Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/686
KARAR NO : 2023/591
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2020
NUMARASI : 2019/669 Esas 2020/803 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/10/2023
İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 27.07.2018 tarihinde davalı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı şeride girerek …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde çift taraflı, ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada …’in vefat ettiğini, … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan davacı …’in yaralandığını ve Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/741 Esas sayılı dosyasında alınan raporda % 53 oranında iş göremez hale geldiğini, 12 ay süreyle geçici iş göremez halde kaldığını ve 4 ay süreyle bakıma muhtaç olduğunun belirlendiğini, …’in yaralanması ve …’in vefatı nedeniyle davacıların manevi olarak zarar gördüğünü, davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müteveffa sürücü …’in kusursuz olduğunu, araçta yolcu olarak bulunan davacı …’in herhangi bir kusuru bulunmadığını, davalı …’ün sevk ve idaresindeki aracın davalı … şirketine ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile sigortalanmış olup teminat limitinin 25.000,00 TL ile sınırlı olarak teminat altına alındığını, diğer davalı …’ın aracın işleteni olduğunu ve zarardan sorumlu olduğunu, …’in yaralanması nedeniyle eşi davacı …’in de manevi anlamda mağdur olduğunu ileri sürerek …’in yaralanması nedeniyle kendisi için 150.000,00 TL, eşi … için 100.000,00 TL ve …’in vefati nedeniyle kardeşi davacı … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın 25.000,00 TL’lik kısmının davalı … şirketinden temerrüt tarihi olan 11.10.2019 tarihinden ve davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen, 275.000,00 TL’lik kısmın davalılar … ve …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili, kaza nedeniyle davalı şirkete yapılan başvurunun Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi kapsamında geçerli bir başvuru sayılmasının mümkün olmadığını ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, sorumluluklarının ihtiyari mali mesuliyet sigortası poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsüne yüklenecek kusuru ve meydana gelen zararın ispatlanması halinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limitinin üzerinde kalan kısmından poliçe teminat limiti ile sorumlu olduklarını, davacının öncelikle zorunlu mali sorumluluk poliçesinin sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın miktarı fahiş olduğunu, ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davada tarafına husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, ceza davasının henüz kesinleşmediğini ve kesinleşmesinin beklenmesini talep ettiğini, ticari avans faizi talebinin hukuka aykırı olduğunu, talep edilen manevi tazminat tutarının hak ve nefaset kurallarına aykırı olduğunu, kusur oranlarının görevlendirilecek bilirkişi ile tespiti gerektiğini, iş gücü kaybına ilişkin raporu kabul etmediğini, kazada kendisinin de yaralandığını ve tutuklu kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, davaya karşı cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 27.07.2018 tarihinde davalı sürücü …’ün kullandığı … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda karşı yöne girdiği ve müteveffa sürücü …’in idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında sürücü …’in vefat ettiği, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı …’in Hacattepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 29.05.2019 tarihli raporda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik uyarınca maluliyet oranının %53 olduğu, 4 ay süreyle bakıcıya ihtiyacı olduğu ve iyileşme sürecinin 12 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 12.08.2020 tarihli raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ün %100 oranında kusurlu olduğu, kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihini de kapsar şekilde davalı … şirketine ihtiyari mali mesuliyet sigortasi ile sigortalı olduğu, müteveffa sürüce … ve davacı yolcu …’in kusursuz olduklarının belirlendiği, kusur durumu, davacıların yaşadığı elem ve ızdırıp, davacı …’in maluliyet durumu nazara alınarak …’in vefatı sebebiyle 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan 27.07.2018, davalı …Ş.’den (davalı … şirketinin kasko sigorta poliçesinde belirtilen limitle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) 11.10.2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ödenmesine, davalı …’in malul kalması sebebiyle 30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan 27.07.2018, davalı …Ş.’den (davalı … şirketinin kasko sigorta poliçesinde belirtilen limitle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) 11/10/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ödenmesine, 20.