Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/402 E. 2023/353 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/402 – 2023/353
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/402
KARAR NO : 2023/353

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2020
NUMARASI : 2017/746 Esas 2020/472 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 05.02.2016 tarihinde, davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçla davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını, davalı tarafından 28.12.2016 tarihinde davacıya 7.335,00 TL ödenmesine rağmen ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile bakiye 50,00-TL sürekli iş görmezlik tazminatı, 50,00-TL geçici işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 100.00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20.01.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatını 14.898,31 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatını 2.341,78 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirkete 16.04.2015-16.04.2016 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile 310.000,00 TL limitle sigortalı olduğunu, kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan rapor alınmasını, davacıya davadan önceki başvurusu üzerine 28.12.2016 tarihinde %25 kusur, %8 maluliyet oranına göre 7.335,00 TL ödeme yaptıklarını, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılarak zararın karşılanıp karşılanmadığının tespitini, zararın karşılanmaması halinde ödemenin güncellenerek tazminattan indirilmesini, davacının kaza sırasında kaskı takılı olmadığından belirlenecek tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın 05.02.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının karşı aracın ZMMS şirketinden daimi ve geçici işgöremezlik tazminatı istemine ilişkin olduğu, somut olayda; 05.02.2016 günü dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile davacının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin çarpışması sonucu çift taraflı yaralamalı trafik kazasında; davacının çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre %15,2 malul kaldığı, bakıcı ihtiyaç süresinin 3 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, alınan kusur raporuna göre, davalı tarafa sigortalı aracın sürücüsü …’in %20 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın %80 oranında kusurlu olduğu, aktüer bilirkişi raporunda; %15,2 maluliyet ve %80 kusur nispetinde 14.898,31 TL bakiye daimi iş göremezlik tazminatı (sigorta şirketi tarafından 28.12.2016 tarihinde davacıya ödenen 7.335,00 TL güncellenerek 9.349,81 TL tespit edilmiş ve bu miktar talep edilebilecek tazminattan düşülmüştür.) 2.341,78 TL geçici iş göremezlik tazminatı hesap edildiği, davalı sigorta şirketinin kazaya karışan aracın sigortacısı olması sebebiyle ve hesaplanan tazminatın da poliçe limiti dahilinde olduğundan sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin 28.12.2016 olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile 2.341,78 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 14.898,31 TL daimi iş göremezlik tazminatının 28.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yerel mahkeme kararına esas alınan sakatlık raporunun yürürlükten kaldırılan yönetmeliğe göre tanzim edildiğini, huzurdaki davada kazaya karışan davalı şirket nezdinde trafik sigortası ile sigortalı … plaka sayılı aracın poliçe başlangıç tarihi 16.04.2015 olduğundan uyuşmazlığın poliçe tanzim tarihi itibari ile 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenen trafik sigortası genel şartlarına tabii olduğunu, ilgili genel şartlar uyarınca davacının sakatlığının Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranına göre tespiti gerektiğini ancak mahkemece 01.06.2015 tarihinden sonra düzenlenen poliçelere uygulanacak yeni genel şartlar hükümlerine göre hareket edilerek davacının sakatlık oranının Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre tespit edildiğini, bir an için poliçenin yeni genel şartlara tabi olacağı varsayılsa dahi Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırıldığını, yürürlükten kaldırılan bir yönetmeliğe göre maluliyetin tespit edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, her halükarda davacının sakatlık oranını tespit eden raporun mevzuata aykırı olduğunu, davacının sakatlığı olmadığı halde davalı şirket tarafından davacıya 28.12.2016 tarihinde 7.335,00 TL ödeme yapıldığını, davacının sakatlığının bulunmaması karşısında davalı şirket tarafından fazlası ile ödeme yapılmış olduğundan davacı adına bakiye tazminat çıkmadığını, yerel mahkeme kararının anılan hususlar doğrultusunda kaldırılması gerektiğini, Hacettepe Üniversitesi’nden alınan maluliyet raporunun rasyonel olmadığını, davacının kalıcı maluliyeti bulunmadığını, daha önceki beyan ve dilekçelerini tekrar ile HMK gereğince uzman görüşü olarak yerel mahkemeye sunmak amacıyla düzenlenen bağımsız medikal firmadan alınan raporda davacının maluliyet oranı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre %0 olarak tespit edildiğini, anılan raporda özetle “Yürüyüş bozuklukları “Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğine” ve yürürlükten kaldırılan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine” göre maluliyet haline neden olurken, “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine” göre maluliyet haline neden olmadığı, uyum bozukluğu rahatsızlığının sürekli ruhsal bozukluk olarak kabul edilebilmesi için uygulanacak maksimal medikal tedaviye rağmen kişinin yaşamını etkileyen bulguların kalmış olması gerektiği, bu şartları taşıyan bozuklukların, kişinin işlevselliğine olan etkilerine göre orana neden olduğu, incelemeye konu raporda kişiye psikiyatrik tedavi uygulandığına dair herhangi bir ifade yer almadığı bu nedenle tanımlı klinik tablonun