Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/755 E. 2023/774 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/755 – 2023/774
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/755
KARAR NO : 2023/774

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2020
NUMARASI : 2014/916 Esas 2020/715 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 30/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … vekili, … vekili ve … Sigorta AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 14.04.2012 tarihinde davalılardan … Sigorta AŞ’ne zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı …’ya ait sevk ve idaresindeki davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı araçla … Sigorta AŞ’ne zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı …’ye ait …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.500 TL sürekli, 1.500 TL geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 3.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen; 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte sigorta şirketleri dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 15.05.2018 tarihli dilekçesi davalı … Sigorta AŞ ile yaptıkları protokole göre maddi tazminat yönünden kusur oranına göre uzlaştıklarını bu nedenle … Sigorta AŞ yönünden davadan feragat ettiğini, diğer davalılar yönünden maddi ve manevi tazminat davasına devam ettiklerini açıklamış; 25.09.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile sürekli işgöremezlik tazminatını 201.718,96 TL’ye, geçici işgöremezlik tazminatını 12.597,78 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere … plaka sayılı aracın 01.10.2011-01.10.2012 vadeli poliçe ile 268.000 TL limitle davalı şirkete zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olup, sorumlukları gerçek zarar, sigortalının kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı olduğundan kusur ve maluliyet yönünden Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, tedavi, bakıcı ve yol giderlerinin teminat dışı olduğunu, tazminat hesaplaması yapılırken teknik faiz-iskonto %3 ile devre başı ödemeli belirli rant yönteminin uygulanmasını, dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, dava konusu tazminat isteminin zamanaşımına uğradığını, İstanbul Asliye Hukuk mahkemesinin yetkili ve görevli olduğunu, kısmi davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, dava konusu maddi tazminattan sigorta şirketlerinin sorumlu olduğunu, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını, kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan rapor alınmasını, SGK tarafından davacıya yapılan ödemelerin sorulmasını, faiz talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı …’e ait yeğeni …‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile diğer davalı … yönetimindeki … plakalı otomobilin, 14.04.2012 tarihinde çarpışması sonucu davacının yaralandığını, davacı vekilinin … plakalı aracı kullanan kişinin … olduğunu belirtmesine rağmen aracı kullanan kişinin … olduğunun kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını, savcılık dosyasındaki bilirkişi raporuna göre olayda … plakalı araç sürücüsü …’un asli, …’ın ise tali kusurlu olarak belirlendiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, maddi ve manevi tazminatın belirlenmesinde, davacının şahsi kusurunun bulunup bulunmadığı, emniyet kemeri takıp takmadığı, araç içerisinde ne amaçla bulunduğunun tespitini, maluliyet yönünden ATK’dan rapor alınmasını, reeskont faiz istemesinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili, … plakalı aracın 21.04.2011-21.04.2012 tarihleri arasında 200.000 TL limitle davalı şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile teminat altına alındığını, Beykoz mahkemelerinin yetki olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte maluliyet oranının tespiti bakımından Adli Tıp 3.