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan 27.07.2018, davalı …Ş.’den (davalı … şirketinin kasko sigorta poliçesinde belirtilen limitle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) 11.10.2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili ve davalı … şirketi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili, arabuluculuk ücretinin gider avansı olarak davacılar aleyhine hükmedilmesinin doğru olmadığını, arabuluculuk başvurusunun zorunlu dava şartı olması nedeniyle yapıldığını, hâkimin takdiri nedeniyle kısmen reddedilen dava sonucunda arabulucu ücretinin bir kısmının davacılar aleyhine de hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat tutarlarının yetersiz olduğunu, manevi tazminatın tespitinde özel hallerin yanısıra zarara uğrayanın huzur duygusu doğurma ve ruhi ızdıraplarını dindirme etkisini sağlayacak miktarda olması gerektiğini, davacı …’in ablası …’in kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, hüküm altına alınan manevi tazminat tutarlarının çok az olduğunu, kazanın oluşumunda en ufak kusurları bulunmadığını, davacı …’in yaralanması nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat tutarlarının da davacıların acısını dindirmekten uzak olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … şirketi vekili, mahkemece maddi meselenin takdirinde hata yapıldığını ve eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur durumunun tespitinin hatalı olup net olarak tespiti gerektiğini, hükme esas alınan kusur bilirkişisi raporuna katılmadıklarını, hüküm altına alınan manevi tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu ve temerrüd söz konusu olmadığını, aynı kazaya ilişkin olarak birden fazla tazminat talebinin bulunması ve sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olması nedeniyle teminatın garameten paylaştırılması gerekmekte iken bu husus nazara alınmadan karar verildiğini, hüküm altına alınan harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden poliçe limitine oranla belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf başvuruşunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak dosya içindeki bilgi ve belgeler, Mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın … idaresinde bulunan araca çarpması sonucunda sürücü …’in vefat ettiğini, araçta yolcu olarak bulunan …’in yaralandığını belirterek davacı … için kardeşi …’in vefatı nedeniyle 50.000,00 TL, davacı …’in yaralanması nedeniyle kendisi için 150.000,00 TL, eşi … için 100.000,00 TL olmak üzere davalı … şirketinden 25.000,00 TL, diğer davalılardan 275.000,00TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6098 TBK’nın 56/1. maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verir.” hükmüne, aynı Kanun’un 51.maddesinde “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olay yukarıda açıklanan kanun hükümleri ve ilkeler doğrultusunda değerlendirildiğinde, 27.07.2018 tarihinde davalı … tarafından kullanılan, davalı … adına kayıtlı ve davalı … şirketine 28.12.2017 tanzim tarihli ihtiyati mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan … plakalı aracın müteveffa sürücü …’in idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında sürücü …’in vefat ettiği, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı …’in yaralandığı, kazada vefat eden …’in davacı … …’in kardeşi olduğu, davacı …’in ise yaralanan …’in eşi olduğu, davanın …’in vefatı ve …’in yaralanması nedeniyle manevi tazminat talepleriyle açıldığı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca davacı … hakkında düzenlenen 29.05.2019 tarihli raporda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik uyarınca maluliyet oranının %53 olduğu, 4 ay süreyle bakıcıya ihtiyacı olduğu ve iyileşme sürecinin 12 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, dosyaya ibraz edilen Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 12.08.2020 tarihli raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ün şeride tecavüz nedeniyle %100 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kusur durumunun kaza tespit tutanağı, toplanan deliller ile Bodrum Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/295 Esas ve 2019/99 Karar sayılı dosyasında ve Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/741 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları ile uyumlu olup hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, davacılar tarafından davalı … şirketine davadan önce başvuruda bulunulduğu, öte yandan toplanan deliller, dosya kapsamı, manevi tazminatın niteliği nazara alınarak …’in vefatı nedeniyle