Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/372 E. 2023/458 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/372 – 2023/458
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/372
KARAR NO : 2023/458

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2020
NUMARASI : 2018/288 Esas 2020/526 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 10/07/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta AŞ (Eski ünvanı … … AŞ )vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 26.09.2017 tarihinde davalı … … AŞ’ye zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı davacıların içinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araçla asli ve tam kusurlu olarak …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı çekiciye çarpması sonucu davacıların yaralanmasına ve malul kalmasına neden olduğunu, …’un … San. AŞ’de 2018 yılı itibarıyla 2.850,00 TL maaşla çalıştığını, …’nin marangoz olup aylık gelirini 3.000,00 TL üzerinde olduğunu, davalı sigorta şirketine 14.03.2019 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek HMK’nun 107 maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik davacı … için 3.000,00 TL sürekli, 600,00 TL geçici iş görmezlik tazminatı,davacı … için 3.000,00 TL sürekli, 600,00 TL geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 7.200,00 TL maddi tazminatın 30.03.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş ; 08.10.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile davacı … yönünden geçici iş göremezlik tazminatını 8.635, 44 TL’ye, sürekli iş göremezlik tazminatını 97.168,26 TL’ye; davacı … yönünden geçici işgöremezlik tazminatını 4.212,18 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, dava öncesi eksik belge ile başvuru yapıldığından davanın usulden reddi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirkete 12.10.2017-12.10.2018 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile 330.000, 00 TL limitle sigortalı olup, sorumluluklarının gerçek zarar, kusur ve limitle sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan, zarar yönünden aktüerden rapor alınmasını, davacılar yolcu olduğundan müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle belirlenecek tazminattan indirim yapılmasını, dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın 26/09/2017 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında yaralanan davacıların kazaya neden olan araçlardan … plakalı aracın ZMMS şirketi olan davalıdan daimi ve iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olduğu, somut olayda; 26.09.2017 tarihinde …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, … sevk ve idaresindeki … plakalı çekiciye çarpması sonucu, … plakalı araçta yolcu olan davacıların yaralanmasına sebebiyet veren çift taraflı trafik kazasının meydana geldiği, davacı … …’nün işgöremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği, kaza nedeniyle vücudunda her hangi bir özrünün oluşmadığı, davacı … …’ın vücut özür oranının %8 olduğu, 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, davacıların içerisinde yolcu konumunda bulunduğu “…” plaka sayılı dava dışı aracın sürücüsü … ‘un kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, diğer sürücü …’ün ise meydana gelen olayda kusursuz olduğu, alınan aktüer bilirkişi raporu da göz önünde bulundurularak yapılan hesaplamada; %8 oranında malul olan davacı … … yönünden; 97.168,27 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 7.563,17 TL geçici iş göremezlik tazminatı, davacı … … yönünden; iş göremezlik tazminatı alacağının bulunmadığı, 4.212,18 TL geçici iş göremezlik tazminatı alacağının bulunduğu, hesaplanan maddi zararın davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen ZMMS poliçesi teminat limitlerini dahilinde olduğu kabul edilmekle davacı … … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 4.212,18 TL geçici iş göremezlik tazminatının 27/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, davacı …’nin sürekli iş göremezlik tazminatı talebi yönünden reddine, davacı … … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 97.168,27 TL daimi iş göremezlik tazminatının 27/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, 7.563,17 TL geçici iş göremezlik tazminatının 27/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,davacı …’un fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … Sigorta AŞ (eski ünvanı … … AŞ) vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta AŞ ( Eski ünvanı … … AŞ ) vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı … … için hesaplanan tazminat tutarı daha düşük olmasına rağmen mahkemece hiçbir gerekçe belirtilmeksizin davacının ıslah dilekçesi doğrultusunda fahiş tazminata hükmedilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu, davacı tarafın raporda esas alınan gelir bakımından itirazlarının kabulü mümkün olmamakla; söz konusu hatanın maddi yanılgı olduğu iddiası ile aktüeryal anlamda itibar edilebilir bir uzmanlığı bulunmayan davacı taraf vekilinin bizzat yapmış olduğu hesaplama üzerinden karar verilmesinin hiçbir şekilde kabul edilebilir bir yanı bulunmadığını, davacı … …’ın maaşı üzerinde mevcut haciz olması halinde gerçek belli iken varsayıma gidilemez ilkesi de gözetilerek söz konusu haciz nedeniyle ne kadar süre kesinti yapılacağının araştırılması ve bu