Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/794 E. 2023/871 K. 10.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/794 – 2023/871
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/794
KARAR NO : 2023/871
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2021
NUMARASI : 2014/446 Esas 2021/31 Karar

DAVACILAR
VEKİLLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 10/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/12/2023
Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 06.05.2014 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otobüsle karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını ve malul kaldığını, sigortalı araç sürüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL sürekli işgöremezlik, 1.000,00 TL geçici işgöremezlik, 1.000,00 TL geçici bakıcı ve bakım gideri, 1.000,00 TL sürekli bakıcı ve bakım gideri olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 17.12.2020 tarihli dilekçesi geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatının yargılama sırasında davalı tarafından ödenmesi nedeniyle bakıcı giderini talebini 3.288,60 TL’ye yükselttiğini açıklamıştır.
Davalı vekili, … plakalı aracın 25.12.2013-25.12.2014 tarihleri arasında davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olup sorumluluklarının gerçek zarar sigortalının kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı olduğundan kusur oranları ile davacının maluliyeti yönünden ATK’dan, zarar yönünden aktüer bilirkişiden rapor alınmasını, ceza dosyasında uzlaşma bulunup bulunmadığının araştırılmasını, geçici iş göremezlik, bakıcı ve tedavi giderinin teminat dışı olup SGK’nun sorumlu olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faiz isteyebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın, davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın meydana getirdiği tek taraflı trafik kazası neticesinde yaralanan davacının davalıdan daimi ve geçici işgöremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkin olduğu, dava açıldıktan sonra dosyaya sunulan 11.03.2015 tarihli sulh protokolü-ibraname-feragatnamede taraflar arasında maluliyet tazminatı yönünden mutabakata varıldığı, davacının bakım ve bakıcı gideri alacağı yönünden taleplerinin devam ettiği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu kazanın 06.05.2014 tarihinde meydana geldiği, davacının yaralanması nedeniyle daimi iş göremezlik, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri isteminde bulunduğu, davacı hakkında düzenlenen Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın raporunda davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre vücut genel çalışma gücünden %60.0 oranında kaybettiği, 12 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, 3 ay süresince başkasının bakımına muhtaç kaldığı, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde devamlı surette başkasının bakımına muhtaç olmadığının tespit edildiği, sürücü …’ın davaya konu kazada tam kusurlu olduğu, yaya …’ın ise kusursuz olduğu, dava açıldıktan sonra dosyaya sunulan 11.03.2015 tarihli sulh protokolü-ibraname-feragatnamede taraflar arasında maluliyet tazminatı yönünden mutabakata varıldığı, davacının bakım ve bakıcı gideri alacağı yönünden taleplerinin devam ettiği, aktüerya hesap bilirkişi tarafından hesaplanan geçici bakıcı giderinden kaynaklanan alacak tutarının 3.288,60 TL olduğu, poliçe teminat kapsamında davacının davalı sigorta şirketinden isteyebileceği kanaatine varılmış olmakla davanın kısmen kabulü ile, 3.288,60 TL geçici bakıcı giderinin temerrüt tarihi olan 18.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve sürekli bakıcı ve bakım gideri tazminatlarına ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme tarafından miktar itibariyle kesin karar verildiği belirtilmiş ise de huzurdaki dava niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olduğu için istinaf sınırına bakılmaksızın istinaf kanun yoluna başvurulabileceğini,
Mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde; Adli Tıp Raporunda davacının devamlı surette başkasının bakımına muhtaç olmadığının tespit edildiği öne sürülerek sürekli bakım ve bakıcı gideri yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de Adli Tıp Kurumu raporuna itiraz ettiklerini, Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu’ndan rapor alınması talep edilmiş olmasına rağmen mahkeme tarafından bu talebin reddedildiğini, davacının sürekli olarak bakıma ve bakıcıya muhtaç durumda olduğunu, sürekli bakım ve bakıcı gideri talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu İhtisas Dairesi’ne gönderilerek davacının sürekli bakıcıya ihtiyaç duyup duymadığı yönünde rapor tanzim edilmesi gerektiğini, dosya kapsamında bulunan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen 26.06.2020 tarihli rapordaki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, raporun kanuna ve hakkaniyete aykırı olup hükme esas alınabilecek nitelikleri taşımadığını, davacının kaza sonrasında gerek sosyal yaşamına gerek iş yaşamına artık sağlıklı biçimde devam edemediğini, uzun süre ayakta duramadığı için sorunlar yaşadığını, giyinme, yeme-içme gibi basit günlük ihtiyaçlarını bile tek başına gerçekleştiremediğini, fiziksel