Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/543 E. 2023/457 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/543 – 2023/457
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/543
KARAR NO : 2023/457

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2020
NUMARASI : 2019/200 Esas 2020/749 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 10/07/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 28.11.2018 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın davacıya ait … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacıya ait aracının hasar gördüğünü ve değer kaybı oluştuğunu, kaza tespit tutanağında davacının %25, davalı sigortalı araç sürücünün %75 kusurlu olduğunun belirlendiğini, davalıya yaptıkları başvuru üzerine sigorta şirketinin eksperi tarafından davacıya ait aracın hasarının parça, işçilik ve KDV dahil 38.737,33-TL olarak belirlendiğini ve pert işlemi yapılmak istenerek aracın rayiç değerinin önce 58.000,00-TL ardından 63.000,00-TL sovtaj bedelinin 44.600,00-TL olarak belirlendiğini, aracın perte çıkarılması halinde davacıya 58.400,00-TL ödeneceği, aracın davacıya bırakılması halinde ise onarım bedeli olarak 12.000-TL ödeneceğinin bildirildiği bu nedenle anlaşma sağlanmadığını, Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/278 D.İş sayılı dosyası ile yaptırdıkları tespitte ise araç hasarının 28.715,20-TL, değer kaybının 6.500,00-TL, 2 el hasarsız halinin 72.000,00-TL sovtaj değerinin 40,000,00-TL olarak tespit edildiğini, davacının aracını 35.000-TL’ye yaptırdığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 35.000,00-TL hasar bedeli ve 6.500,00-TL değer kaybından şimdilik 10.000-TL hasar bedeli ile 2.000,00-TL değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/278 D.İş.sayılı dosyasında, davacı tarafından yapılan 884,60-TL yargılama gideri ve 2019 yılı AAÜT uyarınca tahakkuk eden 606,00-TL vekalet ücretinin de yargılama giderleri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep emiş; 27.10.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile hasar bedelini 22.256,07-TL, değer kaybını 5.250,00-TL olarak belirtmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, davacının davalı şirkete başvurusu üzerine sigorta eksperi tarafından aracın tamirinin ekonomik olmadığı belirlenerek online olarak ihaleye çıkarıldığını, sovtaj olarak en yüksek 44.500,00-TL verildiğini, davacı aracın kendisinde kalmasını istediğinden anlaşma sağlanamadığını 60.500,00-TL piyasa değerinden 44.500,00-TL sovtaj değeri düşülerek davacının zararının 16.000,00-TL olduğunun tespit edildiğini, bu durumda aracın pert olmasının tamir edilmesinden daha ekonomik olduğunu, araç davacıya bırakılarak 16.000,00-TL zararının %75 kusur oranına tekabül eden 12.000,00-TL’sinin davacı tarafa 30/01/2019 tarihinde ödendiğini, ancak davacının ödemeyi aynı gün iade ettiğini, bu bakımdan alacaklının temerrüde düştüğünden faizi istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli ve değer kaybı istemine ilişkin olduğu, yapılan değerlendirmede; kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihi itibariyle sigortalı bulunduğu, alınan bilirkişi raporu ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı aracın %75 oranında, davacı adına kayıtlı … plakalı aracın %25 oranında kusurlu olduğu, değer kaybı, hasar bedeli ve sovtaj bedelinin tespiti yönünden alınan bilirkişi raporunda aracın %25 kusur tenzili yapıldıktan sonra ödenebilir tutarın 19.875,00-TL olduğu, rapora itirazların değerlendirilmesi amacıyla alınan bilirkişi raporunda da herhangi değişikliğin olmadığının bildirildiği, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla alınan bilirkişi raporunda ise hasar tazminatının 28.949,39-TL olduğu, değer kaybı tazminatının 3.074,00-TL, toplam tazminatın 32.023,39-TL olduğu, dosyada mevcut kusur oranları dağılımına göre … plakalı davacı aracının sürücüsünün kazanın meydana gelmesindeki %25 kusur oranın düşülmesi ile sigorta şirketi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın sürücüsünün hissesine düşen toplam tazminat miktarının 32.023,39-TLx0,75=24.017,54-TL olduğu, söz konusu raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece kabul gördüğü tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davanın kısmen kabulü ile; 21.712,04-TL hasar onarım bedeli, 2.305,50-TL değer kaybı olmak üzere toplam 24.017,54-TL’nin 12.