Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/642 E. 2023/461 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/642 – 2023/461
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/642
KARAR NO : 2023/461

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2020
NUMARASI : 2019/574 Esas 2020/776 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/07/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta AŞ.vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 21.06.2016 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı …’un sevk ve idaresindeki davalıya Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçla çarpışması sonucu kusursuz davacının yaralandığını, davadan önce 08.12.2016 tarihinde aldıkları …. Eğitim Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu raporunda belirlenen %18 maluliyetten kaynaklı tazminat talebine yönelik 08.12.2016 tarihli başvuru üzerine davalı şirket tarafından %75 kusur, %6 maluliyete göre davacıya 23.971,00 TL ödendiğini, ödemenin eksik olması nedeni ile Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduklarını, Komisyonun maluliyet raporunu yeterli görmeyerek … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalından rapor alınmasını talep ettiğini, hastane tarafından ise davacının tıbbi iyileşme süresinin üzerinden 12 ay geçmediğinden muayene yapılamayacağının bildirdiğini, Sigorta Tahkim Komisyonunun başvuru şartı olan raporun sunulmadığından bahisle başvuruyu usulden reddettiğini, İtiraz Hakem Heyetince kararın uygun bulunduğunu; İtiraz Hakem Heyeti kararının iptali için İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesine açtıkları davanın usulden reddi üzerine 05.07.2017 günlü … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınan %19 maluliyete ilişkin raporla birlikte davalı şirkete 21.12.2018 tarihinde tekrar başvuruda bulunulduklarını, davalı şirketin 23.01.2019 tarihinde 22.608,73 TL daha ödeme yaptığını, yapılan ödemenin eksik olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 50,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 50,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 100,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 26.10.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatını 5.593,98 TL’ye, sürekli işgöremezlik tazminatını 59.186,97 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davacının davadan önceki başvurusu üzerine kendisine 09.01.2017 ‘de 23.971,00 TL, 23.01.2019 ‘da 22.608,73 TL ödeme yapıldığından davacının zararlarının karşılandığını, kabul anlamına gelmemek üzere sorumluluklarının gerçek zarar poliçe limiti ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğundan kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan rapor alınmasını, ödeme tarihindeki verilere göre zararın hesaplanmasını, bakiye zarar bulunması halinde ödemelerin güncellenerek mahsubunu, bakiye limitin 263.420,27 TL olduğunu, davacının emniyet kemeri takılı olmadığından müterafik kusurlu olduğunu, tazminat hesabında asgari ücretin esas alınmasını, geçici iş göremezlik talebinin teminat dışında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan aracın karıştığı trafik kazası sonucu araçta yolcu durumundaki davacının yaralanarak malul kalması nedeniyle davalı sigorta şirketine açılan maddi tazminat talebine ilişkin olduğu, … plakalı aracın ZMMS poliçesi ile kaza tarihini de kapsar şekilde 26.08.2015-26.08.2016 tarihleri arasında davalı sigorta şirketine 290.000,00 TL limitle sigortalı olduğu, toplanan tüm deliller, kaza tutanağı, adli tıp raporu, sigorta poliçesi, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre; olay tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS sigortası ile sigortalı dava dışı araç sürücüsünün kullandığı araç içinde yolcu olarak bulunan davacının meydana gelen trafik kazası nedeniyle malul kaldığı, bu kaza nedeniyle hükme ve bilirkişi raporuna esas alınan … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Davalı Başkanlığınca düzenlenen rapora göre, davacının davaya konu trafik kazası nedeniyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının özür oranının %19 olduğu, 6 