İhtisas Kurumundan, kusur yönünden Adli Tıp Kurumu, Trafik İhtisas Kurulundan rapor alınmasını, müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle belirlenecek tazminattan indirim yapılmasını, dava konusu kaza iş kazası olduğundan SGK tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzilini, geçici iş göremezlik, tedavi giderleri bakıcı giderlerinin teminat dışı olduğunu, davacının ceza dosyasında şikayetçi olup olmadığı hususunun tespitini şikayetçi olmaması durumunda dava açma hakkının ortadan kalkacağını, tazminat hesabında CSO 1980 yaşam tablosu, %3 iskonto faizinin uygulanmasın, dava tarihinden itibariyle yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan deliller, usul ve yasaya uygun olarak hazırlanan denetime elverişli kabul edilen bilirkişi raporu ve davacı vekilince sunulan ıslah dilekçesi ile birlikte yapılan değerlendirme neticesinde; 14.04.2012 tarihinde meydana gelen … plakalı araç ile … plakalı araçların karışmış olduğu trafik kazası neticesinde yolcu konumunda bulunun davacının maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin mevcut dava açılmış olup; meydana gelen kaza nedeni ile %37(otuzyedi) oranında sürekli iş göremezlik halinde kaldığı, tıbbi iyileşme süresinin 4 (dört) aya kadar uzayabileceği,, davalı sürücü …’ın meydana gelen olayda %75 (yüzde yetmişbeş) oranında, diğer davalıya ait aracın sürücüsü …’ın ise olayda %25(yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu, davacının sürekli iş göremezlik yönünden talep edebileceği tazminat miktarının 248.207,96 TL olduğu hesaplanan miktardan dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler ile davacının ifade tutanaklarındaki davacının yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsünün alkollü olduğu anlaşılmakla, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda %20 müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle, 198.566,37 TL talep edilebileceği, feragat edilen diğer sigorta şirketi … AŞ tarafından yapılan 46.489,00 TL’nin mahsup edilmesi ile … Sigorta AŞ’den talep edilecek bedelin 152.077,37 TL olduğu bu miktar üzerinden dava tarihinden itibaren yasal faiz (aracın cinsi gözetilerek) işletilmesi, diğer davalılar yönünden ise müştereken ve müteselsilen taleple bağlı kalınarak 1.500,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren yasal faizi (aracın cinsi gözetilerek) üzerinden tahsiline, davacının geçici iş göremezlik talebinin ise asgari ücret verilerine göre yapılan hesaplama neticesinde 2.597,78 TL olduğu hesaplanan miktarda davalı araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle %20 müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle, … Sigorta AŞ’den talep edilecek bedelin 2.078,23 TL olduğu bu miktar üzerinden dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi, diğer davalılar yönünden ise müştereken ve müteselsilen, taleple bağlı kalınarak 1.500,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren yasal faiz (aracın cinsi gözetilerek) üzerinden tahsiline, manevi tazminat yönünden ise olayın oluş şekli, davaya konu trafik kazasının ağırlığı, maluliyet durumu, olay nedeniyle duyulan elem ve acı, tarafların kusur durumu, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü dikkate alındığında, davacının 20.000,00 TL manevi tazminat talebinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi (aracın cinsi gözetilerek) ile birlikte manevi tazminat sigorta poliçe kapsamında olmadığından davalı sigorta şirketi hariç olmak üzere diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerektiğinden davanın kısmen kabulü ile, … Sigorta AŞ yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davalılar, …, … ve … yönünden taleple bağlı kalınarak 1.500,00 TL, davalı … Sigorta yönünden, 152.077,37 TL daimi iş göremezlik, davalılar, …, … ve … yönünden taleple bağlı kalınarak 1.500,00 TL, davalı … Sigorta yönünden, 2.078,23 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 154.155,60 TL tazminatın davalılar, …, … ve … yönünden taleple bağlı kalınarak 3.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere, diğer davalı … Sigorta açısından 154.155,60 TL’nin tamamından dava tarihi olan 21.10.2014 tarihinden diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 14.