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davanın kısmen reddine karar verilmiş ise de, reddedilen kısma ilişkin gerekçe bulunmadığını bu nedenle kararının düzeltilmesini, %15 oranında parça indirimi ve %10 oranında işçilik indirimi uygulanmasının hatalı olduğunu,hükme esas alınan 28.08.2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı ileri sürülen ve yargılamanın esasına doğrudan etkili olan ve yargısal içtihatlarla haklılığı açıkça ortaya konan itirazlarının mahkemece tartışılmadığını, bilirkişi raporunda parça ve işçilik maliyetleri çıkarıldıktan sonra bulunan miktar üzerinden %15 oranında 4.658,39-TL parça indirimine, 483,00- TL %10 oranında işçilik indirimine gidildiğini, bilirkişi tarafından raporda uygulanan %10’luk ve %15’lik tenzilin, hasarın sigorta şirketi tarafından giderilmesi sırasında servislerin sigorta şirketlerine uyguladığı varsayılan oran olup, servislerin sigorta şirketlerine uyguladığı varsayılan iskonto oranlarının, aracının hasarını sigorta şirketi vasıtasıyla gidermek durumunda olmayan davacı yönünden de uygulanabilmesinin mümkün olmadığını, Yargıtay uygulamalarının da bu yönde olduğunu emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2015/14700 K. 2016/4229 T. 4.4.2016 ilamında “6762 Sayılı TTK’nın 1283. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan yararlananın uğradığı gerçek zararı tazminle yükümlü olup mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hasar bedeli tespit edilirken davalı … şirketiyle servis arasında yapılan anlaşma gereği olduğu belirtilen %10 iskonto esas alınarak yedek parça ve işçilik bedellerinin rayiç değerinde indirim uygulanması doğru değildir.” denildiğini, değer kaybı hesabının hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybının hesaplanmasında şablon hesaplama yapıldığını, değer kaybının belirlenmesinde piyasa değerlerinin gözetilmediğini ve gerçek zarar belirlemesinin bu nedenle sağlıklı olmadığını,Yargıtay uygulamalarına göre de aracın rayiç değer kaybının hesaplanmasında aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriterinin esas alındığının belirtildiğini, (emsal T.C. Yargıtay Onyedinci Hukuk Dairesi Esas: 2016/13288 Karar 2017/6136 Tarih : 31.05.2017 kararı), Yargıtay’ın evvelden beri süregelen bu uygulamasının yanında yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplama şeklinin de dahil olduğu şekilde yürütülen hesaplama yöntemine ilişkin olarak hak ihlali kararı verildiğini, ZMSS genel şartlar başlığı altında farklı bir hesaplama yöntemi yapılmasının Anayasaya aykırı olduğunun değerlendirildiğini, dosya kapsamında alınan 30.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda da huzurdaki itiraza konu raporda olduğu gibi hesaplama yöntemine gidilerek 3.032,64-TL değer kaybı olabileceği değerlendirildikten sonra Yargıtay uygulamaları da gözetilerek gerçek değer kaybının serbest piyasada takdiren 7.000,00-TL olabileceğinin değerlendirildiğini, her ne kadar o dönemde bilirkişi tarafından belirlenen 7.000,00-TL’nin de düşük olduğu yönünde itirazda bulunmuş olsalar da ve hakikaten belirlenen bu miktar dahi gerçek değer kaybının altında olsa da ıslahın bu miktar üzerinde gerçekleştirildiğini, bu miktarın yerleşik Yargıtay kararları ve Anayasa Mahkemesi’nin kararı uyarınca tamamen kabulü gerekirken kısmen reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece faiz başlangıç tarihi olarak dava tarihi, türü olarak yasal faiz uygulanmış ise de haksız fiile dayanan huzurdaki davada faiz başlangıcının haksız fiil tarihi, türünün ise ticari avans faizi olması gerektiğini,
