Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/393 E. 2023/533 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/393 – 2023/533
+T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/393
KARAR NO : 2023/533

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2020
NUMARASI : 2019/537 Esas 2020/346 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/09/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı… vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın müteveffa …’ın eşi, …’ın ise müteveffanın çocukları olduğunu, davacıların desteği …’ın 24.05.2019 günü davalılardan…’ün maliki olduğu ve aynı zamanda sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın müteveffa karşıdan karşıya geçme halindeyken çarpması sonrası oluşan trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, olaya ilişkin olarak Ankara 47. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/515 Esas sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiğini, davalı…’e ait aracın davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortalı olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik … için 5.000,00-TL maddi, 100.000,00-TL manevi, … için 50.000,00-TL manevi, … için 50.000,00-TL manevi, … için 50.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere 5.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müşterek müteselsilen ve 250.000,00-TL manevi tazminatın davalı…’den alınarak davacılara verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılara 24/07/2019 tarihinde 18.577,50-TL tazminat ödemesi yapıldığını, davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın ATK’ya gönderilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanmasının gerektiğini, davacı tarafından sigortalının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunun usulen ispat edilmesinin gerektiğini, davacının talebinin fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemekle kaza tarihi itibariyle reşit olan çocukların Yargıtay kararları gereğince destek tazminatına hak kazanamadıklarını, faiz talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı…’ün tali kusurlu olduğunun anlaşıldığı, davalı … Sigorta AŞ tarafından dava açılmadan önce yapılan ödeme ile davacı …’ın destekten yoksun kalma zararının tazmin edildiği gerekçesi ile davacı …’ın maddi tazminat talebinin reddine, davacı …’ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000,00-TL nin 24.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı… ‘den alınarak söz konusu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı …’nın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00-TL nin 24.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı… ‘den alınarak söz konusu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı … manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00-TL nin 24.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı… ‘den alınarak söz konusu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı …’ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00-TL nin 24.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı… ‘den alınarak söz konusu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların desteği …’ın emekli olmasına rağmen çeşitli işlerde çalışmaya devam ettiğini, ek kazanç sağladığını, bu hususun mahkemece araştırılmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının kaza esnasında yasal hız sınırları içerisinde seyir halinde olduğunu, kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığını, davalının yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmasının ve lehine vekalet ücreti hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda, davacılar desteği …’ın kaza tarihinde emekli olduğu, bu nedenle AGİ’siz asgari ücret üzerinden gelir elde ettiği kabul edilerek davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatının hesap edildiği görülmüş olup davacı vekili, desteğin emekli olmakla birlikte ek kazanç elde etmek için çalışmaya devam ettiğini, taşeron bir firmada işçi olarak çalıştığını ileri sürerek aylık kazancına ilişkin bazı banka isimleri vererek bu hususun araştırılmasını talep ettiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece, davacı vekiline, müteveffanın emekli aylığı dışında düzenli ek kazanç elde ettiği iddiasına ilişkin delillerini ibraz etmek üzere süre verilip sonucuna göre gerektiğinde aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. maddesinde “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” Şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas, -2020/40 Karar. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir .Ancak TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarının, desteğin ve hak sahiplerinin olay tarihindeki bakiye ömürleri, destek alacakları süre, destek payları esas alınarak hesaplanması gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi (Kapanan 17 Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş, (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas. – 2020/8874 Karar. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas. – 2021/34 Karar. sayılı ilamı) “destek ve hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda 1931 tarihli “PMF yaşam tablosuna göre belirlenmekte iken Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına” karar verilmiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin esas alınması gerekir. Somut olayda, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda, TRH 2010 yaşam tablosu kullanılmakla birlikte 1.8 teknik faiz esas alınarak davacı …’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmış ve davalı tarafından dava açılmadan önce ödenen bedel güncellendiğinde davacının bir tazminat alacağının kalmadığı kabul edilmiştir. Yargıtay tarafından benimsenen ilkelere uygun olmayan aktüer bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece, sigorta şirketinin ödeme yaptığı tarihin verileri esas alınarak TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için aktüer bilirkişiden ek rapor alınması, hesaplanan tazminata göre sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yeterli olduğunun anlaşılması halinde destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddedilmesi, yeterli olmadığının anlaşılması halinde bu kez rapor tarihindeki veriler esas alınarak tazminatın hesaplanması, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme rapor tarihine güncellenerek tenzil edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davanın kısmen reddine karar verildiği dikkate alınarak davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden tarafların kabul/red oranına göre sorumlu tutulması gerekirken davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin tamamının davalı tarafa yükletilmesi isabetli olmamıştır.
Ayrıca, davalı…’ün, yargılama aşamasında kendisini vekille temsil ettirdiği gözetilerek davanın kısmen reddi uyarınca karar tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması da usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı… vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekili ve davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ve davalı… vekilinin istinaf başvurularının HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/07/2020 tarihli, 2019/537 Esas, 2020/346 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekili ve davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yatırılan 148,60-TL başvurma ve 54,40-TL maktu istinaf karar harcının ve davalı tarafından yatırılan 148,60-TL başvurma ve 853,87-TL (54,4-TL + 799,47-TL) nispi istinaf karar harcının talepleri halinde taraflara iadesine,
3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının taraflara iadesine,
5-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.