Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/770 E. 2021/923 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2020
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)

KARAR TARİHİ : 20/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 12/04/2014 tarihinde, müvekkili adına kayıtlı, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı …. plakalı aracın karıştığı kaza nedeniyle, müvekkili tarafından Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….esas sayılı dosyasında zarara neden olan diğer araç malikine karşı açılan davada, diğer araç malikinin de, aracında hasar meydana geldiğinden, kendi aracında meydana gelen hasarın tazminini müvekkilinden, müvekkiline ait aracı sigortalayan … Sigorta A.Ş’den ve araç sürücüsü …’den karşılık dava ile talep ettiğini, mahkemece karşı davada, müvekkili hakkındaki davayı kısmen kabul etmiş iken, diğer davalılar … ve … Sigorta A.Ş. hakkındaki davanın, davada taraf olmayan kişi hakkında karşı dava açılmayacağından usulden reddine karar verildiğini, davalı sigorta şirketi tarafından zarar görenin zararının karşılanmaması üzerine, müvekkili aleyhine girişilen ilama dayalı icra takibi neticesinde 12/04/2014 tarihinde zarar görene 9.468,51 TL ödemek zorunda kaldığını, yapmış olduğu ödemenin sigorta teminatı kapsamında olması nedeniyle davalının sorumluluğunda olduğunu belirterek 9.468,51 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işeleyecek yasal faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verlmesini istemiştir.
Davalıya; mahkemece dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tensiben, davanın trafik kazası nedeniyle davacının icra dosyasına ödemek zorunda kaldığı tazminatın, sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkin olduğu, davanın halefiyet ilkesine dayalı açılan bir dava olduğu ve sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı, bu nedenle ticari dava sayılamayacağını ve davanın görülmesinde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine, göreve ilişkin dava şartının bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, davanın sigorta poliçesinden doğan ve davalı tarafından sigortalanan aracın karıştığı kaza nedeniyle müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı tazminatın sigorta kapsamında tahsilini amaçlayan dava olduğunu, davanın ticari dava olduğunu bu nedenle ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar nedeniyle, zarar görene yapılan ödemenin sigorta teminatı kapsamında olduğundan bahisle, sigorta sözleşmesi gereğince rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece tensiben davanın halefiyet ilkesine dayalı olduğu kabul edilerek, davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle, göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacının, dava dilekçesinde dayandığı vakalara göre; davacının davası taraflar arasındaki sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece dava hatalı olarak haksız fiilden kaynaklanan (halefiyete dayalı) rücuen tazminat davası kabul edilerek mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması ve ret gerekçesi yerinde değildir.
Zira mahkemece; Mahkemece davanın niteliği hatalı değerlendirilerek görevli olmadığı gerekçesinde belirtilmiştir. Bu nedenle davacının talebi doğrultusunda belirlenecek davanın niteliğine göre de, HMK’nın 114 ve 115. maddesi çerçevesinde dava şartlarının öncelikle incelemesi gerekmektedir.
HMK’nın 115. maddesinde, mahkeme dava şartlarını yargılamanın her aşamasında re’sen yapabilir düzenlemesine yer verilmiş iken, HMK’nın 138. maddesinde; dava şartları ve ilk itirazların dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra yapılacak ön inceleme duruşmasında değerlendirileceği düzenlenmiştir. Yasal düzenleme bu şekilde olmakla beraber, usul ekonomisi açısından dilekçeler aşması tamamlanmadan özellikle görev, kesin yetki ve yargı yoluna ilişkin dava şartının bulunmadığı açıkça belli olan durumlarda ön inceleme aşmasından önce de HMK’nın 115. maddesindeki düzenleme çerçevesinde, dava şartının değerlendirilerek karar verilebileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmektedir. Ancak, mahkemece ön inceleme aşmasından önce dava şartının varlığı ve yokluğu net olarak belirlenemiyor ise dilekçeler aşaması tamamlanarak, dava şartına ilişkin deliller değerlendirilerek karar verilmesi bir zorunluluktur.
Sigorta sözleşmesine dayalı olarak açılan rücu davaları da, ticari dava olarak Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülebileceği gibi, sigorta sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde olması halinde 6502 Sayılı Yasanın 73. maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde de görülebilir.
Mahkemece davacı tarafından açılan davada, dilekçeler teattisi tamamlanmadan tensiben, dava türü hatalı değerlendirilerek, göreve ilişkin dava şartının bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi davanın konusuna göre yerinde değil ise de, dava dilekçesine göre dava, ticaret mahkemesinin görevine girebileceği gibi tüketici mahkemesinin görevine de girebileceğinden, dava dilekçesine göre mahkemenin görevi net olarak tespit edilememektedir. Bu durumda öncelikle taraflar arasındaki dilekçeler aşaması tamamlanarak, gerektiğinde taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi olup olmadığına ilişkin kayıt ve belgeler dosya içerisine kazandırılarak, yapılacak ön inceleme duruşmasında mahkemenin görev hususu değerlendirilerek, işlemin tüketici işlemi olması halinde, davada göreve ilişkin dava şartı bulunmaması nedeniyle usulden reddine, tüketici işlemi mahiyetinde olmaması halinde ise davanın ticari dava olmasına göre taraf delilleri toplanarak davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve dava konusu hatalı değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kararının kaldırılmasına, mahkemece dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanıp kaynaklandığı belirlendikten sonra görev hususu değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 10/12/2020 tarihli … Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan 59,30 TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.