Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/672 E. 2023/452 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 26. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/672 – 2023/452
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/672
KARAR NO : 2023/452

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2020
NUMARASI : 2018/509 Esas 2020/650 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/07/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından katılma yoluyla süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 25.11.2017 tarihinde, davalılardan …’a ait, … AŞ’ne zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla kavşakta geçiş önceliğine uymayarak davacı şirket ait dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının aracının hasar gördüğünü ve değer kaybına uğradığını, aracın 20.12.2017 tarihindeki kasko değeri 72.345,00 olmasına rağmen hurda olarak 37.000 TL bedelle satıldığını, davacının sigorta şirketi tarafından 8.230,00 TL ödenmesine rağmen zararın karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak gerçek değerin altında hurda olarak satılmış olması nedeniyle şimdilik 27.115,00 TL değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili, belirsiz alacak davası açılmayacağını; Ankara mahkemelerinin yetkili olup, talebin fahiş olduğunu, davalı …’ın kusuru bulunmadığını, davacı araç sürücüsü alkollü olarak ve altı numara gözlük kullandığı halde kaza tarihinde gözlüksüz olduğundan kazaya asli ve tam kusurlu olarak neden olduğunu, davalıya ait aracın kasko sigorta poliçesi ile … Sigorta AŞ‘ye, zorunlu mali mesuliyet sigortası ile … AŞ’ne sigortalı olup sorumluluğun sigorta şirketlerine ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … AŞ vekili, davanın süresinde açılmadığını, usulüne uygun başvuru yapıldığını, gerçek zarar, sigortalının kusuru ve poliçe limitiyle sorumlu olduklarından kusur ve hasar yönünden bilirkişi raporu alınmasını, değer kaybının teminat dışı olduğunu aksi halde yeni genel şartlara göre belirlenmesini, yaptıkları ödemenin mahsubunu, dava tarihinden faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan ve değer kaybından oluşan maddi tazminat talebine ilişkin olduğu, iddia, savunma, benimsenen 24.03.2020 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 25.11.2017 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazasının oluşumunda, davalı …’a ait olup kaza tarihi itibarıyla davalı … A.Ş. nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın %75, … plakalı davacı şirkete ait aracın sürücüsü …’ın ise %25 oranında kusurunun bulunduğu, bilirkişilerce sürücülerin kusur oranları da nazara alınmak suretiyle, bu kaza neticesinde hasarlanan davacıya ait … plakalı araçta Trafik Sigortası Genel Şartları Değer Kaybı Hesaplama Formülüne göre 1.882,86 TL, serbest piyasa koşullarına göre ise 3.000,00 TL tutarında değer kaybı oluştuğunun belirlendiği, davacının araç değer kaybından oluşan ve serbest piyasa koşullarına göre belirlenen 3.000,00 TL tutarındaki bu zararından sürücü, işleten ve sigortacı sıfatlarını haiz davalıların 6098 sayılı TBK’nın 49/1, 2918 Sayılı KTK’nın 85/1, 91 ve ZMSS Genel Şartları A.3 maddeleri gereğince sorumlulukları bulunduğundan davanın kısmen kabulüne; 3.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi bakımından dava tarihi olan 23.07.2018 tarihinden, diğer davalılar bakımından ise haksız fiil tarihi olan 25.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından katılma yoluyla istinaf talebinde bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı şirkete ait …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı … model … marka araçla … ilçesi … Mahallesi civarında bölünmüş yol üzerinde ışıksız dönel kavşakta, geçiş üstünlüğüne sahipken karşı taraf …’ın sevk ve idaresinde olan …’a ait olan … plakalı … model, … marka araçla çarpışması sonucu maddi hasarlı ve sürücü …’ın yaralandığı kazanın meydana geldiğini, bu kaza sonucunda davacıya ait araçta büyük hasar meydana gelmiş olup, araç 20.12.2017 tarihinde kasko değeri olan 72.345,00 TL’nin çok altında 37.000,00 TL’ye hurda olarak satıldığını, her ne kadar yapılan incelemeler sonucunda davacı şirket sürücüsüne %25 kusur verilmiş ise de …’ın kusursuz olduğunu, rapordaki kusur oranı dikkate alınsa dahi tali kusurlu olduğunu, 2918 sayılı KKTK madde 53.b:Sola dönüşlerde sürücünün sola dönüş işareti vermeye, yolun gidişe ayrılmış olan kısmının soluna yaklaşmamaya, hızını azaltmaya, dönüşe başlamadan sağdan gelen araca ilk geçiş hakkını vermeye, dönüş sırasında, karşıdan gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar kavşağa yaklaşmış olan taşıtların geçmesini beklemeye zorunludur hükümleri gereğince davalı …’ın sevk ve idaresindeki aracın yüzde yüz kusurlu olduğunun kabulü gerektiğini, kaza gerçekleşene kadar davacı şirkete ait kazaya karışan aracın her türlü bakımının zamanında yaptırıldığını, meydana gelen karşı tarafın kusurunun daha fazla olduğu bu maddi hasarlı kaza sebebiyle araçta oluşan değer kaybının davalılarca hiçbir şekilde karşılanmadığını, şirketin zararının yalnızca 8.230,00 TL’sinin davacının sigorta şirketi tarafından karşılandığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … istinaf vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar davacı tarafından dava konusu kazanın oluşunda davacının kusursuz olduğu davalı …’ın % 100 kusurlu olduğu ileri sürülmüşse de, bu iddianın kabul edilmeyeceğini, mahkemece hükme dayanak yapılan 24.