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile birlikte davacıya verilmesine, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalılar … vekili, … vekili ve … Sigorta AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalılardan …’a ait, yeğeni …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin 14 Nisan 2012 günü saat 21:30 sıralarında, Ankara/Çankaya, Aşağı Öveçler Mahallesi 1333. Sokak ile 1322. Cadde’nin kesiştiği kavşakta çarpıştığını, olay öncesi, davalının yeğeninin yönetiminde ve seyir halinde bulunan … plakalı araca; ısrarla el kaldırmak suretiyle ve kendi hür iradesi ile binmiş bulunan davacının ısrarla ön koltuğa oturması ve kemer takmaması sebebiyle, meydana gelen olayda, hafif yaralandığını, mahkemenin davalı … yönünden verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, maddi tazminat yönünden; davalıya ait … plakalı aracın diğer davalı … Sigorta AŞ’ne 200.000 TL limitle zorunlu mali sorumluluk sigortası policesi ile sigortalı olduğunu, davacı ile davalıya ait … plakalı aracının ZMSS ile sigortacısı olan, … Sigorta AŞ arasında 40.000 TL Ana Para, 6.489 TL Faiz, 1.727 TL yargılama gideri, 4.750 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 52.966,00 TL üzerinden mutabakata varılarak 07.05.2018 tarihli “ibraname-feragatname” düzenlendiğini, davacı vekilinin ibraname ile; “… Sigorta AŞ bu ödemeyi yapmakla söz konusu poliçe ve kazadan doğan tüm hukuki sorumluluğunu yerine getirmiş olduğundan her türlü hak, dava ve alacaktan … Sigorta AŞ’yi, sigortalısını ve sigortalı araç sürücüsünü tamamen tam ibra ile ibra eylediğimi, açmış olduğum ve açacağım her türlü dava ve talep haklarımızdan feragat ettiğimizi ve bu feragat beyanını ödeme tarihinden itibaren en geç 3 iş günü içinde mahkemeye sunacağımızı, temyizden feragat ettiğimizi, … Sigorta AŞ’nin poliçe teminatına ve kusur oranına isabet eden alacağımızı … Sigorta AŞ’den tahsil ettiğimizi ve başkaca alacağımız kalmadığını kusur durumu, maluliyet oranı, hesaplama parametreleri yöntemi, mevzuat değişikliği ve bunun gibi tazminat hesabına etki edecek parametrelerin değişmesi halinde dahi veya değişme iddiasıyla ek bir talebimiz olmayacağını, anılan olay ile ilgili olarak başka herhangi bir talebimiz olmadığını, işbu kaza ile ilgili olarak ileriye yönelik herhangi bir dava ikame etmeyeceğimizi, gayrikabili rücu kabul, beyan ve ikrar ederim.”demek suretiyle davalı …’ı da ibra ettiğini, bu anlamda; … yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken; yerel Mahkemenin vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı, 23.03.2018 tarihli Adli Tıp Kurulu raporunun sonuç bölümünde 11.10.2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre mevcut bulgular değerlendirildiğinde; olay tarihinde yaşına (39) göre (E cetveline göre) %37 (otuzyedi) olarak bulunduğu, çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %37 (otuzyedi) olduğu, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavi süresince bakıcı ihtiyacı süresinin 2 (iki) ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 4 (dört) aya kadar uzayabileceği yönünde, somut olayla örtüşmeyen, hatalı ve farazi görüş ve kanaat bildirdiğini, bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde ayrıntılı olarak arz edildiği üzere; 09.07.2018 tarihli bilirkişi raporu ile 23.09.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda hesaplamaya esas alınan, Adli Tıp Kurulu raporunda, çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranları belirlenen davacının; hangi meslek/iş koluna mensup olduğu, dava konusu kaza ile rahatsızlığı arasında illiyet bağı olup olmadığı, sağ koldaki şekil değişikliğinin kullanmakta güçlük çekmesinin davacının ihmalkarlığı neticesinde (emniyet kemeri takmaması, fizik tedavi almaması vb. tedavilerden kaçınması) olup olmadığı, kaza öncesi herhangi bir rahatsızlığı olup olmadığı gözardı edilerek; kaza tarihi 14.04.2012’de yürürlükte olan, “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”hükümlerine göre rapor hazırladıkları beyan edilmiş olsa da, iş bu raporda verilen; Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı % 37, bakıcı ihtiyaç süresi 2 ay, tıbbi iyileşme süresi 4 ayın oran / sürelerin uyuşmadığını; 4 ay gibi kısa bir sürede iyileşmesi öngörülen bir rahatsızlığın / yaralanmanın çalışma ve meslekte ( Davacının mesleği belirlenmemiş, tespit edilmemiştir) kazanma