Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/591 E. 2021/737 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2018
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili, davalı … … vekili ve davalı …Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 01.10.2015 tarihinde davalı … idaresinde bulunan davalı … Genel Müdürlüğüne ait ve davalı … şirketine sigortalı otobüsün kaldırımda bekleyen yayalardan …’ne çarparak otobüsün altında sürüklenmesi neticesinde vefat ettiğini, davacıların müteveffanın eşi ve çocuğu olduğunu, ölümü ile desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek HMK.nın 107. maddesi gereğince davacı … için 20.000,00 TL, maddi, 400.000,00 TL manevi, davacı eş Levent için 20.000,00 TL maddi, 400.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müşterekken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini davacı … için 853.339,75 TL, davacı … için 241.731,53 TL olarak belirlemiştir.
Davalı … … vekili, talep edilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğu, manevi tazminatın belirlenmesinde sürücünün sosyal ve ekonomik durumunun dikkate alınması gerektiğini, davalı …Ş.’nin aracın Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet, zorunlu mali sorumluluk, ihtiyari mali sorumluluk ve Ferdi kaza sigortacısı olduğunu, manevi tazminattan da sorumluluğu bulunduğunu davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …Ş. vekili, davalı araç sürücünün davalı şirket çalışanı olması nedeniyle sorumlu tutulduklarını, sürücülerin işe başlaması ve işe alınmasında gerekli testlerden geçirildiğini, manevi tazminat miktarının sebepsiz zenginleşmeye sebep olacağını, bu nedenle davanın reddedilmesini istemiştir.
Davalı …Ş. vekili, kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ve muhtelif sorumluluk sigorta poliçesinin davalı tarafından düzenlendiğini, sorumluluklarının poliçe limiti ve sigortalılarının kusur oranı ile sınırlı olduğunu, kusur oranın tespit edilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; yargılama aşamasında destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olarak davacılar ile davalı … şirketi arasında sulh anlaşması yapıldığını, davalı … şirketinin ödemiş olduğu toplam 1.254.900,00 TL destekten yoksun kalma tazminatına karşılık olarak davacı tarafın tüm davalılar yönünden maddi tazminat davasından feragat ettiği, davalı … şirketi yönünden manevi tazminat istemi ile açılan davada tarafların dosyaya sunmuş olduğu tüm delillerin incelenmesinde davalı … şirketinin manevi tazminattan da sorumlu olduğuna dair kloz tespit edilemediği, manevi tazminatın diğer davalılar …, … … ve … A.Ş. yönünden kabul edilmesi gerektiği belirtilerek davalılar aleyhine maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat davasında davalı … şirketi yönünden manevi tazminat klozunun bulunmaması nedeniyle reddine, diğer davalılar …, … … ve … A.Ş. yönünden her bir davacı için 100.000,00-TL’den olmak üzere toplam 200.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili, davalı … … vekili ve davalı …Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı … şirketi ile davalı … … arasında imzalanan ZMMS poliçesinde manevi tazminat klozu bulunduğunu, her ne kadar davalı … şirketi yönünden manevi tazminat klozunun bulunmadığını gerekçe göstererek davanın reddine karar verilmişse de dilekçe ekinde sunulan poliçe suretinden de anlaşılacağı üzere manevi tazminat klozu bulunduğundan sigorta şirketinin manevi tazminat yönünden sorumlu tutulmamasının kabul edilemeyeceğini, mahkemece poliçelerin incelenmediğini, gerekli araştırma yapılmadığını, davalılar … A.Ş. ve … … için tek bir karşı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu, davacı …’in eşini, … ise annesini feci bir kaza neticesinde kaybettiğini, kaza anında kaza yerinde bulunan …, eşinin parçalanmış bedenini otobüs altından çıkartılması çalışmalarına iştirak ettiğini, tüm acı ve üzüntüyü yaşadığını, küçük … ise psikolojik yardım aldığını, davacılar için ayrı ayrı 100.000,00 TL manevi tazminat hükmedilmesi kabul edilebilir olmadığını ileri sürmüştür.
