Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/611 E. 2023/739 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/611 – 2023/739
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/611
KARAR NO : 2023/739

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/09/2020
NUMARASI : 2016/315 Esas 2020/339 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/11/2023

İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 25/10/2014 tarihinde davalı … idaresinde bulunan, davalı şirketin işleteni olduğu ve davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın şerit ihlali yaparak davacı … idaresinde bulunan … plakalı araca çarptığını, meydana gelen kaza sonucu davacının ciddi şekilde yaralandığını ve kalıcı sakatlığının söz konusu olduğunu, uzun süre çalışamadığını, bakıma muhtaç hale geldiğini, ayrıca tedavi ve yol gibi masrafları olduğunu, psikolojik olarak etkilendiğini, kaza nedeniyle davcının travma yaşadığını davalı sigorta şirketine 26/02/2015 tarihinde ihbarda bulunulduğunu ancak ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı sigorta şirketinden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile), 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ….Şti ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında geçici iş göremezlik tazminatı talebini 2.680,92 TL, bakıcı gideri ve ulaşım gideri talebini 1.465,60 TL’ye artırmış, yargılama aşamasında davacı …’in vefatı nedeniyle davaya mirasçıları tarafından devam edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi, sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını, eksik evrakın ibraz edilmemesi nedeniyle gerekli işlemlerin gerçekleşmediğini, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağını, dolaylı zarar ve bakıcı gideri talebinin reddi gerektiğini, kusur konusunda trafik ihtisas dairesinden, maluliyet konusundaAdli Tıp Kurumu 3. İhtisas dairesinden rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, kazanın meydana gelmesinde davacının tamamen kusurlu olduğunu, kaza sırasında davacı sürücünün alkollü olduğunu, manevi tazminat talep hakkı bulunmadığını, aylık gelire ilişkin iddiaların belgelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … şirketi tarafından davaya cevap verilmemiş, savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasında meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası olduğu, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 03/04/2017 tarihli raporu ile kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün % 80 oranında, davacının %20 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci Üst Kurulunun 20/12/2018 tarihli raporu ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranını Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyetine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 1,5 ay olarak belirlendiği, aktüer bilirkişi ek raporu esas alınarak tarafların sosyal ve ekonomik durumu nazara alınmak suretiyle maddi tazminat talebinin kabulü ile 4.146,52 TL’nin davalı sigorta şirketinden 13/03/2015 tarihinden işleyecek reeskont faizi ile diğer davalılardan 25/10/2014 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan 25/10/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvurusunda, mahkemece maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş olmasının yerinde olduğunu, ancak maluliyete ilişkin yeterli inceleme yapılmadığını, hesaplanan tazminat miktarının düşük olduğunu, davacının kalıcı sakatlığı olduğunun kabul edilmesini talep ettiklerini, geçici iş göremezlik süresinin hayatın olağan akışına aykırı şekilde kısa belirlendiğini, takdir edilen manevi tazminat tutarının düşük olduğunu, kaza nedeniyle davacının psikolojik rahatsızlıkları oluştuğunu, kazanın davalı …’ın şerit ihlali nedeniyle meydana geldiğini ve davacının kusuru bulunmadığını, takdir edilen tazminatta karşı tarafın kusurunun ağırlığının nazara alınması gerektiğini, yargılama devam ederken davacının hayatını kaybettiğini, vekalet ücretine ve yargılama giderlerine ilişkin hükmün de hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … vekili istinaf başvurusunda, mahkemece aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, davacıların murisinin alkollü olduğunun itibara alınmadığını, hükmedilen tazminat miktarlarının yüksek olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca resen gözetilecek kamu düzenine ilişkin hususlar ile ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak dosya içindeki bilgi ve belgeler, Mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde davacı vekili tarafından davalı olarak …, ….