gücü kaybının %37 olmasının hayatın olağan akışına ters düştüğünü, kurul raporundan çıkan farazi oranlar sonucu hesaplanmış ve hazırlanmış olan bilirkişi raporlarının hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Yerel Mahkemenin, davacı lehine hükmetmiş olduğu manevi tazminat miktarının yüksek olup; yasal düzenlemeler ve yerleşik Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsüne yüklenen kusur oranının olması gerekenden yüksek hesaplandığını, eksik inceleme ile kusur raporu hazırlandığını, karşı araç sürücüsü …’ın kaza esnasında alkollü olduğunu, ceza mahkemesi kararı ile aracı …’ın değil, alkollü sürücü …’ın kullandığının ortaya çıktığını, ancak mahkeme tarafından alınan kusur raporunda …’ın kusurunun %25 olduğu belirtilerek hüküm kurulduğunu, maddi vakıalar Ceza Mahkemesi tarafından tespit edilmiş olup, hukuk mahkemesi tarafından maddi vakıalarla bağlı kalınmadığını, …’ın alkollü sürücü olduğu da dikkate alınarak yeniden kusur incelemesi yapılmadan eksik incelemeye dayalı verilen hükmün kaldırılması gerektiğini,
Maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumundan alınmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu, Hacettepe Üniversitesinden alınan sakatlık raporuna göre hüküm kurulduğunu, sakatlık raporu vermeye Adli Tıp Kurumu yetkili olup, Hacettepe Üniversitesinden alınan sakatlık raporu ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, üniversite tarafından uzman hekimlerden rapor alınmamış olup, hazırlanan raporun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine aykırı olarak hazırlandığını, eksik ve denetime elverişsiz rapora itibar edilerek verilen hükmün yasaya aykırı olduğunu,
… Sigorta AŞ’nin dava aşamasında yapmış olduğu ödeme sonucu davacının feragat etmesinin kusur oranına göre hesaplamada yansıtılması gerekirken sadece ödemenin mahsup edilerek … Sigorta AŞ’nin sorumluluğuna düşen kısmın … Sigorta Şirketine yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu, feragat ile rücu hakkı ortadan kaldırılmış olduğundan ödenen tutar olarak değil, hesaplanan tutardan kusur oranı miktarı kadarının mahsup edilmesi gerektiğini, bu hali ile … Sigorta AŞ’nin sorumluluğu tutar olarak arttırılmış ancak davacının diğer sigorta şirketinden feragat etmesi nedeniyle … Sigorta AŞ’nin rücu hakkını iç ilişkide ortadan kaldırdığını, kabul anlamına gelmemek üzere; mahkeme tarafından yapılması gereken hesaplanan tazminattan kusur oranına (%25 ) isabet eden tutarın mahsup edilerek %75 e isabet eden tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, davacı tarafından kusura göre feragat edilmek suretiyle diğer davalıların rücu hakkını ortadan kaldıracak şekilde tazminattan mahsup edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hükümde aynı maddi tazminat iki kez yazılarak iki ayrı tazminata hükmolunmuş şekilde karar verildiğini, hükmün 1. maddesinin infazda anlaşılır olmadığını, davacı tarafından … Sigorta AŞ’ye ilişkin davasından feragat edilmiş olmasına rağmen, bu davalıya isabet eden yargılama gideri ve harçlardan … Sigorta AŞ’nin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, manevi tazminat yönünden asıl alacak olarak … Sigorta AŞ sorumlu tutulmamış iken manevi tazminata isabet edecek yargılama gideri ve bakiye harçlardan sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, manevi tazminat teminat dışında kalmakta olup, manevi tazminata isabet eden yargılama gideri ve harçlarından sorumluluk yüklenemeyeceğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında, davaya konu kaza, her ne kadar yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası olarak nitelendirilmiş ise de; davalı sürücülerden …’ın davalı …’nin yanında çalışan sigortalı işçi olup SGK giriş-çıkış bildirgelerinden de anlaşıldığı üzere, … ile davalı sürücü … arasında işçi-işveren ilişkisi mevcut olup davaya konu kazaya karışan …’ye e ait … plakalı aracın iş yerinde kullanıldığını, davalının iş yerinde kullanılmakta olan, kaza tarihinde de davalının işçisi davalı sürücü …’ın kullandığı … plaka sayılı araç ile … plakalı aracın karışmış olduğu kazada; işçinin 3. kişiye verdiği zarara ilişkin olduğundan bir