Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/514 E. 2021/837 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2020
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 13.09.2013 tarihinde, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın yaya …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, müteveffanın eşi ve çocukları olan davacıların destekten yoksun kaldıklarını, davacı …’nin kaza tarihinde üniversite öğrencisi olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılar …, … ve … için ayrı ayrı 10.000,00’er TL manevi tazminatın davalı işleten ve sürücüden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, Ankara BAM 26. HD.nin 03.10.2019 tarih…. K. sayılı kararına göre … yönünden alınan raporda …’ın mirasçısı olan davacı …’ın desteğin ölüm tarihinde 22 yaşını doldurduğu, 15.01.2018 tarihli sosyal ve ekonomik durum araştırması raporuna göre davacı …’nin özel bir şirkette çevre mühendisi olarak çalıştığı ve aylık 1.500,00 gelir elde ettiğinin tespit edildiği, davacı … 22 yaşını doldurmakla ve gelir elde etmesi nedeniyle ölen destek babasının destekliğinden çıktığı, bu nedenle davacı hakkında herhangi bir destekten yoksun kalma tazminat hesabı yapılmadığı, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre davacı …’nin ölen babasından dolayı destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanmasının hukuken mümkün olmadığı, davacılardan … ve … destekten yoksun tazminatı olarak talep etmiş oldukları 2.000,00 TL maddi tazminatın KTK. 97. maddesi uyarınca davalılardan … Sigorta A.Ş. den tahsil edemeyecekleri, … ve …’ın diğer davalılardan … ve … yönünden 2 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden taleplerinin reddine, manevi tazminat yönünden kazanın meydana geldiği tarih, kazanın oluş şekli, tarafların kusur durumu, davacıların vefat edene yakınlık dereceleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile manevi tazminatın amacı göz önünde bulundurularak, davacıların manevi tazminat taleplerinin önceki karar gibi kabulü gerektiği belirtilerek davacılardan … ve …’ın destek tazminatına ilişkin 2.000,00 TL’lik maddi tazminat davalarının, davalılardan … Sigorta A.Ş. yönünden 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacılardan … ve …’ın destek tazminatına ilişkin 2.000,00 TL’lik maddi tazminat davalarının, davalılardan … ve … yönünden 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine, davacılar … ve … ile …’ın manevi tazminat davalarının kabulü ile her biri için 10.000,00’er TL.den toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın, davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemenin Bölge Adliye Mahkemesi kararı sonrası vermiş olduğu hükümde davacı …’ın desteğin ölüm tarihinde 22 yaşını doldurduğunu, ayrıca dosya içinde bulunan 15.01.2018 tarihli sosyal ve ekonomik durum araştırması raporuna göre davacı …’nin özel bir şirkette çevre mühendisi olarak çalıştığı ve aylık 1.500,00 gelir elde ettiğinin tespit edildiği, davacı … 22 yaşını doldurmakla ve gelir elde etmesi nedeniyle ölen destek babasının destekliğinden çıktığını, bu nedenle davacı hakkında herhangi bir destekten yoksun kalma tazminat hesabı yapılmadığını, mahkemenin daha önceden vermiş olduğu… K. sayılı kararın bozma gerekçesi olarak esas itibariyle davalılardan … hakkında değerlendirme yapılmamış olması nedeniyle bozulduğu da dikkate alınarak, yapılan değerlendirmede önceki hükümle benzer karar verme kanaati hasıl olmuştur.” diyerek hüküm tesis edildiğini, davacı … hakkında yerel mahkemeye sunulan… Çevre Mühendisliği Diploması ve Transkript gereği 2010 döneminde Üniversite Eğitimine başlamış olup 2016 Döneminde üniversite eğitiminin son bulduğu, müteveffa …’ın 19.10.2013 tarihinde vefatı sırasında Üniversite Eğitimi almakta olduğundan müteveffanın desteğinden mahrum kaldığını, yerleşik Yargıtay kararlarında çocuklarda, kız veya erkek olmalarına, yüksek öğrenim yapıp yapmamalarına göre farklı süreler kabul edildiğini, yüksek öğrenim yapan çocukların öğrenim sürecince desteğin varlığının kabul edildiğini, davacı … için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacılar vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın davacıların desteği yaya …’a çarpması sonucu vefat ettiğini belirterek müteveffanın eşi ve kızı … için destekten yoksun kalma tazminatı ve tüm davacılar için manevi tazminat talep etmiştir.
