Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/865 E. 2021/939 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/865
KARAR NO : 2021/939

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2020
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların, davalı … tarafından ZMMS sigortası ile sigortalı olan aracın karıştığı kazada 16.05.2015 tarihinde yaralandıklarını, geçici ve kalıcı iş göremezlik zararları olduğunu belirterek her bir davacı için şimdilik kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak 1.000,00’er TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 100,00’er TL olmak üzere her bir davacı için 1.100,00’er TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 26.01.2018 tarihli artırım dilekçesi ile davacı … için 9.378,33-TL geçici, 262.992,92-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile davacı … için 6.387,90-TL geçici, 10.326,59-TL sürekli iş göremezlik tazminatının tahsilini istemiştir.
Davalı ….. (………. Sigorta A.Ş.) Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın sigortalı araç sürücüsüne ihbar edilmesi gerektiğini, kusur durumunun ve maluliyetin bilirkişi raporu ile belirlenmesi gerektiğini, ayrıca somut olayda davacıların kask takmamaları nedeniyle müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, talep edilen ticari faiz talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Feri Müdahil … vekili, kazanın meydana gelmesinde feri müdahilin sorumluluğu bulunmadığını, Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …../… E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece daha önce verilen 15.03.2018 tarihli, ……./….. esas- …../…… karar sayılı hükmün davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Dairenin 12.06.2020 tarihli, ……/……. esas-……./……. sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … şirketinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş; yerel mahkemece Dairenin söz konusu kaldırma kararı gereğince yeniden yargılama yapılması sonucu; Davanın, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş görmezlik nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, Trafik Kazası Tespit Tutanağında; motosiklete ait 11m sürüklenme izi olduğu tespiti yapılarak kazanın oluşumunda, sürücü …’in kavşaklarda geçiş önceliğine uymayıp KTK.’nın 84/h maddesini ihlal ettiği, sürücü …’nın ise kavşaklara yaklaşırken aracının hızını azaltmadığından aynı kanunun 52/a maddesini ihlal ettiğinin belirtildiği, ATK’nın kusura ilişkin raporunda, Sürücü …’in, sevk ve idaresindeki otomobil ile olay yeri kontrolsüz kavşağa geldiğinde, kavşak kollarının trafik yoğunluğu bakımından farklı oldukları işaretlerle belirlenmemiş mahalde, hızını bu mahal şartlarına göre ayarlayıp dikkatli şekilde seyrederek, yolu etkin şekilde kontrol edip geçiş hakkını sağdan gelen araca vermesi kural gereği iken bunu yapmadan kavşağa giriş yaparak sağ tarafından gelen motosiklete çarpmasıyla meydana gelen olayda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleriyle asli ve %75 kusurlu, sürücü …’nın, sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyir halinde iken olay yeri kontrolsüz kavşağa gelip kavşağı geçmek istediğinde her ne kadar diğer araca nazaran geçiş hakkı kendisinde olsa da kontrollü şekilde kavşağı geçmesi gerekirken bunu yapmayarak, seyir istikametine göre sol tarafından gelerek kavşağa giren otomobil ile önlemsizce çarpıştıkları olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketiyle Tali ve %25 kusurlu olduğu, SGK’ya yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda olay nedeniyle davacılara herhangi bir gelir ve aylık bağlanmadığı, olay ile ilgili peşin değer sermayesi olmadığının bildirildiği, davacılar vekilinin 14.03.2016 tarihli celsede davacıların zararının hesaplanmasında asgari ücretin esas alınabileceğini bildirdiği, HÜTF’den alınan raporda davacıların olay nedeniyle maluliyet oranı ve iş göremezlik süresinin tespit edildiği, aktüerya bilirkişi raporunda, davacı …’nın geçici iş göremezlik zararının 8.157,21-TL, maluliyet zararının 13.768,77-TL olduğu, kusur indirimi sonrasında davacı …’in her iki kalem bakımından toplam 16.714,49-TL tazminat talep edebileceği, davalı …’in ise geçici iş göremezlik zararının 9.378,33-TL, maluliyet zararının ise 262.992,92-TL olduğu ve toplam tazminatın 272.371,25-TL olduğu, hesaplanan maddi zararların davalı … şirketinin teminat limiti kapsamında kaldığının bildirildiği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı …’in sevk ve idaresindeki diğer davacının yolcu olarak bulunduğu motorsiklet ile