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının tespit edildiği, dosyada yazılan SGK dahil müzekkere cevapları, düz işçi olan davacının olası kazancının asgari ücret olması, davacı hakkında düzenlenen maluliyet raporu, dava ve talep arttırım dilekçesi ile Yargıtay içtihatları ve somut hadiseye uygun alınan bilirkişi raporunda belirtilen miktarlara uygun olarak %20 müterafik kusur indirimi de yapıldıktan sonra davacının 59.186,97-TL sürekli işgöremezlikten kaynaklı, 5.593,98-TL geçici işgöremezlikten kaynaklı toplam 64.780,95-TL davalıdan maddi tazminat talep hakkı bulunduğu, davacı tarafın bilirkişi raporuna bir itirazda bulunmadığı, diğer yandan haksız fiil tarihi ve poliçenin düzenlenme tarihleri itibari ile geçici iş göremezlik tazminatının davalı ZMMS şirketinin sorumluluğunda ve poliçe teminatı kapsamında olduğundan davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik zararından da sorumlu olacağı, bu nedenle davalı tarafın itirazlarına itibar edilemediği, dava öncesi davacının davalı tarafa yazılı başvurusu sonucu davalının 14.01.2019 tarihinde temerrüde düştüğü, tespit olunan alacağa sigortalı aracın kullanım amacı ve cinsine göre yasal faiz yürütülmesi gerektiği anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, 5.593,98 TL geçici iş göremezlik, 59.186,97 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 14.01.2019 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı verilerle düzenlenmiş olup rasyonel olmadığını, davacı yanın maluliyetinin “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğine göre tespit edilmesi gerektiğini, davacının, dava dilekçesinde de ikrar ettiği üzere sigorta tahkim hakem heyetinin hükme esas raporda hesaplamaya esas alınan … Üniversitesi raporunun yetersiz olduğunu açıkça belirterek başvuruyu reddettiğini, hükme esas alınan … Üniversitesi raporunun hiçbir şekilde kendilerine tebliğ edilmediğini dolayısıyla da itirazlarının dikkate alınmadığını, … Üniversitesi Adli Tıp ABD’nin 05.07.2017 tarihli raporunda “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne göre davacının %19 oranında vücut genel çalışma gücünden kaybettiği ve 4 ay süreyle iş göremez olduğunun tespit edildiğini, kazaya karışan araç 26.08.2015-2016 tarihli poliçe ile davalıya sigortalı olup davaya konu kazanın da 21.06.2016 tarihinde meydana geldiğini, kaza ve poliçe tarihine dikkat edildiğinde 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Genel Şartların esas alınması gerektiğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/3610 E. 2018/4373 K. Sayılı ilamında da görüleceği üzere hangi genel şartların uygulanması gerektiği noktasında poliçe tanzim tarihinin esas alınması gerektiğinin hükme bağlandığını, yukarıda açıklananların aksine tüm itirazlarına rağmen yanlıştan dönülmemesi ve dosyanın bu şekilde karara çıkmış olmasının hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte; ZMSS genel şartlarına göre “geçici iş göremezlik zararının” poliçe teminatı kapsamında olmadığını bu talep yönünden SGK sorumlu olup maluliyet raporunda hesaplanan geçici iş göremezlik talebinin reddi gerektiğini, davalı şirket tarafından dava öncesi yapılan ödeme tamamen doğru veriler çerçevesinde hesaplanmış olup davacının tüm zararının karşılandığını, davacıya davaya konu kazadan doğan tüm zararlarına karşılık olarak ilk olarak 09.01.2017 tarihinde 23.971,00-TL ve akabinde 23.01.2019 tarihinde 22.608,73-TL olmak üzere iki farklı tarihte toplam 46.579,73-TL ödeme yapmış olup ödemenin yetersiz olması ve ödeme tarihindeki zararı karşılamamış olmasının mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının maddi zararı hesaplanırken, asgari ücretin 1.18 katının baz alınmasının hakkaniyete ve maddi gerçeğe aykırı olduğunu, asgari ücretin çok üzerinde olan gelir iddiasının, ciddi bir araştırmayı gerektirmekte olup, herhangi bir delile dayanmayan gelir iddiasının ve tazminat hesabının kabulünün, eksik inceleme ile hüküm kurulması sonucunu doğuracağını, dolayısıyla davacı yanın kaza tarihine ait SGK hizmet dökümünün kazandırılarak resmi makamlarda ücretinin ne kadar olduğunun tespit edilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davalı