Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/834 E. 2023/911 K. 17.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/834 – 2023/911
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/834
KARAR NO : 2023/911
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2020
NUMARASI : 2017/210 Esas 2020/762 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )

KARAR TARİHİ : 17/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/12/2023
Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 17.05.2015 tarihinde davalı …’e ait … AŞ’ne zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacıların yolcu olarak bulunduğu … plakalı araçla çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralandıklarını, davalı sigorta şirketine 25.11.2016 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı … için 300,00 TL sürekli işgöremezlik, 200,00 TL geçici işgöremezlik tazminatı, davacı … için 800,00 TL sürekli işgöremezlik, 200,00 TL geçici işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.500,00 TL maddi tazminatın temerrüt itibaren işleyecek avans faizi tahsiliyle birlikte davalılardan, … için 10.000,00 TL, … için 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi tahsiliyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 10.11.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … yönünden sürekli işgörmezlik tazminatını 84.584,83 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … AŞ vekili, eksik belge ile başvuru yapıldığından davanın usulden reddini, … plakalı aracın 10.04.2015-10.04.2016 tarihleri arasında 290.000,00 TL limitle davalı şirkete zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olup sorumluluklarının gerçek zarar sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğundan kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan, zarar yönünden aktüer bilirkişiden rapor alınmasını, davacılar yolcu olduğundan emniyet kemeri takıp takmadığının tespiti ile müterafik kusurlu oldukları takdirde tazminattan indirim yapılmasını, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla şahıs yaralanmış olduğundan proporsiyon hesabı yapılmasını, davacıların tedavi, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin teminat dışı olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddi savunmuştur.
Davalılar … ve … savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; davacıların kaza tarihi itibariyle 18 yaşından küçük oldukları ve gelir getiren bir işte çalıştıklarına dair herhangi bir delil,kayıt sunulmadığı dikkate alınarak, davacıların geçici iş göremezlik tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerektiği, davacılardan … yönünden dosya kapsamına alınan İstanbul ATK Başkanlığı ve … Üniversitesi Adli Tıp Başkanlığı’na ait iki ayrı maluliyet raporunda Çalışma Gücü ….Yönetmeliği ve Özürlülük Ölçütü…Yönetmeliği hükümlerine göre sürekli maluliyetinin bulunmadığı tespit edildiğinden davacının sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin reddine karar vermek gerektiği, davacı … yönünden alınan İstanbul ATK Başkanlığı’na ait 14.12.2018 tarihli rapor ile Çalışma Gücü…Yönetmelik hükümleri uyarınca sürekli maluliyetinin bulunmadığının bildirildiği, kaza tarihi itibariyle geçerli olan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca rapor tanzimi için yeniden … Üniversitesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 27.06.2019 tarihli rapor ile davacının %6,3 oranında malul kaldığı ve çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının değerlendirilmesinde Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin kullanılmasının teknik olarak mümkün olmadığının bildirildiği, davacı yanın iş bu rapora karşı yasal süre içerisinde itiraz etmemesi ve davacılar vekilinin 10 no’lu celsede dosyanın bu hali ile aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdini talep etmesi, davalı yanın ATK raporuna karşı uygulanan yönetmelik yönünden itiraz etmediği dikkate alınarak, davacı … yönünden son alınan 27.06.2019 tarihli ATK raporu hükme esas alınarak, dosyanın kusur ve aktüerya uzmanı bilirkişiden oluşan heyete tevdi edildiği, 24.09.2020 tarihli bilirkişi kurul raporu ile davalı araç sürücüsünün %100 oranda kusurlu olduğu ve 84.584.83 TL zararının oluştuğu tespit edildiği, davalı yan, davacının emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmasını talep etmiş ise de, kaza tespit tutanağında bu hususun belirsiz olarak tespit edildiği ve bu iddiaya ilişkin somut delil sunulmadığından herhangi bir indirim yapılmadığı gerekçesi ile davacı …’ın maddi tazminat isteminin (geçici/sürekli iş göremezlik tazminatı) reddine, davacı …’ın sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin kabulü ile, 84.584,83 TL’nin davalı asiller yönünden olay tarihi olan 17.05.2015 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden 09.