Davacı tarafından Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/278 D. İş sayılı dosyası nezdinde yaptırılan delil tespitinde dosya açılışında 794,60-TL, keşif öncesinde 26/12/2019 tarihinde 253,80-TL olmak üzere toplam 1.048,40-TL masraf yapıldığını, bu masraflardan 09.04.2019 tarihinde 163,80-TL’sinin iade alındığını bakiye 884,60-TL davalı yandan tahsili zarureti hasıl olduğundan bu miktarın dava dilekçesinde davalıdan tahsilinin talep edildiğini, 22.03.1976 tarih ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, davanın açılmasından önce yapılan delil tespit giderlerinin yargılama giderlerinden sayıldığını, bu İçtihadı Birleştirme Kararının 6100 SK’nun yürürlüğe girmesinden sonra da bir değişikliğe uğramamış olup halen geçerliliğini sürdürdüğünü, delil tespiti giderlerinin, yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmekteyken mahkemece bu hususun göz önünde bulundurulmamasının hatalı olduğunu, yine 2019 yılı AAÜT 2. Kısım 1. Bölüm, 1. Bendi uyarınca 606,00-TL vekalet ücretinin de davalıya tahmili talep edilmesine karşın bu hususta da herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış olmasının usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacıya ait aracın pert olması daha ekonomik olmasına karşın tamir ve değer kaybı hesabı yapıldığını, bilirkişi raporu ile hasardan önceki hali ile piyasa rayicinin 71.000,00-TL.sı olabileceği tespit edilmiş ise de bu rayiç değeri kabul etmediklerini, rayiç değer tespitinin hasar tarihindeki tutarlar üzerinden yapılması gerektiğini, davalı şirketin poliçedeki rayiç değere tespit hükümlerine göre yaptığı 3 farklı satış sitesinden hasar tarihindeki rayiç değerinin en çok 63.000,00-TL.sı en az da 56.500,00-TL.sı olduğunu tespit ettiğini, bilirkişinin ise hesap tarihindeki rayiç değerlerinin tespit edildiğini, bu durumda rayiç değerin en yüksek ile en düşük değer ortalaması olan 59.750,00-TL.sı olması gerekir iken ilk bilirkişi raporunda rayiç değerin 71.000,00-TL.sı üzerinden değerlendirilmesinin poliçe hükümlerine aykırı olduğu gibi hasar tarihindeki değer tespit edilmediğinden de hatalı olduğunu, davaya konu araç hasarlandıktan sonra sovtajının ihaleye çıkarıldığını 44.500,00-TL.sına alıcı bulunduğunu, bu halde davacının zararı %25 kusur tenzili ile birlikte 11.437,50-TL.sı iken bilirkişinin hatalı rayiç değer tespiti sebebi ile 19.875,00- TL.sı olarak tespit edildiğini, yerel mahkemenin bununla da yetinmeyip, aracın tamir tutarını tespit ettirdiğini ek rapordan sonra ikinci kez bilirkişi raporu aldığını, bu raporda da aracın tamir gideri 28.949,39-TL.sı ve 3.074,00-TL.sı değer kaybı ile toplamda 32.023,39-TL.sı olarak tespit edilmiş olup bu tutardan %25 kusur düşülerek hüküm kurulduğunu, bu durumda davacının aracının pert edilmesi halinde 15.250,00-TL.sı olan zarar tutarının, tamir tutarı hesaplanarak 32.023,39-TL.sına, davalı şirketin sorumluluğunun ise pert edilmesi halinde 11.437,50-Tl.sı olacak iken tamir tutarı hesabına göre 24.017.57,00-TL.sına çıkarıldığını, müstakar içtihatlara göre hangi usul daha ekonomik ise o şekilde hesap yapılması gerekirken yerel mahkemenin bu yolu seçmeyerek ekonomik olmayan hesap şekline göre hüküm kurmasının davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açtığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı ve davalı vekillerini istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı ve değer kaybı bedeli istemine ilişkindir.
Davacıya ait araca davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın çarpması ile meydana gelen kaza sonucu davacının aracının 35.000,00-TL bedelle yaptırıldığı, 6.500,00-TL değer kaybı oluştuğu belirterek araçta oluşan hasar bedeli ve değer kaybı bedelinin talep edildiği, mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. Karar, davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkeme tarafından, kazanın oluşuna ilişkin olarak adli trafik uzmanı bilirkişiden kusur raporu ile davacı aracındaki hasar ve değer kaybı durumunun belirlenmesi bakımından sigorta eksperinden; itiraz üzerine de yüksek makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmış bu rapora göre karar verilmiştir. Hükme esas alınan kusur raporuna taraflarca itiraz edilmemiş olmasına rağmen; 25.08.2020 tarihli hükme esas hasar raporuna davacı ve davalı vekili tarafından itiraz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 266/1. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” düzenlemesi benimsenmiştir. Bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması halinde de mahkemece çelişkinin giderilmesi amacıyla yeni rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Davacı aracında meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybı bedelinin belirlenmesinin, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği de izahtan varestedir.
