Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/534 E. 2023/977 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/534
KARAR NO : 2023/977
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2020
NUMARASI : 2014/852 Esas 2020/156 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 24/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/12/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacılar vekili, 22.02.2013 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın yaya küçükler … ve …’a çarpması sonucunda yaralandıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere 300,00 TL maddi tazminat ve 10.000 TL manevi tazminatın, davacı … için 100,00TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere 300,00 TL maddi tazminat ve 50.000 TL manevi tazminatın, davacı anne için 22.500,00 TL manevi tazminatın, davacı baba için 22.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 25.12.2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile … için bakıcı gideri talebini 733,95 TL’ye, geçici iş göremezlik talebini 2.098,83 TL‘ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili, kazada asıl kusurun davacı ebeveynlerde olduğunu, sürücü …’a kusur yüklenemeyeceğini, kazadan dolayı çocukların okul başarılarının olumsuz yönde etkilendiğinin ispatlanamadığını, öğrenci olan küçük çocukların iş gücü ve gelir kaybından bahsedilemeyeceğini, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, kazada asıl kusurun davacı ebeveynlerde olduğunu, kendisine kusur yüklenemeyeceğini, öğrenci olan küçük çocukların iş gücü ve gelir kaybından bahsedilemeyeceğini, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … AŞ vekili, davalının davacının sürekli işgücü kaybı tazminatından ve kanıtlanan gerçek zarardan poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, diğer istemler bakımından sorumlu olmadığını, davalı şirkete dava öncesinde davacı tarafça başvuru yapılmadığından temerrüt faizi başlangıcı olarak dava tarihinin dikkate alınması, dava konusu kazanın haksız fiilden kaynaklanması sebebiyle yasal faiz uygulanması gerektiğini, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, 22.02.2013 tarihinde meydana gelen kazada davalı …’un işleteni, davalı …’un sürücüsü ve davalı … AŞ’nin trafik sigortacısı olduğu aracın davacılar … ve …’ya çarpması sonucunda davacı çocukların yaralandığı belirtilerek trafik kazasından kaynaklanan yaralanmaya bağlı geçici ve sürekli işgücü kaybı tazminatı, bakıcı gideri ile hem küçükler hem de davacılar için manevi tazminat talepleriyle açılan işbu davada, alınan kusur raporlarına ve Adli Tıp raporlarına göre meydana gelen kazada araç sürücüsünün %75 oranında, küçükler … ve …’ın %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, meydana gelen kazanın küçüklerin maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, çocukların kaza tarihindeki yaşları itibariyle kazanç getiren herhangi bir işte çalışmasının söz konusu olamayacağı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceği tespit edildiğinden geçici iş gücü kaybı tazminatının istenemeyeceği, ancak küçük … için bakıcı gideri tazminatı talep edilebileceği, hükme esas alınan aktüer raporuna göre talep edilebilecek bakıcı gideri tazminatının 733,95 TL olduğunun belirtildiği, çocuklar yararına manevi tazminata hükmedilebileceği, davacı anne baba için ise zararın ağır bedensel zarar boyutunda olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; maddi tazminat istemleri bakımından; küçük … için, talep edilen geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerin reddine, bakıcı gideri tazminatı talebinin kabulü ile 733,95 TL maddi tazminatın, davalılardan … ve … bakımından olay tarihi olan 22.02.2013 diğer davalı … şirketi bakımından dava tarihi olan 16.09.2013’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacıya velayeten diğer davacılar … ve …’a verilmesine, küçük … için, talep edilen geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, bakıcı gideri tazminatı taleplerinin reddine, manevi tazminat talepleri bakımından; taleplerin kısmen kabulü ile; küçük … için 1.500,00 TL, küçük … için 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak küçük …’e velayeten diğer davacılar … ve …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacılar … ve … için istenen manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş karar karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı … yönünden; dava konusu olayın meydana geliş şekli, kaza tarihinde henüz küçük bir çocuk olan …’ın yaşadığı travmanın ağırlığı, çocukluk dönemindeki bu travmanın …’ın tüm yaşamına etki edecek olması, davacının yaralanmasının ve maruz kaldığı tedavinin ağırlığı ve duyduğu acı karşısında davacı … için hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu, davacı …’ ın babası … ve annesi … için de manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, dosya kapsamı ile de sabit olduğu üzere kaza neticesinde davacının uyluk kemiği kırıldığını, davacının bu küçük yaşında ameliyat olup, uzun bir süre tedavi gördüğünü, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 01.10.2018 tarihli raporunda göre de; davacının yaralanmasının kemik kırığına neden olduğunu, yaşam fonksiyonları 4 (dört) ağır derecede etkilediğini, sağ uyluk kemiğinde kırık oluştuğunu ve platin takıldığını, tüm bu hususlara rağmen mahkemece, dosya kapsamına aykırı ve yanılgılı gerekçe ile anne babanın manevi tazminat istemini reddettiğini, ağır derecede yaralanan çocukları …’ın sakat kalabileceği korkusunu en derin şekilde hisseden anne baba yönünden verilen kararın kaldırılmasını, mahkemenin, … hakkındaki geçici iş gücü tazminat talebini reddettiğini, Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin, 2013/9064 esas, 2014/8672 karar sayılı ilamında; “Davacının geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin talebi, efor kaybı ile ilgilidir. Davacı küçüğün iyileşme döneminde başkalarına göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceği ve bu nedenle bu dönem için zarar hesabı yapılacağı Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile kabulündedir. Bu durumda mahkemece, davacının iyileşme dönemi içinde efor kaybı talep edebileceği kabul edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde hüküm kurulduğunu, bu kapsamda mahkemenin kararının hukuka ve uygulamaya aykırı olduğunu, davacı … Yönünden; dava konusu olayın meydana geliş şekli, kaza tarihinde henüz küçük bir çocuk olan …’ın yaşadığı travmanın ağırlığı, çocukluk dönemindeki bu travmanın tüm yaşamına etki edecek olması ve duyduğu acı karşısında hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olduğunu, davacı …’ın babası … ve annesi … için de manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun maluliyete ilişkin raporu ile …’ın 3 gün süreyle geçici iş göremezlik halinde kalacağının tespit edildiği, iş göremezlik durumu oluşacak derecede yaralandığını, 52,47 TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, buna rağmen mahkemenin geçici iş gücü tazminat talebini reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca hükme esas alınan raporda davalı …’un %75 oranında, yayalar … ile …’ın ise %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, dosya kapsamına göre kusur oranlarının hatalı hesaplandığını, mahkemece hükmedilen vekalet ücretleri ile yargılama giderlerinin, tarifeye göre hatalı şekilde belirlendiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacılar vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıların çocukları olan yayalara çarpması sonucu meydana gelen kazada yaralandıklarını belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiş, mahkemece maddi tazminat talebinin ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1-Davacılar vekili kusur oranlarının hatalı tespit edildiğini ileri sürmüştür.
Kaza tespit tutanağına göre, sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile … Sokağı takiben gelip … sokağının sağından sola dönüşünde, …sokağından geçiş yapan yayalar … ve …’e çarpması sonucu meydana gelen yaralamalı trafik kazasında, sürücü … sola dönüş kuralına riayet etmediğinden asli kusurlu, yayalar … ve …’in taşıt yolundan geçiş yaptıkları, kavşak başında uygun zamanı beklemedikleri, araçların hızını ve uzaklık mesafesini göz önüne almadıkları belirtilmiştir.