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesabı yapılırken, davalı aracına % 75 oranında kusur yüklenerek hesaplama yapılmış olup, iş bu kusur oranına ve hesaplamaya itiraz ettiklerini, önceki beyanları ve tanık beyanlarında da belirtildiği gibi davalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın oluşunda kusursuz olduğunu, bu durumun kaza tespit tutanağı ile de belirlendiğini, olay tarihinde davalı …’ın alkolsüz ve normal hız sınırları dahilinde seyrettiğini, kazaya davacı yan adına kayıtlı aracın sürücüsü aşırı hızı ve alkollü olması sonucu kavşağa kontrolsüz girmekle sebep olduğunu, …’ın uyuşmazlık konusu kazanın oluşumunda asli tam kusurlu olduğunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 86. Maddesinde “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” Denildiğini, bu nedenle hükme dayanak yapılan 24.03.2020 tarihli raporda itirazlarının hiçbir şekilde dikkate alınmaksızın, …’ın aşırı hızlı ve alkollü olarak kavşağa girmiş olması dikkate alınmaksızın, davalıya %75 oranında kusur yüklenerek hesaplama yapılmasının hakkaniyete, yasaya ve yerleşik Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğunu, hükme dayanak olan bilirkişi raporunda her ne kadar değer kaybına ilişkin davacı yanın talep edebileceği tazminat miktarı hesaplaması yapılmış olsa da araçta değer kaybı oluşmadığından söz konusu hesaplamaların ve dolayısıyla bu yönde verilen yerel mahkeme kararının kabulünün mümkün olmadığını, bununla birlikte davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davalıya ait söz konusu zorunlu mali sorumluluk sigortası gereğince davaya konu alacağın tamamının sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini, bu konuda değer kaybına ilişkin taleplerin sigorta şirketleri tarafından karşılanacağına ilişkin yerleşik Yargıtay kararları bulunduğunu (emsal Yargıtay 17. HD. 2009/9892 E., 2010/3124K. )araçta değer kaybı oluşmadığını, dolayısıyla öncelikle yapılan hesaplamaları hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde sigorta genel şartları hesaplama yöntemine göre yapılmış olan hesaplamanın dikkate alınması gerektiğini, değer kaybına ilişkin hesaplamaların reel piyasa koşullarına göre değil, sigorta genel şartlarına göre, objektif olarak yapılması gerektiğini bu yönde yapmış oldukları itirazlar dikkate alınmaksızın yerel mahkemece hüküm verilmiş olmasının doğru olmadığını, davacının aracının değerinin düştüğüne ilişkin herhangi bir somut veri olmadığı için değerin düştüğünün kesin ve açık olmadığını, eğer aracın ilk hasarı değil, ikinci ya da üçüncü hasarı söz konusu ise bu durumda zaten değer kaybından bahsedilemeyeceği için hiç bir dayanağı olmaksızın açılan iş bu davanın tamamen reddi gerekirken, yerel mahkeme tarafından hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek davacının istinaf isteminin reddi ile davalıların istinaf isteminin kabulüne yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan davacı tarafa ait araçta meydana gelen değer kaybı istemine ilişkindir .
Mahkemece yapılan yargılama toplanan delillere göre davacıya ait araca ait fotoğraflar ve aracın tamirhanede görülmek suretiyle sigorta eksperi ve uzman bilirkişi heyetlerinden rapor alındığı, kaza tespit tutanağı, ceza dosyası ve eldeki dosyada alınan bilirkişi raporlarına göre kontrolsüz kavşağa yaklaşan davacı araç sürücüsünün seyir hızıyla kavşağa girmesi nedeniyle tali kusurlu (%25), davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla kavşakta geçiş önceliğine uymadığından asli kusurlu (%75) olduğu, davacıya ait … plakalı … model … … marka üç yaşındaki 53 916 Km’deki otomobilin hasarının (parça, işçilik ve KDV ile) 10.974,00 TL olup hasar bedelinin kusur orana göre davalı sigorta şirkete tarafından ödendiği, tamiri ekonomik olan aracın Yargıtay uygulamalarına göre aracın kaza tarihindeki ikinci el hasarsız piyasa değerinin 60.000,00 TL tamir edildikten sonraki değerinin 56.000,00 TL olup değer kaybının 4.000,00 TL olduğu davalı sürücünün kusur oranına göre 3.000,00 TL’lik değer kaybından sorumlu oldukları belirlenmiş olup rapor hüküm kurmaya yeterli ve elverişli görülmüştür.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, gerekçede dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve değer kaybına ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında, davalı gerçek kişilerin işleten ve sürücü olarak değer kaybından sorumlu tutulmalarında bir usulsüzlük olmamasına göre, davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin (katılma yoluyla ) istinaf başvurusunun ayrı ayrı HMK.nın 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin (katılma yoluyla) istinaf başvurusunun ayrı ayrı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacıdan alınması gereken 269,80 TL istinaf karar ve ilam harcından başvuru sırasında peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL’nin davacıdan; davalılar … ve …’dan alınması gerekli 204, 93 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 51,23 TL harcın mahsulü ile bakiye 153,70 TL harcın adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı ve davalılar tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatırdıkları oranda adı davacı ve davalılara iadesine,
4-Davacı ve davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/1-b-1 ve 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.