Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/892 E. 2023/602 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/892 – 2023/602
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/892
KARAR NO : 2023/602

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2020
NUMARASI : 2019/445 Esas 2020/782 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10.01.2019 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı EGO otobüsü sürücüsünün ani fren yapması ile otobüste yolcu olan davacının düşerek yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsünün 2918 SY’nın 52/1b maddesi gereğince kusurlu bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere HMK’nın 107. Maddesi gereğince şimdilik 100,00 TL sürekli iş göremezlik, 10,000 TL geçici iş göremezlik ve 10,000 TL bakıcı gideri zararı 26.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, yargılama aşamasında sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 55.479,98 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 8.779,44 TL, bakıcı gideri talebini 1.463,24 Tl olmak üzere toplam 65.722,66 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tazminat alacağının zamanaşımına uğradığını,davalı şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, kusur raporu alınmasını, tedavi gideri,geçici iş görmezlik ve bakıcı giderlerinden sigorta şirketinin sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; alınan bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün de kusurlu olduğu, aktüerya bilirkişi raporu ile davacının yaralanmasından kaynaklanan daimi ve geçici işgöremezlik zararı ile bakıcı giderinin hesaplandığı, davalı sigorta şirketinin teselsül hükümlerine göre davacının zararından sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 55.479,98TL sürekli iş görmezlik, 8.779,44TL geçici iş görmezlik tazminatı ile 1.463,24TL bakıcı gideri bedelinin temerrüt tarihi olan 26/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; geçici işgöremezlik tazminatı ve bakıcı giderinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, poliçe genel şartlarına göre sağlık gideri olarak Sosyal Güvenlik Kurumunun bu zararlardan sorumlu olduğunu, davalının sadece sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu tutulması gerektiğini, aktüer hesabının güncel değerler üzerinden yapılması nedeniyle faiz başlangıcının dava tarihinden daha önce belirlenmesinin hatalı olduğunu, ticari bir iş sözkonusu olmadığından avans faizine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Davalı vekili, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinden davalı sigorta şirketinin sorumlu olmadığı yönünde istinaf itirazında bulunmuştur. Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı iptal kararı nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “ Bedensel zararlar tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak belirtilmiş ve bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebileceği belirtilmiştir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile ; Geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık yada maluliyet ) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85.maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar1 denilmiştir, aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”şeklinde belirtilmiştir.
6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi: olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, sözkonusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarından alınan tedavi giderlerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere, geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı, bakıcı gideri ise yaralanma halinde sürekli veya iyileşinceye kadar başkasının yardımına ihtiyaç duyulması olup 2918 sayılı KTK.nın 98. Maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. Maddesinde de sayılan bu zararlardan zarar sorumluları KTK.nın 85. Maddesi ve 91. Maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. Maddesinde belirtilen SGK’nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik zararı ve bakıcı gideri bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı sigorta şirketinin geçici işgöremezlik zararından ve bakıcı giderinden sorumlu olacağının kabulü gerekir. Bu itibarla, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili, davalının sigortalı araç sürücünün kusuru oranında davacının zararından sorumlu tutulması gerektiğini iddia etmişse de, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı davacının yolcu olarak bulunduğu otobüs sürücüsünün %30 oranında, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün ise kavşağa yaklaşırken hızını düşürmemesi nedeniyle %50 oranında, davacının ise yolcu otobüsünde ayakta yolculuk yapması nedeniyle %20 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, aktüer bilirkişi raporu ile TRH 2010 yaşam tablosu ve devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü kullanılarak yapılan hesaplamaya göre davacı tarafca davacının %20 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek yapılan ıslah dilekçesine göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Karayolları Trafik Kanunun 85.maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Aynı yasanın 88. maddesinde ise “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi ile motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ayrıca birden fazla kişinin zararı tazminat ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir. Yine TBK 61. maddesinin “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü de gözetildiğinde istinaf yoluna başvuran taraf aleyhine değerlendirme de yapılamayacağından davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazına itibar edilmemiştir.
Davacı vekili tarafından eldeki dava açılmadan önce davacının zararının karşılanması için davalı sigorta şirketine dilekçe ile başvuru yapıldığı, başvuru dilekçesinin 09/07/2019 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, bu durumda davalının tebliğden itibaren 8 iş günü sonrası 22/07/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, ne var ki ihtarnamede davalı sigorta şirketine 15 günlük mehil verildiği anlaşılmakla hüküm altına alınan tazminata 26/07/2019 temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
İlk derece mahkemesince, hükmedilen tazminata avans faiz işletilmesine karar verilmiş ise de, davacının yolcu olarak bulunduğu ve davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın Ego Genel Müdürlüğü’ne ait kamu hizmetine tahsis edilmiş belediye yolcu otobüsü olması nedeniyle hükmedilen tazminata yasal faiz uygulanması gerektiğinden davalı vekilinin faiz türüne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun, hükmedilen tazminata uygulanacak faizin niteliği yönünden kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davalı lehine olan hususlar ve kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf sebeplerinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I–Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1)Davanın Kabulü ile, 55.479,98TL sürekli iş görmezlik tazminatı, 8.779,44TL geçici iş görmezlik tazminatı ve 1.463,24TL bakıcı giderinin temerrüt tarihi olan 26/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
2)Dava açılışında alınan 44,40 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 223,45 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 267,85 TL harcın alınması gereken 4.489,51 TL harçtan düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 4.221,66 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3)6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4)(a) Dava açılışında alınan 44,40 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 223,45 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 267,85 TL harcın yargılama gideri olarak kabulü ile DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
(b)Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 44,40 TL başvurma harcı, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 70,60 TL posta gideri, olmak üzere toplam 1.315,00 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5)Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.343,95 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6)Davalı tarafından yapılan 38,50 TL yargılama giderinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
7)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
II – İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalı tarafından yatırılan 1.123,00 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 49,00 TL tebligat ve posta masrafı ile 163,10 TL istinaf başvurma harcı olmak üzere toplam 211,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıyaödenmesine ,
3- Davalı tarafından yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.