Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/576 E. 2021/664 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2020
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı M. … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … … de çalışmakta olan davacının servisle işine gitmek üzere kendilerini taşıyan servis aracında iken, davalılardan … … adına kayıtlı olan, diğer davalı … … sevk ve idaresinde bulunan ve davalı şirket tarafından sigortalanan aracın kırmızı ışık ihlali yapmak suretiyle servis aracına çarpması sonucu meydana gelen kazada yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, bu kaza sonucunda davacının iki dişinin kökten kırılması, çene kemiği ve bir dişinde travma neticesinde hasar oluşması suretiyle yaralandığını, kaza sonrası davacının pek çok diş hekimi ve çene cerrahına muayene olduğunu, tedavi ve fiyatları hakkında fikir aldığını, bunların fiyat dökümlerinin mahkemeye sunulduğunu, davacının gerekliliği hekimler tarafından ısrarla vurgulanan implant tedavisini kendi kısıtlı imkanlarıyla yaptırmak zorunda kaldığını, kaybettiği iki dişinin yerine yapılan iki adet implant, iki adet kişiye özel abunment ve iki adet kron için 7.000,00 TL ödediğini, kaza sonrası hasar gören bir diğer diş için de 1.000,00 TL ödeme gerekliliğinin doğduğunu, davacının tedavi giderlerinin tazmini için davalı sigorta şirketine 18.03.2015 tarihinde müracaat ettiğini, ancak müracaatına yazılı cevap alamadığını, bir şirket yetkilisinin e-mail ile verdiği cevap neticesinde 6111 sayılı torba yasa gerekçesiyle SGK sorumlu gösterilerek talebin reddedildiğini, sigorta şirketinin bu cevabı karşısında davacının 20.04.2015 tarihinde SGK’ya yazılı müracaat ederek tedavi giderlerinin SGK tarafından ödenmesini istediğini, SGK’nın 11.05.2015 tarihli yazısı ile Sağlık Uygulama Tebliğinin Diş Tedavileri ile ilgili maddesinde kemik içi implantların bedellerinin ödenmeyeceği, ancak bazı koşullarda implant başına 90,00 TL ödeneceğinden bahisle, tedavinin özel hekimlerce yapıldığı ve SUT’a uyulmadığı gerekçesi ile ödeme yapmadığını, davacının kaza sebebiyle zorlu bir süreç geçirdiğini, dişlerinin kırılması, çene kemiğindeki hasar ve geçirdiği cerrahi operasyonlar sebebi ile acı çektiğini, on iki ay süreyle dişsiz kaldığını, estetiği ve konuşmasının bozulması sonucunda iş ve özel hayatında sıkıntılar yaşadığını belirterek davacının geçirdiği kaza neticesinde uğradığı maddi zararların tazmini açısından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 7.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacının kaza sonrası uğradığı manevi zararlarının tazmini açısından 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken tahsilini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının kendi adına kayıtlı aracını arkadaşı … …’a ricası üzerine kısa bir süreliğine verdiğini, meydana gelen olayda hiçbir kusuru olmadığı gibi sürücü kusurunun kendisine yüklenilmesinin de hakkaniyete aykırı olduğunu, diğer davacıya yüklenen kusur oranına itiraz ettikleri gibi davacının kazanın sonuçlarının artmaması için gerekli tedbirleri alıp almadığı, emniyet kemerinin takılı olup olmadığı gibi hususların ve davacının ihmali kusurlarının araştırılması gerektiğini, iş bu davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı vekilinin; davacının kaybettiği dişleri için iki implant ve diğer hasar gören dişi için gerekli tedaviye toplamda 8.000,00 TL ödediğini belirttiğini, bu tutarın diş tedavisi için oldukça fahiş bir miktar olduğunu, mahkemece resen seçilecek sağlık merkezinden implant tedavisi için gerekli emsal ücret araştırması yapılması, kusur belirlenmesine ilişkin yeni bir heyetten kusur raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının kullandığı araç ile davacının içinde bulunduğu araçların karıştığı trafik kazasında davalının da yaralandığını, trafik kazasının oluşuna ilişkin keşif yapılmadan sadece trafik kazası raporuna göre tazminat istemenin doğru olmadığını, SGK ya bağlı hastanelerde ilgili diş tedavisinin yapıldığını, ancak davacının tazminat alacağı