Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/493 E. 2023/592 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/493 – 2023/592
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/493
KARAR NO : 2023/592

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2020
NUMARASI : 2018/659 Esas 2020/811 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat

KARAR TARİHİ : 28/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/09/2023

İlk derece mahkemesince verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 19/06/2017 tarihinde dava dışı sürücünün kullandığı … plaka sayılı araç ile davacının kullandığı … plakalı aracın çarpışması neticesinde ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, olayla ilgili ceza soruşturması bulunduğunu, kazaya %100 kusurlu olarak sebebiyet veren aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, 2918 sayılı Kanun’un 97. maddesi uyarınca ödeme yapılması için müracaatta bulunulduğunu ve ödeme yapıldığını, ancak ödemenin yetersiz olduğunu ve ibranameyi kabul etmediklerini, eksik hesaplanan ve davacıya yapılan ödeme düşüldükten sonra bakiye sürekli, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatının ödenmesi için dava açıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 sürekli iş göremezlik, 50,00 TL geçici iş göremezlik ve 50,00 TL bakıcı gideri tazminatının poliçe limitleri dahilinde kalmak kaydıyla temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında sürekli iş göremezlik talebini 111.341,44 TL’ye, bakıcı gideri tazminatı talebini 311,47 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesinde belirtilen … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, poliçedeki sorumluluğun sigortalının kusuru oranında 330.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacının zararı giderildiğini ve 18/12/2017 tarihinde 218.347,09 TL ödeme yapıldığını, dava konusu herhangi bir alacak mevcut olmadığını, bakiye tazminat tespitinde ödeme tarihindeki verilerin dikkate alınması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, kusur konusunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, kaza esnasında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının veya gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davada 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar ve eki olan TRH 2010 tablosunun uygulanması gerektiğini, davacının temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu, davanın açılmasına sebebiyet verilmesinin söz konusu olmadığını ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 19/06/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 17/08/2020 tarihli rapora göre davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’un %100 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, maluliyet yönünden yapılan incelemede A.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 03/09/2020 tarihli raporda davacının maluliyet oranının %36 olduğu, 6 ay süreyle iş göremez ve 1 ay süreyle başkasının bakımına muhtaç olduğunun belirtildiği, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulü ile 111.341,44 TL sürekli iş göremezlik, 311,47 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 111.652,91 TL tazminatın ödeme tarihi olan 18/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle, dava dilekçesinde belirtilen … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, poliçedeki sorumluluğun sigortalının kusuru oranında 330.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacının zararı giderildiğini ve 18/12/2017 tarihinde 218.347,09 TL ödeme yapıldığını, dava konusu herhangi bir alacak mevcut olmadığını, karara esas teşkil eden maluliyet raporunun mülga yönetmelik hükümlerine göre tanzim edildiğini, yeni bir malüliyet raporu alınması gerektiğini, poliçenin 03/07/2016 tarihinde tanzim edilmiş olup yeni genel şartların 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girdiğini, Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacının maluliyet oranına ilişkin çelişkinin giderilmesi gerektiğini, tazminat raporunun hükme esas alınmasının doğru olmadığını, post travmatik stres bozukluğunun maluliyet teşkil etmediğini, bakıcı giderinin tedavi teminatı içinde olup anılan talebe ilişkin sorumlulukları bulunmadığını, hesap raporuna esas alınan kusur oranının kabulünün mümkün olmadığını, davacının zararı hesaplanırken TRH 2010 tablosunun kullanılması gerektiğini ve mahkemenin kararının bu yönüyle hatalı olduğunu, 18/12/2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin haksız olduğunu, dava ve ıslah tarihi esas alınarak faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı, bakıcı gideri istemlerine ilişkindir.