sürekli sakatlık hali olarak kabul edilmiş olması gerek genel tıp kabullerine, gerekse maluliyet hali tespiti genel yaklaşımlarına uygun olmadığı, ayrıca raporda kayıtlı muayene bulgularından kişide gelişen bu arızanın ailevi sorunlara bağlı olabileceğinin anlaşıldığının belirtildiğini, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından belirlenen %15,2’lik vücut genel çalışma gücünde kayıp oranının hatalı olması ve ekte sunduğu raporda davacının maluliyetinin tespit edilememiş olması sebebiyle raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi Üst Kurula sevki ile itirazlarının değerlendirilmesi talep edilmişse de yerel mahkemece itirazları giderilmeksizin ve bu hususta gerekçe gösterilmeksizin hüküm tesis edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki; ekte sunulan tıbbi mütalaa raporundaki sonuç ile %15,2’lik maluliyet oranı arasındaki fahiş fark açıkça ortada olup iş bu raporun ve bu rapor doğrultusunda hazırlanan tazminat raporunun hükme esas alınmasının hak kaybına yol açacağının izahtan vareste olduğunu, ayrıca; maluliyet oranları arasındaki farkın fazla olduğu durumlarda Yargıtay’ın 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğine ilişkin yerleşik içtihatları bulunduğunu, (emsal Yargıtay 17. HD 10.10.2012 tarih 2011/10583 E., 2012/10805 K. Sayılı kararı, Yargıtay 17. HD. 2015/4088 E. 2017/6666 K. Sayılı ilamı), yerel mahkemece emsal Yargıtay kararlarına riayet edilmeden, itirazları incelenmeksizin hüküm tesis edilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı aracın davacının sevk ve idaresindeki motorsiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını, davalı tarafından davadan önce yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek bakiye sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davacının kaza sonucu yaralanmasına bağlı maluliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından rapor alınmasına karar verilmiş, 25.02.2019 tarihli raporda 08.03.1978 doğumlu …’ın dosyasının incelenmesi ve Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından yapılan muayene ve istenen konsültasyon sonucunda 05.02.2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı hastada meydana gelen femur kırığı ve ruhsal şikayetler dikkate alınarak; “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” ve ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla iş gücü kaybı oranı hesaplandığında, kas iskelet sistemi, yürüyüş bozukluğuna göre özürlülük oranları Tablo 3.4.a “Alt ekstremitede antaljik yürüyüş, basma fazının kısalmasına ilave olarak ayak bileği, diz veya kalçada orta – ileri derecede artritik değişikliklerin tespit edilmesi” maddesi uyarınca %8 olduğu, (Bozok Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezine ait 13.09.2018 tarihli raporundan hastanın 03.09.2018 tarihinde psikiyatri polikliniğinde değerlendirildiği, ani seslerden irkilme, sinirlilik, insanların kendisini suçlayacağı ile ilgili korkuları olduğu, fiziksel rahatsızlığı nedeniyle işte çalışamadığı, eşinden ayrı yaşadığı, bu nedenle ailevi sorunlar yaşadığı, bu şikayetleri için hiç psikiyatri başvurusu olmadığı, kaza öncesinde bu şikayetlerinin olmadığı, yapılan muayenede, bilinç açık, yer-zaman-kişi oryantasyonunun yerinde olduğu, düşünce içeriğinde fiziksel durumuyla ilgili aşırı zihinsel uğraşlar ve depresif temalar mevcut olduğu, düşünce sürecinin doğal, duygu durumunun disforik, affektinin duygudurumuna uygun olduğu, yargılama kusuru saptanmadığı, algılsal patoloji saptanmadığı, dikkat ve bellek patolojisi saptanmadığı, alınan öykü ve yapılan psikiyatrik muayene neticesinde kişide depresif belirtilerle seyreden uyum bozukluğu tanısı düşünüldüğü, bu durumun geçirmiş olduğu kazayla ilişkisinin olabileceği kanaatine varıldığından) Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar; Geçici Fonksiyon Kaybına Neden Olan Ruhsal Hastalıklar Nevrotik, Stresle İlgili ve Somatoform Bozukluklar Tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen maddesi uyarınca %25 olduğu, hastanın özür oranlarına Balthazard Formülü uygulandığında %31 olduğu,05.02.2016 tarihli kazaya bağlı kişinin tüm vücut özür oranının %31 (yüzdeotuzbir)olduğu, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 3 (üç) ay olduğu, Tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği; hükme esas alınan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 02.08.2019 tarihli raporunda ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre davacının uyum bozukluğu GR 1 (16-A-a 45)A %49, hastanın kliniği dikkate alındığında takdiren bu oranın 1/3 alınarak özürlülük oranının %16 olduğu, olay tarihinde 37 yaşında olan davacının E cetveline göre özürlülük oranının %15,2 olduğu, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 3 (üç) ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği belirtilmiş ise de davacının zihinsel ve ruhsal bozukluğunun kaza ile ilgili olup olmadığı, tedavisinin devam edip etmediği, kaza ile illiyeti varsa tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği ve kalıcı maluliyet haline gelip gelmediği konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından değerlendirilmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece davalının hükme esas rapora itiraz etmiş olması gözetilerek öncelikle davacının kaza tarihinden sonraki tüm tedavi evrakları da getirilerek zihinsel ve ruhsal bozukluğunun kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, tedavi görüp görmediği, ilaç kullanıp kullanmadığı, tedavisinin sona erip ermediği, tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği, maluliyete neden olacak şekilde kalıcı hale gelip gelmediği, araz bırakacak şekilde çalışmasına engel teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2020/30783 esasına yatırılan 37.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.