davalı … şirketine sigortalı aracın karıştığı kazada davacıların yaralandıklarından bahisle iş bu maddi tazminat davasının açıldığı, meydana gelen kazada davacı motorsiklet sürücüsü ……… %25, davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduğu, dosya kapsamında her iki davacının da iş göremezlik durumlarına dair rapor alındığı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda davacı …’nın geçici iş göremezlik zararının 8.157,21-TL, maluliyet zararının 13.768,77-TL olduğu, kusur indirimi sonrasında davacı …’in her iki kalem zarar bakımından toplam 16.714,49-TL tazminat talep edebileceği, davalı …’in ise geçici iş göremezlik zararının 9.378,33-TL, maluliyet zararının ise 262.992,92-TL olduğu ve toplam zararının 272.371,25-TL olduğu hususunun tespit edildiği, talep gibi dava tarihinden itibaren kazaya sebebiyet veren aracın hususi araç olması nedeniyle yasal faiz uygulanması gerektiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca sürücü ve yolcuların araçların kullanılması sırasında koruyucu tertibatları kullanmasının zorunlu olduğu, araçlarla gerek sürücü gerekse de yolcu olarak seyir halinde iken zorunlu olan koruyucu ekipmanların kullanılmamasının zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet veren etkenlerden olduğu, özellikle de motorsiklet gibi bir araçla seyir halinde iken mevzuata göre sürücülerin takmak zorunda olduğu koruma başlığının (kask) hayati öneme sahip bulunduğu, bu nedenle davacının kaza anında kasksız olduğunun anlaşılması halinde müterafik kusuru bulunduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi gereğince tazminattan indirim yapılıp yapılmaması hususunun değerlendirilmesi gerektiği, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olmasının arandığı, somut olayda davacıların kaza sırasında kask takıp takmadığı belirsiz olmakla birlikte maluliyetlerine dair raporun bacak bölgesine ve travma sonrası stres bozukluğuna ilişkin olması ve kask takılmaması halinde de söz konusu yaralanmanın meydana gelebileceği anlaşıldığından müterafik kusur indirimi yapılması yoluna gidilmediği gerekçesi ile davacıların davasının kabulü ile davacı …’ın 9.378,33-TL geçici iş göremezlik zararı, 262.992,92-TL maluliyet zararı olmak üzere toplam 272.371,25-TL zararı ile davacı …’in 6.387,90-TL geçici iş göremezlik zararı, 10.326,59-TL maluliyet zararı olmak üzere toplam 16.714,49-TL zararının talep gibi 29.09.2015 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; olayın ve zararın meydana geliş şekli dikkate alındığında, gerek bilirkişi tarafından gerek yerel mahkeme tarafından müterafik kusur indirimi yapılmamasının eksik ve hakkaniyete aykırı Olduğunu, Davacı yanın kazanın meydana geldiği esnada 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 78. maddesine aykırı davranmak sureti ile KASK takmadığının dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler ile sabit olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesinde sürücülerin koruyucu tertibat, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 150. maddesinde ise; motosikletlerde koruyucu kask ve tertibatın kullanılmasının zorunlu olduğunun açıkça ifade edildiğini, Ayrıca 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde; “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” hükmünün yer aldığını, Dava konusunun temelini teşkil eden olayda davacının kullanılması kanunen zorunlu olan KASK kullanmadığını, kask kullanılmasının hayati önem niteliğine haiz olduğu dikkate alındığında, maluliyet neticesinin meydana gelmesine kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, Zararın meydana gelmesinde ana etken olan KASK KULLANILMAMASI durumunun gereği gibi dikkate alınmadığını(Yargıtay 17. HD 06.10.2016 TARİHLİ 2014/9234 E. 2016/8605 K. Sayılı, 16.04.2015 tarihli 2013/15362 E. 2015/5997 K. sayılı kararı), Kask ve emniyet kemeri müterafik kusur kapsamında değerlendirilmekte olup; Yargıtay genel uygulamaları ve içtihatları dikkate alındığında bir başka müterafik kusur türü olan emniyet kemerinin takılmaması halinde %40’a varan indirime hükmedilebildiğini, Kask unsurunun da tıpkı emniyet kemeri gibi müterafik kusur kapsamında yer aldığı dikkate alındığında, %40’a varan indirim uygulanabilmesi mümkün iken ve maluliyetin artmasında kaskın kullanılmamasının etkisi tartışılmayacak derece açık iken müterafik kusur indiriminin uygulanmamasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, KASK kullanılmamasının maluliyetin artmasına doğrudan etki ettiği bu denli açık iken bu husus adeta göz ardı edilmek sureti ile müterafik