Dosya kapsamında davalı şirketçe yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu 16.12.2018 tarihli sigorta ekspertiz raporunda davacıya ait … plakalı … marka 78 419 km’de daha önce hasarı bulunmayan aracın sağ ön, sol yan ve sol arka kısmından hasarlı olduğu, tamiri halinde 38.086,74-TL parça bedelinden 9.056,66-TL iskonto uygulandığından parça bedelinin 29.030,08-TL; 4.980,00-TL işçilik bedelinden 498,00-TL iskonto uygulandığında işçilik bedelinin 4.482,00-TL olmak üzere hasar bedelinin KDV’siz 33.512,08-TL; KDV’li 38.737,33-TL olduğu, aracın tamirinin ekonomik olmadığı, pert işlemine tabi tutulması halinde aracın hasarsız 2.el değerinin 63.000,00-TL, sovtaj değerinin 44.600,00-TL olup 18.400,00-TL hasar bedelinden sigortalının %75 kusur oranına göre 13.800,00-TL’nin davacıya ödenmesinin uygun olduğu belirlenmiş, davalı tarafından davacıya aracı sigorta şirketine terk etmesi halinde 12.000,00-TL ödeneceğinin bildirilmesi üzerine davacının 38.737,33-TL hasar bedelini istemesi ile anlaşma sağlanmadığı ve ödeme yapılmadığı görülmüştür.
Davacı tarafından Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/278 D.İş sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespitinde makine mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 08.04.2019 tarihli raporda 25.175,00-TL parça bedelinden 5.035,00-TL %20 amortisman hurda indirimi yapıldığında parça bedelinin 20.140,00-TL (KDV’li 23.765,20-TL); işçilik bedelinin 4.950,00-TL olmak üzere hasar bedelinin KDV’li 28.715,20- TL olduğu, aracın tamirinin ekonomik olduğu, kaza tarihindeki hasarsız 2 el piyasa değerinin 72.000,00-TL, tamir edilmiş halinin 65.000,00-TL olup Yargıtay uygulamalarına göre değer kaybının 6.500,00-TL, yeni genel şartlara göre 6.234,00-TL olduğu, pert işlemine tabi tutulması halinde aracın hasarsız 2.el değerinin 72.000,00-TL, sovtaj değerinin 40.000,00-TL olup hasar bedelinin 32.000,00-TL olacağı tespit edilmiştir.
Mahkemece sigorta eksperi bilirkişi …’den anılan 30.12.2019 tarihli raporda parça bedelinin 38.086,74-TL olduğu, 9.521,69-TL %25 amortisman payı ve hurda bedeli tenzili yapıldığında kalan ara toplamın 28.565,06-TL olduğu, 5.141,71-TL KDV eklendiğinden parça bedelinin 33.706,77-TL, işçilik bedelinin 4.200,00-TL olup hasar bedelinin 37.906,77-TL olduğu, genel şartlara göre değer kaybının 3.032,64-TL; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/980 E, 2018/1219 K.Sayılı ilamlarında belirtildiği şekilde aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş ikinci el piyasa değeri (71.000,00-TL) ile kazadan sonra onarılmış haldeki ikinci el piyasa değeri (64.000,00-TL) arasındaki fark kriterine uyulmak sureti ile aracın reel değer kaybının 7.000,00-TL olduğu; aracın hasar miktarının (yedek parça + işçilik ve değer kaybı toplam tutarı) 44.906,77-TL olması karşında tamirinin ekonomik olmadığı; pert olarak kabulü halinde hasar öncesi piyasa rayiç değerinin 71.000,00-TL sovtaj değerinin 39.050,00-TL olması nedeniyle tazminat bedelinin (71.000,00-TL – 39.050,00-TL) = 31.950,00-TL olacağı belirlenmiş ; 01.04.2020 tarihli ek raporda aracın hasarlı hali sovtaj bedelinin ortalama 44.500,00-TL olabileceği, aracın onarımı durumunda onarım için toplam (yedek parça+işçilik+değer kaybı tutarı) 44.906,77-TL, aracın Pert-Total kabulü halinde ise aracın sovtajı araç sahibine terk edilmek kaydıyla zararın 26.500,00-TL olabileceği, aracın %25 kusur tenzili yapıldıktan sonra ödenebilir tutarın 19.875,00-TL olduğu belirtilmiştir. Rapora taraf vekillerince itiraz edilmiştir.
