Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/392 E. 2023/755 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/392 – 2023/755
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/392
KARAR NO : 2023/755

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2020
NUMARASI : 2017/1026 Esas 2020/310 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 27/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …… Ltd. Şti.vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 28.03.2017 tarihinde davalı … Sigorta AŞ’ye zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı, davalı …… Ltd. Şti’ne ait, davalı … idaresindeki … plakalı araç ile davacının içinde yolcu olarak bulunduğu davalı… Sigorta AŞ’ye zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı …’a ait ve … idaresindeki araçların çarpışmaları sonucu çift taraflı yaralamalı kaza meydana geldiğini, davacının kazada yaralandığını belirterek, HMK.nın 107. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00TL maddi tazminatın tüm davalılardan, sigorta şirketleri yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden, diğer davalılardan olay tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, 40.000,00TL manevi tazminatın davalılar … ve …. Ltd’den olay tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 18.12.2019 tarihli dilekçesi ile davalı… Sigorta AŞ yönünden davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, 02.03.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatını davalılar … Sigorta AŞ, … ve …. Ltd. yönünden 5.075,25TL, geçici iş göremezlik tazminatını davalılar … ve …. Ltd. yönünden 1.870,85TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla sorumluluğun poliçe limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacının var olduğunu iddia ettiği zararlar ile kazaya neden olan fiiller arasında nedensellik bağının tespiti gerektiğini, Adli Tıp Kurumu tarafından kusur oranlarının ve maluliyet oranının belirlenmesini, davacının gelirinin ve SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı… Sigorta AŞ vekili, davalı şirket yönünden davanın reddini savunmuştur.
Davalı …… Ltd. Şti. vekili, dosyada mevcut tüm belge, beyan ve raporlarda aleyhe olan hususları ve davalıya atfedilen kusuru kabul etmediklerini, davalının kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığından davalı yönünden davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, davanın 28.03.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu uğranılan geçici ve sürekli iş göremezlik maddi zararları ile manevi zararlarının tahsili davası olduğu, davacının maluliyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumu’nda rapor alındığı ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 19/08/2019 tarihli raporda, davacının %5.2 (yüzdebeşnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 21.03.2019 tarihli raporda, davalı sürücü …’in, %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nın, %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu olduğunun bildirildiği ve bu raporun kaza tespit tutanağı ve tanık anlatımlarıyla da uyumlu olduğu, davacı vekilinin 18.12.2019 tarihli dilekçesi ile davalı… Sigorta AŞ’nin davacıya sulh teklif ettiğini ve belirlenen kusur durumuna göre sorumlu olduğu tutarı davacıya ödediğini, bu sebeple davalı… Sigorta AŞ bakımından davaya devam edilecek husus kalmadığını, bu durumun davalı… Sigorta AŞ tarafından da kabul edildiğini, taraf vekillerince karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücretleri taleplerinin bulunmadığını belirttiği, maddi tazminatlar yönünden yapılan incelemede; davalı … Sigorta AŞ sigortalısının kusuruna göre aktüer bilirkişi tarafından tazminat hesaplamalarının yapıldığı, bilirkişi tarafından hesaplamaların sigorta genel şartları ve Yargıtayın yerleşik içtihatlarına uygun olduğu, davacı zararının sigorta poliçesi kapsamında ve poliçe limitleri içerisinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesine göre, davalı araç sürücüsünün haksız fiil hükümlerine göre, davalı araç sahibinin işleten olarak davacının zararından sorumlu olduklarının kabul edildiği, manevi tazminat yönünden yapılan incelemede ise; Türk Borçlar Kanun’un 56. maddesi gereğince olay tarihi, olayın oluş biçimi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalı-sürücünün kusur durumu, davacının yaralanma derecesi gözetilerek, davacının duyduğu manevi elem ve acının kısmen de olsa giderilmesi bakımından hakkaniyet ilkeleri de dikkate alınarak; davalı… Sigorta AŞ yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacının maddi tazminat davasının kabulü ile 6.946,10TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılar … ve …… Ltd. Şti. yönünden kaza tarihi olan 28.03.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek, diğer davalı … Sigorta AŞ yönünden ise 5.075,25TL’lik kısmından sorumlu olması kaydıyla 21.06.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı lehine 20.000,00TL manevi tazminat takdiri ile tazminatın kaza tarihi olan 28.03.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalılar … ve …… Ltd. Şti’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş karara karşı davalı ….Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı …. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde, olayda davalının sorumluluğunun olmadığını, sigorta şirketine başvurulması gerekirken davalının taraf olarak gösterildiğini, davalı ve sigorta şirketi arasında rücu ilişkisi mümkün olacakken, davalının kazada kusurunun bulunmadığını, davalının sorumlu tutulduğunu, belirlenen maluliyet oranının yüksek olduğunu, bu orana bağlı olarak iş göremezlik tazminatında yapılan hesaplamada itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının maluliyet oranı %60’ın altında olduğundan pasif dönem hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davalının sahibi olduğu aracı kullanan kişinin kusur oranının %15 olarak tespit edildiğini, davacının içinde bulunduğu aracı kullanan yakınının kusur oranının ise %85 olduğunu, kazaya davacının bulunduğu araç sürücüsünün sebep olmasına rağmen bu hususun dikkate alınmadan tazminat miktarının belirlendiğini, davalının kusurunun bulunmadığını, maluliyet oranının uygun hesaplanmadığını, hükmedilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı …. Ltd. Şti. vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesi ile davacının yolcu olarak bulunduğu, davalı… Sigorta AŞ’ye zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç ile diğer davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın çarpışması ile meydana gelen kazada davacı …’nın yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, mahkemece davalı… Sigorta AŞ yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 6.946,10TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi 5.075,25 TL’den sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 20.000,00TL manevi tazminatın davalılar … ve …… Ltd. Şti’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili tazminat hesaplamasına yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini ileri sürmüş ise de; mahkemece hükme esas alınan aktüer raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve devre başı ödemeli belirli süreli rant formülüne göre ve PMF 1931 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre ayrı ayrı hesaplama yapıldığı, davacı tarafından TRH 2010 yaşam tablosu ve devre başı ödemeli belirli süreli rant formülüne göre yapılan hesaplamaya göre davanın ıslah edildiği ve mahkemece buna göre karar verildiği anlaşılmakla hükme esas alınan hesaplamanın istinaf kanun yoluna başvuran davalının lehine olduğu, aleyhine değerlendirme yapılamayacağından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması sonucu duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; 28.03.2017 tarihinde meydana gelen olayda, davacının yaralanması, maluliyet oranı, iyileşme süresi, gördüğü tedaviler, olayın meydana geliş şeklinin davacı üzerindeki etkisi, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacı için belirlenen manevi tazminatın uygun takdir edildiği görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle dosyadaki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına nedeniyle davalı …. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı Davalı …. Ltd. Şti. vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.840,68TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 460,17TL nın mahsubu ile kalan 1.380,51TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 27.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.