süre içindeki gelir bakımından kesintili maaş tutarının dikkate alınması gerekirken Mahkeme tarafından bu hususlar adeta yok sayılarak mesnetsiz bir karar verildiğini, kaldı ki Hakimin bilirkişi raporuna mutlak olarak itibar etme zorunluluğu bulunmamakla birlikte; bilirkişi raporunun aksine karar verilmesi halinde bu durumun hukuka uygun bir şekilde gerekçelendirilmesi gerektiğini bununla birlikte kararda söz konusu raporun uygun bulunduğu açıkça belirtilerek, ancak hiçbir gerekçelendirme yapılmaksızın raporda yapılan hesaplama yerine davacı tarafın ıslah dilekçesindeki beyanlarının dikkate alınarak karar verildiğini, HMK 282. Madde’sinde yer alan “(1) Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” düzenlemesi ile hakimin bilirkişi raporuna aykırı karar verebileceğinin kabul edildiğini, ancak bu durumun hâkimin bilirkişi raporlarını keyfi biçimde değerlendirebilme ve ondan ayrılma yetkisine sahip olduğu anlamına gelmediğini, bilirkişi raporunun aksine karar veren hâkimin, mutlaka bunun gerekçesini de göstermek zorunda olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 24.12.2008 tarih ve 2008/4-734E., 2008/766K sayılı kararında; “Müzakereler sırasında; Tüm konuşmacılar hâkimin bilirkişi raporu ile bağlı olmadığını dile getirmişlerdir. Bu husus çok doğrudur. Ancak, hâkim kendisini bilirkişi veya bilirkişi kurulu yerine koyamaz. Özel veya teknik bilgiyi gerektiren konularda şahsi bilgisi ile kusur belirleyemez.” şeklinde görüş bildirildiğini bu görüşü Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2.4.1986 gün ve 1984/4-847 E, 1986/338 K; 8.11.1995 gün ve 1995/19-601 E, 938 K; 2.4.2003 gün ve 2003/4-185 E, 263 K; 7.3.2007 gün ve 2007/11-94 E, 113 K; 19.3.2008 gün ve 2008/11- 262 E, 260 K; 14.5.2008 gün ve 2008/11-392 E, 377 sayılı kararları da doğrulandığını, hâkim özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde şahsi bilgisi ile kusur belirlemesi yapamayacağına göre, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırması gerekeceği bu görüşün de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 8.12.2004 gün ve 2004/4-642 E, 648 K; 2.3.2005 gün ve 2005/11-81 E, 118 K; 30.1.2008 gün ve 2008/11-42 E, 45 K; 5.11.2008 gün ve 2008/4- 655 E, 664 sayılı kararlarında vurgulandığını, açıklanan sebeplerle eksik inceleme ile yasa ve usule aykırı olarak verildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere uyuşmazlık konusu poliçenin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken yürürlükteki genel şart hükümleri gereğince davacıların iyileşme süresi içinde ortaya çıkan geçici iş göremezlik giderleri bakımından davalı şirketin sorumluluğu bulunmamakla, aksi yönde verilen kararın yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihli ve E.:2019/40; K.:2020/40 sayılı Kararı ile KTK’de yer alan birtakım hükümlerin iptaline karar verilmişse de; ilgili kararın uygulama alanı bulamayacağını emsal Yargıtay kararlarının bu yönde olduğunu, Anayasa Mahkemesi kararı 17.07.2020 tarihinde verilmiş olmakla; iptal kararlarının geriye yürümeyeceği de gözetilerek hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere karar tarihinden önce düzenlenen poliçeler ve meydana gelen kazalar bakımından etkisi bulunmadığını, kararda da belirtildiği üzere hukukumuzda sigorta şirketinin sorumlu tutulacağı tazminat miktarının hesaplanması, 11.1.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun tazminatın hesaplanmasını düzenleyen 49 ila 56. maddelerinden farklı kurallara tabi kılındığını, bu nedenle sigortalı ile sigortacının sorumluluğunun aynı kabul edilmesi ve buna göre tazminat hesaplanmasının kabul edilemeyeceğini, açıklanan sebeplerle uygulanması gereken yürürlükteki Genel Şart hükümleri gereğince geçici iş göremezlik ve diğer tedavi giderleri bakımından davalı şirketin sorumluluğu bulunmamakla, talebin kabulünün yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiği yönündeki itiraz ve savunmalarının hiçbir değerlendirme ve gerekçelendirme dahi yapılmadan reddinin yasa ve usule aykırı olduğunu (emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, E. 2015/7869 K. 2015/14939, 24.12.2015 tarihli kararı,Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin, 2011/12667 E., 2012/12098 K. ve 05.11.2012 tarihli kararı,Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin, E. 2013/10440 K. 2014/9773, 23.06.2014 tarihli kararı) belirterek istinaf istemini kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacıların yolcu olarak bulunduğu davalının Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu aracın dava dışı araçla çarpması sonucu davacıların yaralandığını belirterek geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiş, mahkemece davacılardan …’un %8 maluliyet 3 ay geçici işgörmezlik süresi için belirlenen geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatının ;davacı …’nin sürekli maluliyeti bulunmadığından bu konudaki talebinin reddine, 3 ay geçici iş göremezlik süresi için belirlenen sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatlarının davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiştir.
Davalı zarar görenin gerçek zararından sorumludur. Davacıların geçici ve sürekli iş göremezlik süresince mahrum kaldığı kazanç kaybından davalının sorumlu tutulabilmesi için bu dönem zararının karşılanmamış olması gerekir.