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı …’ın geçici iş göremezlik tazminatı isteminin reddine, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davacı … yönünden maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş olup kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı … yönünden istinaf başvuru dilekçesi sunmanın zaruri olduğunu, davacılar … ve …’ın, 17.05.2015 tarihli kazada, aynı araç içerisinde yolcu olarak bulunduklarını ve yaralandıklarını, aynı kazada, aynı tarihte yaralanan davacılar için Adli Tıp Kurumunca farklı ve yanlış yönetmelik hükümleri uygulanarak farklı hesaplamalar yapıldığını, Selin için; Adlı Tıp Kurumu tarafından Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranlı Tespit İşlemleri Yönetmeliği baz alınarak, çalışma ve meslekte kazanma güç kaybı oranının %6,3, iyileşme süresinin 2 ay olarak tespit edildiğini, Seda için ise; Adli Tıp Kurumu tarafından Özürlülük Ölçütü Sınıflandırma ve Özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkında Yönetmelik baz alınarak maluliyet oranı tespit edilip, iyileşme süresinin 4 ay olarak belirtildiğini, yargı uygulamaları dikkate alındığında maluliyete ilişkin alınacak raporlar kaza tarihine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihi ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 31.05.2015 tarihi ile 19.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak alınması gerektiğini, dava konusu trafik kazasının tarihi 17.05.2015 olup uygulanması gereken yönetmeliğin Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği olduğunu, ancak …’a bu yönetmelik hükümlerinin uygulanmadığını hatalı tespit yapıldığını, aynı kazada yaralanan kazazedelerin birinin çalışma ve meslekte güç kaybı oranı, diğerinin maluliyet oranının tespitinin yapılması ve bu hatalı tespitler üzerinden hesaplama yoluna gidilmesinin; hesap sonucunun hatalı olmasına sebebiyet verdiğini, yerel mahkemece aynı kazada yaralanan davacılar hakkında alınan farklı yönetmelik hükümlerinin hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece “Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerince rapor alınamadığının belirtildiğini bu yönetmeliğe göre rapor alınılamaması kabul edilse dahi davacı … için “Çalışma Gücü…Yönetmelik” hükmüne göre alınan rapor hükme esas alınmışken … için neden “Özürlülük Ölçütü..Yönetmeliği” hükümlerince alınmış raporun hükme esas alınmasının anlaşılamadığını, sunulan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ve beyan dilekçelerinde 14-15 nolu celselerde davacı … hakkında “Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerince rapor alınması aksi kanaatte olunması halinde Selin ile aynı şekilde “Çalışma Gücü..Yönetmelik” hükümlerince rapor alınmasının talep olunduğunu, ancak bu talebin yerel mahkemece karşılanmadığını aynı kazada yaralanmış iki davacı için farklı yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş raporların hükme dayanak alınmasının yasaya aykırı olduğunu,
Yerel mahkemece 18.12.2020 tarihinde karar verilmiş olmasına rağmen Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 Tarihli ve E: 2019/40, K: 2020/40 sayılı iptal kararının dikkate alınmadığını, oysa Anayasa Mahkemesinin bu bağlayıcı kararı gereği davacı … yönünden “Çalışma Gücü ve İş gücü Kaybı Yönetmeliği “hükümlerince rapor alınması ve bu eksikliğin tamamlanması zaruri iken aksi yönde karar tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, … yönünden zaten “Çalışma Gücü ve İş gücü Kaybı Yönetmeliği” hükümlerince rapor alındığından herhangi bir eksiklik bulunmadığını, … yönünden “Çalışma Gücü ve İş gücü Kaybı Yönetmeliği” hükümlerince alınmış bir maluliyeti tespit eder rapor bulunmadığından defalarca talep edilmesine rağmen, Anayasa Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli iptal kararı da dikkate alınmayarak söz konusu yönetmelik hükümlerine göre rapor istenmemesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu,