sorunlar yaşadığı için günlük hayatında güçlük çektiğini, hiçbir şekilde bir eşya kaldıramadığını, defalarca hastanede yatıp operasyon ağrıları yaşadığını, yürüme fonksiyonunu yaparken dahi önceki hayatına oranla daha fazla efor sarf etmek zorunda kaldığını, aynı zamanda yürüyüş ve davranış bozukluğu yaşadığı için toplum içerisinde üzerinde bir baskı hissettiğini, normal bir insan gibi yürüyemediği, yaşıtları gibi davranamadığı için toplum içerisinde diğer insanlardan farklı bir hal almakta ve bu durumun sosyal hayatını olumsuz etkilediğini, ayrıca vücudundaki yara ve ameliyat izleri de davacı tarafından kapatılmaya çalışılmakta ve bunun için olduğundan fazla efor sarf etmek zorunda kaldığını, kazanın ardından yapılan muayeneleri neticesinde düzenlenen raporlara göre davacının yaşadığı bazı sağlık problemlerinin unutkanlık, görme bozukluğu, yüz ve burun kemiği kırığı, kollarında güç kaybı, dişlerinde kırıklar, konuşmasında bozukluk, kognitif bozukluk, matematiği unutmak, yemek yapmayı unutmak, geçmişte yaşadığı bazı olayları hatırlamamak, genel görünüm ve davranış olarak yaşından küçük göstermek, kendini ifade etmekte zorlanmak, dikkatini yoğunlaştırmada güçlük çekmek, zeka geriliği vs. olup ayrıca başkasının yardımı olmadan giyinme, yeme-içme ve hatta tuvalet ihtiyacını gerçekleştirmekte bile güçlük çektiğini, bu tarz sağlık problemleri yaşamasına ve en basit kişisel ihtiyaçlarını dahi başkalarının desteği olmadan yapamamasına rağmen davacının başka birisinin bakımına muhtaç olmadığı yönünde rapor düzenlenmesinin hatalı ve hakkaniyete aykırı olduğunu,
Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’nin 12. Maddesinde başka birinin sürekli bakımına muhtaç olma halleri sayılmış olup bu hallerin a) Kuadripleji, parapleji, dipleji ve sigortalının yaşamını kendi başına yürütmesine engel hemipleji veya merkezi sinir sisteminin sfinkter bozuklukları ile birlikte olan diğer hastalıklar.,b) Süreli veya sürekli ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğinde kalmayı gerektiren ve tedavi edilemeyen psikotik hastalıklar.,c) İki gözde de yüzde yüz (tam) görme kaybı. ç) İki elin kaybı. d) Bir kolun omuzdan ve bir bacağın kalçadan kaybı. e) Her iki bacağın alttan en az 1/3’ünün kaybı. f) Tedavisi olanaksız bir hastalıktan ileri gelen ağır beslenme bozuklukları ve kaşeksiler. g) Solunum yetmezliği nedeniyle yardımcı solunum cihazlarının sürekli kullanılması.ğ) Giyinme, beslenme, fonksiyonel mobilite, bağırsak ve mesane bakımı, kişisel hijyen ve tuvalet ihtiyaçları gibi günlük yaşam aktivitelerinin sağlanamaması.h) Yukarıda tespit edilen hastalıklar dışında kaldığı halde tedavi edilemeyen, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olan ağır hastalıklar olduğunu, davacının bu maddede sayılan durumları ağır şekilde yaşadığını, bu sebeple başka birisinin bakımına muhtaç olduğu yönünde tespit yapılması gerektiğini, açıklanan sebepler ve resen dikkate alınacak sebeplerden ötürü dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu İhtisas Dairesi’ne gönderilerek sürekli bakıcıya ihtiyaç duyup duymadığı yönünde tespit içeren rapor tanzimi gerekirken bu konuda yeterli inceleme yapılmayarak karar verilmiş olmasının yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenlerin sıfatına göre dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli işgörmezlik tazminatı, geçici ve sürekli bakıcı giderinin aracın ZMSS şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 06.05.2014 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otobüsle karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacı yayaya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını ve malul kaldığını, sigortalı araç sürüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL sürekli işgöremezlik, 1.000,00 TL geçici işgöremezlik, 1.000,00 TL geçici bakıcı ve bakım gideri, 1.000,00 TL sürekli bakıcı ve bakım gideri olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 17.12.2020 tarihli dilekçesi geçici ve sürekli işgöremzlik tazminatının yargılama sırasında davalı tarafından ödenmesi nedeniyle bakıcı giderini talebini 3.288,60 TL’ye yükseltmiş ; mahkemece davacının kusursuz, davalı sigortalı araç sürüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, davacının sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatının yargılama sırasında davalı tarafından ödenmesi nedeniyle 3 ay süre ile bakıcı ihtiyacının olduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabulü ile, 3.288,60 TL geçici bakıcı giderinin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve sürekli bakıcı ve bakım gideri tazminatlarına ilişkin taleplerin reddine kesin olarak karar verilmiş ise de davacı vekilinin dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açtığı, yargılama aşamasında dava değerinin ve tazminatın belirlenmediği, davacının talep ettiği zarar kalemlerine ilişkin alacağını belirlemediği, bir kısım zarar kalemlerini ıslah etmediği anlaşıldığından davacı yönünden verilen karar kesin olmadığı halde mahkemece miktar itibariyle kesin olarak verilmesi doğru olmadığından kararın esas yönünden istinaf incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili bakıcı giderine yönelik istinaf sebepleri ileri sürmüştür.
