Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/694 E. 2023/524 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/694 – 2023/524
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/694
KARAR NO : 2023/524

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2020
NUMARASI : 2017/526 Esas 2020/498 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 21/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 29.05.2016 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla yaptığı tek taraflı trafik kazasında yaralandığını ve malul kaldığını, davalıya 22.06.2017 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ile 1.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 13.07.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile sürekli işgöremezlik talebini 70.055,76 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatını 7.064,76 TL‘ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine eksik belge ile başvuru yapılmadığından davanın usulden reddini, kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirkete 08.04.2016-08.04.2017 tarihleri arasında 310.000,00 TL limitle ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının geçici işgöremezlik tazminatı talebinin teminat dışı olup Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğunu, davacının sürekli işgöremezlik tazminatı yönünden maluliyet ve kusur oranlarının ATK’ca belirlenmesini, dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat (sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik) istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; 29.05.2016 tarihinde dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın tek taraflı trafik kazası yapması nedeniyle araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, kazanın oluşumunda sürücü …’nın % 100 oranında kusurlu olduğu, ayrıca davacının da emniyet kemeri takmaması nedeniyle % 20 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, alınan maluliyet raporuna göre; oluşan trafik kazası nedeniyle davacının engel oranının % 23 olduğu, 6 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, 1 ay süresince başkasının yardımına muhtaç olduğu, devamlı surette başkasının bakımına muhtaç olmadığının belirlendiği, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre ise oluşan trafik kazası nedeniyle davacının 7.064,76-TL geçici iş göremezlik, 70.055,76-TL sürekli iş göremezlik tazminatı talep hakkının bulunduğu, oluşan kazada davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun, 2918 sayılı Yasa’nın 91 ve 85.maddeleri gereğince sigortalı aracın sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti (310.000,00 TL) ile sınırlı olduğu, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren kara yolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları A.5-b maddesine göre; geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’nda olup, ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona erdirildiğine ilişkin düzenlemenin yer aldığı, buna göre, davacı tarafın sürekli iş göremezlik tazminatı talebi bakımından, aktüer bilirkişiden alınan rapor ile belirlenen 70.055,76 TL’den davacının % 20 oranındaki müterafik kusuru oranında indirim yapılarak toplam 56.044,61-TL bakımından davanın kısmen kabulüne, ancak Sigorta Genel Şartlarının A-5/b maddesi gereğince geçici iş göremezlik tazminatı talebi bakımından sigorta şirketinin sorumluluğu sona erdiğinden bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden davanın kısmen kabulü ile; toplam 56.044,61-TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 28/06/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; geçici iş göremezlik tazminatı sigorta poliçesi kapsamında olduğundan kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesinin yasaya ve genel şartlara aykırı olduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının haklılıklarını ortaya koyduğunu, davacının emniyet kemeri takmadığı gerekçesiyle müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için her türlü şüpheden uzak olarak emniyet kemerinin takılmadığının ispatlanması gerektiğini, şüpheye dayalı olarak karar verilemeyeceğini, müterafik kusur indirimi şartlarının oluşmadığını, bilirkişi hesaplamasına göre talebin tamamının kabul edilmesi gerekirken kısmi kabul yapılmasının hatalı olduğunu,
Mahkemenin takdir hakkına dayalı olarak indirim yapılacağı ve ne oranda indirim yapılacağı daha önceden davacı tarafından bilinemeyeceği için reddedilen kısım için davalıya vekalet ücreti verilemeyeceğini belirterek istinaf isteminin kabulüyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan sürekli ve geçici iş görmezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu trafik kazası nedeniyle yaralanan davacı yolcu için, içinde bulunduğu aracı sigorta eden sigorta şirketinden geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı talep etmiş olup; mahkemece geçici işgöremezlik tazminatının sigorta teminatı dışında olduğu gerekçesiyle bu yöndeki talebin reddine, davacının emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 56.044,61-TL sürekli iş göremezlik tazminatın 28.06.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili, geçici işgöremezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılamayacağı gibi, bu sebeple davalı yararına vekalet ücreti verilmeyeceğine yönelik olarak istinaf talebinde bulunmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiş, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesinin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb)
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Açıklanan nedenler davacının geçici işgöremezlik zararı poliçe kapsamında olduğundan davalı sigortalı araç sürüsüne izafe edilen %100 kusur oranına göre davacının Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ATK’nun 31.12.2019 tarihli raporu ile belirlenen 6 aylık geçici işgöremezlik süresi karşılığı olarak 01.03.2020 tarihli aktüer bilirkişi raporuyla hesaplanan 7.064,76 TL geçici işgöremezlik tazminatı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu yöndeki talebin reddi doğru görülmemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde, hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; 6098 sayılı TBK’nın 52. Mad.de ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği, açıklanmıştır.
Somut olayda mahkemece yolcu olan davacının meydana gelen tek taraflı trafik kazasında kusuru bulunmadığı ancak emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu gerekçesiyle bilirkişi tarafından belirlenen sürekli işgöremezlik tazminatından %20 indirim yapılmıştır.29.05.2016 tarihli kaza tespit tutanağında davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini yitirerek sol taraftan yoldan çıkarak aracının önü ile ağaca çaptığı kazanın oluşumda asli ve tam kusurlu olduğu, davacının ön koltukta emniyet kemeri takılı olmadığı belirlenmiş ise de davacının araçtan fırlamadığı yaralanması ile emniyet kemerinin takılı olmaması arasındaki illiyet bağının davalı sigorta şirketi tarafından iddia ve ispatlanamamış olması nedeniyle davacının müterafik kusurlu olduğu gerekçesiyle belirlenen tazminattan indirim yapılması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin geçici işgöremezlik tazminatı, müterafik kusur ve vekalet ücretine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görüldüğünden istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1.b.2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
1-Davanın kabulü ile 70.055,76 TL sürekli iş görmezlik tazminatı, 7.064,76 TL geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 77.120,52 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 28.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 5.268,10 TL karar ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 31,40-TL harç ve ıslah ile alınan 247,00-TL harç olmak üzere toplam 278,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.989,70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 278,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 17.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 1.390,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine taraflara iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59.30 TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan toplam 65,40 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya erilmesine,
3-Kullanılmayan istinaf gider avansının talep halinde davacıya iadesine
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, harç ikmali ve iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.