Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/564 E. 2023/713 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2020
NUMARASI :.,….
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat

KARAR TARİHİ : 19/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/11/2023

İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 13/11/2011 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı …. plakalı araç sürücüsünün neden olduğu tek taraflı trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kazada araç sürücüsünün kusurlu olup davalının poliçe limiti dahilinde tüm zarardan sorumlu olduğunu, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/874 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine maluliyet tazminatı istemli davanın ıslah talebi doğrultusunda 149.540,82 TL olarak kabul edidiğini, ıslah tarihinden sonra davalının itirazları doğrultusunda alınan 06.05.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda alacağın 171.443,90 TL olduğunun tespit edildiğini, dava ve ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğunu, eldeki davanın aradaki fark olan 21.903,08 TL meslekte kazanma gücü kayıp alacağı ile birlikte tedavi ve bakım ve geçici iş göremezlik alacağı için açıldığını, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu raporunda davacının %54 oranında meslekte kazanma gücü kaybı yaşadığının tespit edildiğini, ibranameyi kabul etmediklerini ve davada müteselsil sorumluluk hükümlerine dayandıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları sakla kalmak kaydıyla 30,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 30,00 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 20,00 TL tedavi gideri ve 20,00 TL bakıcı gideri olmak üzere 100,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren ileyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında geçici iş göremezlik için talebini 2.918,84 TL’ye, tedavi gideri için talebini 4.439,85 TL’ye, bakıcı gideri için talebini 8.037,00 TL’ye artırmış, sürekli iş göremezlik zararı yönünden 23/09/2020 tarihli ara kararı uyarınca 21.903,08 TL üzerinden 30/09/2020 tarihli makbuzla tamamlama harcı yatırmıştır.
Davalı vekili, belirsiz alacak davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığını ve davanın bu nedenle reddi gerektiğini, dava dilekçesinde belirtildği üzere Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/874 Esas sayılı dosyasında davacının maluliyeti, kusur oranı ve maddi zararının tespit edildiğini, davacı tarafa toplam 179.674.82 TL ödeme yapıldığını, sorumlu olabilecekleri bakiye taminat limitinin 20.325,18 TL olduğunu, anılan davada verilen karara istinaden davacıya 19/10/2016 tarihinde ödeme yapıldığını, sürücünün alkollü olduğunu bilerek seyahat ettiği esnada davacının yaralandığını ve müterafik kusuru bulunduğunu, davacının kronik alkolik olup maluliyete etkisinin, emniyet kemerinin takılı olup olmadığının araştırılması ve hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacıya yapılan ödeme güncellenerek zarar hesabı yapılması gerektiği, geçici iş göremezlik tazminatının ve bakıcı giderlerinin tedavi giderleri içinde değerlendirilmesi gerektiğini, teminat kapsamında olmadığını ve bu taleplerin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davadaki talebin açılan ilk dava ile hüküm altına alınan sürekli çalışma gücü kayıp zararının bakiyesi ile ilk davada talep edilmeyen geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ile tedavi ve yol giderlerinin davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu, kaza tarihi olan 13/11/2011 tarihinde alkollü olan dava dışı sürücünün kullandığı ve davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın yoldan çıkması sonucunda oluşan tek taraflı kazada, yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, sürekli çalışma gücü kaybı nedeniyle Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/874 Esas, 2016/510 Karar sayılı dava açıldığını, davada kusur konusunda alınan bilirkişi raporunun olayın oluş şekline uygun ve denetime açık olduğu, kazanın tek taraflı ve sigortalı araç sürücüsünün aracın kontrolünü kaybetmesi sonucunda meydana geldiği ve sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının araçta yolcu olması nedeniyle kazanın oluşuma etkili kural ihlali olduğu ileri sürülmediği için kusursuz olduğu, davacının sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi nedeniyle %10 oranında kusurlu olduğu ileri sürülmüş ise de bunun trafik kural ihlali olmadığı için kusurlu sayılmayacağı, tazminattan indirim nedeni kabul edilmesi mümkün olduğu, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan 25/08/2014 tarihli raporda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak davacının % 54 oranında çalışma gücü kaybı olduğunun belirlendiği, sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden dava dilekçesinde iki rapor arasındaki 21.903,08 TL farkın talep edildiği ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı kabul edilip bu değere göre harç tamamlatılarak yargılamaya devam edildiği, davacının sürekli çalışma gücü kaybının 234.790,20 TL olduğunun belirlendiği, davacının araçta yolcu olduğu gözetilerek kusursuz olduğu, davacı ile sigortalı araç sürücüsünün arkadaş olup hatır taşımasının söz konusu olduğu ve takdiren tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerektiği, davacının sürücünün alkollü olduğunu bilerek araçta yolculuk etmesi nedeniyle zarardan takdiren %20 oranında indirim yapılması gerektiği, zarardan indirim yapılması gereken durumlar dikkate alındığında davacının eldeki dava nedeniyle davalıdan talep edebileceği zararının 150.265,73 TL olduğu, davadan önce ödenen 30.134,00 TL ve bu miktarın güncellenmesi sonucu oluşan 9.733,28 TL’nin toplamı olan 39.867,28 TL’nin de zarardan indirilmesi sonrası ilk davada talep edilebilecek sürekli çalışma gücü kayıp zararının (150.265,73 TL – 39.867,28 TL = 120.398,45 TL) 120.398,45 TL olabileceği, ilk dava ile bu zarar türü için 149.540,82 TL’nin tahsiline karar verilmesi ve bu asıl alacağın ödenmiş olması nedeni ile eldeki davada sürekli çalışma