Dava konusu olay nedeniyle görülen Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/162 esas, 2014/167 karar sayılı dosyasında ATK’dan alınan 03.10.2013 tarihli kusur raporunda sürücü …’un asli kusurlu, yayalar … ve …’ın tali kusurlu oldukları belirtilmiş, ilamı ile sanık … asli kusurlu kabul edilerek sanık …’un adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, karar Yargıtay incelemesinden geçerek 03.09.2015 tarihinde onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
Mahkemece alınan 21.01.2019 ve 03.05.2021 tarihli kusur raporlarında, sürücü …’un idaresindeki aracıyla olay mahalli kavşağa yaklaşırken havanın yağışlı, zemin yüzeyinin ıslak ve kaygan olmasının yanında azami 50 km ile sınırlandırılmış olmasına bağlı hava ve yol durumunu göz önüne alarak 2918 sayılı KTK’nun 57/1-a, 52/1-a-b, yönetmeliğin 109/a, 101/1a-b maddelerine göre seyir hızını azaltarak kavşak başına yaklaşması ve kavşak başına geldiğinde de sola dönüşe geçmeden önce, seyir yönüne göre yolun sağından soluna 9,5 m genişliğindeki yoldan geçişlerini sürdürerek yolun ortasına kadar sorunsuz geçiş yapan yaya çocukları gördüğünde de aracını durdurarak aynı kanunun 53/d-2, 84/h, yönetmeliğin 109/d, 102/b-4 maddelerine göre ilk geçiş hakkını kendilerine vererek onların geçişlerinde sonra sola dönüşünü gerçekleştirmesi gerekirken bu kuralları ihlal ettiğinden %75 oranında kusurlu, yayaların ise olay mahalli kontrolsüz dört yönlü kavşakta, yayaların ilk geçiş hakkına sahip oldukları yerlerden olan kavşak başından kurallara uygun olarak ilk geçiş hakkı ile geçiş yapmış olmalarına rağmen, bu geçiş sırasında kendi can güvenlikleri açısından yaklaşan aracın uzaklık ve hızını yeterince kontrol etmemelerine bağlı 9.5 m genişliğindeki yolun ortasında, solundan kavşağa hız kesmeden ve kendilerine ilk geçiş hakkını tanımayan sürücünün idaresindeki aracın ön kısmı ile çarpmasıyla yaralandıkları kazada KTK’nun 68/1-b-3, yönetmeliğin 138/1-b-3 maddelerindeki kural ihlali nedeniyle %25 oranında kusurlu oldukları belirlenmiştir.
Kaza tespit tutanağı, kaza yeri krokisi, kesinleşmiş ceza dosyası, olayın oluş şekli birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece 21.01.2019 ve 03.05.2021 tarihli kusur raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
2-Yargıtay uygulamasına göre sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesinde özel olarak hükme bağlandığı, bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlendiği, davacı çocuğun kaza tarihindeki yaşı itibariyle, kazanç getiren herhangi bir işte çalışması bulunmuyorsa ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğinden çocuk için hesaplanan geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmemesi gerektiği kabul edilmektedir.
Davacılar olay tarihinde 18 yaşından küçük olup, gelir getiren bir işte çalışmayan küçükler için, sürekli maluliyeti bulunmaksızın geçici iş göremez kalması halinde kazanç kaybı olmadığının kabul edilmesi nedeniyle, mahkemece usul ve Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen rapor ile 2003 doğumlu …’nın maluliyetinin bulunmadığı, 3 günde iyileşeceği, davacı 2005 doğumlu …’in ise maluliyetinin bulunmadığı 4 ayda iyileşeceğinin belirlenmiş olmasına göre davacıların olay tarihinde kazanç kaybı bulunmaması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddedilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir.
3-Davacılar vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Davacı …’ın yaralanması, maluliyet oranı, iyileşme süresi, gördüğü tedaviler, olayın meydana geliş şeklinin davacı üzerindeki etkisi, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacı için belirlenen manevi tazminatın uygun takdir edildiği görülmüş, …’ın yaralanması nedeniyle davacılar anne ve babası için manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir.
4-6098 sayılı TBK’nın 56/2. maddesine göre; ” Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Madde metninden de anlaşıldığı üzere, haksız eylem sonucu bedensel zarar görenin yakınları yararına manevi tazminata karar verilebilmesi için, zarar görenin yaralanmasının ağır bedensel zarar niteliğinde olması gerekmektedir. Ağır bedensel zarar, kanunda tanımlanmamış olup, yaralanmanın özelliğine ve yarattığı sonuçlara göre mahkemece takdir edilecektir.