Mahkemece alınan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 07.03.2015 tarihli maluliyet raporunda; 1997 doğumlu …’ın Sakarya Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde, Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Göz ve Nöroloji, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Adli Tıp ve Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Anabilim Dalları’nda yapılan muayene ve mevcut tıbbi verilerin tetkiki sonucunda; 06.05.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle hastada “zeka geriliği, sağ temporal kadranopsi, nazal hemianopsi ve 3 dişinde kayıp”meydana geldiği anlaşılmış olup; 01.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla iş gücü kaybı oranı hesaplandığında, kişide tespit edilen “Zeka geriliği ve davranış değişiklikleri,” Yönetmelik A cetveli Listede bulunan “18. liste Organik beyin zedelenmesinden sonra oluşan psikotik olmayan özgül bozukluklar, post kontuüzisyon sendromu, tedaviyle çalışma olanağı veren” kapsamında değerlendirildiğinde, Gr-1 (18/B/a-35/A %39 olduğu, b) Kişide tespit edilen “sağ temporal kadranopsi, sol nazal hemianopsi” Yönetmelik A cetveli IL Listede bulunan “sekel halindeki hemianopsiler” kapsamında değerlendirildiğinde;Gr-1-II (73. 41)A %45 olduğu, Balthazard hesaplandığında, %66,45 olduğu, yaşına (17) göre (E cetveli)% 60 olarak bulunduğu, 06.05.2014 tarihli trafik kazasına bağlı çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının % 60 (altmış) olduğu, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin (6) ay olduğu, Tıbbi iyileşme süresinin 12 (oniki) ay bulabileceği belirlenmiş; davacının itirazı üzerine Adli Tıp Kurumu 2 ihtisas Kurulundan alınan 26.06.2020 tarihli raporda; 1997 doğumlu …’ın 06.05.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1.II (73..41)A % 45 X3/4 = 33.75, GrI I (12b.45)A %49, Balthazard formülüne göre %66.21 olduğu, E cetveline göre % 60.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 12 (oniki ) aya kadar uzayabileceği, dava konusu kaza nedeniyle Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde sürekli olarak başka birisinin bakımına muhtaç durumda olmadığı, iyileşme süreci içinde 3 (üç) ay başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceğinin tespit edildiği, hükme esas 04.12.2020 tarihli aktüer bilirkişi raporunda, davacının 3 aylık bakıcı gideri zararının 3.288,60 olduğu belirlenmiş, mahkemece rapora göre davacının üç aylık bakıcı gideri yönünden talebinin kabulüne diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.ATK raporları arasında çelişki bulunması halinde de çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan rapor alınarak çelişkinin giderilmesi gereklidir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihi ile 01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihi ile 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” (ÇÖZGER) hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut olayda davacının gerçek zararının tespiti için Yargıtay uygulamalarına göre olay tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre ATK veya üniversite hastanelerinin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından rapor alınması, raporlar arasında çelişki bulunması halinde Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan rapor alınarak çelişkinin giderilmesi gerekirken mahkemece aynı yönetmelik hükümlerin göre düzenlenmiş olmasına rağmen bakıcı ihtiyacı süresi yönünden farklı süreler tespit eden (07.03.2015 tarihli raporda 6 ay, 26.06.2020 tarihli raporda 3 ay) raporlar arasındaki çelişki giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken 26.06.2020 tarihli rapora göre düzenlenen aktüer raporunun esas alınmış olması doğru değildir.
Kabule göre; Dava açıldıktan sonra davacı vekili ile davalı sigorta şirketi arasında yapılan 11.03.2015 tarihli sulh-ibraname-feragatname ile maluliyet alacağına ilişkin olarak “Ankara 10 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/445 Esas sayılı dosyasına ilişkin 160.000,00 TL asıl alacak, 9.200,00 TL icra vekalet ücreti, 14.800,00 TL mahkeme vekalet ücreti, 1.000,00 TL yargılama gideri ve ferileri olmak üzere toplam 185.000,00 TL üzerinden anlaşma sağlandığı, bakım ve bakıcı gideri yönünden anlaşma sağlanamadığından davaya devam edileceği sigorta şirketinin vekalet ücreti yargılama gideri talebi bulunmadığı “şeklinde anlaştıkları, davacının sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatının yargılama sırasında ödenmiş olması nedeniyle sürekli ve geçici işgöremezlik talebi yönünden ödeme nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bu taleplerin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, Yargıtay uygulamasına göre olay tarihindeki yasal mevzuata uygun olarak davacının maluliyetin ve oranının belirlenmesi, bakıcıya ihtiyacı olup olmadığının ve süresinin belirlenmesi, bakıcı süresine ilişkin raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesine yönelik Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, eksiklikler tamamlanarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1.a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınan istinaf karar ve ilam harcının yatırana iadesine,
3-Başvuran tarafca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.