Şti ile davalı … Sigorta AŞ’ye husumet yöneltilmek suretiyle 25/10/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği, kazaya karışan … plakalı aracın sahibi olan şirketin ünvanının 25/10/2014 tarihli kaza tespit tutanağında ve 05/02/2014 tanzim tarihli zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinde “…. AŞ” olarak yazılı olduğu, yargılama sırasında davalı şirketin ünvanının ….Şti olarak tebligatlar çıkartıldığı ve gerekçeli karar başlığında da ünvanın belirtilen şekilde yazıldığı, öte yandan hükmün verildiği 01/09/2020 tarihli duruşma tutanağının UYAP kayıtlarında maddi tazminat tutarının 4.162,52 TL olarak yazılı olduğu, 04/09/2020 tarihli gerekçeli kararda ise maddi tazminat tutarının 4.146,52 TL olarak belirtildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nin “Dava şartları” başlıklı 114/1-d maddesinde “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları,…” dava şartları arasında sayılmış olup aynı Kanun’un “Dava şartlarının incelenmesi” başlıklı 115/1. maddesinde “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” düzenlemelerine yer verilmiş ve devamında dava şartı noksanlığının tespiti halinde uygulanacak hükümler düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nin “Tarafta iradi değişiklik” başlıklı 124. maddenin 3 ve 4. fıkralarında “Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” hükümlerine yer verilmiş, davada taraf değişikliğinin hangi hallerde gerçekleşebileceği belirtilmiştir.
Somut olay yukarıda açıklanan Kanun hükümleri ve ilkeler doğrultusunda değerlendirildiğinde, dava dilekçesinde davalı olarak ….Şti gösterildiği ve bu şekilde tebligat çıkartılarak yargılamanın sürdürüldüğü, ne var ki kazaya karışan … plakalı aracın sahibi olan şirketin ünvanının 25/10/2014 tarihli kaza tespit tutanağında 05/02/2014 tarihli … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinde “…. AŞ” olduğu, adı geçen davalı yönünden usulüne uygun olarak taraf teşkilinin sağlanmadan yargılamanın sürdürüldüğü, karardan sonra davacılar vekilinin davalı şirketin sehven limited şirket olarak gösterildiği, şiketin ünvanının Anonim Şirket olarak tavzih edilmesi talebi üzerine mahkemece davalının ……. AŞ olarak değiştirildiği anlaşılmış ise de davalı şirket adının tüm yargılama safahatında limitied şirket olarak belirtildiği tebligatların bu şekilde yapıldığı anlaşıldığından tavzih kararı ile husumetin değiştirilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda 6100 sayılı HMK’nin 124. maddesi hükmü de nazara alınarak taraf teşkiline ilişkin işlemlerin tamamlanması için davacı tarafa imkan tanınması, dava şartı niteliğindeki bu hususun tamamlanmasından sonra yargılamanın sürdürülmesi, daha sonra 6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesine uygun olarak taleplerden her biri hakkında verilecek hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde gösterir hüküm verilmesi, verilecek hükme uygun olarak gerekçeli karar yazılması gerekirken anılan hususlar göz ardı edilerek karar verilmiş olması ve maddi tazminat miktarı yönünden 01/09/2020 tarihli duruşma tutanağının UYAP kayıtları ile çelişki oluşturacak şekilde gerekçeli karar oluşturulmuş olması da isabetsizdir.
Öte yandan 6100 sayılı HMK’nin 304. maddesi uyarınca koşulları bulunmadığı ve tavzih yoluyla husumetin değiştirilemeyeceği gözetilmeden 14/10/2020 ve 24/02/2021 tarihli tashih şerhlerinin oluşturulmuş olması da doğru görülmemiştir.
Bu durumda davacılar vekili ve davalı … vekili vekilinin istinaf başvurularının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a-4. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın yeniden görülmek üzere kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebeplerine göre sair istinaf sebeplerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacılar vekili ve davalı … vekili istinaf başvurularının kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a-4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebeplerine göre taraf vekillerinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2- Davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 26/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.