yönüyle de iş kazası olduğunu, bu durumda, davaya konu kazaya iş kazası yönüyle bakıldığında, kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranları ve bu kusur oranları esas alınarak yapılacak hesaplamalarında değişecek olmasına karşın, yerel mahkeme nezdinde yapılan yargılama sırasında bu konudaki iddia ve itirazlarının hiçbir şekilde dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, davalının işçisi, kazaya karışan araç sürücülerinden …’a atfedilen %75 kusur oranının gerçeği yansıtmadığını, bu kusur oranı esas alınarak kurulan hükmün kaldırılması gerektiğini, 25.11.2015 tarihli raporda, dava dışı ve söz konusu kaza ile herhangi bir bağı bulunmayan …’a % 25 oranında kusur izafe edilmiş ise de dosyada …’ın taraf sıfatı bulunmadığı gibi; davacı yanın, 21.10.2014 tarihli dava dilekçesinin açıklamalar bölümünün (1) no.lu bendinde olayın oluş şekli ve her iki aracın kimlerin sevk ve idaresinde olduğuna ilişkin olarak 14.04.2012 tarihinde davalı sürücü …’ın sevk ve idaresinde bulunan diğer davalı … … Sigorta AŞ nezdinde sigortalı olan ve davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile davalı …’ın sevk ve idaresinde davalı …’ye ait ve diğer davalı … Sigorta AŞ’ye sigortalı olan … plakalı araç 1332. Caddeyi takiben 1333. Sokak kavşağından çarpışmaları neticesinde davacının yaralandığını belirttiğini, ayrıca davaya konu kaza nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tanzim edilen 31.01.2013 gün ve 2013/1936 sayılı iddianamede “Her ne kadar şüphelilerden …’ın … plakalı aracı kendisinin kullandığını ifade etmiş ise de; müştekinin aracı kullananın … olduğunu dosyada şüpheliye ait kimlik fotokopisinde resim ve yaş olarak tarifinden bahisle ısrarla ifade ettiği kendisinin yaralanmasını müteakip hastaneye sevki sonucu görevlilerin yanıltılıp trafik suç zaptının …’ın kullandığı şeklinde düzenlendiği, şüpheli …’ın işlemediği halde suçu üstlendiği, şüphelilerden …’ın eylemine uyan TCK 270 ve 53’üncü maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılması” talebi ile Ankara 33. Asliye Ceza Mah.’nin E:2014/120 sayılı dosyası üzerinden açılan kamu davasının yapılan yargılama neticesinde verilen 09.03.2015 tarih ve 2015/433 sayılı karar ile “Sanık …’ın sabit olan “Suç Üstlenmek” suçundan dolayı 5237 sayılı TCK’nun 270’inci maddesi uyarınca suç işleniş biçimi ile amacı ve kastı nazara alınarak takdire bir ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilmiş olup söz konusu mahkumiyet kararı ile …’ın dava konusu kazanın gerçekleşmesi ile veya … plakalı aracın kullanılması ile bir bağlantısının olmadığı sabit olup, tüm bu hususların yanında, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracı, davalılarından …’ın sevk ve idare ettiği ve aracı kullanırken alkollü olduğu hususu, aynı araç içerisinde bulunan ve aynı zamanda işbu davanın davacı olan …’in ceza dosyası içerisindeki beyanlardan ve diğer belgelerden açıkça anlaşıldığını, hal böyle iken ve davalılardan …’ın alkollü olduğu için …’ı şoför koltuğuna geçirerek tüm mercileri yanıltmaya çalıştığı; dolayısıyla hem ceza yargılaması hem de yerel mahkeme nezdinde alınan bilirkişi raporlarında kusur oranını düşürmeye yönelik girişimlerde bulunduğu açıkça ortada iken, bilirkişi tarafından kusur raporu tanzim edilirken ceza yargılaması sırasında alınan 31.12.2013 ve 20.11.2014 tarihli rapor içerikleri dayanak gösterilerek dava dışı …’ın söz konusu kazada %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olmasına karşın; bilirkişi tarafından aynı ceza dosyası kapsamında dava dışı …’ın suçu üstlendiğine ilişkin olarak yargılandığı ve mahkum olduğu Ankara 33. Asliye Ceza Mah.’nin 09.03.2015 gün ve 2015/433 sayılı kararının hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, sonuçta, hükme esas alınan kusur raporuna dayanak raporların gerçek sürücü olan …’a ait kusur hesaplamalarını içermediğini; …’ın hem alkollü olarak şoför koltuğuna geçmesi hem de KYTK.’nun 52/a (Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollara ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken hızlarını azaltmak zorundadır.) bendine aykırı şekilde aracı kullanması sebebiyle kusur oranının %25’ten fazla olacağı aşikar olduğu halde sadece %25 oranında yapılan kusur atfının, davalının işçisi, araç sürücüsü davalı …’a ise %75 gibi oldukça fahiş bir oranda kusur atfının kabulü mümkün değilken, bu kusur oranları esas alınarak kurulan hükmün yasaya aykırı olduğunu