sigortalı araç sürüsünün %75 kusur oranı, davacının müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile; Geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık yada maluliyet ) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85.maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar1 denilmiştir, aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi: olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, sözkonusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarından alınan tedavi giderlerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK’nın 98. Maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK’nın 54. Maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK’nın 85. Maddesi ve 91. Maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK’nın 98. Maddesinde belirtilen SGK’nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı sigorta şirketinin geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. Maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11.1.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” Şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacının maluliyetine ilişkin rapor … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınmıştır.05.07.2017 tarihli raporda 20.08.1985 doğumlu …’un dosyasının incelenmesi yapılan fizik muayenesi ve değerlendirilme sonucunda 21.06.2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı hastada meydana gelen sağ tibia plato kırığı nedeniyle sağ diz medialinde 15X2 cm’lik dikey seyirli skar olduğu, sağ diz ekleminin 0-90 derece arasında hareketli olduğu, alt ekstremitelerin mukayeseli muayenesinde SİAS medial malleol arası mesafenin sağda 93 cm solda 95 cm olduğu tibia seviyesinde sağ bacağın 45,5 cm sol bacağın 43 cm çapında olduğu, 21.06.2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonrasında hastada meydana gelen tibia üst uç kırığı dikkate alınarak sağ diz eklem hareketlerindeki kısıtlılık için GR 1 ….XII(22H –a ….15 )A ….%19 olduğu, bacaklar arası uzunluk farkı için Gr 1 …..XII (20-e ….0)A …..%3 olduğu Balthazard formülü uygulandığında %21 saptandığı, yaşına göre (31) göre (E cetveli) Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği gereğince (düz işçi ) çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %19 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 6 ay olduğu belirlenmiş olup, anılan rapor doğrultusunda davacının davadan önceki 21.12.2018 tarihindeki başvurusu üzerine davalı sigorta şirketi tarafından bu rapor kabul edilerek 23.01.2019 tarihinde 22.608,73 TL ödeme yapıldığından bu rapor doğrultusunda hesaplanan sürekli iş göremezlik tazminatından (sigortalının kusur oranı ve davacının müterafik kusurlu olmasına göre) davalının sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Hükme esas 15.06.2020 tarihli aktüer bilirkişi raporunda SGK Başkanlığınca ve ilgili işveren tarafından gönderilen davacıya ait maaş bordrolarında; mart 2016 gelirinin 1.704,05 TL; nisan 2016 gelirinin 1.893,39 TL; mayıs 2016 gelirinin 1.988,06 TL olduğu, SGK Hizmet Dökümü belgesinde davacının 2016 haziran gelirinin 21 günlük 1.136,03 TL olup 2016 yılı Haziran ayı ücretinin 1.622,90 TL olarak hesaplandığı, 6 aylık maaş ortalaması aylık 1.545,36 TL olduğundan olay tarihindeki aylık asgari ücretin 1.18 katı olduğu, ödeme tarihindeki verilere göre davacının zararının karşılanmadığı rapor tarihi verilerine göre yapılan hesaplamada davacının vergilendirilmiş kazancının esas alınarak hesaplama yapılmış olması nedeniyle 15.06.2020 tarihli bilirkişi raporun hükme esas alınması doğru görüldüğünden davalı vekilinin gelire ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, olaya ilişkin alınan bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun olduğu, davacının geçici işgöremezlik zararının poliçe teminatı kapsamda bulunduğu, tazminat hesabında davacının vergilendirilmiş gelirinin esas alınması nedeniyle davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.425,18 TL karar harcından peşin alınan 1.106,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.318,28 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.