kusur indirimi yapılmaksızın hakkaniyete aykırı hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava trafik kazasından kaynaklanan tazminat (geçici ve sürekli iş göremezlik)istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın, davacı … idaresinde bulunan motosiklete çarptığını, kaza sonucu sürücü davacı … ile motosiklette yolcu olarak bulunan …’in yaralandığını belirterek davacılar için maddi tazminat talep etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan Ankara ATK trafik ihtisas dairesince düzenlenen raporda kazanın oluşumunda davacı sürücünün %25, davalının sigortalısının %75 oranında kusurlu oldukları tespit edilmiş, konsültasyon, son durum raporu ve muayeneleri sonucu davacıların maluliyetine ilişkin olarak HÜTF hastanesince düzenlenen raporda davacı …’ın sol ayak bileğindeki kırık ve travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle %40 oranında sürekli maluliyeti olduğu, 9 ayda iyileşebileceği, davacı …’in sol tibia ve fibula kırığı nedeniyle %6.3 oranında daimi maluliyeti bulunduğu ve 9 ayda iyileşebileceği belirlenmiş, bu maluliyet ve geçici iş göremezlik süreleri dikkate alınarak tazminat hesabı yapılmış olup bilirkişi raporlarının dosya kapsamına, kazanın oluş şekline, denetime ve hükme elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır. Müterafik kusur, Borçlar kanununda kazanın meydana gelmesindeki kusurdan ayrı olarak düzenlendiğinden, kazanın oluşumundaki kusur durumunun belirlenmesinde nazara alınmaz, müterafik kusurun varlığı halinde halinde TBK’nun 52. Maddesi hükümleri çerçevesinde tazminattan indirilmesi yahut kaldırılması gerekip gerekmediğini hakim takdir eder.
Buna göre, zarar görenin zarar katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Haksız fiil neticesinde mağdur olan kişinin kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmasa dahi zararın meydana gelmesinde veya artmasında kusurunun bulunması halinde müterafik kusur söz konusu olacağından, Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418)
Davalı yargılama aşamasında ve istinaf dilekçesinde davacıların kask takmamaları nedeniyle zararı artırdıklarını belirterek müterafik kusur nedeniyle davacılar için belirlenen tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunmuş ve mahkemece davacıların kaza sırasında kask takıp takmadığı belirsiz olmakla birlikte, maluliyetlerine ilişkin yaralanmalarının kask takıp takmamakla ilgisi olmadığı, kask takılması halinde de aynı yaralanmaların gerçekleşeceği gerekçesi ile müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Somut olayda; Davacı … motosiklet sürücüsü, diğer davacı … yolcu konumunda olup, davalıya trafik sigortalı aracın %75, davalı …’in %25 kusurlu eylemi sonucu davaya konu kazanın meydana geldiği, diğer davacı …’ın kazanın oluşumuna ilişkin her hangi bir kusuru bulunmadığı anlaşılmıştır. Hükme esas alınan maluliyet raporundan davacılarda oluşan yaralanmaların ve maluliyetlerin kafa bölgelerinden olmadığı, davacıların maluliyetine neden olan yaralanmalarının mahiyetinin posttravmatik stres bozukluğu ve ayak bileklerinde ki kırıklar nedeniyle oluştuğu, bu durumda davacılarca kask takılmamasının zararda etkili olmadığı, davacıların kask ya da koruyucu ekipman takıp takmamasının sonuca etkisinin bulunmadığı gözetildiğinde belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılmaksızın, hesap bilirkişi raporunda belirlenen tazminata karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, mahkemece de bu hususun değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan cismani (geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı) tazminat istemine ilişkin olmasına ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davalı … vekilinin bu hususlara ilişkin ve yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı …Ş. den alınması gereken 19747.44 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 4882.46TL nispi ve 54.40TL maktu istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 14. 810.58 TL harcın davalı … şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … şirketince yatırılan 150.00TL gider avansından varsa kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Kararın usulüne uygun şekilde taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda davacı … için hükmedilen tazminat miktarı yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN, davacı … için hükmedilen tazminat yönünden HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRESİ İÇİNDE TEMYİZİ KABİL olmak üzere 20.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.