Bir yönüyle iş kazası niteliğinde olan kaza nedeniyle davacının maluliyetinin kesinleştirilmesi için gerekli yasal prosedür izlenmeksizin hüküm tesis edildiğini, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından verilen rapora karşı yaptıkları itiraz üzerine, dosyanın Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesi Başkanlığı’na veya Adli Tıp Üst Kurulu’na gönderilerek itirazları doğrultusunda maluliyet oranının yeniden belirlenmesi gerekirken; bu yapılmayarak, eksik araştırma ve inceleme ile maluliyet oranı kesinleştirilmeden hüküm tesis edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere davacının kolundaki kırık nedeniyle belirlenen maluliyet oranı, iyileşme süresi ve bakıcı süresinin fahiş olduğunu, bu oranlar üzerinden yapılan maddi tazminata ilişkin hesaplamalarında hatalı olduğunu,
Kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı lehine hesaplanan tazminat miktarından, … Sigorta şirketinin sigortalısı olan diğer davalının kusur oranına isabet eden miktarın tenzili gerekirken, sadece sigorta şirketince yapılan ödemenin tenzil edilerek hüküm tesisinin hatalı olduğunu, davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, aldıkları 05.02.2021 tarihli uzman görüşünde davacının %10, davalı sürücü …’un %20, …’in %70 oranında kusurlu bulunduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile sundukları uzman görüşündeki kusur oranları arasında çelişki bulunduğundan çelişkinin giderilmesi için üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, ayrıca davacının, alkollü sürücünün aracına bindiği ve emniyet kemerini takmadığı sabit olduğundan müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken bu yönde değerlendirme yapılmamasının hatalı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalılar …, … Sigorta AŞ, … vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı işletenler, sürücüler ve sigorta şirketlerine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı araçların karıştığı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek hem davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı hem de karşı araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısından geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı, işleten ve sürücülerden manevi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile, … Sigorta AŞ yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davalılar, …, … ve … yönünden taleple bağlı kalınarak 1.500,00 TL, davalı … Sigorta yönünden, 152.077,37 TL daimi iş göremezlik, davalılar, …, … ve … yönünden taleple bağlı kalınarak 1.500,00 TL, davalı … Sigorta yönünden, 2.078,23 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 154.155,60 TL tazminatın davalılar, …, … ve … yönünden taleple bağlı kalınarak 3.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere, diğer davalı … Sigorta açısından 154.155,60 TL ‘nin tamamından dava tarihi olan 21.10.2014 tarihinden diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 14.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile birlikte davacıya verilmesine, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davalı … vekili, davacı ile davalıya ait aracın ZMMS poliçesinin düzenleyen … Sigorta AŞ arasında yapılan 07.05.2018 tarihli ibraname ve feragat nedeniyle davalı işleten yönünden feragat kararı verilmemesi, maluliyet raporu, maddi ve manevi tazminat miktarına; davalı … Sigorta AŞ vekili, kusur ve müterafik kusura, maluliyet raporuna, … Sigorta AŞ tarafından yapılan ödemenin eksik mahsup edilmesine, maddi tazminata ilişkin hüküm fıkrasına, maddi ve manevi tazminat miktarına ilişkin yargılama giderlerine; davalı … vekili, hukuki nitelendirmeye, kusur ve müterafik kusura, maluliyet raporuna, … Sigorta AŞ tarafından yapılan ödemenin eksik mahsup edilmesine, maddi ve manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebepleri ileri sürmüştür.