Mahkemece raporlar arası çelişkinin giderilmesi ve itirazların karşılanması amacıyla alınan ve hükme esas kılınan 25.08.2020 tarihli makine yüksek mühendisi … tarafından düzenlenen raporda; “dosyada mevcut raporlar incelendiğinde davacı tarafından yaptırılan tespit sonucu düzenlenen 08.4.2019 tarihli raporda 22 kalem parça bedelinin 25.175.00-TL olduğu, parçalara iskonto uygulanmadığı, hurda/amortisman indirimi olarak %20 indirim yapıldığı, değer kaybının 6.500.00-TL olarak hesaplandığı; davalı şirket tarafından yaptırılan 29.01.2019 tarihli sigorta eksper raporunda 29 kalem parça bedelinin 38.068.73-TL olduğu, bunlara (26.415,73-TL) 70 iskonta uygulandığı, hurda/amortisman indirimi yapılmadığı, değer kaybı hesabı yapılmadığı, mahkemece sigorta eksperi bilirkişiden alınan birbirinin aynı olan bilirkişi 30.12.2019 tarihli kök ve 01.04.2020 tarihli ek raporlarında, 29 kalem parça bedelinin 38.086.73-TL olduğu, bunlara her hangi iskonto uygulanmadığı, %25 hurda/amortisman indirimi yapıldığı, değer kaybının 3.032.64-TL bulunduğu; üç raporun değer kaybı hesapları, değişecek parça adetleri, indirim oranları ve hurda/amortisman oranları arasında önemli farklılıklar olduğu, üç raporun tamamı, araç maliki ile, 29.11.2018 tarihli mütabakatname ile aracın onarımını 35.000.00-TL bedelle anahtar teslimi yapmayı taahhüt etmiş olan … firmasından alınan bilgilerle (fatura yok) yapıldığı, davalı sigorta şirketinin, rapor aldığı ekspertiz çalışmasında belirtilmemiş olmasına rağmen aracı pert total işlemine tabi tutarak kendileri tarafından saptanan 2.el hasarsız piyasa değeri ve piyasadan alınan ve 40.500.00-TL’lık en yüksek teklife göre, aracın hurdası araç malikine kalmak üzere hesaplanan hasar bedeline göre araç malikine hasar tazminatı ödeme teklifinde bulunduğu, davacının ise dava dilekçesinde kendi imkanları ile yetkisiz ve anlaşmasız bir servis olan … firmasında aracın onarımının yaptırıldığını bu konuda dava dosyasında herhangi bir fatura vs. belge bulunmamakla birlikte araca pert total işlemi uygulanmasını istemediği ;dosyada kaza tarihi olan Kasım 2020 tarihine yakın 2. el piyasa fiyatları veren 10 adet ilan bilgisi bulunduğu bu fiyatların aracın kaza tarihinde 10 yaşında ve 78.419 km. de olması, Premium paket ve kaliteli bir LPG kitine ve sun-roof’a sahip olması ve 2018 yılı sonlarındaki piyasa hareketleri ve parite dikkate alınarak 2. el hasarsız araç bedelinin ortalama 72.000.00-TL mertebesinde alınmasının hakkaniyetli 2.el fiyatını yansıttığı, kaza nedeniyle araçta meydana gelen hasarın, yukarıda özetlenen raporlara göre 28.500.00-TL ile 38.000.00-TL arasında olduğu, bu değerin de aracın kaza tarihindeki ikinci el serbest piyasa rayicinin maksimum %53’üne tekabül ettiği, bu hesapla aracın tamirinin daha ekonomik olacağı, hasarın derecesi ve niteliği dikkate alınarak ağırlıklı kaporta hasarı alan aracın pert total işlemine tabi tutulmasının ekonomik olmayacağı ;27 Kalem parça bedelinin 31.055,96-TL olduğu, 4.658,39-TL %15 parça indirim, 6.211,19-TL %20 amortisman payı ve hurda bedeli tenzili yapıldığında parça bedelinin 20.186,38-TL olduğu, işçilik bedelinin 4.830-TL olup 483,00-TL iskonto uygulandığında işçilik bedelinin 4.347,00-TL olduğu toplam hasar bedelinin KDV ile birlikte 28.949,39-TL olduğu, genel şartlara göre değer kaybının 3.032,64-TL olduğu, buna göre toplam tazminat tutarının hasar tazminatı: 28.949,39-TL; değer kaybı 3.074,00-TL olmak üzere toplam 32.023,39-TL olup %75 kusur oranına göre davalının sorumlu olduğu tutarın 24.017,54-TL olacağı” belirtilmiştir.