Dava konusu olayda, kazanın 22.02.2013 tarihinde meydana geldiği, davacı yayalar … ve …’ın yaralandığı, araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın nın kaza sonucu yaralanması sonucu sağ femur kemiğinde kırık oluştuğu, ameliyat edilerek platin takıldığı, 2015 yılında platinin çıkarılması ameliyatı yapıldığı, sağ uylukta 6×1 cm ve 3,5×1 cm skar olduğu, ATK 3. İhtisas Dairesinden alınan raporda sürekli maluliyetinin olmadığı, 4 ayda iyileşeceği ve 1 ay bakıcı ihtiyacının olduğunun belirlendiği, kaza tarihinde 8 yaşında oluşu, tedavi süreci, maluliyet oranı, kusur oranları, zararın ağırlığı, kaza tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, davacı … yönünden belirlenen tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek olması ve davacı …’ın yaralanması nedeniyle davacılar anne ve baba için TBK’nın 56/2. Maddesi gereğince manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği halde davacı anne ve baba yönünden manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş olması, ayrıca anne ve baba küçük davacıların yasal hasmı olup, hükmün davacı asiller yönünden kurulması gerektiği halde tazminatın anne ve babaya ödenmesine karar verilmiş olması da doğru görülmediğinden davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik davacılar …, … ve …’ın (…’ın yaralanması sebebiyle) istinaf başvurusunun kabulü ile davacı … için 3.000,00 TL, davacı anne … için 1.000,00 TL, davacı baba … için 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan tahsiline karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, istinaf sebebi yapılmayan hususlar ve kesinleşen yönler korunarak HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1.b.2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
A-)Maddi tazminat istemleri bakımından;
1-) Küçük … için, talep edilen geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerin REDDİNE, bakıcı gideri tazminatı talebinin kabulü ile 733,95 TL maddi tazminatın, davalılardan … ve … bakımından olay tarihi olan 22.02.2013 diğer davalı … şirketi bakımından dava tarihi olan 16.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacı …’a ödenmesine,
2-) Küçük … için, talep edilen geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, bakıcı gideri tazminatı taleplerinin reddine,
B-)Manevi tazminat talepleri bakımından;
Taleplerin KISMEN KABULÜ İLE;
1-) Küçük … için takdir edilen 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-) Küçük … için takdir edilen 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-)Davacı … için (…’ın yaralanması nedeniyle) 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-) Davacı … için (…’ın yaralanması nedeniyle) 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-) Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 50,13 TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 69,27 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 19,14 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacılara iadesine,
6-) Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 409,86 TL harçtan peşin alınan 360,70 TL harcın mahsubu ile 49.16 TL eksik harcın davalılar … ve …’dan alınarak hazineye irat kaydına,
7-) Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL peşin harç, 50,13 TL ıslah harcından kalan bakiye, 24,30 TL başvurma harcı ve 3,75 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 102,48 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
😎 Davacının dosya, pul, posta-davetiye gideri ve bilirkişi ücreti olarak sarf ettiği toplam 2.120,70 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 481,47 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak davacıya iadesine,
9-) Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden AAÜT ‘nin 13/2 maddesi uyarınca belirlenen 733,95 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine,
10-) … bakımından reddedilen maddi tazminat için A.A.Ü.T.’nin 13/2 ve 13/3 maddesine göre belirlenen 733,95 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılara ödenmesine,
11-)… bakımından reddedilen maddi tazminat için A.A.Ü.T.’nin 13/2 maddesine göre belirlenen 300,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılara ödenmesine,
12-) Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden AAÜT’nin 13/2 maddesi uyarınca belirlenen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine,
13-) … bakımından reddedilen manevi tazminat için A.A.Ü.T.’nin 13/2 ve 10/2 maddesine göre belirlenen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a ödenmesine,
14-) Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden AAÜT’nin 13/2 maddesi uyarınca belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine,
15-) … bakımından reddedilen manevi tazminat için A.A.Ü.T.’nin 13/2 ve 10/2 maddesine göre belirlenen 1000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a ödenmesine,
16-) Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden AAÜT’nin 13/2 maddesi uyarınca belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine,
17-) … bakımından reddedilen manevi tazminat için A.A.Ü.T.’nin 13/2 ve 10/2 maddesine göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a ödenmesine,
18-) Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden AAÜT’nin 13/2 maddesi uyarınca belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine,
19-) … bakımından reddedilen manevi tazminat için A.A.Ü.T.’nin 13/2 ve 10/2 maddesine göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a ödenmesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davacılar tarafından yatırılan 237,20 TL istinaf karar ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde adı geçen davacılara iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 733,90 TL yargılama giderlerinin davalılar … ile …’dan tahsili ile davacılar ödenmesine,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içinde Yargıtayda TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 24.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.