Yaralanmaya bağlı cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı istemlerinde; maddi tazminatın tespiti için maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece alınan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Anabilim Dalının 23.03.2018 tarihli raporunda; hasta ile yapılan görüşmede; hasta kazadan sonra üç gün hastanede kaldığını, ameliyat olmadığını, sağ kolunun üç aya yakın alçıda kaldığını, hiç fizik tedavi almadığını, mevcut durumda kazaya ilişkin psikiyatrik bir şikayetinin olmadığını, sağ kolda şekil değişikliği olduğunu, sağ kolunu kullanmakta çok güçlük çektiğini, gün içinde ağrısının olduğunu ifade ettiği, hastanın yapılan fizik muayenesinde; sağ kol uzunluğunun sol kola göre 2 cm kısa olduğu, sağ kolunda patolojik hareket olduğu, mevcut durum sebebiyle eklem hareket açıklığı muayenesinin optimal olarak yapılamadığının değerlendirildiği, 26.02.2018 tarihli radyografisinin yorumunda; sağ humerus alt 1/3’te non-union kırık hattı ve psödoartroz olduğu değerlendirildiği, 20.03.1973 doğumlu …’in dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve değerlendirmesi sonucunda; 14.04.2012 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı hastada meydana gelen sağ humerus şaft karığı dikkate alınarak; 11.10.2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre mevcut bulgular değerlendirildiğinde, Sağ dirsek eklemi yakınındaki yalancı eklem için; Gr 1…… VII(9-B-a….33)A ….% 37 olduğu, olay tarihli yaşına (39) göre (E cetveline göre ) %37 (otuzyedi) olarak bulunduğu, bakıcı ihtiyacı süresinin 2 (iki) ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 4 (dört) ay olduğu belirlenmiş olup 03.09.2020 tarihli aktüer raporunda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Anabilim Dalının 23.03.2018 tarihli raporu gereğince davacının sürekli işgöremezlik zararının 248.2017,96 TL olduğu, … Sigora AŞ tarafından davacıya 15.05.2018 tarihinde yapılan 46.489,20 TL ödemenin mahsubundan sonra bakiye sürekli işgöremezlik zararının 201.178,96 TL, 4 aylık geçici işgöremezlik zararının 2.587,78 TL olduğu belirlenmiş; davalılar …; … Sigorta AŞ ve … vekili tarafından gerek 23.03.2018 tarihli Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Anabilim Dalının raporuna gerekse 03.09.2020 tarihli tazminat raporuna itiraz edilmiştir.Adı geçen davalılar vekilleri tarafından 23.03.2018 tarihli maluliyet raporu ve bu rapora göre düzenlenen 03.09.2020 tarihli aktüer raporuna itiraz edildiğinden davalıların itirazları değerlendirilmeden 23.03..2018 tarihli maluliyet raporu ve bu rapora göre düzenlenen 03.09.2020 tarihli aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Yerleşik Yargıtay uygulamasında çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplara ilişkin zararın varlığı ve oranın belirlenmesinde, 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihi ile 01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihi ile 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik 11.10.2008 tarihinden önceki kazalarda Sağlık İşlemleri Tüzüğü ve ekindeki cetvelin esas alınması gerektiği, 11.10.2008 tarihinden sonra meydana gelen kazalarda Sağlık İşlemleri Tüzüğü yürürlükten kalktığından, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Bu durumda, mahkemece alınan maluliyet raporunda davacının kaza sonucu yaralanması nedeniyle sağ humerus alt uç kırık hattı ve psödoartsoz (kemik kırığının kaynamaması) tespit edildiğine göre kaza sonucu kırılan kemiğin kaynamamasının sürekli olup olmadığı, tedavinin sona erip ermediği, psödoartrozun