Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/752 E. 2023/722 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/752 – 2023/722
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/752
KARAR NO : 2023/722

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2020
NUMARASI : 2020/68 Esas 2020/697 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 19/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … AŞ ( Eski ünvanı … Sigorta AŞ) vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, 13.10.2014 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ’ye zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı araç ile davalı … Sigorta AŞ’ye zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olup davacıların oğlu olan …’ün idaresindeki motosikletin çarpışması sonucu …’ün vefat ettiğini, davacıların, çocuklarının desteğinden mahrum kaldığını belirterek belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için de 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıların kusur ve sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili, 09.11.2020 tarihli talep artırım dilekçesi ile, destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini davacı … için 128.460,13 TL, davacı … için 121.529,62 TL olarak artırmıştır.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle, davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, yetki itirazında bulunduklarını ve Ankara Mahkemelerinin yetkili olmadığını, davacının dava öncesi eksik belgeler ile başvuruda bulunduğunu, BK uyarınca zarara uğramamak için gerekli özeni göstermeyen kimsenin bu hareket tarzının sonuçlarına katlanması ve özen eksikliğinin zararın meydana gelmesinde oynadığı role etkisine ve derecesine göre zararı tamamen ve kısmen üzerine alması gerektiğini, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda müteveffanın birinci derecede asli kusurlu olduğunun belirlendiğini, … plakalı motosikletin davalı … Sigorta AŞ nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı ve sigorta şirketinin 268.000,00 TL limit ile sorumluluğunun sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı … Sigorta AŞ’ye sigortalı araç sürücüsü olan müteveffa …’ün tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı, davacıların destekten yoksun kalma tazminatının aktüerya raporu ile belirlendiği, davalı … Sigorta AŞ’nin davacıların destekten yoksun kalma zararından sorumlu olduğu gerekçesi ile davalı … Sigorta AŞ yönünden davanın reddine, davacı … yönünden 121.529,62 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta AŞ (… AŞ)’den alınarak davacı …’e ödenmesine, davacı … yönünden 128.460,13 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta AŞ (… AŞ)’den alınarak davacı …’e ödenmesine, karar verilmiş, karara karşı davalı … AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve yetki itirazlarının dikkate alınmadığını, müteveffanın davacılara destek olduğuna dair bir delilin bulunmadığını, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda karşı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunun belirlendiğini, ceza dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, müteveffa sürücünün %100 kusurlu olması nedeniyle yansıma yoluyla desteğinden mahrum kaldıklarını iddia eden davacılara kusurun yansıyacağını, illiyet bağı kesildiğinden davalı sigorta şirketinin sorumlu olmayacağını, mütevefanın alkollü olduğunun tespit edildiğini, davacılara rücunun sözkonusu olacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı … Sigorta AŞ’ye zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı araç ile davalı … Sigorta AŞ’ye zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olup davacıların oğlu olan …’ün idaresindeki motosikletin çarpışması sonucu …’ün vefat ettiğini belirterek müteveffanın annesi ve babası olan davacılar için destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece müteveffanın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu belirtilerek davanın … Sigorta AŞ yönünden kabulüne, davalı … sigorta AŞ yönünden reddine karar verilmiş, karara karşı … Sigorta AŞ ( … AŞ) vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
Dava konusu kaza nedeniyle düzenlenen kaza tespit tutanağına göre kazanın 13.10.2014 tarihinde meydana geldiği, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ün … idaresinde bulunan … plakalı otobüse sağ yan tarafından çarptığı olayda …’ün tam kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ tarafından düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesine göre sigortalının … olduğu, poliçenin 26.07.2014 tarihinde düzenlendiği, 30.07.2014-2015 tarihlerini kapsadığı anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili davalı şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün tam kusuru ile neden olduğu kaza sonucu işletenin vefat etmesi nedeniyle destekten yoksun kalanların zararının Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatı kapsamında olmadığını savunmuştur.
Kaza ve poliçe tarihi itibariyle Yargıtay’ın sürücü ve işletenin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalanlar tarafından açılan davalarda verilen kararların temyiz incelemeleri sonunda istikrar kazanan uygulamasına göre, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar, HGK’nun 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 Esas-2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca) karar vermiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından mahkemenin yetkili olmadığı iddia edilmiş ise de davalı sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün Ankara’da olması sebebiyle mahkeme davaya bakmakta yetkili olduğundan yetkiye ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de, dava konusu kazada bir kişinin öldüğü, dolayısıyla eldeki davada uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olup bu süre dikkate alındığında kaza tarihi olan 13.10.2014 tarihi ile davanın açıldığı 03.02.2020 tarihi arasında zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 53. maddesi gereğince, ölüm hâlinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpları zarar sorumlularından tahsilini talep edebilir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Ölenin destekliği, gerçek ve farazi olmak üzere iki türlüdür. Gerçek destek; ölümüne kadar başkasına fiilen, devamlı ve düzenli olarak bakan kimsedir. Farazi destek ise, ölüm olayı olmasa idi hayatın ve olayların akışı içinde gelecekte kurulması beklenen bakma ilişkisi gereğince bakması umulan kişidir. Desteğin yasal bakım zorunluluğu altında bulunmasa da anne ve babaya çocuğun destek olacağı karine olarak kabul edilmiştir. Bu hale göre, müteveffa …’ün, vefatı nedeniyle anne ve babası olan davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı kabul edilerek tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı vekili, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda otobüs sürücüsü …’ın tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, ceza dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürmüşse de, dava konusu kazaya ilişkin Manavgat 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/503 Esas 2018/28 Karar sayılı kararının incelenmesinde, sanık …’ın kazanın meydana gelmesinde tali kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu, dosyaya inceleyen Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 2018/1060 Esas 2019/1110 Karar sayılı kararında, sanık …’ın kazanın oluşumunda bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varıldığı belirtilerek istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, sanığın beraatine kesin olarak karar verildiği anlaşılmış olup davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı … AŞ vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden bir hukuka aykırılık görülmediğinden istinafa başvuran tarafın istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda ve aleyhine değerlendirme yapılaması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 17.076,80 TL istinaf karar harcından peşin alınan 4.269,20 TL harcın mahsubu ile kalan 12.807,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 19.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.