Mahkemece verilen 22.02.2018 tarih … K. sayılı kararda “sigorta şirketi tarafından gönderilen hasar dosyasına ilişkin belgelerin incelenmesi sonucu, davacılar … ve … vekili tarafından 17.09.2014 tarihli dilekçe ile sigorta şirketinden destek tazminatı istenildiği, sigorta şirketi tarafından 08.10.2014 tarihli ibraname karşılığında vekillerine 14.10.2014 tarihinde 22.000,00 TL ödendiği, ibranamede vekilleri ile birlikte sadece …’ın ismi ve imzası mevcut ise de … yönünden herhangi bir ayrım yapılmadığından ve vekilleri tarafından ikisi için yapılan talep üzerine sigorta şirketi tarafından bu ödeme gerçekleştirildiğinden, ibraname karşılığında yapılan 22.000,00 TL’lik ödemenin … ve …’ın ikisi için yapıldığı, Yargıtay 17. HD.nin 20.10.2016 gün ve … K. sayılı emsal içtihatına göre de, “İbranamenin içeriğine göre ödemeyi yapan davalı sigorta şirketi hakkındaki ibra diğer müteselsil borçlulardan olan işletene de sirayet edeceğinin kabul edildiği, 08.10.2014 ibraname ve 14.10.2014 ödeme tarihinden itibaren, 2 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 12.06.2017 tarihinde davanın açıldığı ve sigorta şirketi yönünden yapılan ibranın diğer müteselsil borçlulara da sirayet edeceği anlaşıldığından, maddi tazminat davasına ilişkin olarak her üç davalı yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği, ancak, davalılardan sigorta şirketine 2918 sayılı KTK.nin 97. maddesi gereğince, dava açmadan önce başvurulmadığı, HMK.nın 114/2. maddesi gereğince başvurunun dava şartı olduğu, HMK.nın 137/1 ve 142. maddeleri gereğince de, öncelikle dava şartının değerlendirilmesi gerektiğinden, davalı sigorta şirketi yönünden hak düşürücü süreden değil, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiği, diğer davalılar yönünden ise 2 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle davanın reddine” karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemizin 03.10.2019 tarih… K. sayılı kararında “davacılar vekili tarafından 17.09.2014 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurularak, destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği, sigorta şirketi tarafından sadece davacı eş … için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması yaptırıldığı, dosya içerisinde bulunan ekspertiz raporu ile belirlenen tazminat bedelinden %25 kusur indirimi yapıldıktan sonra davacı … için hesaplanan 20.078,00-TL tazminatın, 08.10.2014 tarihinde 22.000,00-TL olarak ödendiği ve ibraname düzenlendiği hasar dosyası kapsamı, düzenlenen ekspertiz raporu ve ibraname kapsamı itibari ile davacı … için davadan önce yapılmış bir ödeme ve ibraname bulunmadığı, bu davacı yönünden davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı sigorta şirketi yönünden davanın KTK’nun 97. maddesine göre dava şartı yokluğundan reddine karar verilmişse de; dava dosyası içerisindeki hasar dosyasında bulunan 17.09.2014 tarihli başvuru dilekçesi ile her iki davacı yönünden de sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş olduğu sabit olduğundan, bu davalı yönünden davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, davacı …’ın maddi tazminat istemine ilişkin taleplerinin esastan değerlendirilmesi için HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
Mahkemece Bölge Adliye Mahkemesi kararına göre yeniden yargılama yapılmasına karar verilerek, davacı … için destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılması hususunda bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi tarafından davacının olay tarihinde 22 yaşında olduğu ve olaydan sonra da çalışmaya başladığı belirtilerek destekten yoksun kalma tazminatı isteyemeyeceği belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporundaki bu belirleme karar gerekçesinde benimsenmiş, davacı …’nin 22 yaşında olması nedeniyle destek zararının olmadığı belirtilmiş ancak Bölge Adliye Mahkemesi kararından önceki karar aynen yazılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi kararında davacıların davadan önce sigorta şirketine davacı … ve …. için başvuru yapılması nedeniyle KTK.nın 97. Maddesinde düzenlenen dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilemeyeceğinin belirtilmesine rağmen yine aynı gerekçe ile her iki davacının sigorta şirketine karşı açtığı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, diğer davalılar yönünden ise davacı …’a yapılan bir ödeme ve davacı tarafından imzalanmış bir ibraname bulunmadığı halde yine Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilmiş olmasına rağmen davacı … yönünden de davanın 2 yıllık hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilerek hem sigorta şirketine başvuru yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine, hem de sigorta şirketine başvuru yapılarak ödeme alındığı ve ibraname imzalandığı ve 2 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle hüküm fıkraları arasında çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı talebi yönünden; 6098 sayılı TBK’nın 53. maddesi gereğince, ölüm hâlinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpları zarar sorumlularından tahsilini talep edebilir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. Maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre anne ve babanın desteğinden yoksun kalan çocuklar için destekten yoksun kalacakları sürenin belirlenmesinde yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşulların ayrı ayrı değerlendirilmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise 25 yaşının doldurulmasına kadar; yüksek öğrenim yapmaması halinde ise erkek çocukları için 18 yaşında, kız çocukları için 22 yaşında desteğin sona ereceği kabul edilerek hesaplama yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; desteğin kızı davacı … 1991 doğumlu olup, desteğin vefat ettiği 13.09.2013 tarihinde 22 yaşındadır. Ancak davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan öğrenci belgesine göre davacı …’nin olay tarihinde…, Çevre Mühendisliği Bölümünde öğrenci olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacı …’ın olay tarihinde üniversite öğrencisi olması nedeniyle yaşı 22 olsa dahi babasının desteğinden yoksun kalacağından mahkemece gerçek varken varsayıma göre belirleme yapılamayacağından davacının öğrenci olduğu üniversiteden öğrenci belgesi ve mezuniyet tarihinin sorulması ile sonucuna göre 25 yaşa kadar babasının desteğinden faydalanacağı kabul edilerek destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanması gerekirken Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olmayan bilirkişi raporu esas alınarak davacı …’ın davasının reddi doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece Ankara BAM 26. HD.nin 03/10/2019 tarih…. K. sayılı kararında belirtildiği şekilde davacıların davadan önce sigorta şirketine davacı … ve …. için başvuru yapılması nedeniyle KTK.nın 97. Maddesinde düzenlenen dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilemeyeceğinin belirtilmesine rağmen yine aynı gerekçe ile her iki davacının sigorta şirketine karşı açtığı davanın usulden reddine, diğer davalılar yönünden ise davacı …’a yapılan bir ödeme ve davacı tarafından imzalanmış bir ibraname bulunmadığı halde yine Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilmiş olmasına rağmen davacı … yönünden de davanın 2 yıllık hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilerek hem sigorta şirketine başvuru yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine, hem de sigorta şirketine başvuru yapılarak ödeme alındığı ve ibraname imzalandığı ve 2 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle hüküm fıkraları arasında çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmediğinden ve davacıların istinaf nedenleri ile bağlı kalınarak davacı … için öğrencisi olduğu üniversiteden gerekli belgeler getirilerek mezun olduğu tarihin belirlenmesi ve 25 yaşında kadar babasının desteğinden yararlanacağının kabulü ile destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanması gerektiğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.