gücü kaybı nedeni ile talep edilebilecek zarar kalmadığı, bu nedenle sürekli iş göremezlik ile ilgili talebin reddi gerektiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 08/01/218 tarihli raporunda davacının iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresinde başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceğinin tespit edildiği, 08/04/2019 tarihli bilirkişi raporu ile geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatının hesaplandığı ve davacının ıslah dilekçesindeki talebi de gözetilerek hüküm altına alındığı, SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve tedavi amaçlı yol giderleri ile ilgili olarak alınan 10/12/2018 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulduğu gerekçesiyle davacının sürekli çalışma gücü kaybından kaynaklanan 21.903,08 TL zararının tahsiline ilişkin isteminin reddine, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi-yol giderlerinden oluşan alacaklarla ilgili talebinin kısmen kabulü ile 1.818,06 TL geçici iş göremezlik zararı, 5.143,68 TL bakıcı gideri ve 2.841,50 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi-ulaşım giderinden oluşan toplam 9.853,24 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvurusunda, hükme esas alınan gerekçelerin dosya kapsamı ile uyumlu olmadığını, dosyada alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınmadığını, tazminat hukuku uyarınca hüküm tarihine en yakın verilerle hesaplama yapılması gerektiğini, 2020 yılı verileri esas alınarak yeni bir rapor alınması gerektiğini, yargılama sırasında hükme en yakın verilerle rapor hazırlanıp karar verilmesi taleplerinin nazara alınmadığını, kaza ile ilgili olarak düzenlenen Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 22/10/2015 tarihli kusur raporunun kabul edilmediğini, davanın belirsiz alacak statüsünden çıktığı ve belirle hale geldiğine ilişkin gerekçenin yerinde olmadığını, davada 2020 yılında karar verilmeşi olmasına rağmen 2016 yılının verileri ile hazırlanın bilirkişi raporunun kullanılmasının hak kaybına neden olduğunu, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi giderleri içinde oluşturulan hükmün hatalı olduğunu, bu giderlerden indirim yapılmaması gerektiğini, bilirkişi raporlarında belirtildiği gibi tedavi gideri klozu ayrı bir kloz olarak poliçede mevcut olduğunu, geçici iş göremezlik alacağı, tedavi gideri alacağı ve bakıcı gideri alacağının da ayrım yapılmaksızın daimi iş göremezlik klozundan düşülmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak dosya içindeki bilgi ve belgeler, Mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 13/11/2011 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı …. plakalı aracın yaptığı tek taraflı trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, sürekli çalışma gücü kaybı nedeniyle Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/874 Esas, 2016/510 Karar sayılı dava açıldığını, mahkemece davanın ıslah talebi doğrultusunda 149.540,82 TL olarak kabul edildiğini, eldeki davayı da iki rapor arasındaki fark olan 21.903,08 TL meslekte kazanma gücü kaybı alacağı ile birlikte geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ve bakım gideri talebiyle açıldığını bildirdiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda kazada dava dışı sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, hatır taşıması bulunduğu ve davacının sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesinin tazminatta indirim nedeni olarak kabul edilmesi gerektiği, yapılan hesaplamaya göre davalıya yapılan ödeme ve önceki davada hüküm altına alınan tutarlar gözetildiğinde sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden alacak bulunmadığından bu talebin reddine, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi giderleri bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde; Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/874 Esas, 2016/510 Karar sayılı dosyasında davacı … … tarafından … Sigorta AŞ aleyhine sürekli iş göremezlik tazminatının tahsili için dava açıldığı, mahkemece alınan aktüer bilirkişi raporunda sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeler mahsup edilerek davacının 149.540,82 TL zararının belirlendiği, davanın davacı tarafından bu miktar üzerinden ıslah edildiği, aktüer raporuna davalı sigorta şirketi vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine alınan ek bilirkişi raporunda kusur oranı ve sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin güncel değeri mahsup edilerek 171.443,90 TL sürekli iş göremezlik tazminatı belirlendiği ve mahkemece hatır taşıması indirimi yapılarak davacının talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvuru yapılmadığı, kararın kesinleştiği, davacı tarafından bu davada ise bilirkişi raporları arasındaki fark olan 21.903,08 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, anılan davanın eldeki dava yönünden kesin delil değil güçlü delil niteliğinde olduğu, mahkemece ilk karara esas alınan rapor tarihi verilerine göre hesaplama yapıldığı, TBK’nın 51 ve 52. Maddeleri gereğince müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde indirim yapıldığı, sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat tutarının ve hüküm altına alınan tutarın da mahsubundan sonra eksik sürekli iş göremezlik tazminatı bulunmadığı saptanarak sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olmasında, öte yandan eldeki davada talep edilen geçici iş göremezlik, bakıcı ve tedavi giderleri bakımından da gerekçeli, denetime ve hüküm vermeye elverişli bilirkişi raporlarındaki tutarlar ile taleple bağlılık ilkesi de nazara alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda davacı vekilinin açıklanan nedenlerle yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun aynı Kanun’un 353/1.b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 269,85 TL istinaf harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilgilisine iadesine,
5-6100 sayılı HMK’nın 359/3. maddesi uyarınca karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 19/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.