öngörüsü ile özel tedavi yaptırdığını, manevi tazminat istenirken miktarın söz konusu kaza ile karşılaştırıldığında çok yüksek tutulduğunu, 25.000,00 TL manevi tazminat istenmesinin bu kazayı fırsata çevirme çabası olduğu kanaatinde olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; 28/01/2015 tarihinde meydana gelen kazaya karışan aracın, davalı sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başına 290.000,00 TL olduğunu, trafik sigortacısı şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazası nedeniyle maddi (tedavi) ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, 28/01/2015 tarihinde davalı sürücü … …, sevk ve idaresindeki araç ile kırmızı ışık ihlali yapması sonucu dava dışı … idaresindeki servis aracına çarpması sonucunda, serviste bulunan davacının yaralanmasına neden olan trafik kazasının meydana geldiği, Ankara Batı 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin…sayılı dosyası kapsamında yapılan ceza yargılaması sonucunda; kırmızı ışıkta geçen davalı sürücünün olayda tam kusurlu olduğu tespit edilerek verilen kararın 10.11.2015 tarihinde kesinleştiği, ceza yargılamasında maddi olaylar tespit edildiğinden ve kusur durumu buna göre belirlendiğinden, davacının yolcu olduğu da gözetilerek kusura yönelik yeniden inceleme yapılmasına gerek görülmediği, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunun kabul edildiği, Yine ceza yargılaması sırasında alınan Adli Tıp Raporunda davacının yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokmadığı, ancak basit müdahale ile de tedavi edilemeyeceği ve 2 adet diş kaybının çiğneme ve konuşma açısından işlev kaybına neden olmadığının belirtildiği, manevi tazminatın takdiri açısından bu rapora itibar edildiği, yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin…. K sayılı kararı ile “davacının yolcu konumunda bulunduğu olayda kazanın oluşumuna ilişkin her hangi bir kusuru bulunmadığından, olay sonucu iki tane dişi kırılan ve çene kemiği ve bir dişinde zedelenme olacak şekilde yaralanan davacının psikolojisi, sosyalkonumu, mesleği, statüsü açısından, tedavisinin en uygun sağlık kuruluşunda yapılmasını isteme ve özel poliklinikte tedavi olma hakkı olduğunun kabulü gerektiği, özel hastanede yapılan tedavi giderlerinin zarar sorumlusundan talep edilmesinin mümkün olduğu, Üniversite Hastanesi Diş Hekimliği Fakültesinden seçilecek 3 kişilik uzman bilirkişi kurulundan, davacının iş bu trafik kazası nedeniyle yaralanmasına ve tedavisine ilişkin dosyada mevcut tüm bilgi ve harcama belgeleri (hastane evrakları, faturalar vs.) incelenip, değerlendirilerek, gerektiğinde davacının muayenesi de sağlanıp, davacı için yapılan tedavi giderlerinin özel hastaneler (poliklinikler) itibariyle makul olup olmadığı, başka bir ifadeyle makul tedavi giderinin ne miktar olabileceğinin belirlenmesi gerektiğinden” bahisle kaldırılmasına karar verildiği, üniversite hastanesinde görev yapan üç kişilik bilirkişi kurulundan alınan raporda, davacının özel kurumda yaptırdığı muayene ve diş tedavileri için ödediği 7.000,00 TL nin makul tedavi gideri niteliğinde olduğunun belirlendiği, tüm dosya kapsamına göre; dava konusu olayın gerçekleşmesinde davacının kusurunun bulunmadığı, davacının kaza nedeniyle tedavi gördüğü, davalıların, davacının zarar görmesi nedeniyle KTK 85 ve devamı maddeleri uyarınca müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları (sigorta şirketinin sorumluluğu maddi tazminat ile sınırlı olmak üzere) anlaşılmakla, tedavi giderine ilişkin maddi tazminat taleplerinin kabulü ve olayın oluşu, kusur durumu, davacının yolcu olması, yaralanmasının niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumu gözetilerek manevi tazminat takdir edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine 7.000,00TL tedavi masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hükmedilen miktara davalı sigorta şirketi yönünden 05/06/2015 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise 28/01/2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,7.000,00TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen 28/01/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … …’ün, kendi adına kayıtlı aracı arkadaşı … …’a ricası üzerine kısa bir süreliğine verdiğini, olayda hiç bir kusuru olmadığı gibi sürücü kusurunun kendisine yüklenmesinin de hakkaniyete aykırı olduğunu, diğer davalıya yüklenen kusur oranına itiraz ettiklerini, davacının kazanın sonuçlarının artmaması için gerekli tedbirleri alıp almadığı, emniyet kemerinin takılı olup olmadığı gibi hususların ve davacının ihmali kusurlarının araştırılmasını cevap dilekçesinde talep ettiklerini, davacının yaşamsal tehlike atlatmadığını ve kaza sonrası ağır yaralanma nedeniyle acil bir tedaviye ihtiyaç duymadığını, davacının geçici iş göremezlik halinde dahi kalmadığını, her ne kadar özel hayatında bir takım aksaklıklar olsa da işine devam ettiğini, bu nedenle bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davacının implant protez ücretinin piyasa marka ve fiyatları dikkate alındığında fahiş olduğunu, implant tedavisinin fiyatının; kliniğin lüksüne, başarısına, implantın kalitesine, markasına ve farklı markaların fiyat politikalarına bağlı olarak ekstrem noktalarda değişebildiğini, bilirkişice davacının özel poliklinikte tedavi olma hakkı olduğu iddia edilmiş olsa da, davacının ancak uygulanan hizmetlerin rayiç bedel kadar olan miktarını talep edebileceği hususuna değinilmediğini, davacı özel poliklinikte tedavi olmuşsa dahi davalılardan talep edebileceği kısmın piyasadaki rayiç bedelden fazlası olamayacağını davacının uygun tedavi yöntemi ve şartlarını araştırmadan oldukça yüksek bir fiyata tedavi olduğunu, hakkaniyete aykırı bir biçimde bu tutarı davalıdan talep ettiğini, bilirkişi raporunda ücretin uygun ve ortalama bir ücret olduğu belirtilirken, en ufak bir araştırmadan söz edilmediğini, soyut ifadeler kullanıldığını, belirlemeyi yaparken dikkate aldığı kriterlere değinilmediğini, raporun gerekçesiz ve eksik olduğunu, rayiç hizmet bedelinin ilgili sağlık sunucularından sorulması ve dosyaya bu bilgi- belgelerin kazandırılmasını talep ettiklerini, mahkemenin talepler yerine getirilmeden eksik inceleme neticesinde karar verdiğini, fahiş tedavi gideri tutarını kabul etmediklerini, emsal olarak dosyaya sunulan Hukuk Genel Kurulunun … E.sayılı kararında, ağır yaralanma nedeniyle hayati tehlikesi olan kişinin devlet sağlık kurumlarında tedavi görmeye zorlanamayacağından bahsedildiğini, 10.Hukuk Dairesinin 17/10/2000 tarihli kararında ise yine kaza sonucu ani ve yaşamsal tehlike nedeniyle hastaneye sevkedilen hastanın tedavisinin, özel sağlık kuruluşunda gerçekleştirilmesinin mümkün olduğundan ve sorumluların zararı karşılama zorunluluğundan bahsedildiğini, davacının yaşamsal tehlike atlatmadığı ve kaza sonrası ağır yaralanma nedeniyle acil bir tedaviye ihtiyaç duymadığını, bu nedenle dosyaya sunulan kararların, emsal karar olarak kabulünün mümkün olmadığını, davalının BK hükümleri çerçevesinde araç maliki olarak kusursuz sorumluluğu doğsa da, aracın tüm bakımını ve onarımını olaydan kısa süre önce yaptırdığını ve kazanın aracın herhangi bir eksikliğinden kaynaklanmadığını bu nedenle manevi tazminattan mesul tutulmaması gerektiğini, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmasının da yasa koyucu tarafından yasaklandığını, gerekçede manevi tazminatın takdiri için olayın oluşu, kusur durumu, davacının yolcu olması, yaralanmanın niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumunun gözetildiği yazılmış ise de, tüm bu değişkenlerle dahi manevi tazminat miktarının 7.000,00 TL olmasının mümkün bulunmadığını, davanın davalı işleten yönünden tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul edilmiş olmasının yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan cismani (diş tedavi gideri) ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı M. … araç trafik kayıt maliki olması sebebiyle KTK’nın 85. maddesi gereğince tazminattan sorumlu olup, davacı zararını giderdikten sonra dilerse diğer davalı araç sürücüsüne ödediği bedeli rücu hakkı bulunmaktadır.