Yerel mahkemece her ne kadar alınan adli tıp raporuna itiraz edilmediği belirtilmişse de bu durumun gerçeğe aykırı olduğunu yerel mahkeme dosyasına 27.11.2019 tarihli dilekçeleri ile “adli tıp raporunun aleyhe hususlarını” kabul etmediklerinin bildirildiğini, alınan adli tıp raporunun … için son derece aleyhe olup kabul etmediklerini, yerel mahkemece itiraz olmadığının hükme gerekçe yapılmasının gerçeğe, usul ve yasaya, hakkaniyete aykırı olduğunu (emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2013/530 K. 2013/717 sayılı ve 15.05.2013 tarihli kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2013/537 K. 2013/724 sayılı ve 15.05.2013 tarihli kararı, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 04.02.2019 tarihli ve 2877/949 sayılı kararı )yerel mahkemece rapordaki aleyhe hususları kabul etmediklerine dair itirazları gözden kaçırılarak eksik inceleme ve değerlendirme ile karar tesis edildiğini,
Davacı … yönünden manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Yaşanan kaza sebepli davacı …’ın vücudunda kemik kırığı oluştuğunu, yüzünde sabit iz meydana gelen ve halen yüzündeki iz mevcut olan davacının kazadan ağır tahribat aldığını, göz kapağından başlayarak alnına kadar 50 den fazla dikiş atıldığını, sol bileğine 4-5 cm uzunluğunda ve kafasına platin takıldığını, yaşanan kazadan sonra 20 gün boyunca yoğun bakımda kalıp 2 kez ameliyat olduğunu halen iyileşemediğini, platinler ve yüzdeki izlerin varlığını sürdürdüğünü, halen hayatının yoğun bir bölümünü hastanelerde geçirdiğini ve tedavisinin devam ettiğini, bileğinde hala ağrı ve sancı hissetmekte olup bu durumun öğrenim hayatını derinden etkilediğini, ilerleyen zamanlarda çalışma hayatını da derinden etkileyeceğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davacı … yönünden maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenlerin sıfatına göre dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davacıların yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli işgörmezlik tazminatının karşı araç sürücüsü, işleteni ve ZMSS şirketinden,manevi tazminatın sürücü ve işletenden tahsili istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, 17.05.2015 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araçla davacıların yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı trafik kazasında davacıların yaralandığını, davalı sigorta şirketine 25.11.2016 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı … için 300,00 TL sürekli işgöremezlik, 200,00 TL geçici işgöremezlik tazminatı, davacı … İçin 800,00 TL sürekli işgöremezlik, 200,00 TL geçici işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.500,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden işleyecek avans faizi tahsiliyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen; … için 10.000,00 TL, … için 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi tahsiliyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 10.11.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … yönünden sürekli işgörmezlik tazminatını 84.084,83 TL artırarak 84.584,83 TL’ye yükseltmiş, mahkemece davalı sürücünün asli ve tam kusurlu, davacıların kusursuz olduğu, davacı …’ın maluliyetinin bulunmadığı, yaşı gereği geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceğinden maddi tazminat talebinin reddine, davacı …’ın % 6,3 maluliyet oranına göre 84.584,83 TL sürekli işgöremezlik tazminatının kabulüne, bu tazminatın davalı asiller yönünden olay tarihi olan 17.05.2015 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden 09.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı …’ın yaşı gereği geçici iş göremezlik tazminatı isteminin reddine, davacı … için 10.000,00 TL ,… için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 17.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili, …’a yönelik maluliyet raporu ve manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf sebepleri ileri sürmüştür.
