Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2018
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Ölüm Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/07/2021
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 11/12/2015 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı çekici ve dorsenin, yaya olan müvekkilinin eşi …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, müvekkilinin ölenin desteğinden mahrum kaldığını, zararlarından davalının sorumlu olduğunu, davalıya müracaat etmesine rağmen zararının karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 500,00 TL maddi tazminatın davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalından tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı 27/02/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 26.812,04 TL olarak belirlemiştir.
Davalı, usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasında sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığından ödeme yapılmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat davası olduğu, davalı tarafından sigortalanan aracın, taşıt yolundan karşıya geçmekte olan davacının eşine çarpması ile meydana gelen kazada, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda, davalı araç sürücüsünün kusursuz, yayanın tam kusurlu olduğunun belirtildiği, rapora itiraz üzerine …. Trafik Kürsüsünden seçilen heyetten alınan kusur raporunda, davalıya ait aracın yarı römorkunun önünde yer alan ayakların römork takılı vaziyette iken kaldırılması gerektiği, kaldırılmaması halinde yoldan geçen insanların römorka çok yaklaşmaları sırasında elbiselerinin, kadınların eteklerine takılarak dengeleri kaybetmelerine neden olabildiğini, somut olayda da, ölen yaya …’un karşıdan karşıya geçerken yarı römorka çok yaklaşıp açıkta duran ayakların kendisine temas etmesine ve dengesini kaybederek aracın altına düşemesine neden olduğunu, buna göre kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün %25 oranında, yayanın ise %75 oranında kusurlu olduğunun tespit ediliği, teknik değerlendirme içeren ikinci raporun dosya kapsamına uygun olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında davacının davacının zararlarından sorumlu olduğu, aktüer bilirkişiden alınan rapora göre ise davalıdan talep edebileceği destek tazminatının 26.812,04 TL olduğu, gerekçesi ile davanın kabulü ile 26.812,04 TL’nin temerrüt tarihi 29/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece alınan bilirkişi raporunda, müvekkili tarafından sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiğini, rapora itiraz ettiklerini, kaza tespit tutanağında ve Adli Tıp Kurumundan alınan raporda sigortalı araç sürücüsünün tamamen kusursuz olduğunu, buna rağmen alınan rapora göre müvekkilinin kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, iki rapor arasında çelişki olması nedeniyle Adli Tıp Kurumundan alınan raporun esas alınması gerektiğini, diğer yandan tazminat hesabında ölenin anne ve babası için pay ayrılmadan hesaplama yapılmasının da hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili katılma yolu ile istinaf başvuru dilekçesinde; karşı tarafın istinaf sebeplerini kabul etmediklerini, mahkemece alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, ölenin kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece yapılan yargılamada kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı sigorta vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
11/12/2015 tarihinde, sigortalı çekici araç sürücüsünün karayolu üzerinde seyir halinde iken, dorsenin ayak kısmına takılan …’un vefat ettiği anlaşılmaktadır. Sigortalı araç sürücüsü 12/12/2015 tarihli savcılık ifadesinde “Ben … … isimli şirkette şoför olarak çalışmaktayım, olay günü yani 11/12/2015 günü sevk ve idaremde bulunan ….plaka sayılı çekici ile … üzerinden …. istikametine doğru yol alıyordum, şehir içinde trafik sıkışık olduğu için yaklaşık 10-15 km hız ile seyir halindeydim, … üzerinde bulunan iş bankasının karşısına geldiğimde yol üstünde bulunan vatandaşların yüksek sesle bağırıp beni durdurmaya çalıştıklarını fark ettim, bende hemen araçtan indim, aracın çekici ile dorse arasında bulunan çekici ayaklarının önünde bir bayan şahıs olduğunu gördüm, orda bulunan vatandaşların yardımıyla bayan şahsı aracın altından çıkararak yoldan geçen bir araca bindirerek hastaneye gönderdik. Ben bayan şahsın aracın altında nasıl kaldığını bilmiyorum, ben seyir halindeyken yolun ortasında bekleyen kimseyi görmedim, olay esnasında hava henüz kararmamıştı,” diyerek, savunmada bulunmuş, olayın oluş şekiline ilişkin başkaca delil dosyaya kazandırılmadan, mahkemece, …. alınan 07/04/2017 tarih ve 1826 sayılı raporda kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusursuz, vefat edenin ise %100 kusurlu olduğunun belirtilmesi sonrasında itiraz üzerine … Öğretim Üyelerinden oluşan 3 kişilik heyet raporunda, vefat edenin, taşıt yolu üzerinde hareket halindeki araca çok yaklaşması nedeniyle, dorse ayağına takılmış olabileceği varsayımına dayalı olarak araç sürücüsünün %25 oranında, vefat edenin ise %75 oranında kusurlu olacağının değerlendirildiği rapor, karar vermeye yeterli görülerek, davanın esası hakkında karar verilmiştir.