Davacı karşı araçta yolcu konumunda olduğundan kazanın oluşumuna ilişkin herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı sürücünün kırmızı ışık ihlali nedeniyle olayda tamamen kusurlu olduğunun KTT, ceza dosyası ve iş bu dosya kapsamı ile sabit olması, bu nedenle davalı sürücü hakkında mahkumiyet kararı verilmesi ve kararın kesinleşmesi, ceza mahkemesinde kesinleşen maddi vakıanın hukuk hakimini bağladığından hükme esas alınan kusur durumu kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunmuştur.
Davacının yolcu konumunda olduğu servis aracı ile davalı …’ün trafik kayıt maliki, davalı … … sürücüsü olduğu araç arasında meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, davacının ön iki dişinin kırıldığının, çene kemiği ve bir dişinde hasar olduğunun anlaşılması, pek çok diş hekimi, sağlık kurumu ve kuruluşunun implant uygulaması yapılması gerektiği yönünde görüş bildirmesi, fiyat araştırması yapılması, kaza tarihi itibari ile kamuya ait sağlık kurumlarında implant uygulaması yapılmadığının tespit edilmesi, davacının olay tarihinde ve halen … …’de çalışması, kaza tarihinde 37 yaşında ve bekar olduğunun anlaşılması, kaza nedeniyle hayati tehlike geçirmemiş olsa dahi ön dişleri kırılan davacının, bu şekilde işine gidip gelmesinin kendisinden beklenmesinin hakkaniyete uygun olmaması, bu durumda bir an önce tedavisini yaptırmasının hayatın olağan akışına uygun düşmesi, kaldı ki davacının tedavi olmadan önce bu hususta detaylı şekilde araştırma ve inceleme yaptığının, farklı sağlık kurumları yada diş hekimlerinden yapılacak işlem ve fiyatı ile ilgili teklifler aldığının dosya kapsamı ile sabit bulunması, davalı tarafça zararı karşılanmadığından kendi imkanları ile tedavisini tamamlaması, daha sonra haksız fiil hükümleri gereğince davalı taraftan tahsilini talep etmesi, hükme esas alınan uzman bilirkişi kurulu raporunda, tedavide kullanılan malzeme ve işçilik nedeniyle davacının tedavi giderinin ortalama fiyat aralığında ve makul olduğunun belirtilmesi, raporun denetime ve hükme elverişli bulunması, davacı lehine manevi tazminat şartlarının oluşması, davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının kazanın oluş şekli, kaza tarihi, davacının yaşı, yaralanma durumu, derecesi, gördüğü tedavi, her hangi bir kusurunun bulunmadığı olay sonucu yaralanması,davalı sürücünün olayda tamamen kusurlu bulunması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ülkenin ekonomik şartları, paranın satın alma gücü, davacının yaralanması nedeniyle maruz kaldığı ağrı, acı, üzüntü, ıstırap, sıkıntı, stres, manevi tazminatın amacı, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, ceza ve mamelek hukukuna ilişkin tazmin amacının güdülmemesi, caydırıcı olması, özendirici olmaması, 22.06.1966 tarih, ….Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler, manevi tazminatın amacı ve ölçütleri gözetilerek tayin ve takdir edilmiş olmasına ve mahkemenin gerekçesine göre davalı … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı …’te alınması gereken 956,34 TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan 179.73TL harcın mahsubu ile bakiye 776,61TL harcın adı geçen davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinafa gelen davalı tarafından yatırılan 30,00TL gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.