davalı sigorta şirketinin istinaf başvurusuna katılmış olmakla katılma yoluyla istinafa getiremeyeceği kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davanın maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK. 353/1.b.2.maddesi gereğince kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı vekilinin hükümden sonra maddi tazminat talebinden feragat etmesi nedeniyle davacı vekilinin ve davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
A)Maddi tazminata yönelik dava ile ilgili olarak,
1)Davacı tarafından açılan maddi tazminat davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85TL harcın peşin alınan 340,08 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 70,23 TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,
3) Davalı sigorta şirketinin vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4) Davalılar … ve … kendileri aleyhine karşı dava açılmasına sebebiyet verdiklerinden, lehlerine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5) Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B) Manevi tazminata yönelik dava ile ilgili olarak,
1) Davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
2) Alınması gereken 1.024,65 TL harcın davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3) Davacı tarafından manevi tazminat talebine yönelik ayrıca yargılama gideri yapılmadığından ve yapılan yargılama giderleri maddi tazminat talebinde karar altına alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’ten alınarak davacıya verilmesine,
5) Davalılar … ve …’in yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2. maddesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’e Verilmesine,
C) Kullanılmayan yargılama gideri ile ilgili olarak,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
2-Davalı … Sigorta tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-Başvuran taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 03.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.