Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/843 E. 2023/746 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/843 – 2023/746
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/843
KARAR NO : 2023/746

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2021
NUMARASI : 2014/963 Esas 2021/35 Karar

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.09.2012 tarihinde, davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, dava dışı …’un kullandığı … plakalı aracın tek taraflı kaza yapması sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek HMK’nın 107. Maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 3.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 01.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatı talebini 2.042,04 TL’ye, sürekli işgöremezlik tazminatı talebini 14.427,73 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı şekilde gerçek zarardan sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının davalıya sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğu, kazanın tek taraflı olduğu, Ankara Üniversitesi Adli Tıp Bölümü ABD Başkanlığından alınan rapora göre davacının %3.2 oranında daimi maluliyetinin, 3 ay iyileşme süresinin belirlendiği, işgöremezlik tazminatının hesaplanması için aktüerya raporu alındığı, raporların hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 16.469,77 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza esnasında davacının emniyet kemerinin takılı olmadığının anlaşıldığını, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, araç sürücüsünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır. Buna göre, mağdurun müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması, zarar ile mağdurun eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması ve buna göre, zarar görenin zarara katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Yargıtay tarafından müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerektiği kabul edilmektedir.
Somut olayda, davalı sigorta şirketi vekili yargılama aşamasında aktüer bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacının kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olmadığı ve belirlenen tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini savunmuş, mahkemece davacının zararı ile emniyet kemeri takmaması arasında bağlantı kuracak delil olmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir.
Dosyada mevcut dava konusu kazaya ilişkin ceza soruşturması belgelerinin incelenmesinde, davacıya ait ifade tutanağında, araçtan fırladığını ve yaralandığını beyan ettiği gibi araçta bulunan eşi ve çocuklarının da, davacının kaza esnasında araçtan fırladığını, yerde yatar vaziyette gördüklerini beyan ettikleri görülmüştür. Davacının, kaza sonrası tedavi evrakları ve raporları incelendiğinde, kaza sonrası hastaneye getirildiğinde kendisine vücut ve kafa travması tanısı konulduğu, tedavi aşamasında vücudunda klavikula (omuz bölgesinde) kırığı tespit edildiği görülmüş olup davacının yaralanması ile emniyet kemeri takmaması arasında illiyet bağının bulunduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davacının hesaplanan zararından (16.469,77 TL) %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davalı tarafın müterafik kusur savunmasının yerinde olmadığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek 2.042,04 Tl geçici iş göremezlik tazminatı ve 14.427,73 TL sürekli iş göremezlik tazminatından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak 1.633,64 TL geçici iş göremezlik, 11.542,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline, ancak TBK’nın 51 ve 52. Maddeleri gereğince yapılan indirimler nedeniyle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden, davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, dair kesinleşen yönler ve istinaf sebebi yapılmayan hususlar korunarak yeniden esas hakkında karar verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ İLE;
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/963 Esas 2021/35 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca esas hakkında YENİDEN KARAR VERİLMESİNE, Buna göre;
1)Davanın KISMEN KABULÜ ile, 1.633,64 TL geçici iş göremezlik, 11.542,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 900,04 TL harçtan peşin alınan 79,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 820,44 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davanın kısmen reddi müterafik kusur indirimine dayandığından yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca davalı tarafa vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan 1.179,20 TL ( ilk yargılama gideri, bilirkişi ücreti, sağlık raporu gideri, posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 79,60 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
II- İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalı tarafından yatırılan 282,00 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 54,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.