Davacı …’la ilgili Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Dairesince düzenlenen 10.12.2018 tarihli maluliyet raporunda; Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 17.05.2015 tarih, … numaralı genel adli muayene raporunda; “Trafik kazası ile geldiği, alında 10-12cmlik kesi, sol el bilek kırığı olduğu, hayati tehlikesi olmadığı” bildirildiği; … Devlet Hastanesi’nin 22.07.2015 tarih, … numaralı genel adli muayene raporunda; “Sol opere distal raidus kırığı olduğu, sol el bilek hareketleri ekstansiyon 15, fleksiyon 80 derece olduğu, eklem hareket kısıtlılığı olduğu” bildirildiği; … Hastanesi’nin 19.12.2015 giriş, 24.12.2015 çıkış tarihli epikriz raporunda; “5 ay önce trafik kazası sonrasında başında şişlik olan hastanın şişliği azalmadığı için başvurduğu, beyin BT’de beyin parankimi normal, arka pariatelde sefal hematomu olduğu, lokal anestezi altında yüzeyel apse boşaltılması yapıldığı” bildirildiği; … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 18.09.2018 tarihli, 3594 sayılı raporunda; “Fizik tedavi muayenesinde; sol el eklem hareket açıklığı tam, motor muayene doğal olduğu” bildirildiği; kişiye ait görüntüleme tetkiklerinin; 18.09.2018 tarihli el bileği grafide sol radius distalinde plak vida ile tespit edilmiş kaynamış kırık sekeli izlendiğine göre; mevcut belgelere göre; 08.04.1999 doğumlu …’ın 17/05/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 17.05.2015 tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği; … Üniversitesi Dahili Tıp Bölümleri Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 25.10.2019 tarihli raporda hasta ile yapılan görüşmede; kazadan sonra 20 gün hastanede kaldığını, bir defa sol el bileğinden ameliyat olduğunu platinin çıkarılması için tekrardan ameliyat olacağını, kafasındaki kanamadan dolayı bir defa operasyon geçirdiğini, fizik tedavi almadığını, baş dönmesi olduğunu, bu sebeple 4-5 defa acile başvurduğunu, sol el bileğinde ağısının olduğunu, 4 yıldır kortizon ilacı kullandığını, başkaca bir şikayeti olmadığını ifade ettiği, hastanın yapılan fizik muayenesinde; sol göz üstünden başlayıp kafa sağ yarısını sirküler tarzda saran, oksipital bölgede sonlanan 35×0,5 cm’lik skar dokusunun olduğu, sol el bileği iç yüzde 6×1 cm’lik skar dokusunun olduğu, yapılan eklem hareket açıklığı ve motor kas gücü muayenesinde kaza ile ilişkili bir patoloji olmadığının değerlendirildiği, hastadan … Anabilim Dalı’ndan konsültasyon istenildiği, … Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesine ait 18.09.2019 tarihli Uzm. Dr. … imzalı Nöroloji konsültasyon notunda; hastanın muayenesinin normal olduğu, sekel mahiyetinde arızasının bulunmadığı, amnezisinin olmadığı, semptomatik epilepsisinin olmadığı, santral vertigosunun bulunmadığının kayıtlı olduğu, 08.04.1999 doğumlu …’ın dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve değerlendirmesi sonucunda; 17/05/2015 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı hastada meydana gelen sol radius kırığı ve kafa travması dikkate alınarak; 30 Mart 2013 tarih ve 28603 sayılı mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” ve ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla bedensel özür oranı hesaplanmasını gerektirecek sekel mahiyetinde bir arızası bulunmadığından maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, kaza nedeniyle kişinin tedavisine başlanmasından itibaren 1 (bir) ay süresince bakıcı ihtiyacı olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, hükme esas 24.09.2020 tarihli aktüer bilirkişi raporunda, davacı …’ın 08.04.1999 doğumlu olup, kaza tarihinde 16 yaşında olduğu davacının kaza tarihindeki yaşı ve öğrenci olduğu dikkate alındığında kaza tarihinde gelir getiren bir işte çalışması ve mahrum kaldığı bir kazancı söz konusu olamayacağından, geçici iş göremezlik tazminatı, sürekli maluliyeti olmadığından sürekli işgöremezlik tazminatı talep edemeyeceği belirlenmiş, mahkemece rapora göre davacı … yönünden geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihi ile 01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihi ile 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” (ÇÖZGER) hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Davacı …’ın gerçek zararının tespiti için Yargıtay uygulamalarına göre olay tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre ATK veya üniversite hastanelerinin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından rapor alınması gerekirken Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen raporun esas alınmış olması doğru değildir.
Bu durumda mahkemece davacı … yönünden olay tarihindeki yasal mevzuata uygun olarak davacının maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesine yönelik rapor alınarak maluliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda yeniden inceleme yapılarak ve sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacı … vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı … vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1.a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebebine göre davacı … vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına,
2-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
4-Karar tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.