Dosya içeriğinden, 19/06/2017 tarihinde dava dışı sürücü …’un sevk ve idaresinde olup davalı sigorta şirketine 03/07/2016 tarihli zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davacı …’nin kullandığı … plakalı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen kazada davacının yaralandığı, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 17/08/2020 tarihli kusura ilişkin raporunda kazada dava dışı sürücü …’un %100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
1-İlk derece mahkemesince davacının maluliyetinin tespiti bakımından hükme esas alındığı anlaşılan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 03/09/2020 tarihli raporunda, 19/06/2017 tarihinde araç içi trafik kazası geçiren davacının daha önceden de psikiyatrik tedavi aldığını ifade ettiği, davacı hakkında düzenlenmiş rapor ve tedavi belgelerinin getirildiği, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi Psikiyatri Kliniği tarafından düzenlenen 04/03/2020 muayene tarihli raporda geçirdiği trafik kazası sonrasında gelişen travma sonrası stres bozukluğu bulunduğu, hastalığının kişinin iş ve sosyal işlevselliğini olumsuz etkilediği, iş ve gücü kaybının %40 olduğu (tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen travma sonrası stres bozukluğu) belirtildiği, servikal vertebra lamina kırığı için % 8 ve tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen travma sonrası stres bozukluğu için %30 özür oranı belirlendiği ve Balthazard formülüyle toplandığında şahsın vücut özür oranının % 36 olduğunun mütalaa edildiği anlaşılmış ise de rapor hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece, davalı sigorta şirketinin rapora itirazları da değerlendirilerek davacının kaza tarihinden önceki gördüğü belirtilen psikiyatrik tedavilere ilişkin tedavi evrakları ve belirtilen zihinsel ve ruhsal davranışsal bozukluklar ve travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle gördüğü tedaviler ve kullandığı ilaçlara ait tüm belgeleri getirilerek zihinsel ve ruhsal bozukluğunun kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, kaza öncesinde var olan hastalığının kaza sonucu etkilenip etkilenmediği ve etkilenme oranı, zihinsel ve ruhsal bozukluğunun kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle tedavisinin sona erip ermediği, tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği, maluliyete neden olacak şekilde kalıcı hale gelip gelmediği, araz bırakacak şekilde çalışmasına engel teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre rapor alınması gerekirken bu hususun nazara alınmamış olması isabetli görülmemiştir.
2-Davacının yaralanması nedeniyle işgöremezlik tazminatının hesaplanmasında çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif dönemini oluşturduğu Yargıtay tarafından kabul edilmektedir. Bazı kamu görevlilerinin (asker, polis, gümrük memuru v.s) emeklilik yaşı özel yasaları ile farklı belirlendiğinden kaza tarihinde Uzman Jandarma olarak görev yaptığı anlaşılan davacının mesleği sebebiyle aktif çalışma süresi ve emekli olacağı yaşı belirlenerek bu tarihten itibaren pasif döneme ilişkin agisiz asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken aktif çalışma süresinin 65 yaş olarak kabul edilemesi doğru görülmemiştir.
3- Davacının olay tarihinde uzman jandarma olarak çalıştığının anlaşılmasına göre
davacıya 2330 sayılı Kanun uyarınca ödeme yapılıp yapılmadığının ilgili kurumdan sorularak soncuna göre ödeme yapılmış ise belirlenen tazminattan mahsubu gerektiğinin gözetilmemiş olması da doğru değildir.
4-Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda tazminat hesabına esas alınan gelirinin belirlenmesinde 2017 yılı 6. aya ait maaş bordrosunda belirtilen geliri asgari ücrete oranlanarak asgari ücretin 2,77 katı geliri elde ettiğinin kabulü ile hesaplama yapılmış ise de davacının uzman jandarma olarak çalıştığı gözetildiğinde hesaplamaya esas alınacak gelirinin net olarak belirlenmesi mümkün olduğundan kaza tarihinden 3 ay öncesinden itibaren rapor tarihine kadar olan tüm maaş bordroları ve ek ödemelere ilişkin tüm belgeler getirtilerek gelirin belirlenmesi ve soncuna göre aktif dönem için hesaplama yapılması gerekirken davacının gelirinin asgari ücrete oranlanarak tespit edilmiş olması isabetli görülmemiştir.
5-Davalı sigorta şirketi kazaya neden olduğu belirtilen aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. Maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” Şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak (taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek) tazminat hesabı yapılması gerektiğinden öncelikle davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihi itibariyle zararın karşılanıp karşılanmadığının belirlenmesi, karşılanmadığının anlaşılması halinde rapor tarihi verilerine göre davalı sigorta şirketinin istinaf kanun yoluna başvuru yaptığı da gözetilerek yapılacak hesaplamaya göre zarardan yapılan ödemelerin güncelleme yapılarak mahsubu gerekeceği ve kazanılmış haklar da nazara alınmak suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebeplerine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.