tedavi ile düzelip düzelmeyeceği gibi hususların değerlendirilmemiş olması nedeniyle davacının kaza sonrası gördüğü tedavilere ilişkin ilgili hastanelerden tüm tedavi evrakları getirtilerek davacının kaza nedeniyle iyileşmesinin ve tedavi sürecinin tamamlanıp tamamlanmadığı, maluliyetin kalıcı hale gelip gelmediği buna göre maluliyeti bulunup bulunmadığı, kaza ile maluliyeti arasındaki illiyet bağı, kazaya bağlı maluliyet oluşmuş ise oranı ve iyileşme sürelerinin kazanın vuku bulduğu tarihte yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek davacının maluliyet raporu alınması, alınacak rapora göre gerektiğinde aktüer bilirkişiden davacının geçici ve sürekli göremezlik tazminatı yönünden istinaf isteminde bulunan davalılar yönünden oluşan usulü kazanılmış haklarda gözetilerek ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davalı …’a ait sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil diğer davalı … Sigorta AŞ’ne 200.000 TL limitle zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalı olduğu, davacı ile davalıya ait … plakalı aracının ZMSS ile sigortacısı olan … Sigorta AŞ arasında 40.000 TL ana para, 6.489 TL Faiz, 1.727 TL yargılama gideri, 4.750 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 52.966,00 TL üzerinden mutabakata varılarak 07.05.2018 tarihli ibraname-feragatname düzenlendiği, davacı vekilinin 07.05.2018 tarihli ibraname ve feragat nedeniyle 15.05.2018 tarihli dilekçesi ile davalı … Sigorta AŞ yönünden davadan feragat ettiğini beyan ettiği, davacının davalı sigorta şirketinin poliçe limiti altında yaptığı ödeme nedeniyle davadan feragat edilmiş olması nedeniyle feragat beyanının müteselsil borçlu sigortalı davalı …’a da sirayet edeceği gözetilerek karar verilmesi gerekirken feragatin sirayeti tartışılmadan karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi ; istinaf isteminde bulunan diğer davalılar … Sigorta AŞ ve … yönünden de … Sigorta AŞ tarafından poliçe limitiyle sınırlı olarak ve kusur oranına göre ödeme yapıldığı ve bu nedenle ibra edildiği ve davadan feragat edildiği gözetilerek tespit edilen sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatının %75 kusur oranına isabet eden (davacının %20 müterafik kusurlu olduğu da kabul edilerek ) miktar ile sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken davalı … Sigorta AŞ tarafından %25 kusur oranının altında yaptığı ödemenin mahsubu ile davalılar … ve … Sigorta AŞ yönünden fazla tazminata karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle HMK’nun 353/1-a-6.maddesi gereği uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olduğu kabul edilerek, davalılar …, … Sigorta AŞ ve … vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile kararın kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre adı geçen davalılar vekillerinin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … vekili, … Sigorta AŞ vekili ve … vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre, istinaf isteminde bulunan davalılar vekillerinin sair istinaf taleplerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
2-İstinaf eden davalılar …, … Sigorta AŞ ve … tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatırdıkları oranda kendilerine iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
4-İstinaf eden davalılar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının talep halinde yatırdıkların oranda kendilerine iadesine,
6-Karar tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 30.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.