Dosyada mevcut tüm hasar raporlarında işçilik bedelleri birbirine yakın olmasına rağmen parça bedellerinin, iskonto, hurda ve amortisman oranlarının farklı olduğu (38.086,74-TL- %70; 25.175,00-TL -%20; 38.086,74-TL-%25; 31.055,96-TL %15 parça indirim, %20 amortisman payı ve hurda bedeli tenzili, %10 işçilik ücretinden iskonto), hükme esas Makine Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 25.08.2020 tarihli raporla çelişkinin giderilmediği, anılan raporda işçilik ücretinden yapılan %10 iskonto sebebinin açıklanmadığı, davacının bu yöndeki itirazının değerlendirilmediği, değer kaybı hesabının da Yargıtay uygulamasının aksine yeni genel şartlara göre hesaplanmış olması nedeni ile denetime müsait ve yeterli olmadığı açıktır.
Bilirkişi raporunda; davacı aracında oluşan hasar miktarının ve bedelinin tespiti, araçtaki hasarlanan parçaların tek tek belirtilmek ve kaza ile uyumlu olduğu da teyit edilmek sureti ile yapılması, daha sonra da hasarlı parçaların bedeli + işçilik bedeli + KDV değerlerinin gösterilmesi, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığının tespiti; tamiri ekonomik değilse (araç pert ise ) aracın kaza tarihindeki piyasa rayiç değeri ile hurda değeri arasındaki farkın tespiti ile bu durumda araçta değer kaybı olmayacağı; aksi halde aracın tamirinin ekonomik olması durumunda da araçta oluşan değer kaybı bedelinin ise Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları doğrultusunda; fotoğraflar, kaza tespit tutanağı, sigorta ekspertiz dosyası ve tüm belgeler incelenerek, aracın modeli, yaşı, hasarın ağırlığı, boyanmış olan yerler ve hasarlı bölgelerin özelliği nazara alınıp, aracın kaza öncesi ikinci el piyasa rayiç değeri ile tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farkın değer kaybını göstereceği ilkesine göre tespit edilmesi gerekmektedir.
Bu nedenlerle mahkemece üç kişilik makine mühendisinden oluşan bilirkişi kurulu veya İTÜ, KGM Fen Heyeti gibi kurum ve kuruşlardan davacının aracında kaza nedeni ile hasar gören parçalar tek tek belirlenerek, parça bedeli (amortisman –hurda –kıymet kazanma tenzili ile ) + işçilik bedeli + KDV gösterilmek suretiyle aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, tamiri ekonomik ise ayrıntılı hasar bedeli tespiti yapılması ve yukarıda açıklanan Yargıtay uygulamaları doğrultusunda, denetime müsait değer azalması bedeli tespitinin yapılması; tamiri ekonomik değilse aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el piyasa değeri ile sovtaj değerinin belirlenerek hasar tespitinin yapıldığı (bu durumda değer kaybı oluşmayacağı), tüm raporların ve taraflarların itirazlarının da değerlendirildiği rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davacı tarafından Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/278 D. İş sayılı dosyası ile yapılan delil tespitine ilişkin olarak 884,60-TL harç ve masraflar ile 606,00-TL vekalet ücretinin yargılama gideri olarak tahsili istendiği halde bu konuda olumlu olumsuz karar verilmemiş olması da doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, davacı vekilinin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, HMK’nun 353/1-a-6.maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile; Ankara 1. Asliye Ticaret Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 25.11.2020 tarihli, 2019/ 200 Esas – 2020/749 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde yatırdıkları oranda davacı ve davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Kullanılmayan istinaf yargılama giderlerinin yatırdıkları oranda davacı ve davalıya iadesine,
6- Ankara 5. İcra Müdürlüğü 2021/1329 sayılı dosyasına yatırılan 45.000,00-Tl nakit teminatın yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.