Kazanın oluş şekli, dosyaya sunulan deliller çerçevesinde, tam olarak belirlenmemiş olup mahkemece hükme esas alınan rapor, vefat edenin kaza sonrasında aracın altından çıkarıldığı yerden hareket ile varsayıma dayalı olarak hazırlanmıştır. Olayın oluş şekli, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmasına göre, uyuşmazlığın belirlenmesi açısından olaya ilişkin dava açılmamış ise olaya ilişkin soruşturma dosyasının tamamı, dava açılmış ise ceza davasına ilişkin dosya getirtilerek, olayın oluş şekli belirlendikten sonra, olayın tespit edilen oluş şekline göre, kusur durumu değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, olayın oluş şekli tespit edilmeden eksik inceleme ile ve varsayıma dayalı rapor çerçevesinde karar verilmiş olması doruğu görülmemiştir.
Diğer yandan; 6098 sayılı TBK’nın 53. maddesi gereğince, Ölüm hâlinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler, bu sebeple uğradıkları kayıpları zarar sorumlularından tahsilini talep edebilir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Desteğin bakımından yararlanan eşin, yeniden evlenmesi veya fiili olarak bakım ihtiyacını karşılar biçimde birliktelik yaşaması halinde, bakım ihtiyacının sona erdiği ve yitirilmiş destek ediminin yeni bir destek edimiyle karşılanmış olması veya davacı eşin evlenmesi gibi eylemli olarak bakım ihtiyacının son bulmuş olması halinde destekten yoksun kalma tazminatı evlenme tarihine kadar hesaplanır.
Somut olayda; davacı, eşi …’un 11/12/2015 tarihinden meydana gelen kazada vefatı nedeniyle, destek tazminatı talebinde bulunmuş olup nüfus kaydına göre 07/03/2019 tarihinde yeniden evlendiği anlaşılmaktadır. Davacının yeniden evlendiği tarih itibariyle bakım ihtiyacının sona erdiği ve yitirilmiş destek ediminin yeni bir destek edimiyle karşılanmış olmasına göre davacı ancak yeniden evlendiği tarihe kadar destek zararını talep edebilir. Her ne kadar bilirkişi raporunda yeniden evlenme ihtimali değerlendirilerek, evlenme ihtimali olmadığı belirtilmiş ise de, gerçekleşen durum karşısında, ihtimale dayalı olarak hesaplama yapılamayacağından, davacının yeniden evlenmiş olmasına göre yeniden aktüer hesap raporu alınarak karar verilmesi gerektiğinden, karar bu nedenle dosya kapsamına uygun görülmemiştir.
Buna göre; davalı vekilinin istinaf başvurunun ve davacı vekilinin katılma yolu ile yaptığı istinaf başvurunun kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olmasına nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, olaya ilişkin soruşturma dosyası veya dava açılmış ise ceza dosyası getirtilerek, olayın ne şekilde gerçekleştiği hususu değerlendirilerek, gerekmesi halinde yeniden kusur raporu alınarak, kusur durumu belirlendikten sonra, davacının eşinin vefatından sonra, yeniden evlenmiş olmasına göre evlenme tarihine kadar destek tazminatının hesaplandığı aktüer hesap raporu alınarak sonucunda göre karar verilmesi için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine, davalının sair itirazlarının kaldırma sebebine göre şimdilik incelemesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 06/06/2018 tarihli …Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf edenlerce yatırılan istinaf karar ilam harcının istekleri halinde yatıran tarafa iadesine
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Ankara 17. İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyasına depo edilen 45.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.