Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/446 E. 2023/819 K. 03.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/446
KARAR NO : 2023/819

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : 2018/328 Esas 2020/611 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 03/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 28.01.2017 tarihinde davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, davalıya yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını, davacının kaza tarihi itibariyle hemşire olarak çalıştığını, gelirinin asgari ücret üzerinde bulunduğunu belirterek HMK’nın 107. maddesi uyarınca talep arttırım hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik geçici iş göremezlik bedeli olarak 100,00TL, kalıcı iş göremezlik bedeli olarak 4.900,00TL olmak üzere toplam 5.000,00TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 28.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 15.02.2019 tarihli talep arttırım dilekçesiyle 26.552,56TL geçici iş göremezlik ve 299.800,26TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere maddi tazminat talebini toplam 326.452,82TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı şirkete, gelir belgesi, heyet raporu gibi belgeleri sunmadan dava açtığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, … plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde 03.08.2016-2017 tarihleri arasında trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sakatlanma halinde kişi başına azami sorumluluk limitinin kaza tarihinde 330.000,00TL olup, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zararı nispetinde sorumlu bulunduğunu, davacının gelirinin somut belgeler ile ispatlanması gerektiğini, 6111 sayılı kanun gereğince, davalı şirketin geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğunun kalmadığını, dava tarihinden önce ve avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, davacının, dava açmadan önce davalı … şirketine başvurduğu, yasal süre geçtikten sonra davanın açıldığı, başvuru dava şartının yerine geldiği, 28.01.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı … şirketine sigortalı ve davacının yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı otobüsün dava dışı sürücüsünün asli kusurlu olduğu, davacının sürekli iş göremezlik oranının %36, geçici iş göremezlik süresinin 18 ay olduğu, güncel asgari ücret esas alınarak düzenlenen 20.11.2020 tarihli ek aktüer bilirkişi raporunda, geçici iş göremezlik zararı 26.652,56TL, sürekli iş göremezlik zararı 234.175,06TL olmak üzere toplam zararının 260.827,62TL olarak hesaplandığı, tazminat taleplerinin sigorta teminatı kapsamında kaldığı, davacı tarafından dava açılmadan önce davalı … şirketine tüm belgeler teslim edilmediğinden dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği belirtilerek, 26.652,56TL geçici iş göremezlik, 234.175,06TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 260.827,62TL maddi tazminatın 03.05.2018 dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrasında düzenlenecek maluliyet raporlarında, 01.06.2015 tarihinden itibaren uygulanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporu Hakkında Yönetmeliğinin uygulanmayacağını, dosya kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan maluliyet raporunun belirtilen yönetmeliğe göre düzenlendiğini, aktüerya raporlarına ilişkin olarak da genel şartlar ile getirilen TRH 2010 ve 1,8 teknik faizin ve bu genel şartlarla belirlenen vergilendirilmiş belgeli gelir, olmadığı takdirde asgari ücretin kazanç olarak nazara alınacağı düzenlemesinin uygulanma ihtimalinin kalmadığını, Yargıtay yerleşik içtihatları gereği, PMF 1931 tablosu esas alınarak davacının veya müteveffanın muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi, davacının veya müteveffanın muhtemel gelirinin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması, davacının veya müteveffanın asgari ücret üstünde kazancı olduğunun iddia edilmesi durumunda kaza tarihindeki gelirine dair delillerinin ibrazının sağlanması, varsa, ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından, vergi dairesinden, işyerinden kaza tarihindeki sürekli ve net kazanç durumunun sorulması, geriye doğru maaş bordrosu ve sosyal güvenlik kayıtlarının getirtilmesi, davacının veya müteveffanın kaza tarihinde fiili olarak çalışmadığının belirlenmesi halinde asgari ücretin göz önüne alınacağının düşünülmesi gerektiğini, dosya kapsamında maddi tazminat hesabı yapılırken TRH 2010 tablosu ve 1,8 teknik faiz dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen genel şartlara yapılan atfı kaldıran kararın uygulanması gerekirken dosyada uygulanmadığını, ileri sürmüştür.
Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde, poliçe tanzim tarihi ve kaza tarihi itibariyle geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, bu talebin SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, davalı şirketten talep edilmesinin hatalı olduğunu, kararın geçici iş göremezlik yönünden kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı vekili ve davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre TRH 2010 yaşam tablosuna göre, 1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılmıştır.
Dava konusu olay 28.01.2017 tarihinde meydana gelmiş, davalı … şirketi tarafından kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi 03.08.2016- 2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı 09.10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış olup Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Ancak TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarının, hak sahiplerinin olay tarihindeki bakiye ömürleri, destek alacakları süre, destek payları esas alınarak hesaplanması gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi (Kapanan 17 Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş, hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda 1931 tarihli “PMF yaşam tablosuna göre belirlenmekte iken Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına” karar verilmiştir. Bu itibarla, davacı tarafca yargılama aşamasında aktüer raporuna itiraz edildiği de gözetilerek tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereğince Yargıtay tarafından benimsenen progresif rant yönteminin esas alınması gerekir.
Açıklanan nedenlerle; TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre hesaplama yapılması için aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacının ve davalının diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, taraf vekillerinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınan istinaf karar ve ilam harcının yatırana iadesine,
3-Başvuran tarafca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
4-Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 16/02/2021 tarih 2021/1399 sayılı dosyasına yatırılan 65.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.