Dava dilekçesi ile davacı …’un … Sanayii AŞ’de çalıştığı 2018 yılı net maaşının 2.800,00 TL olduğu beyan edilmiş, çalıştığı şirket tarafından 2018 yılı 1-2-3-4 aylara ilişkin maaş bodroları gönderilmiştir. 02.10.2020 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda … Sanayi A.Ş’in 14.05.2018 tarihli yazısında her nekadar davacı … …’ın 2018/Ocak ayına ilişkin AGİ dahil ücretinin 2.878.48 TI. olduğu belirtilmiş ise de de şirket tarafından dosyaya sunulan bordrolar incelendiğinde davacının 2018 yılında AGİ dahil ücretinin 2.158,86 TL olduğu anlaşılmış ve bu sebeple davacının gelirinin (2.158,86 /1603,12) 2018 yılında yürürlükte olan asgari ücretin 1,346661 katı olduğu, bu sebeple aktif devre açısından asgari ücretler dikkate alınarak yapılan hesaplamaya istinaden hesaplanan tazminat tutarının asgari ücretin 1.346661 ile çarpılmak suretiyle hesaplama ve değerlendirme yapılarak geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı hesaplandığı belirtilmiş ;davacı vekilinin itirazı üzerine hükme esas alınan 13.10.2020 tarihli revize aktüer bilirkişi raporunda ise davacının 2018 yılında AGİ dahil ücretinin 2.878,48 TL olduğu anlaşılmakla davacının gelirinin (2.878,48 /1603,12) 2018 yılında yürürlükte olan asgari ücretin 1,79754868 katı olduğu kabul edilerek tazminat hesabı yapılmıştır.Kaza 26.09.2017 tarihinde olmasına rağmen hükme esas raporda 2018 yılı maaş bordroları üzerinden hesaplama yapılması doğru görülmemiştir.
Bu durumda davacı …’un belirli işyerlerine bağlı olarak çalıştığının anlaşılmasına göre, kazadan 3 ay öncesinden rapor tarihine kadar olan tüm maaş bordrolarının ve ek ödemelere ilişkin ödeme belgelerinin ilgili işyerlerinden istenerek davacının hesaplamaya esas alınacak gerçek gelirinin belirlenmesi, 13.10.2020 aktüer rapor tarihi itibarıyla kazanılmış haklarda gözetilerek davacı …’un geçici ve sürekli işgöremezlik zararının tespiti amacıyla aktüerya bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52.maddesinde öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır. Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.
Hatır için taşıma ve aracın hatır için verilmesinde işletenin sorumluluğunun genel hükümlere tabi tutulmuş olması nedeniyle her olayda hâkim işinin özelliğini göz önünde tutarak işleteni tamamen sorumluluktan kurtarabileceği gibi, tazminattan indirim de yapabilir. Hatır taşıması hakim tarafından re’sen gözetilemez. Bu nedenle hatır taşımacılığını işletenin, sürücünün ve işletenin sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketinin ileri sürmesi gerekir. Hatır taşıması olduğunu ispat yükü iddia edene ait olup, bu taşımanın bir hatır için yapıldığını veya aracın hatır amaçlı olarak verildiğini ispat etmekle yükümlüdür.
Davaya konu olayda davacılar vekili davacıların kusursuz olduğunu belirterek tazminat talebinde bulunduğu, davalı sigorta şirketi vekili tarafından süresi içinde verilen cevap dilekçesi ile davacıların araçta hatır için taşındığını iddia ettiği anlaşıldığından dava konusu olay ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığını 2018/13749 sayalı hazırlık dosyası getirtilerek taraf beyanların değerlendirilmesi, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı, kimin yararına olduğu, ahlaki ve toplumsal değerlerle ilgili bir görevin ifa edilmesi niteliğinde olup olmadığı gibi hususlar değerlendirilerek davalıya bu hususta ispat imkanı verilmesi ve sonucuna göre hatır taşıması olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu yönde değerlendirme yapılmaması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; … Başkanlığı … İl Müdürlüğü … Merkezinin 11.05.2018 tarihli yazısından davacı … …’a 26.09.2017 tarihinde 836,47 TL, 10.10.2017 tarihinde 1.789,66 TL, 06.11.2017 tarihlerinde de 1.486,42 TL geçici işgöremezlik ödemesi yapıldığı belirtildiğinden hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı … için belirlenen geçici işgöremezlik tazminatından SGK’ca yapılan ödemenin mahsup edilmeden mükerrer ödemeye neden olacak şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta AŞ (Eski ünvanı … … AŞ) vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak ve sonucuna göre, kazanılmış haklar da korunarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta AŞ (Eski ünvanı … … AŞ) vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 7 . Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 19.11.2020 tarih, 2018/288 Esas 2020/526 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına,
2-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harç olarak alınan karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
4-Ankara 16. İcra Müdürlüğü 06/02/2021 tarih ve 2020/12219 sayılı dosyasına yatırılan 210.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.