Davalı …Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı … Genel Müdürlüğünce “… … ve Bağlı Birimlerinde; Otobüs, Diğer Araç Ve Ekipmanların Sevk İdaresi, Araç Bakımı ve Onarımı İle Destek Hizmetlerinin 24 Ay Süre ve 3.392 Personel İle Yürütülmesi İşi” ihalesi gerçekleştirildiğini, ihalenin davalı şirket uhdesinde kaldığını, davalı …’ın da adı geçen ihale kapsamında istihdam edildiğini, sürücü …’ın davalı şirket işçisi olması sebebiyle adam çalıştıranın sorumluluğundan dolayı sorumlu tutulduğunu ancak ihaleye ait teknik şartnamede şoför olarak çalıştırılacak personelin sahip olması gereken özellikler ve uyması gereken kurallar tek tek belirtildiğini, bütün şoförlerin teknik şartnamede sayılan özellikleri sağlayan kişiler arasından seçildiğini, işçilere iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitimler verildiğini, işçilerin kurallara riayet edip etmedikleri gerek şirket yönetimi gerekse de şirket nezdinde çalışan baş şoförler tarafından sürekli denetlendiğini, olay tarihinden itibaren işlemiş faizler hariç toplamda 200.000,00 TL tazminatın fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı … … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın haksız fiilden kaynaklandığını, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, kazaya ilişkin birden fazla sigorta poliçesi bulunduğunu, davalı … şirketinin manevi tazminattan da sorumlu olduğunu bildirmelerine rağmen sigorta şirketi yönünden karar verilmediğini, kusur oranına itiraz ettiklerini, kasıtlı suç olmadığını, tazminatın fahiş olduğunu, davalı şoförün sosyal ve ekonomik durumunun dikkate alınması gerektiğini, ileri sürmüştür
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Taraf vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı … idaresinde bulunan davalı … Genel Müdürlüğüne ait ve davalı … şirketine sigortalı otobüsün kaldırımda bekleyen yayalardan …’e çarparak otobüsün altında sürüklenmesi neticesinde vefat ettiğini belirterek müteveffanın eşi ve çocuğu olan davacılar için destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep etmiştir.
Mahkemece maddi tazminatın yargılama aşamasında sigorta şirketi tarafından ödenmesi nedeniyle davacılar tarafından feragat edildiğinden maddi tazminatın feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat yönünden sigorta şirketine ait poliçelerde manevi tazminat klozu bulunmadığından sigorta şirketi yönünden manevi tazminat davasının reddine, diğer davalılar yönünden manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … … vekili ve davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde davalı … şirketinin poliçesinde manevi tazminat klozu bulunduğu belirtilerek manevi tazminattan sigorta şirketinin de sorumlu tutulması gerektiği belirtmişlerdir.
Davacılar vekili dava dilekçesi ile talep ettikleri maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, davalı … şirketine hangi poliçe kapsamında husumet yöneltildiğini açıklamamıştır. Yargılama aşamasında davalı … … vekili davalı … şirketi tarafından aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi, artan mali sorumluluk sigorta poliçesi, 3.şahıs mali sorumluluk sigorta poliçesi, ferdi kaza sigorta poliçesi düzenlendiği belirtilmiş, davalı … şirketi cevap dilekçesinde kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı ve muhtelif sorumluluk sigortacısı olduğunu belirtmiş, dosyaya araca ait zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi, muhtelif sorumluluk sigorta poliçesi, artan mali sorumluluk sigorta poliçesi sunulmuş, davacılar vekili tarafından istinaf dilekçesi ekinde de ferdi kaza sigorta poliçesi ibraz edilmiştir.
Dava dilekçesi, dosya kapsamına göre davacının davalı … şirketine yönelttiği davasında hangi poliçe kapsamında talepte bulunduğu açık olmayıp, mahkemece bu husus açıklatılmamıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece davacıya davalı … şirketine yöneltilen husumetin dayanağı olan poliçenin açıklatılarak ilgili sigorta poliçesinin dosyaya ibrazının sağlanması ve sonucuna göre poliçe kapsamında manevi tazminat klozu bulunup bulunmadığı ve davacıların manevi zararından sorumlu olup olmayacağı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus açıklığa kavuşturulmadan karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve … Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Mahkemece davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; manevi tazminatın somutlaştırılması için tarafların sosyal ve ekonomik durumları değerlendirilerek miktarın belirlenmesi gerektiği halde tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin herhangi bir araştırma yapılmadan karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, HMK.nın 31.maddesi gereğince davacıya davalı … şirketine yöneltilen husumetin dayanağı olan poliçenin açıklatılarak sonucuna göre poliçe kapsamında manevi tazminat klozu bulunup bulunmadığı ve davacıların manevi zararından sorumlu olup olmayacağı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi ve manevi tazminat miktarının belirlenmesi için tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılarak sonucuna göre Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve … Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen ilkelere göre manevi tazminat belirlenmesi gerektiği halde bu hususlar gözetilmeden karar verildiğinden davacılar vekili, davalı … … vekili ve davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, tarafların diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacılar vekili, davalı … … vekili ve davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine.
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.