kardeşi olan davacı … için takdir edilen 25.000,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu, 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 13. ve devamı fıkraları uyarınca yargılama giderinden sayılan arabuluculuk ücretinden haklılık durumuna göre tarafların sorumlu tutulmasının doğru olduğu, davacılar vekili ve davalı … şirketi vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Ne var ki kaza nedeniyle davacı …’de meydana gelen yaralanma ve müluliyetin niteliği, mululiyet oranı, kaza sonrasında yaralanma nedeniyle gördüğü tedavi sürecinin içeriği ve süresi, meydana gelen zararın ağırlığı, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu ile kaza tarihindeki paranın alım gücü toplanan tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde davacı …’in yaralanması nedeniyle belirlenen manevi tazminat miktarlarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek olması gerektiği, buna göre davacı …’in maluliyeti nedeniyle kendisi için manevi tazminat tutarının 100.000,00 TL, eşi olan davacı … için manevi tazminat tutarının 25.000,00 TL olarak takdirine, davalı … şirketinin sorumluluğu 28.12.2017 tarihli ihtiyati mali mesuliyet poliçesindeki manevi tazminat limitinin kişi ve olay başına sorumlu olduğu miktar olarak ayrılmayıp tek limit olarak belirtildiği ve 25.000,00 TL ile sınırlı olduğu, manevi tazminat miktarları davalı … şirketinin sorumluluk miktarını aştığından her bir davacı lehine hükmedilen manevi tazminat tutarları dikkate alınarak sigorta şirketinin sorumlu olduğu 25.000,00 TL’nin davacılar arasında garameten paylaştırılması ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinden de sorumlu olduğu miktar oranına göre sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca davacılar vekili ve davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurularının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-) Davacılar vekili ve davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
1-…’in vefatı sebebiyle 25.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan 27/07/2018, davalı …Ş.’den (davalı … şirketinin sorumluluğu 4.166,00 TL ile sınırlı olmak üzere) 11/10/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı …’in malul kalması sebebiyle 100.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan 27/07/2018, davalı …Ş.’den (davalı … şirketinin sorumluluğu 16.668,00 TL ile sınırlı olmak üzere) 11/10/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davalı …’in malul kalması sebebiyle 25.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan 27/07/2018, davalı …Ş.’den (davalı … şirketinin sorumluluğu 4.166,00 TL ile sınırlı olmak üzere) 11/10/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Alınması gereken 10.246,50-TL harçtan peşin alınan 1.024,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.221,85-TL harcın (poliçe limiti gereği davalı …Ş.’nin 1.707,75-TL ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
5-a)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla geçerli AAÜT gereğince 20.000,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
b)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla geçerli AAÜT gereğince 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, (poliçe limiti gereği davacılar lehine hüküm altına alınan vekalet ücretlerinden davalı …Ş.’nin 17.900,00-TL ile sınırlı olarak sorumlu olmasına)
6-Davacılar tarafından ilk dava açma masrafı, harç, posta gideri ve Adli Tıp gideri olarak yapıldığı anlaşılan toplam 928,40-TL yargılama giderinden davanın kabul ve reddedilen kısımları nazara alınarak 464,20 TL’lik kısmının ve davacı tarafça yatırılan peşin harç tutarı olan 1.024,65 TL’nin (poliçe limiti gereği davalı …Ş.’nin 77,36-TL ile sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, kalan miktarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan taraf sayısı gözetilerek 3.300,00-TL ticari arabulucu ücretinin kabul/red oranına göre 1.650,00-TL’sinin (davalı …Ş.’nin 275,00-TL ile sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen, bakiye 1.650,00-TL’sinin ise davacılardan alınarak Hazineye irad kaydına,
II-) İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN,
1- Davacılar ve davalı … şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
2-Başvuran davacı tarafca yapılan 117,00 TL yargılama giderinin davalılardan müşteken ve müteselsi ile davacılara ödenmesine,
3-Davalı … şirketi tarafından yapılan 181,50 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalı … şirketine ödenmesine
4- Kullanılmayan gider avansının 6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi uyarınca ilgililerine iadesine,
5- 6100 sayılı HMK’nin 359/3. maddesi uyarınca karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.